9 Eylül 2011 Cuma

Duran Kalkan: ''AKP'yle Suriye Üzerinde de Mücadele İçindeyiz ''

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, ‘AKP’yle Suriye üzerinde de mücadele içindeyiz’ dedi. Türk hükümetinin Suriye’deki Kürt iradesine yönelik bir saldırı başlattığına dikkat çeken Duran Kalkan, Amudê’de ve Kamışlo’da Türk istihbaratının provokasyon yaratmaya çalıştığını belirtti.

Türkiye’nin Suriye politikasını değerlendiren Duran Kalkan’ın açıklamaları şöyle:

''AKP’nin politikalarına karşı koyduğumuz tutum nasıl ele alınıyor bilemiyorum. Ama bazı AKP yardakçısı basın organları ve yazarlar tarafından ‘İşte PKK içindeki Suriyeli Kürtler savaşı kışkırtıyor ve yürütüyorlar. AKP’ye karşı bu savaş yanlısı politikayı onlar istiyorlar’ deniliyor. Geçen gün bir yazıda okudum, ‘Beşer Esad’ın yerine Bahoz Erdal geçse ne olur?’ diye değerlendiriyorlardı. Böyle uyduruk şeyler tartışıyorlar. Bu gelişmeleri güya kendi içimizdeki duruma, kendilerinin ürettikleri sözde sorunlara bağlıyorlar. Onunla bir alakası yoktur.

Suriye sınırları içerisinde yaşayan Kürt halkının ve gençliğinin Özgürlük Mücadelesi’ne güçlü bir katılımı var. Bu katılım 1980’den bu yana da sürüyor. Her bakımdan hareketi destekliyorlar. Suriye içerisindeki Kürtler ezici bir çoğunlukla Önder Apo ve PKK taraftarıdırlar. Gerilla içerisinde de önemli bir nicelik var. Suriye’de yaşayan Kürt halkının Özgürlük Mücadelesi içinde verdiği binlerce şehidi var. Savaşta oldukça etkinlik göstermiş olan arkadaşlarımız var. Hem gerilla hem de genel hareket içinde hem Suriye’den gelen kadrolar, hem oradaki halkın mücadelesi önemli bir yer tutuyor. Fakat bu, politikayı onlar belirliyor anlamında değildir. Dolayısıyla bu tür yaklaşımlar bir hikayedir.

Aslında Kürt ve PKK gerçeğini anlamamaya, inkar etmeye dayalı yaklaşımlar oluyorlar. Deyim yerindeyse bu tür yaklaşımlara öküz altında buzağı arayan yaklaşımlar demek lazım. Bunlar gerçeğe gözünü kapatan, olguyu görmeyen yaklaşımlardır.

‘İSYANIN NASIL SONUÇLANACAĞI SURİYE’DE BELİRLENECEK’

Ama Suriye’deki gelişmelerle bağlantılı olarak geliştirdiğimiz politikalarımızın AKP ile geliştirdiğimiz mücadeleyle bağlantısı var mı? Var elbette. Arap halkının Ocak ayından başlayan isyanı Tunus ve Mısır’dan başladı, bütün Arap ülkelerine yayıldı ve nihayetinde gelip Suriye’de odaklaştı. Öyle anlaşılıyor ki, bu isyanın nasıl sonuçlanacağı Suriye’de belirlenecek.

Arap alemindeki isyanın sonuçları Suriye’de ortaya çıkacak sonuca göre bir siyasi yapılanma kazanacak. Bu mücadelenin bu kadar Suriye’de kilitlenmesi bunu ifade ediyor. Bu tarihsel olarak da böyledir. İslami akımda, hatta ilk devletçi gelişmede de böyle oldu. Irak’tan, Mısır’dan başlayan devletçi gelişme Suriye üzerinde bir sisteme kavuştu. Hatta Arabistan’da doğan İslamiyet Suriye’de devletleşti. Bu bakımdan Şam’ın, Suriye’nin Arap siyasetinin şekillenmesinde belirleyici bir yeri var. Doğuş Irak’ta, Arabistan’da, Mısır’da olabiliyor, oralar öncülük edebiliyor, ama yapılanma Suriye’de ortaya çıkıyor. Öyle anlaşılıyor ki, bu 2011 isyanının da gelişimi ve sonucu böyle olacak. Bu bakımdan Suriye’deki mücadele önemlidir. Biz Arap Alemi açısından önemsiyoruz.

‘MÜCADELE İÇİNDEYİZ’

Öte yandan Kürt Özgürlük Hareketi açısından da bir değerlendirme yapılabilir. Kuzey’de bu kadar mücadele yürüyor. Güneyde ve doğuda yürüdü. Son dönemlerde Arap isyanının gelip Suriye’de kilitlenmesiyle birlikte Suriye Kürt sorununun çözümünde önemli bir nokta haline geldi. Adeta Kürdistan’da yürütülen mücadelenin de yönünün nereye gideceği, hangi gücün etkili olacağının yakın vade için belirleneceği bir merkez haline geldi. Bu bakımdan biz de Suriye’deki gelişmeleri önemsedik. Aslında Suriye üzerine yürütülen mücadele sonucunda yeni arayışların nasıl şekilleneceği belirlenecek. Bunun bir parçası olarak elbette Kürtler karşısında Arap yaklaşımı ne olacak, Suriye çözümü Suriye’deki Kürtlere nasıl yaklaşacak soruları cevap bulacak. Bu da işte Kürdistan’daki mücadelenin seyri üzerinde etkili olacak. Bu bakımdan biz AKP’yle Suriye üzerinde de mücadele içindeyiz. Hem bölgedeki gelişmelerin yönlendirilmesi açısından, hem de ve daha önemli olarak da tabi ki Suriye’de yaşayan Kürtlerin durumunun ne olacağı açısından Suriye’deki mevcut halk hareketliliğinin, iç mücadelenin Kürt sorununa, onun çözümüne nasıl yaklaşacağı önemli olacak. Bu da tabi ki diğer parçaları da etkileyecek.

SURİYE’YE SAVAŞ AÇTILAR

Bu gerçeğe bağlı olarak AKP Kürtlere yönelik bir saldırganlık halinde. ABD Başkanı Obama ‘’Erdoğan hepimiz adına konuşuyor’’ dedi. Milli Güvenlik Kurulu adeta Suriye’yi işgal etme kararı almış durumda. AKP bunu önerdi ve MGK bu konuda karar aldı. Türk ordusu buna hazır tutuluyor. Tayyip Erdoğan bunu her fırsatta söylüyor da. Beşar Esad Yönetimi’ni çekilmesi için en çok zorlayan Ankara hükümeti, Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’dur. Bunu her gün yapıyorlar. İşte nitekim savaş açtılar gibi de. Türk uçakları Medya Savunma Alanlarını bombalarken ilk başta Suriye’deki Kürtlerin demokratik örgütlenme merkezlerini hedefledi. Bunu bilinçsiz ve rastgele yapmadı. Aslında bir bakıma Suriye’deki Kürt iradesine yönelik askeri saldırısını başlatmış oldu.

‘MİT ÇİRİT ATIYOR’

Öte yandan Amudê’de, Qamışlo’da provokasyon yaratmaya çalışıyorlar. MİT ve istihbarat orda cirit atıyor. Oradaki halkın özgürlükçü demokratik duruşunu provoke ve sabote etmek için çeşitli ajan kişiliklere Türkiye bayrakları açtırmaya çalışıyorlar. Şu an Güney Batı Kürdistan halkı için tabi Suriye’de ulusalcı ve dinci milliyetçiliğin saldırganlığı bir tehdit oluşturduğu kadar, en az onun kadar ve belki ondan daha fazla AKP hükümetinin askeri işgal hazırlıkları da büyük bir tehlike oluşturuyor. Biz buna karşı da mücadele ediyoruz. AKP’yle sadece Kuzey Kürdistan’da mücadele etmiyoruz ki, Güney Batı, Güney, Doğu Kürdistan’da da, Avrupa’da da, Asya’da da mücadele ediyoruz.

Kürt mücadelesi bir küresel mücadele konumundadır. Çünkü Kürt sorunu küresel kapitalist sistemin yarattığı bir sorun, dolayısıyla küresel düzeyde çözülmeyi gerektiriyor. Bu bakımdan Kürt inkarını günümüzde birinci düzeyde Türk devleti ve AKP hükümeti yürütüyor. Bu bakımdan da soykırım rejimini yürüten hükümet ile küresel düzeyde mücadele halindeyiz. Zaten Tayyip Erdoğan dünyayı dört dönüyor ve herkesle PKK’nin teröristliği üzerine anlaşma yapmaya çalışıyor. Tabi bizim onlar kadar ilişkilerimiz yok. Ama en azından Kürdistan parçalarında ve yurtdışında varolduğu her yerde Kürt halkına ulaşarak halk düzeyinde AKP’yle bir mücadele yürütüyoruz. Bununla bağlantılı olarak tabi ki bu son gelişmelerin içinde Suriye’deki durum, yaşanan mücadele ve onun içerisinde Suriye’de Kürt sorununun çözüm mücadelesi de var. Bu anlamda da PKK olarak biz AKP’yle bir mücadele halindeyiz. Nasıl ki Suriye’deki BAAS milliyetçiliğiyle, İhvan-i Müslim’in dinci milliyetçiliğiyle bir mücadele halindeysek, bu milliyetçiliklere karşısı demokratik Suriye çizgisini temsil ediyor ve Kürt sorununun Suriye’nin demokratikleşmesi temelinde Demokratik Özerklik çizgisinde gelişmesini öngörüyorsak, aynı biçimde demokratik özerklik çizgisine karşı Kuzey’de, Güney’de, Doğu’da saldırı yürüten AKP hükümetinin Güney Batı Kürdistan’da da baskılarına, ajan faaliyetlerine, askeri saldırılarına karşı da bir mücadele yürütüyoruz. Önemli bir mücadele de Suriye’deki Kürtlerin durumu üzerinde sürmektedir. Böyle bir mücadelenin de güncel planda Kürdistan üzerinde yürüyen mücadelede önemli bir yeri ve konumu mevcut.’’

Hiç yorum yok: