Türk devleti kuruluşundan bu yana Kürtlerin varlığını resmi olarak inkar etmeye devam ederken, Avustralya’da nüfusu 470 bin olan yerli halk Aborjinlerin anayasal olarak tanınması için referanduma gidiliyor.
Eylül ayında yapılan genel seçimleri az bir farkla kazanan kadın Başbakan Julia Gillard, “Bu fırsat her 50 yılda bir gelir” dedi. Parlamento ve halkın desteğini arkasında alan Gillard, “Duygusal ve pratik alanda değişimlerin gerekli olduğunu bilerek iktidara geldik” şeklinde konuştu.
Gillard, yerli Avustralyalıların olarak tanımladığı Aborjinler ve Tores Boğazı halklarının Anayasaca tanınmasının “bu yolculuğun ikinci aşaması” olduğunu ifade etti.
1901’DEN BU YANA 44 REFERANDUM
Avustralyalılar en son 1999’a referanduma gitmişti. Ülkenin bir Cumhuriyet olması önerisi bu referandumda reddedilmişti. 1901 yılından bu yana yapılan 44 referandumdan sadece sekizi halkın onayını aldı.
Aborjinlerin Anayasa’da tanınmasına ilişkin referandumdan önce uzman bir grup konuyu inceleyecek ve 2011 sonuna kadar raporunu sunacak. Referandumun 2013 genel seçimleri öncesi ya da sonrası yapılması bekleniyor. Avustralya basınına göre referandumun sonucunun olumlu çıkması için her iki tarafın da desteğini alması gerekiyor. Başarılı bir referandum için ulusal düzeyde ve eyaletler düzeyinde oyların çoğunluğuna ihtiyaç duyuluyor.
BAŞARISIZ BİR REFERANDUM ABORJİNLERE YENİ BİR HAKARET OLUR
1999’da Anayasa’nın değiştirilmesi için gidilen referandumda Anayasa’ya Aborjinlere ilişkin bir giriş eklenip eklenmemesi sorulmuştu. Aborjinler için “Ülkemizin yaşamını zenginleştiren toprağa derin bağlılığı, eski ve canlı kültürüyle ulusumuzun birinci halkı” ibaresinin Anayasa’ya koyulmasının önerildiği referandum başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Sydney Üniversitesi profesörü Larissa Behrendt, The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, eğer referandum yeniden başarısız olursa bunun Aborjin toplumuna “çok kötü bir mesaj” göndereceğini belirterek, “Bir tanıma eylemi olması gerekirken yeni bir hakaret olacak” dedi.
2008’DA BAŞBAKAN RESMEN ÖZÜR DİLEDİ
Son yıllarda İşçi Partisi’nin iktidarında Aborjinlere yönelik “açılım” jestleri arttı. Şubat 2008’de Başbakan Kevin Rudd, parlamentoda yaptığı tarihi bir konuşmada ülkenin birinci sakinleri olan Aborjinlerden, iki yüzyıl boyunca maruz kaldıkları adaletsizliklerden dolayı özür diledi. 22 milyon nüfuslu Avustralya’nın 470 bini Aborjinlerden oluşuyor. Diğer Avustralyalılara kıyasla, Aborjinler arasında tutuklu, işsiz ve ağır hastalık oranları daha yüksek. Bir Aborjin, yerli olmayan bir erkek Avustralyalıdan ortalama 11,5 yıl, Avustralyalı kadından ise 9,7 yıl daha az yaşıyor.
Avustralya Aborjinleri, kıtanın ilk insanları olarak biliniyor. Tores Boğazı yerlileri ile birlikte bu Okyanusya Devleti’nin yerlilerini oluşturuyorlar. Aborjin kelimesi daha genel bir tanımla atalarının ilk olarak doğduğu toprakları ifade diyor.
Aborjinler tarih boyunca kendi topraklarında işgaller ve istilalar nedeniyle ağır baskılara ve göçlere maruz kaldı. Resmi anlamda Avustralya hükümetinin bakışına göre bir Aborjin, ataları Aborjin olanlar, kendisini Aborjin olarak tanımlayanlar ve Aborjin topluluğu tarafından tanınanlara deniyor. Aborjin olmak için bu üç kritere uygun olmak gerekiyor. Resmi olarak, “kısmen Aborjin” olmak hiçbir anlam ifade etmiyor. Diğer bir ifadeyle, “ya Aborjinsin ya da değilsin” demek isteniyor. Deri rengi bir kriter olarak sayılmıyor. Bazı Aborjinler, ataları siyahi olmasına rağmen beyaz bir görünüme sahip. Bu kriterler Tores Boğazı yerlilerine de uygulanıyor.
Eylül ayında yapılan genel seçimleri az bir farkla kazanan kadın Başbakan Julia Gillard, “Bu fırsat her 50 yılda bir gelir” dedi. Parlamento ve halkın desteğini arkasında alan Gillard, “Duygusal ve pratik alanda değişimlerin gerekli olduğunu bilerek iktidara geldik” şeklinde konuştu.
Gillard, yerli Avustralyalıların olarak tanımladığı Aborjinler ve Tores Boğazı halklarının Anayasaca tanınmasının “bu yolculuğun ikinci aşaması” olduğunu ifade etti.
1901’DEN BU YANA 44 REFERANDUM
Avustralyalılar en son 1999’a referanduma gitmişti. Ülkenin bir Cumhuriyet olması önerisi bu referandumda reddedilmişti. 1901 yılından bu yana yapılan 44 referandumdan sadece sekizi halkın onayını aldı.
Aborjinlerin Anayasa’da tanınmasına ilişkin referandumdan önce uzman bir grup konuyu inceleyecek ve 2011 sonuna kadar raporunu sunacak. Referandumun 2013 genel seçimleri öncesi ya da sonrası yapılması bekleniyor. Avustralya basınına göre referandumun sonucunun olumlu çıkması için her iki tarafın da desteğini alması gerekiyor. Başarılı bir referandum için ulusal düzeyde ve eyaletler düzeyinde oyların çoğunluğuna ihtiyaç duyuluyor.
BAŞARISIZ BİR REFERANDUM ABORJİNLERE YENİ BİR HAKARET OLUR
1999’da Anayasa’nın değiştirilmesi için gidilen referandumda Anayasa’ya Aborjinlere ilişkin bir giriş eklenip eklenmemesi sorulmuştu. Aborjinler için “Ülkemizin yaşamını zenginleştiren toprağa derin bağlılığı, eski ve canlı kültürüyle ulusumuzun birinci halkı” ibaresinin Anayasa’ya koyulmasının önerildiği referandum başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Sydney Üniversitesi profesörü Larissa Behrendt, The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, eğer referandum yeniden başarısız olursa bunun Aborjin toplumuna “çok kötü bir mesaj” göndereceğini belirterek, “Bir tanıma eylemi olması gerekirken yeni bir hakaret olacak” dedi.
2008’DA BAŞBAKAN RESMEN ÖZÜR DİLEDİ
Son yıllarda İşçi Partisi’nin iktidarında Aborjinlere yönelik “açılım” jestleri arttı. Şubat 2008’de Başbakan Kevin Rudd, parlamentoda yaptığı tarihi bir konuşmada ülkenin birinci sakinleri olan Aborjinlerden, iki yüzyıl boyunca maruz kaldıkları adaletsizliklerden dolayı özür diledi. 22 milyon nüfuslu Avustralya’nın 470 bini Aborjinlerden oluşuyor. Diğer Avustralyalılara kıyasla, Aborjinler arasında tutuklu, işsiz ve ağır hastalık oranları daha yüksek. Bir Aborjin, yerli olmayan bir erkek Avustralyalıdan ortalama 11,5 yıl, Avustralyalı kadından ise 9,7 yıl daha az yaşıyor.
Avustralya Aborjinleri, kıtanın ilk insanları olarak biliniyor. Tores Boğazı yerlileri ile birlikte bu Okyanusya Devleti’nin yerlilerini oluşturuyorlar. Aborjin kelimesi daha genel bir tanımla atalarının ilk olarak doğduğu toprakları ifade diyor.
Aborjinler tarih boyunca kendi topraklarında işgaller ve istilalar nedeniyle ağır baskılara ve göçlere maruz kaldı. Resmi anlamda Avustralya hükümetinin bakışına göre bir Aborjin, ataları Aborjin olanlar, kendisini Aborjin olarak tanımlayanlar ve Aborjin topluluğu tarafından tanınanlara deniyor. Aborjin olmak için bu üç kritere uygun olmak gerekiyor. Resmi olarak, “kısmen Aborjin” olmak hiçbir anlam ifade etmiyor. Diğer bir ifadeyle, “ya Aborjinsin ya da değilsin” demek isteniyor. Deri rengi bir kriter olarak sayılmıyor. Bazı Aborjinler, ataları siyahi olmasına rağmen beyaz bir görünüme sahip. Bu kriterler Tores Boğazı yerlilerine de uygulanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder