2 Eylül 2010 Perşembe

Katalonya Anayasasi(Tum Maddeler)

Katalonyalılar yasayı şöyle tanımlar; 'Bu yasa Katalonya kolektif kimliğinin ifadesidir ve bölgenin kurumlarını ve İspanya'nın diğer bölge ve uluslarıyla olan özgür dayanışması çerçevesinde devlet ile olan ilişkisini tanımlar. Bu dayanışma tüm İspanya halklarının özgün birlikteliğinin garantisidir' der.

Ülkemizdeki Demokratik Özerklik tartışmalarına bilimsel bir boyut katabilmek amacıyla İspanya'daki özerk bölgelerden biri olan Katalonya'nın anayasasını yayınlıyoruz. Böylesi bir somut belge üzerinden yapılacak tartışmaların daha verimli geçeceği umuduyla, anayasanın çevrilmesinde emeği geçenlere teşekkür ederiz:

BAŞLANGIÇ

Katalan halkı, demokratik özgürlüklerine kavuşma sürecinde kendi özerklik kurumlarını da geri kazanıyor.

Anayasa'nın İspanya'yı oluşturan tüm ulus ve bölgelerine tanığı ve garanti ettiği özerklik hakkını kullanan Özerk bir Topluluk kurma arzusunu dile getirir.

Katalonya'nın özgürlüğünü kazandığı bu onurlu anda bunun olanaklı olmasına yardım eden, katkı sunan erkekler ve kadınlar takdir edilmeli.

Bu yasa Katalonya kolektif kimliğinin ifadesidir ve bölgenin kurumlarını ve İspanya'nın diğer bölge ve uluslarıyla olan özgür dayanışması çerçevesinde devlet ile olan ilişkisini tanımlar. Bu dayanışma tüm İspanya halklarının özgün birlikteliğinin garantisidir.

Katalan halkı özgürlük, adalet ve eşitliği kolektif yaşamlarının en üstün değerleri olarak deklare eder ve Katalonya'da yaşayan ve çalışan herkes için makul, saygın bir yaşam standardı sağlayacak uzun bir gelişim süreci gerçekleştirme arzularını ifade eder.

Katalonya'nın kolektif özgürlüğü temel haklara ve bireylerin, halkların kamu özgürlüklerine riayet edilmesi vurgusu yapan uzun bir tarih -ki bu da geleceğe bakan demokratik bir toplumun yaratılmasını olanaklı kılmak için Katalan halkının devam ettirmek istediği bir tarihtir -bağlantısıyla özerk hükümetin kurumlarında kendi ifadesini bulur.

Bu prensiplere sadık kalmak ve Katalonya'nın vazgeçilmez özerklik hakkının hayata geçmesi için aşağıda yer alan yasayı Katalan Parlamentosu üyeleri önerir, Vekiller Kongresi Anayasa Komitesi kabul eder ve Katalan halkı tekrar teyit eder ve Katalonya Meclisi onaylar.

GİRİŞ KISMI

Genel hükümler

Madde 1

1. Bir millet olarak Katalonya, Anayasa ve kurumsal normunun temeli olan bu yasa uyarınca özerkliği yerine getirmek için kendisini Özerk bir Topluluk olarak oluşturur.

2. Özerk Hükümet Katalonya özerkliğinin politik olarak etrafında örgütlendiği bir kurumdur.

3. Özerk Hükümetin gücü Anayasa, bu yasa ve halktan gelmektedir.

Madde 2

Özerk bir Topluluk olarak Katalonya'nın bölgesi bu yasa yayınladığında Barselona, Girona, Lleida ve Tarragona illerinin oluşturduğu alandır.

Madde 3

1. Katalonya'ya özgü dil, Katalancadır.

2. İspanya Devleti'nin resmi dilinin İspanyolca (Castilian) olması gibi Katalanca Katalonya'nın resmi dilidir.

3. Özerk Hükümet her iki dilin bilinmesini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alarak ve bu dillerin Katalonya vatandaşlarının hak ve görevleri bakımından tam eşitliğini mümkün kılacak koşulları yaratarak her iki dilin normal ve resmi kullanımını garanti eder.

4. Aran Vadisi dili öğretilecek ve özel bir itina gösterilip ve koruma altında olacak.

Madde 4

Katalan bayrağı geleneksel sarı zemin üzerine dört kırmızı çizgidir.

Madde 5

1. Katalonya Özerk Hükümeti bölgesel organizasyonunu kendi yerel yönetim teşkilatı olan bölgeler ve ilçelere ('comarques') böler, buna karşın daha geniş idari ilçeler de oluşturabilir.

2. Bölgesel birimler kasaba planı ve metropol faktörlerine dayanarak oluşturulabilir, bazı birimler işlevsel doğaya veya spesifik amaçlara göre de olabilir.

3. Bu yasa uyarınca Katalonya'nın bölgesel organizasyonunu çeşitli bölgesel birimlerin özerkliğini garanti eden bir Parlamento Yasası düzenler.

4. Anayasa'nın 137. ve 141. maddeleri uyarınca, devletin faaliyetlerinin uygulanması için, yukarıda geçen paragrafların şartları ilin lokal bir birim ve bölgesel bir bölüm olarak organizasyonu konusunda önyargı olmadan yorumlanır.

Madde 6

1. Bu yasanın amaçları için Katalanların siyasi statüsünü devletin genel kuralları uyarınca yasal olarak Katalonya'nın herhangi bir bölgesinde ikamet eden tüm İspanyol vatandaşlarına tanır.

2. Yurtdışında ikamet eden İspanyol vatandaşı Katalanlar da son yasal ikamet yerlerinin Katalonya'da olması ve durumlarının kanıtını İspanya Konsolosluğu'na vermek koşuluyla bu yasada belirtilen siyasi haklardan yararlanır. Onların soyundan gelenler de böyle bir talepleri olması durumunda devletin yasasında belirlenen şekilde bu haklardan yararlanır.

Madde 7

1. Özerk Hükümetin yasaları ve yönetmelikleri Katalan medeni yasasıyla birlikte, kişisel statü veya bölge dışı doğasının diğer yasaları başlığı altında yer alan belirli vaka, durumlardaki istisnaların haklarını çiğnemeden tüm bölgede yürürlüktedir.

2. İspanyol uyruğuna sahip yabancılar yasal olarak Katalonya'da ikamet ederken aksini istediklerini ifade etmedikçe Katalan medeni yasasına tabi olur.

Madde 8

1. Katalonya vatandaşları Anayasa'da belirtilen hak ve görevlere sahiptir.

2. Bireylerin ve grupların tam gelişimini ve tüm vatandaşlarının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal yaşama katılımını kolaylaştırma durumunu önleyebilecek veya alıkoyabilecek her türlü engeli kaldırmada etkin ve gerçek olabilecek bu kişilerin kendi yetki alanındaki özgürlük ve eşitlik gibi koşullarını geliştirmek bir kamu otoritesi olarak Özerk Hükümetin sorumluluğundadır.

Özerk hükümetin yetkisi

Madde 9

Özerk Hükümet aşağıdaki konularda tek yetkilidir:

1. Bu yasa çerçevesinde özerklik kurumlarının organizasyonu.

2. Katalan medeni yasasının korunması, değiştirilmesi ve geliştirilmesi.

3. Usul hukuku ve Katalonya'nın maddi hukukun belirgin özelliklerinden veya Özerk Hükümet organizasyonunun özel karakteristiğinden kaynaklı doğan idare usulüyle ilgili yasalar.

4. Kültür

5. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 28. noktasında belirtilen hükümleri çiğnemeden tarihi, artistik, anıtsal, mimari, arkeolojik ve bilimsel miras.

6. Arşivler, kütüphaneler, müzeler, gazete kütüphaneleri ve diğer kültürel referans merkezleri devletin kontrolü altında değildir. Müzik Konservatuarları ve Güzel Sanat hizmetleri Özerk Topluluk yararınadır.

7. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 15. noktasında belirtilen koşulları çiğnemeden araştırma. Merkezi Katalonya'da olan akademiler.

8. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 18. noktasında belirtilen koşulları çiğnemeden Yerel Hükümet. Bölgelerin sınırlarının ve resmi isimlerinin ve diğer yerlerin isimlerinin değiştirilmesi.

9. Bölgesel ve kıyı şeridinin planlanması, konut ve kasaba planlaması.

10. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 23. noktasında belirtilen hükümler uyarınca ağaçlık, orman kaynakları ve hizmetleri, hayvancılık alanları, çayırlar, özel olarak korunan doğal ve dağlık alanlar.

11. Bu yasanın 17. maddesinde belirtilen koşulları göz önünde bulundurarak sağlık.

12. Turizm

13. Yasal olarak devletin genel çıkarına olarak sınıflandırılmayan veya icra edilmesi diğer bir Özerk Topluluğu etkilemeyen kamu işleri.

14. Rotaları tamamen Katalonya bölgesinde bulunan yollar ve otoyollar.

15. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 20 ve 21 noktalarında belirtilen hükümleri çiğnemeden demiryolları, karayolu, deniz, nehir, halat taşımacılığı; limanlar, helikopter alanları, havaalanları ve Katalonya'nın Meteoroloji Hizmeti. Taşımacılık hizmetleri için merkezler ve yükleme terminalleri kiralamak.

16. Su tamamen Katalonya'nın içerisinde aktığı her zaman hidrolik projeleri, kanallar ve sulama işleri; üretim tesisleri, enerjinin dağıtımı ve taşımacılık bölgenin dışında sonlanmıyor ve kullanımı diğer bir il veya Özerk Topluluğu etkilemiyorsa bu işin yürütülmesi; kaynak, termal ve yer altı suları. Tüm bunlar Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 25. fikrasında belirtilen hükümleri çiğnemeyecek.

17. İç sularda balık avlama, kabuklu deniz havyanı endüstrisi, su kültürü, avlanma ve gölde balık avlama.

18. El sanatları.

19. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 16. noktasında belirtilen hükümleri çiğnemeden eczacılıkla ilgili düzenlemeler.

20. Ticari mevzuat uyarınca mal ve güvenlik ticareti için merkezlerinin oluşturulması ve planlanması.

21. Ticari mevzuat uyarınca kooperatifler, Sosyal Güvenlik sistemlerinde yer almayan hayır toplulukları ve diğer kooperatif dernekleri.

22. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 10 noktasında belirtilen hükümleri çiğnemeden Emlak Odaları, Ticaret Odası, Sanayi ve Sevkiyat.

23. Anayasa'nın 149. maddesinin 36. maddesinin hükümlerini çiğnemeden Mesleki Birlikler ve dereceli nitelikli mesleklerin icrası.

24. Faaliyetleri esas itibariyle Katalonya'da olan eğitim, kültür, sanat, yardım, refah veya benzeri mahiyetteki vakıflar ve dernekle.

25. Sosyal yardım.

26. Gençlik.

27. Kadının durumunun geliştirilmesi.

28. Medeni, ceza ve cezaevi mevzuatına sürekli riayetle birlikte reşit olmayanların korunması ve himayesi.

29. Spor ve boş vakit.

30. Spesifik sektörler ve medya için devlet tarafından kabul edilen yasaları çiğnemeden reklamcılık.

31. Eğlence.

32. Devlet sisteminin yardım amaçlı bahisleri (spor toto) dışında kumarhaneler, oyun ve iddia.

33. Özerk Hükümetin yararına olan istatistikler.

34. Bu yasada açıkça ifade edilen diğer meseleler ve devletin Anayasa aracılığıyla Özerk Hükümete devrettiği benzer içerikteki konular Özerk Hükümetin tek yetkili olduğu konulardır.


Madde 10

1. Aşağıdaki konularda mevzuat geliştirmek ve uygulamak devletin temel mevzuatı çerçevesinde ve, uygun olduğunda, orada belirtilen şartlarda Özerk Hükümetin sorumluğundadır:

1. Yargı sistemi ve Özerk Hükümetin sorumluluğu sistemi ve kamu çalışanlarının kanununa ek olarak Özerk Hükümete bağlı kamu organları.

2. Özerk Hükümetin yetki alanındaki zorunlu kamulaştırma, idari sözleşmeler ve imtiyazlar.

3. Kamu sektörünün gerekli kaynaklarını ve hizmetlerini özellikle tekel durumlarında muhafaza etme ve genel çıkarlar öyle gerektirdiğinde özel şirketlerin denetlenmesi.

4. Kredi, bankacılık ve sigorta planlaması.

5. Maden ve enerji organizasyonu.

6. Koruma için ek standartlar sunan Özerk Hükümetin güçlerini çiğnemeden çevrenin korunması.

7. Balıkçılığın planlanması.

2. Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafın 18. noktasında ve 92. maddesinin 3. parafında değinilen hükümler uyarınca Katalonya alanındaki Şehir Kadastro sistemi mevzuatını geliştirmek Özerk Hükümetin sorumluluğundadır, bu kadastrolara yetki vermek devletin sorumluluğundadır.

Madde 11

Devlet yasamasını aşağıdaki alanlarda uygulaması Özerk Hükümet sorumluluğundadır:

1. Cezaevleri

2. Çalışma işleri, güçlerin göz önünde bulundurulması, çalışma ilişkileri açısından devletin yürütme seviyesindeki bu alanda devletin inceleme gücüne zarar vermeden yargı ve mevcut hizmetler. Ülke içindeki ve dışındaki nüfus hareketi konusunda devlet yasalarının bu konularla ilgili koyduğu tüm yasalara zarar vermeden devlet tüm güçleri muhafaza eder.

3. Telif hakkı ve patentler.

4. Kambiyo acenteleri, aracı firmalar ve ticari acentelerin. Uygun olduğunda ilgili sınırı oluşturarak müdahale etmek.

5. Ağırlıklar ve ölçüler. Kalite ölçüleri.

6. Katalonya'da düzenlenen uluslararası fuarlar.

7. Devlet bu yönetimi kendisi için ayırmadığında devlet yönetimi altındaki müzeler, arşivler ve kütüphaneler.

8. Devlet doğrudan yönetimlerini kendisi için ayırmadığında genel çıkar olarak sınıflandırılan limanlar ve hava limanları.

9. Anayasa'nın 149. Maddesi'nin 1. paragrafının 21. noktasında değinildiği gibi böylesi bir ulaşım devlete ait altyapılardan etkilenebilecek olsa bile, devleti kendisi için ayırabileceğinden dolayı böylesi doğrudan uygulamaya zarar vermeden, çıkış ve varış noktaları Özerk Yönetim Toplumu sınırları içerisinde olan malların ve yolcuların ulaşımını planlamak.

10. Denizlerde kurtarma çalışması ve Katalan kıyısındaki devletin sınırlarındaki sularda sanayi atıklarının ve kirleticilerin dökülmesi.

11. Özerk Hükümetin yargısı bünyesinde olacağından bu mevzuatta açıkça belirtilen sorular ve devlet tarafından organik bir yasa ile aktarılabilecek bu doğa. 

Özerk Polis Kuvvetleri

Özerk Hükümet mevzuat çerçevesinde ve burada özellikle belirtilmeyen konularla ilgili olarak Anayasa'nın 149. maddesinde sunulan Organik Yasa'ya göre Özerk Polis Kuvvetleri oluşturabilir. Özerk Polis Kuvvetleri'nin genel olarak yönetiminin gerçekleştirilmesi ve Lokal Polis Kuvvetleri'nin koordine edilmesi Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır.

Madde 12

1. Devletin genel ekonomi aktivitesi ve para politikasının planlanması ve temelleri uyarınca, Anayasa'nın 38. ve 131. maddelerinin hükümleri ve 149. maddenin 1. paragrafının 11. ve 13. noktaları kapsamında aşağıdaki alanlarda tek yargı kararını vermek Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır:

1. Katalonya'daki ekonomik aktivitenin planlanması.

2. Devlet yasalarının güvenlik, sağlık veya askeri çıkar gerekçeleri yüzünden her ne belirlediği konusunda ve madenler, hidrokarbonlar ve nükleer gücün tabi olacağı endüstrilerle ilgili düzenlemelere zarar vermeden sanayi alanı. Dış teknolojinin ithal edilmesi yetki gücü tamamen devletindir.

3. Sanayi sektörlerinin yeniden yapılanması için devlet tarafından hazırlanan planların Katalonya'da geliştirilmesi ve uygulanması.

4. Tarım ve hayvancılık çiftçiliği.

5. Fiyatlar ve rekabetten koruma mevzuatı ile ilgili genel politikaya zarar vermeden iç ticaret ve tüketici ve kullanıcının korunması.

6. Şirket, kamu ve ülke sınırları içerisinde kredi kurumları ve mevduat bankaları.

7. Bu mevzuat kapsamındaki diğer yasalarda kadar ön görülmediği için Özerk Hükümet'in kamu ekonomi sektörü.

2. Özerk Hükümet uygun durum ve aktivitelerde devletin kamu ekonomi sektörünün yönetimine de katılır.

Madde 13

1. Özerk Hükümet bu mevzuat çerçevesinde ve burada özellikle belirtilmeyen konularla ilgili olarak Anayasa'nın 149. maddesinde sunulan Organik Yasa'ya göre Özerk Polis Kuvvetleri oluşturabilir.

2. Özerk Hükümet'in Özerk Polis Kuvvetleri aşağıdaki işlevlere sahiptir:

a) Mülklerin ve kişilerin korunması ve yasa ve düzenin devam ettirilmesi.

b) Özerk Hükümet'in bina ve tesislerinin savunulması ve korunması.

c) Geriye kalan işlevleri Organik Yasa'nın bu maddesinin 1. paragrafında belirtilmiştir.

3. Özerk Polis Kuvvetleri'nin genel olarak yönetiminin gerçekleştirilmesi ve Lokal Polis Kuvvetleri'nin koordine edilmesi Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır.

4. Devleti kontrolündeki Devlet Güvenlik Güçleri ve Özel Birlikleri limanlar, havalimanları, kıyılar ve sınırlar ve gümrüklerin korunması gibi ekstra ve toplum doğasının üzerindeki polis hizmetleri, İspanyolların ve yabancıların ulusal ülke sınırlarına giriş ve çıkışlarının kontrol edilmesi, yabancıların ikamet, ülkeden iadesi ve sınır dışı edilmesi, göç ederek gelmesi ve gitmesi, pasaportları, kimlik kartları, silah ve patlayıcıların taşınması, devletin mali olarak korunması, kaçaklılık ve vergi dolandırıcılığı ve Anayasa'nın 104. maddesi ve bunu daha da geliştiren Organik Yasa ile doğrudan güvenlik kuvvetlerine verilen diğer işlevler ile ilgili tek sorumludur.

5. Bu işlevi yerine getiren Yargı Polisi ve Özel Birlikler Anayasa'nın 126. maddesinde beyan edilen işlevler ve usul kanunlarında sunulan koşullar uyarınca Hakimlere, Mahkemelere ve Cumhuriyet Savcılıklarına bağlıdır.

6. Bu vesileyle Özerk Hükümet Polis Kuvvetleri'ni ve Devlet Güvenlik Güçleri ve Özel Birlikleri'nin aktivitelerini koordine etmek için Devlet Hükümeti'nden ve Özerk Hükümet'ten yeterli temsilcinin katılmasıyla Güvenlik Konseyi oluşturulur.

7. Güvenlik Konseyi amirleri Devlet Silahlı Kuvvetleri'nin şefleri ve görevlilerinden atanacak olan Polis Kuvvetleri'nin ve Özerk Hükümet'in Polis Kuvvetleri'nde hizmet ederken bu maddenin 1. paragrafından değinilen Organik Yasa'da veya Devlet Hükümeti'nin belirleyebileceği durumda ve kurulacak olan idari durumda yer alacak olan ve de bu durumda askeri yasaya tabi olmayacak olan Özel Birliklerin Tüzük, Düzenlemeleri, personeli, bu kuvvetlerde çalışacak kişi sayısı ve işe alınmasını belirler. Silah ruhsatlarıyla ilgili sorumluluk her türlü durumda yalnızca devlette olacaktır.

Madde 14

1. Kendisine Anayasa ile verilecek güçleri kullanarak ve yargıyı uygulayarak, hükümet önceki maddede belirtilenler de dahil tüm hizmetlerin kontrolünü alacaktır ve Güvenlik Güçleri ve Özel Birlikler Özerk Hükümet'in Polis Kuvvetleri'ne atfedilen işlevlere göre aşağıdaki durumlara müdahale edebilir:

a) Özerk Hükümet tarafından müdahale etmesi istenildiğinde. Müdahale Özerk Hükümet'in talebi ile sonlandırılır.

b) Devletin çıkarının ciddi şekilde tehlikeye düşürüldüğünü düşünmeleri durumunda Güvenlik Konseyi'nin onayıyla kendi inisiyatifleri doğrultusunda.

Acil durumlarda Devlet Güvenlik Güçleri ve Özel Birlikler Anayasa Mahkemesi'ne (Corts General) rapor edecek olan Devlet Hükümeti'nin sorumluluğu bünyesinde müdahale edebilir. 'Corts General' anayasal prosedürler vasıtasıyla onlara verilen güçleri uygulayabilir.

2. Devletin alarm, istisnalar ya da kuşatma durumu ilan etmesi halinde, olay bu tür meseleleri düzenleyen yasama uyarınca olursa tüm Polis Kuvvetleri ve Özel Birlikler sivil veya askeri yetkililerin doğrudan emri altında olur.


Madde 15

Anayasa'nın 27. maddesinin hükümlerine ve söz konusu belgedeki 81. maddenin ilk paragrafı uyarınca bunu geliştirebilecek olan Organik Yasalar veya Anayasa'nın 149. maddesinin 1. paragrafının 30. fıkrasınca devlete yüklenilen kuvvetler ve bunun düzgün uygulanması ve korunması için gerekli incelemelere ön yargılı olmaksızın yargı yetkisi alanındaki eğitim tüm kapsam, seviye, derece, tür ve özelliklerdeki eğitimi düzenlemek ve yönetmek tamamen Özerk Hükümet'in yargı yetkisindedir.

Madde 16

1. Devletin temel yasaları çerçevesinde, Radyo ve Televizyon Yasal Statüsü'nü düzenleyen yasa tarafından kurulan koşullar ve vakalar açısından radyo ve televizyon basın sistemi mevzuatını geliştirmek ve uygulamak Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır.

2. Devletin temel yasaları çerçevesinde basın sistemi ve genel olarak sosyal iletişim için tüm medya yasasını geliştirmek ve uygulamak da Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır.

3. Bu maddenin yukarıda değinilen paragraflarda belirtilen koşullarda Özerk Hükümet kendi televizyonunu, radyosunu ve basınını ve genel olarak amaçlarını başarmak için sosyal iletişim için tüm medyayı düzenleyebilir, oluşturabilir ve sürdürebilir.

Madde 17

1. Ülke içi sağlık meseleleriyle ilgili temel mevzuatı geliştirmek ve uygulamak Katalonya Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır.

2. Sosyal Güvenlikle ilgili olarak, aşağıdaki konuları yerine getirmek Katalonya Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır:

a) Sosyal Güvenliğin ekonomik organizasyonunu oluşturan yasalar hariç devletin temel mevzuatını geliştirmek ve uygulamak.

b) Sosyal Güvenliğin belirtilen ekonomik organizasyonunu yönetmek.

3. Özerk Hükümet ecza ürünleri üzerine devlet mevzuatının uygulanması için de sorumludur.

4. Katalonya Özerk Hükümeti sınırları içerisinde bu amaçlar için yukarıda belirtilen tüm hizmetlerle bağlantılı konuları düzenleyebilir ve yönetebilir ve Sağlık ve Sosyal Güvenlik konularıyla bağlantılı kurumlar, organizasyonlar ve vakıfları teftiş eder. Devlet kendisine bu maddede yer alan görev ve güçlerini uygulayabilme olanağı sunan inceleme olanaklarını kendisi için saklı tutar.

5. Katalonya Özerk Hükümeti Sağlık ve Sosyal Güvenlik meselelerinin tüm dahil olanların ve yasalara göre kurulacak İşçi Sendikaları ve İşveren Derneklerinin demokratik katılım kriterlerinde ön görebilecek güçlerin uygulanmasını uyarlar.

Madde 18

Yargının yönetimi, askeri yargı hariç, ile ilgili olarak bu Özerk Hükümet'in sorumluluğundadır:

1. Yargının Organik Yasalarının ve Yargı Genel Konseyinin Devlet Hükümeti'ne tanıdığı veya verdiği tüm güçleri uygulamak.

2. Katalonya yargı kurumlarının ayrım sınırlarını oluşturmak ve her birinin sandalye sayısını belirlemek.

3. Yaygın yasanın ve geleneksel mahkemelerin organizasyonuna ve yargıçlarının ve yargının Organik Yasası uyarınca tüm vakalarda mahkemelerin oluşturulmasına katkıda bulunmak.

Madde 19

Barselona içerisindeki mevcut mahkemelerin birleşeceği Katalonya Yüksek Yargı Mahkemesi kendi sınırları içerisindeki alandaki yargı kurumunu oluşturur ve bu mahkemedeki tüm yargısal başvurular bu mevzuat uyarınca ve Anayasa'nın 152. Maddesi'ne göre görülür.

Madde 20

1. Katalonya'daki yargı yetkilileri aşağıdaki konulara bakar:

a) Yeniden inceleme ve Katalan Sivil Yasası ile ilgili Yüksek Mahkeme'ye yapılan başvurular da dahil her konu ve derecedeki tüm sivil davalar.

b) Yeniden inceleme ve Yüksek Mahkeme'ye yapılan başvurular hariç her konu ve derecedeki cezai ve sosyal davalar.

c) Mevzuatın Özerk Bölge Toplumunu ilgilendirdiği konularda kanunlar Yürütme Kurulu yani Hükümet veya Özerk Hükümet Yönetimi tarafından karara bağlandığı her konu ve derecedeki idari davalar ve kanunlar Katalonya'daki Devlet Yönetimi tarafından verildiği ilk başvurular.

d) Katalonya'daki farkı yargı organları arasındaki yargısal sorunlarda.

e) Tapu Sicil Kaydı'na erişmesi gereken spesifik olarak Katalan yasasına atıfta bulunan belgelerin sınıflandırılması ile ilgili başvurular.

2. Uygun olması durumunda diğer konularda başvuru Anayasa Mahkemesi'ne yapılabilir. Bu tarz başvurular Yüksek Mahkeme veya Devlet Yasası'na göre yeniden inceleme başvuruları da dahil uygun olan diğer başvuruları da kapsar. Anayasa Mahkemesi Katalan Mahkemeleri ve İspanya'nın geri kalanın bölgelerindeki mahkemelerin güç ve yargı yetkisini etkileyecek sorunlarına ilişkin anlaşmazlıkları da çözer.

Madde 21

1. Katalonya Yüksek Mahkemesi Başkanı, Yargı Genel Kurulu tarafından önerildikten sonra Kral tarafından atanır. Özerk Hükümet Başkanı Resmi Gazete'de böylesi herhangi bir randevunun yayınlanması emrini verir.

2. Katalonya Yüksek Mahkemesi'nin mahkemelerin, yargıçların ve sekreterlerinin atanması Yargı Genel Kurulu'nun organik yasalarında belirlenen şekilde gerçekleştirilir.

Madde 22

Özerk Hükümet'in talebi üzerine yetkili kurumlar Yargı Organik Yasası uyarınca Katalonya Yargı Yönetimi hizmetindeki Mahkemeler, Yargıçlar, Yargı Sekreterleri ve diğer görevlilere ilişkin boş kadroları doldurmak için halk yarışması ve sınavları düzenler.

Madde 23

1. Katalonya Yargı Yönetimi hizmetindeki Mahkemeler, Yargıçlar, Yargı Sekreterleri ve diğer görevlilere ilişkin boş kadroları doldurmak için halk yarışması ve sınavlar Yargı Genel Kurulu ve Yargı Organik Yasaları'nda belirtildiği şekilde yapılır. Katalan yasasına ilişkin özel bilgiler tercih sebebi olur. Hiçbir koşul altında temel noktalarda istisna yapılamaz.

2. General yasalar uyarınca Cumhuriyet Savcılığı'nın düzenlenmesi ve yürütülmesi yalnızca Devletin sorumluluğundadır.

Madde 24

1. Devlet yasaları uyarınca kamu noterleri ile Tapu Sicil ve Ticari Siciller, Özerk Hükümet tarafından atanacaktır. Noterlik gibi kadro adayları ister Katalonya sınırları içerisinde ister İspanya'nın diğer yerlerinde bu işi icra ediyor olsun eşit olarak görülecektir. Yarışma ve sınavlarda Katalan yasasına ilişkin özel bilgi kıstas olacaktır. Hiçbir koşul altında temel noktalarda istisna yapılamaz.

2. Özerk Hükümet bu mevzuatın 18. Maddesi'nin 2. paragrafının uygulanmasından doğan hükümleri uyarlamak için Tapu Sicil ve Ticari Sicillerin sınırlarını sabitleme faaliyetlerine katılır. Devlet yasasının hükümleri uyarınca Özerk Hükümet noterin yetki sınırları ve noterlerin sayısına ilişkin sınırları belirleme sürecine de katılır.

Madde 25

1. Yukarıdaki maddelerde ve bu mevzuatın diğer maddelerinde değinilen tüm güçler Katalonya sınırlarına atıfta bulunuyor şekilde anlaşılacaktır.

2. Yargı yetkisinin kullanmasıyla ilgili olarak Özerk Hükümet davaya uygun olarak yasama gücü, düzenlemeler yapma ve inceleme de dahil yürütme yetkisine sahiptir. Bu mevzuatın 11. maddesinde beyan edilen atıflar veya diğer hükümlerinin benzer özelliği olması durumunda uygulama devletin geliştirdiği yasamadaki kanunlar ve düzenlemelere tabi olacaktır.

3. Katalonya Özerk Hükümeti organizasyonunda bu mevzuatla kendisine atfedilen işlevleri yerine getirebilmek uygun hizmetleri içerir.

Madde 26

1. Yalnızca Özerk Hükümet'in yargı yetkisine giren konularda, Katalan yasası Katalonya sınırları içerisinde diğer yasalara tercih edilir.

2. İlgili konuda Katalan yasasının olmaması durumunda, devlet yasası bütünleyici temelde uygulanır.

3. Medeni yasanın belirlenmesinde, devlet Katalan medeni yasasının normlarına riayet eder.

Madde 27

1. Yalnızca Özerk Hükümet'in yargı yetkisine giren yönetim ve hizmet hükümleri Özerk Yönetim Toplumu mutabakatlarıyla sonuçlandırılabilir. Bu mutabakatlar Katalonya Parlamentosu tarafından onaylanmalı ve 'Cort Generals'a iletilmelidir ve bu bildirimden otuz gün sonra yürürlüğe girer, belirtilen süre içerisinde mahkeme gönderilen konusunun içeriği temelinde aynı fikirde olmazsa, mutabakatın bir işbirliği olarak mutabakat bu maddenin ikinci paragrafından belirtilen sürece tabi tutulur.

2. 'Corts Generals'ın öncelikli yetkiyi aldığında diğer Özerk Yönetim Topluluklarıyla da mutabakat iş birliği kurabilir.

3. Katalonya Özerk Hükümeti bu mevzuata göre şu ana kadar belirtilen yetki alanlarını etkileyen konulara ilişkin uluslararası sözleşme ve anlaşmaların uygulanması için gerekli tedbirleri alır.

4. Katalanca diğer bölgeler ve toplulukların mirası olduğundan, akademik ve kültürel kurumların yapabileceği bağlantı ve yazışmalara ek olarak, böylesi özerk alanların olduğu ve böylesi toplulukları bulunduğu yerlerde böylesi sözleşme veya anlaşmalar Devletle muhtemel kültürel ilişki kuracağından Özerk Hükümet hükümetten sonuca varması talebinde bulunabilir ve, gerekli durumlarda, yetki için 'Corts Generals'a başvurabilir.

5. Özerk Hükümet sözleşme ve anlaşmaların sonucu hakkında ve şu ana kadar kendi çıkarını etkilendiğinden gümrük mevzuatı kanunları hakkında da bilgilendirilir.

Madde 28

1. Özerk Hükümet hükümetten bu mevzuat'ta öngörülmeyen güçlerinin aktarılmasını veya havale edilmesi talebinde bulunabilir.

2. Özerk Hükümet ayrıca 'Corts Generals'dan yalnızca Devletin yargı yetkisine giren konularda çerçeve yasanın Anayasa'nın 150. maddesinin 1. paragrafına göre böylesi yasaların geliştirilmesine ilişkin yasama gücünün açıkça Özerk Hükümet'e verilmesini de talep edebilir.

3. Yukarıda belirtilen talepler ve spesifik durumlarda Özerk Hükümet'in hangi kurumunun yetkilendirileceği veya görev alacağına ilişkin yetki Katalonya Parlamentosu'na verilmiştir.

Katalonya Özerk Hükümeti

Katalonya Özerk Hükümeti bir Parlamento, Özerk Hükümet Başkanı ve hükümetten oluşur; Anayasa uyarınca bu kurumların çalışmasını Katalonya yasaları düzenler. Parlamento Katalonya halkını temsil eder ve yasama gücünü uygular, bütçeyi onaylar, hükümet fiilini teşvik ve kontrol eder.

BÖLÜM İKİ
 
Özerk Hükümet

Madde 29

1. Özerk Hükümet bir Parlamento, Özerk Hükümet Başkanı, Yürütme Kurulu yani Hükümet'ten oluşur.

2. Anayasa ve bu mevzuat uyarınca bu kurumların çalışmasını Katalonya yasaları düzenler.

Kısım I

Parlamento


Madde 30

1. Parlamento Katalonya halkını temsil eder ve yasama gücünü uygular, bütçeyi onaylar, siyasi ve hükümet fiilini teşvik ve kontrol eder ve Anayasa ve bu mevzuat uyarınca Parlamento'nun onaylayacağı yasa ve Anayasa ile kendisine sunulan diğer güçleri, yetkileri uygular.

2. Parlamento dokunulmazdır.

3. Parlamento binası Barselona kentindedir fakat yasalarda belirtilen durumlar ve ifade edilen şekilde diğer kentlerde de oturum gerçekleştirebilir.

Madde 31


1. Parlamentonun onaylayacağı seçim yasasına göre Parlamento evrensel, özgür, eşit, doğrudan ve gizli oy esasına göre dört yıllık dönem için seçilir. Seçim sistemi nispi temsil olur ve Katalonya bölgesindeki tüm alanların eşit temsilini de olanaklı kılar.

2. Katalonya Parlamentosu üyeleri görevlerini yerine getirirken verecekleri oylar ve görüşlerinden dolayı dokunulmazdır.

Parlamento üyeleri seçili bulundukları süre boyunca suç işlerken yakalanmadığı sürece Katalonya sınırları içerisinde işledikleri suçlardan dolayı gözaltına alınmaz ve tutuklanmaz. Parlamento üyelerinin iddianamesi, gözaltına alınması, sorgulanması ve yargılanması konusundaki kararlar her türlü durumda Katalonya Yüksek Yargı Mahkemesi'nin sorumluluğundadır. Katalonya bölgesi dışında yaşanacak cezai sorumlulukta Devlet Anayasa Mahkemesi'nin Suç Birimi önünde aynı koşullar gerekir.

3. Milletvekilleri zorunlu buyruklarla sınırlandırılmaz.


Madde 32

1. Parlamentoda bir Başkan, bir Başkanlık Konseyi ve Daimi Komite olur. Parlamento'nun resmi kuralları bileşimini ve seçimini düzenler.

2. Parlamento faaliyetlerini genel oturumlar ve komiteler şeklinde yürütür. Daimi komiteler yasama süresince birleşik oturumun görüş bildirme ve onaylama çağrısına zarar vermeden yasalar oluşturabilir ve onaylayabilir.

3. Resmi kurallar Parlamento'da Grup oluşturmak için gerekli minimum milletvekili sayısını, bunların yasama sürecine müdahale biçimini ve komite sözcülerinin işlevlerini belirler, Parlamento'daki gruplar üye sayılarının oranına göre tüm komitelerde yer alır.

4. Parlamento olağan ve olağanüstü oturumlar şeklinde toplanır. Olağanüstü oturum çağrısı Daimi Komite'nin kabul etmesi veya Milletvekillerinin dörtte birinin talebi veya resmi kurallarla belirlenecek sayıda Parlamento Grubu'nun talebi ile Başkan tarafından yapılır. Parlamento Özerk Hükümet Başkanı'nın talebiyle de olağanüstü oturumlar gerçekleştirir.

5. Hem birleşik oturumda hem de komitelerde alınan kararların geçerli olması için, bu kararların meclis üyelerinin çoğunluğunun katıldığı yasal toplantılarda ve yasalar ve parlamento resmi kuralları yeter sayısı için daha fazla kişiyi gerektirmediği durumlarda toplantıya katılanların çoğunluğunun kabul etmesi ve onaylaması gerekmektedir.

6. Yasa yapma hakkı Milletvekilleri, Yürütme Kurulu yani Hükümet'in ve Katalan yasasınca oluşturulacak kurallarla Katalonya sınırlarındaki belediye üstü alanları temsil eden siyasal oluşumlardadır. Katalonya Parlamentosu'na yasa teklifi sunma ile ilgili popüler inisiyatif Anayasa'nın 87.3. maddesinde sunulan organik yasa hükümleri uyarınca Parlamento tarafından yasa ile düzenlenecektir.

Madde 33

1. Katalonya Parlamentosu yasama güç ve yetkisini yasa taslakları hazırlayarak kullanır. Bu yetki 'Cort Generals' tarafından beklenmedik durumlarda Devlet Hükümeti'ne yetki aktarımıyla ilgili Anayasa'nın 82, 83 ve 84. maddelerinde belirtilen koşullarda Yürütme Kurulu'na yani Hükümet'e aktarılabilir.

2. Katalonya yasaları çıkarıldıktan sonraki on beş günlük süre içerisinde Resmi Gazete'de yayınlanması emrini verecek olan Özerk Hükümet Başkanı tarafından Kral adına ilan edilir. Yasalar Resmi Gazete'de yayınlandıkları gün yürürlüğe girer. Resmi İspanyolca versiyonu Özerk Hükümet tarafından hazırlanır.

Madde 34

Aşağıdaki hususlar da Katalonya Parlamentosu'nun sorumluluğundadır:

1. Özerk Hükümet'i, Senato'da temsil edecek senatörleri atamak. Bu atamalar Parlamento'daki her grubun milletvekillerinin sayısal oranında katılımla ve bu amaçla yapılan özel oturumda yapılır. Bu madde hükümlerine göre atanacak senatörler Katalonya Parlamentosu'nun üyesi olmalıdır ve milletvekillikleri sona erdiğinde Anayasa'nın bu konudaki koşullarının dışında senatörlük görevleri sona erer.

2. Kanun tasarıları Parlamento Başkanlık Konseyi'ne sunulmalıdır ve bu taslakları savunmakla sorumlu maksimum üç Parlamento Üyesi aday gösterilmeli.

3. Devlet Hükümeti'nden kanun tasarısını kabul etmesini talep etmek.

4. Anayasaya uygun olmayan durumlarla ilgili başvuru yapmak ve Anayasa'nın 161. maddesinin c) paragrafının 1. noktasında atıfta bulunulan anlaşmazlıklarda Anayasa Mahkemesi önüne çıkmak.

Madde 35


Parlamento Anayasa'nın 54. maddesiyle sağlanan kuruma zarar vermeden ve onunla koordinasyon içerisinde insanların temel hakları ve kamu özgürlüklerini savunmak ve bu bağlamda Özerk Hükümet'in yönetim aktivitelerini teftiş edebilecek bir Ombudsman atayabilir. Bu organizasyonu ve Ombudsman'ın rolünü Katalonya yasası oluşturacak.

Kısım II

Başkan


Madde 36

1. Başkan Parlamento tarafından ve üyeleri arasından seçilir ve Kral tarafından atanır.

2. Özerk Hükümet Başkanı Yürütme Kurulu yani Hükümet'in fiilini yönetir ve koordine eder ve Özerk Hükümet'in en büyük organını ve Katalonya'daki devletin normal organını temsil eder.

3. Başkan yürütmeye ilişkin işlevlerini geçici süreyle Meclis üyelerinden birisine verebilir.

4. Başkan siyasi olarak her durumda Parlamento'ya hesap verebilir durumda olur.

5. Katalonya yasası Başkan'ın seçilme biçimi, kendisinin kişisel statüsü ve yetkilerini belirler.

Kısım III

Yürütme Kurulu yani Hükümet
 
Madde 37

1. Yürütme ve idari işlevlerle yönetim organı olarak Kurul oluşumunu, atama, üyelerinin kovulması ve yetkilerine ilişkin statü ve tarzını belirleyecek Katalonya yasası ile düzenlenir.

2. Kurul her bir Meclis üyesinin kendi bölümünün işletilmesine ilişkin doğrudan sorumluluğuna zarar vermeden siyasi açıdan Parlamentoya karşı bir bütün olarak sorumludur.

3. Kurulun binası Barselona kentindedir ve yerinden yönetim yetkiyi dağıtma ve işlevlerin koordinasyon kriterleri temelinde kurumları, hizmetleri ve bağlı bulunanları Katalonya'nın farklı yerleşim yerlerinde oluşturulabilir.

4. Hükümet'in Yürütme Kurulu ve Özerk Hükümet'in Yönetimi'nden çıkan tüm yasalar, düzenlemeler ve kanunların Resmi Gazete'de basılması gerekir. Kararların bu şekilde basılması Özerk Hükümet'in tüm kurallarının ve yasalarının geçerliliği ve yürürlüğe girmesi için yeterli olur. İspanya'nın Resmi Gazetesi'ndeki basımıyla ilgili devlet kanununda ne belirtiliyorsa ona bağlı kalınır.

Madde 38

Özerk Hükümet'in Başkanı ve Meclis üyeleri Parlamento üyeleri seçili bulundukları süre boyunca suç işlerken yakalanmadığı sürece Katalonya sınırları içerisinde işledikleri suçlardan dolayı gözaltına alınmaz ve tutuklanmaz. Bu kişilerin iddianamesi, gözaltına alınması, sorgulanması ve yargılanması konusundaki kararlar her türlü durumda Katalonya Yüksek Yargı Mahkemesi'nin sorumluluğundadır. Katalonya bölgesi dışında yaşanacak cezai sorumlulukta Devlet Anayasa Mahkemesi'nin Suç Birimi önünde aynı koşullar gerekir.



Kurul Anayasa'ya uygun olmayan durumlarla ilgili başvuru yapabilir. Kendi inisiyatifleri veya Parlamento'nun izni alınarak Anayasa'nın 161. maddesinin c) paragrafının 1. noktasında atıfta bulunulan anlaşmazlıklarda Anayasa Mahkemesi önüne çıkabilir.

Kısım IV
 
Özerk Hükümet üzerindeki kontrolü uygulamak

Madde 40

1. Katalonya yasaları idari yasa başvurularından muaf olacak ve Anayasa'ya uygunlukları açısından sadece Anayasa Mahkemesi'nin kontrolüne tabi olacak.

2. İdari yasa yetkisi ile ilgili başvurular kanunlara ve mutabakatlara ve Özerk Hükümet'in yürütme ve idari kurumlarınca yapılan yasalara karşı yapılabilir.

Madde 41

Önceki maddenin 1. paragrafındaki hükümlere zarar vermeden, Katalonya yasası Katalan Parlamentosu'nda görüşülme ve onaylama için ele alınan Hükümet'in veya hükümet dışı yasa tekliflerinin bu mevzuata uygunluğu ile ilgili, işlevi yasalarla belirlenerek, görüş bildirecek bir danışma birimi oluşturup, bu organın işlevini denetler.

Özerk Hükümet'in Yürütme Kurulu'nun yani Hükümeti'nin veya Katalonya Parlamentosu'nun Anayasa'ya uygun olmayan kararlarıyla ilgili başvuruyu sunmanın ön koşulu belirtilen organın tavsiyesi ile olur.

Madde 42

Bu vesileyle Anayasa'nın 136. maddesi ve 153. maddesinin d) paragrafına zarar vermeden Katalonya Emekli Sandığı kurulur.

Bu kurumun organizasyonunu Katalonya yasası düzenler ve Özerk Hükümet'in hesap geçerliliği için güvencesi, kuralları ve prosedürlerini oluşturur. Bu yasa onay için Parlamento'ya sunulmalıdır.


Hazırlayan: Hüseyin AYKOL

Ragıp Duran: Taraf'ı aslında Ahmet Altan çıkartmıyor

Üç yıl önce yayına başlayan Taraf gazetesi TSK’dan en yoğun zulmü görmüş olan Kürt halkı tarafından ilk başlarda önemsenmişti. Ancak belli bir Kürt okuyucu kitlesine sahip olmasının akabinde yeni roller aldı ve Kürt hareketini hedef edindi. Referandumda BDP’nin ‘boykot’ kararına tahammül göstermeyen Taraf ‘’BDP'ye sayfalarında yer vermeme" kararı alarak kendini teşhir etmiş oldu.

Gazeteci ve medya eleştirmeni Ragıp Duran’a göre Kürt okuru kaybetmesiyle birlikte Taraf gazetesi hırçınlaştı. Gazetenin kendisine belge gönderenler tarafından çıkartıldığını söyleyen Duran, gazetenin künyesinde görünen yöneticilerce çıkarılmadığını belirtiyor. Duran’a göre gazeteyi çıkaran isim Ahmet Altan değil.

Taraf'ın ilk çıkış sürecinde belli bir Kürt okuyucu kitleye sahip olduğunu 'gözleriyle gördüğünü' anlatan Duran, şimdilerde ise bu tablonun kaybolduğu yönündeki gözlemlerini sunuyor. Duran’a göre ‘’Aslında Taraf'ın Kürt okurlarla ilgili denediği politikası bir AKP planıydı aynı zamanda. Hatta, çok karşı oldukları TSK'nin de bu biçimde planları mevcut’’diyor.

Gazetenin BDP'yi 'boykot' etme kararını ise Duran, 'beyaz Türk ideolojisi’yle açıklıyor. Duran, Taraf'la birlikte genel olarak Türk basınının da 'gazetecilik' yapamadığını ve bu hususun özellikle Kürtlere yönelik kullanılan haber dilinden de anlaşılabileceğini düşünüyor.

Taraf'ın 'gazeteciliğini', özellikle Kürtlere yönelik üstlendiği rolü ve BDP'ye yönelik ‘boykot’ tavrını gazeteci-yazar ve akademisyen Ragıp Duran ile konuştuk. Detaylı bir analiz sunan Duran'ın bize anlattıkları şöyle:

'TARAF'IN 'BOYKOT'U, İKTİDAR KÜSTAHLIĞIDIR'

"Taraf gazetesinin BDP için aldığı ‘boykot’ kararını doğru değerlendirmek için, ilkin tekniki ve mesleki olarak başlamak lazım. Şöyle ki; bir gazetenin genel yayın politikasını, Türkiye'deki uygulamada genel yayın yönetmenleri belirler. Bu yayın yönetmenlerinin çoğu zaman şahsi olarak hareket ettiklerini söylemek de mümkün.

Örneğin Ahmet Altan'ın söz konusu boykot kararıyla ilgili yazısında, 'yazı işleri kararıma karşı çıkmasına rağmen' şeklinde bir ibare vardı. Şimdi, belli ikna edici ve somut gerekçeler varsa, bir gazete belirli konularda kendi yayın politikasına uymadığı için belli yerlerden demeç almayabilir. Yani bu hakka sahiptir ama nasıl? Mesela ilk aklıma gelen, son 5-10 yıl içerisinde Fransa'da ırkçı Le Pen, Fransız Cumhuriyet Yasalarını da çiğneyerek ırkçılık propagandası yaptığı için, gazete ve televizyon yöneticileri bu adamı ekranlarına ve sayfalarına konuk yapmamışlardı. Buna rağmen, kamuoyunu bilgilendirmek adına bu kişiyle ilgili gelişmelere yer vermeyi sürdüreceklerini söylüyorlardı.

‘BEYAZ TÜRK İDEOLOJİSİ’

Taraf gazetesi eğer doğrudan BDP'ye yönelik bir tavır alıp engellemeler getiriyorsa, buna hiçbir hakları olmadığını bilmeliler. BDP'nin haber değeri taşıyan açıklamalarıyla okurlarınızı bilgilendirmek zorundasınız. Şuna da dikkat çekmeliyim; Ahmet Altan'ın açıklamasında beni en çok rahatsız eden şey, 'çocuk yaşındaki insanlardan azar işitmekten bıktım' ifadesiydi. Bu, beyaz Türk ideolojisinde, özellikle de sağcı ve büyük ölçüde liberal iktidara, dini cemaatlere sırtını dayamanın getirdiği iktidar küstahlığıdır. Bu beyaz Türk ideolojisi, Kürtleri güdülecek sürü, akılsız insanlar topluluğu ve onlara hükmetmeye çalışan, batıdan bildiğimiz oryantalist bir tutum şeklinde ortaya çıkıyor.

Gazetecilikte, fikri tartışmada yaşla başla ilgili konular gündeme gelemez. Üstelik Ahmet Altan'ın kastettiği Selahattin Demirtaş, sadece demokratik tepkisini kullanmış ve gazetenin bir hatasından ötürü, yayın yönetmeni olan Altan'ı eleştirmiştir, bu kadar. 'Çocuk yaşındaki insanlardan azar işitmekten bıktım' ifadesi tipik bir sağcı, liberal, oryantalist iktidar sahibinin söylemidir. Ayrıca Altan'ın karşısındaki bir çocuk değildir.

AKP ve yıllardır beyaz Türk dediğimiz, yani Türk egemen kesiminin liberal kısmı, eskiden de, Demokrat Parti veya Cumhuriyet kurulduğundan beri Kürt halkını kimi zaman oy deposu, kimi zaman kendi siyasetlerine taban oluşturacak bir kütle olarak gördüler. 'Kürtler cahildir, bir şey bilmezler, okuma yazma bilmezler' gibi iğrenç yaklaşımları Türk basınında çok okuduk. Faik Bulut bu konuyu çok irdelemişti. Bence bu konu hala son bulmuş değil. Başka biçimlerde kendisini gösteren bir yaklaşım bu.

Örneğin Taraf da bugün referandum ortamında, aslında AKP'nin sıkışmışlığına çare olarak Kürt seçmenleri de 'evet' oyuna çekmek için hamleler yaptı. Demirtaş'ın açıklamalarını çarpıtması da bunlara bir örnek.

‘HİÇBİR YAYIN YÖNETMENİ PATRONUNA HEDİYE İÇİN GAZETE HAZIRLAMAZ’

Taraf, BDP'nin açıklamalarına yer vermeyecekse, çok yanlış bir tutum içindedir. Fransa'daki örnekte, benzer tavrı sergileyen gazete gerekçesini açıklamıştı, ırkçılık söz konusuydu çünkü. Ancak tabii Demirtaş'ın ırkçılıkla uzaktan yakından ilgisi de yok. Zaten Taraf bırakın okuyucusunu, yazışlerini bile ikna edememiş bu kararıyla. Ayrıca Ahmet Altan BDP'yi boykot edeceklerini duyurduğu yazısında 'zaten iyi gazeteci değilim' demiş. Bunu açıklamasına gerek bile yoktu.

Gazetecilik açısından Taraf'la ilgili beni rahatsız eden bir başka şey de, şu: Taraf çıkarken bu gazetenin kurucusu, 'ben bu sıralar polisiye roman yazıyorum, katili bulana kadar gazetecilik yapacağım' şeklinde bir açıklama yapmıştı. Oysa gazetecilik, böyle, roman yazarken vakit geçirilmek için yapılacak bir iş değildir. Bu, hakaret gazeteciliğidir ve ayrıca aşağılamadır. Zaten çeşitli kesimlere yönelik Ahmet Altan çokça yapıyor bunu, şimdi de mesleğe yönelik yapmış oluyor. Yine aynı kişi, Taraf çıkacağı süreçte bir röportajında, 'çok iyi, şeker bir patronumuz var. Biz, patronumuza hediye olarak gazete hazırlıyoruz' demişti. Bu da sağcı, iktidar ve patron yanlısı bir bakış açısıdır. Hiçbir gazete bu amaçla hazırlanamaz. Gazetenin tanımı da niyeti de bellidir. Yıllardır dünya basın meselesini izlerim; hiçbir yayın yönetmeninin patronuna hediye için gazete hazırladığını görmedim!

'F TİPİ CEMAATLE İLGİLİ NEDEN HABER YAPMIYOR?'

Bu gazetenin görüldüğü gibi bir siyasi çizgide olması da keyfi bir şey değil. İlk başta, Taraf'ın ne yazık ki mali yanı şeffaf değil. Minimum matematik hatta aritmetikten anlayanlar 60 bin traj ilan eden, sayfalarını incelediğimizde alınan reklamları da hesaba katarsak, gazetenin, normal olarak dönmesi gerektiğin bilir. Oysa herkes biliyor ki Taraf, çalışanlarına emeklerinin karşılığını da vermiyor. Maaşlarını ödemiyor. Bir de bu gazetenin nerde basıldığı, internet sitesini hazırlayan kurumun başka nerelerde iş yaptığı da, internette yayımlanmıştı. Ben bu tür polisiye şeyleri çok ciddiye almıyorum ama siyasi olarak da bakarsak; 'Paşasının Başbakanı' hariç, bu gazetenin AKP'ye yönelik eleştirel bir tutum takındığını görmedim. Örneğin F tipi cemaatle ilgili hiçbir haber yayımlamamış olması, Taraf'ın bağımsız olmadığını şüphelerini de güçlendiriyor.

'BU GAZETE, BELGE GÖNDERENLER TARAFINDAN ÇIKARILIYOR'

Taraf'ın nerdeyse alametifarikası olan TSK'ye yönelik yayınlarıdır. Dağlıca operasyonu olsun, Heron olsun, haber ve bilgi düzeyinde TSK'nin antidemokratik, faşizan, Kürt ve genel olarak halk karşıtı, kendi yasalarını çiğneyen tutumlarını teşhir eden başarılı habercilik yaptılar. Ama ben burada da kuşkuluyum. Şu bakımdan kuşkuluyum; kısa zaman içerisinde gördük ki bunlar Taraf'taki esas olarak bir veya birden fazla muhabirin sağladığı habercilik başarısı değil. Zaten kendileri de sonradan itiraf etmek zorunda kaldılar. Birileri gazeteye bavulla bilgi gönderiyor, belge gönderiyor, bunlar da hızlı bir biçimde yayınlıyorlar.

Bir gazeteye olduğu gibi belge sızdırılması olumsuz bir şey değildir ama bakıldığı zaman bu bilgi ve belgelerin hep aynı kaynaktan ve hep aynı hedefe vuran olduğunu görüyoruz. O zaman ben bu gazetecilikten kuşkulanırım tabii. Çünkü Türkiye'de vurulacak tek yegane iktidar odağı askeri odak değildir. Siyasi odağı, iktisadi odakları eleştiriden muaf tutarsanız bu gazetecilik değildir; askeri odakla sorunu olanların sözcülüğüdür.

Teknik olarak da canımı sıkan bir şey var: Önemli bir istihbarat değil, ama şöyle ki bu bilgi sızdırıcılar bazen doğru olmayan bilgiler de sızdırıyorlar. Şöyle bir olay hatırlıyorum: Islak-kuru imza kahramanı Dursun Çiçek'in 10 Kasım günü Genelkurmay'da genelkurmay başkanı ve dört kuvvet komutanıyla yemek yediğine dair manşetten bir haber girmişti Taraf. Bu haber doğruysa vahim bir şeydi tabii. Bu kadar üst düzey yöneticilerin, hakkında soruşturma açılan albayla yemek yemelerinin siyasi bir anlamı olmalı. Genelkurmay bu haberi yalanladı, 'yok böyle bir şey' dedi. Taraf ise, 'yalanlıyorsunuz ama siz bekleyin, çıkacak' dedi. Haberi tekzip edilmiş gazetenin yapmaması gereken tek şey budur. Yanlış anlaşılmasın, ben bu konuyu biraz araştırdığım için somut örnek üzerinden gidiyorum. Böyle bir durumda haberiniz tekzip edildiği takdirde, elinizdeki bilgiyi, belgeyi yayınlarsınız ve haberinizin arkasında olduğunu gösterirsiniz. Dursun Çiçek'ten açıklama alırsınız mesela. 'Evet, öyle bir yemekteydik' şeklinde emeç alırsınız böylece de genelkurmaylığa yanıt vermiş olursunuz. Veya fotoğraf vs. yayımlarsınız. Ama bunları yapmak yerine, 'bekleyin göreceksiniz' diyor. Oysa 1 yıl geçti aradan. Gazetenin, hiçbir okuyucusunu bu kadar bekletme hakkı yoktur herhalde.

‘GAZETEYİ AHMET ALTAN ÇIKARTMIYOR’

Bu örneği şunun için verdim; Taraf'a bilgi ve belge sağlayan kaynağın herkes kim ve kimlerden oluştuğunu biliyor. Bu kaynağın Taraf'la bir bağımlılık işi içerisinde olduğu ortada. Benim bu konuda edindiğim bilgi şu; şimdi az çok orada gazetecilik refleksi olan arkadaşlarımız, kaynağa 'belgesi var mı' diye soruyorlar. Ama aldıkları yanıt, 'tamam siz yayımlayın, bir şey olursa biz göndereceğiz' oluyor. Bütün medyayı manipüle etmek isteyen güçler bu taktiği uygularlar. Ben buradan şu sonucu çıkarıyorum; Taraf'ı, Taraf'ın gözüken yöneticileri yönetmiyor, onlar çıkarmıyor bu gazeteyi. Bu gazeteyi, gazeteye bilgi ve belge sağlayan kaynak çıkarıyor, Ahmet Altan değil. Bu ise gazetecilik bağımsızlığına, editöryal bağımsızlık dediğimiz şeye aykırıdır.

Taraf gazetesi boykotu, AKP'nin anayasa değişikliğini desteklememenin sol vicdana sığmayacağını söylüyor. Sen bir kere solcu musun da sol adına konuşuyorsun yahu! Etyen Mahçupyan her gün sola küfrediyor bu gazetede. İşte Rasim Ozan Kütahyalı mıdır nedir, CHE'ye katil diyor ondan sonra kalkıp sol adına konuşuyorlar... Bunlar ahlak dışı şeyler. Herkes haddini bilmeli. Siz sol karşıtı, Kürt karşıtı yayın politikası izliyorsunuz sonra da Kürtler şöyle yapsın, sol vicdana sığar mı diye konuşuyorsunuz. Bence, Taraf gazetecilik vicdanına sığmayan bir anlayış içinde.

'TARAF'IN KÜRT POLİTİKASI, AKP VE TSK'NİN KÜRT POLİTİKASIDIR'

Yasemin Çongar'la gazete ilk çıktığında Diyarbakır'da ve daha başka bir iki yerdeki toplantılarda vs. birlikte olduk. Orada Kürt okur kitlesinin Taraf'tan ne kadar büyük bir beklenti içinde olduğunu gözlerimle gördüm açıkçası. Dolayısıyla, satış çizelgelerine baktığımızda gazetenin Kürt coğrafyasında prestiji vardı. Mutlaka gazetenin haberlerini tek tek inceleyip değerlendirmek doğru olacaktır ama ben sabah kalkar kalkmaz Taraf okuyan tiplerden olmadığım için tahlilim ayrıntılı olmayabilir.

Fakat genel kanım şu; Taraf, Kürt hareketiyle, Kürt dünyasıyla ilişkiler konusunda okurları bilgilendirmek yerine, yönlendirmeye yönelik bir politika içinde. Özellikle PKK'ye ilişkin haberlerinde bu görülebiliyor. Kürt okurlar da bunu zamanla gördü ve kendilerinin oyalanmasına izin vermediler. Taraf ise bunu anladığı anda içindeki gerici, sağcı, liberal, AKP yanlısı çizgisini daha da çekinmeksizin ortaya koymaya başladı. Aslında Taraf'ın Kürt okurlarla ilgili denediği politikası bir AKP planıydı aynı zamanda. Hatta, çok karşı oldukları TSK'nin de bu biçimde planları mevcut.

'KÜRTLERE 'EVET' DEDİRTMEK İÇİN MANEVRALAR YAPIYORLAR'

Türk basın tarihi siyasi ilişkiler ve temas noktasında çok iyi bir sicile sahip değil. Olumsuz anlamda kullanıyorum; resmen militan gibiler. Birçoğu AKP'nin aktivisti gibi, Taraf da bunlardan. Örneğin referandum açısından baktığımızda herkesin 'evet' demesini tahmin eden, bekleyen bir tutumları var ama kamuoyu araştırmaları bu beklentiyi yansıtmadığında ise, AKP'nin oy deposu olarak gördüğü Kürtleri 'evet'e ikna etmek için çeşitli manevralar yapıyorlar. BDP'nin açıklamalarını çarpıtmaları da bu anlamı taşıyabilir. Kürtleri bu yolla kandırabileceklerini sandılar.

Normalde gazetecilik, seçimlerde, referandumlarda hem teorik olarak hem de batı veya doğudaki olumlu örneklerinde görüldüğü üzere; yurttaşın tüm bilgi ve görüşlere sahip olarak, doğru karar vermesini sağlayacak şekilde yayın yapmaktır. Siz gazeteci olarak, köşe yazarı olarak mesela referandum için 'evet'i veya 'hayır'ı savunabilirsiniz, bu sizin ideolojik çizginizdir. Ama gazete, yayınlarında boykotçuları görmezden gelemez, bu gazetecilik olamaz. Gazetecilikte taraflıksız diye bir şey yoktur ama mevcut taraflara eşit uzaklıkta olmak vardır.

Fransa'da 5 yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyor. Fransa yarı başkanlıkla yönetildiği için cumhurbaşkanının kim olacağı çok önemli. Burada seçimler iki türlü yapılır, 15 gün veya 1 hafta arayla. Seçim bittikten sonra gazete oturur bir bilanço çıkarır; adaylara sayfamızda ne kadar yer verdik diye. Bu bilançolara baktığınızda en fazla yüzde 51 ve yüzde 49 gibi farklar görebilirsiniz. Yani mesela bu gazetelerden biri ortasol bir görüşte olduğu halde sağcı aday yokmuş gibi davranamaz.

Türkiye'de ise bu bilançoları çıkarmaya çalışsak rezil bir durumla karşılaşırız. Bir tarafın yayınlarında tamamen TSK, diğer tarafınkinde de F tipi cemaatin propagandaları ağırlık basar. Bu, sonuç olarak Türkiye toplumunun fikri, entelektüel düzeyini de etkiliyor. Bizde böyle tartışmalar yerine daha çok Galatasaray-Fenerbahçe kapışması gibi bir tablo ortaya çıkıyor.

‘ACELE POSTA SERVİSİ ÖDÜLÜ’

Bir de özellikle gazetecilikte ödül alan kadar, ödül verenlere de bakmak gerekir. Türkiye'de çok fazla ödül dağıtılıyor. Benim en çok şaşırdığım, Taraf muhabirinin Sedat Semavi ödülünü almasıydı. Bumda bir yanlışlık olmalı. Bence ödül 'acele posta servisi ödülü' olabilir ama gazetecilik ödülü olamaz. Size oturduğunuz yerden, biri bavulla bilgi gönderiyor ve siz de yayınlayarak, ödül alıyorsunuz. Diğer ödül veren kuruluşlara baktığımızda zaten iktidar yanlıları olduğu için çok yadırgamamak gerekir ama Sedat Semavi ödüllerinde şaşırmıştım.

'TÜRK BASINI GAZETECİLİK DİLİNE AYKIRI DAVRANIYOR'

Medyanın bu tutumu haliyle toplumu da etkiliyor. Örneğin Türkiye'de Kürt meselesini çok bilmeden, BDP ne savunuyor bilmeden hareket ediliyor. 'Terörist başı, bebek katili' gibi kesinlikle gazetecilikte yeri olmayan bir dil kullanılıyor. İki tane gerçek var oysa; birisi hakiki gerçek dediğimiz, elle tutulur, koklanır sokaktaki ideolojik gerçektir. Bir de bu hakiki gerçeğin sosla sulandırılmış, tuz-biber-şeker eklenmiş medyatik gerçeği var. Sokaktaki hakiki hayatın medyaya, gazete sayfalarına, televizyon ekranlarına ve radyo mikrofonlarına yansıyan bir medyatik gerçeği var.

Medya örneğin referandumu müthiş bir şey olarak öne sürüyor şu sıralar. 12 Eylül'den hesap sorulacağını iddia ediyor, Kenan Evren'e dokunmadan, işkencecilerden hesap sorulmadan... Mükemmel bir anayasa paketi hazırlandığını gösteriyor medyanın gerçeği. Oysa sokağa baktığımızda başka çok çeşit seslerin de olduğunu görüyoruz. Medyanın bu tutumlarının gerçekle örtüşmediğini, gerçeğe tekabül etmediğini görüyoruz. Yani siyasi iktidarlar sanal alanda iktidar sahibi olabiliyorlar."

Politik Psikoloji -2

Okur, birkaç gün önce Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan ve “Öcalan ile kim görüştü?” sorusunu konu alan geniş haberi okumuştur. Habere göre, Öcalan ile MİT’in de aralarında bulunduğu değişik devlet kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler görüşüyorlar.

İlgili devlet kuruluşlarını ve MİT’i kolayca anlamak mümkün olmakla birlikte, “sivil toplum örgütlerinin temsilcileri”nin burada ne işi olduğunu anlamak o kadar kolay değil…

“Sivil toplum örgütü” bizde, bir süreden beri her türlü karanlık ilişkiyi gizleme aracı olarak kullanılır oldu.

Sivil toplum örgütlerinden bazı temsilcilerin Öcalan ile ne işleri olabilir?

Bunların “Stratejik Araştırmalar Enstitüsü”nden kişiler, kendini “terör uzmanı” sanan bazı tipler ve psikologlar olduğunu varsayarsak, önemli bir yanlış yapmış olmayız.

Vamik Volkan’ın yada onunla ilişki içinde olan bazı psikologların da Öcalan ile yapılan görüşmelere katıldıklarını kuvvetle tahmin ediyorum.

Gazetedeki haberde, “terörle mücadelede psikolojik savaşın önemi”nden de söz ediliyordu. Bu ise, psikologların da söz konusu savaşta yer almaları anlamına geliyor.

PSİKOLOG SAVAŞTA NE YAPAR?

Psikolog, aralarında ordu, polis ve gizli servisin de bulunduğu devlet organlarına, karşı tarafın yada “terörist”in psikolojisi hakkında bilgi verir. Onun psikolojisinin nasıl bozulabileceği hakkında ipuçlarını ortaya çıkarmaya çalışır.

Devlet organları, bu amaçla, psikologların özellikle itirafçılarla ve hatta gözaltındaki diğer kişilerle konuşmalarını sağlarlar. Amaç, mümkün olduğu kadar fazla örnek temelinden hareketle, örgüt militanının tipik psikolojisini ortaya çıkarmaktır.

Bu, aynı zamanda örgüt militanının başlıca motivasyon kaynaklarının da öğrenilmesi demektir. Bunun ardından, bu motivasyon nasıl bozulabilir sorusunun cevabı aranır.

Değişik ülkelerde devletin hizmetinde bulunan psikologların amaçları ve çalışma yöntemleri arasında önemli benzerlikler bulunur. Farklılık, psikologların kalitesinden kaynaklanır.

Bazı psikologlar devlete “teröristlerin” haklı talepleri olduğunu anlatırlar. Bunlar en azından kendisine karşı dürüst olan ve ulaştığı bilimsel sonucu kimseden çekinmeden söyleyebilen insanlardır. Almanya’da Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun, halkın Nazilere karşı gösteremediği direnişin geç kalmış temsilcisi olduğunu bulanlar da bu tür psikologlardır.

Bu tür insanlar azınlıktadır. Yıllardır doğru dürüst psikoloji eğitimi yapılmamış bizim gibi ülkelerde, genellikle bazı rütbeli subaylar bu psikologların işlerini üstlenirler.

Örneğin, “Kürt yoktur! O bölgede çok kar yağar. Karda yürürken ayaklarına keçe sararlar. Bu keçe de kart kurt diye ses çıkarır. Kürt de buradan gelir” incisi, meslekten bir psikologun işi değildir! Bir binbaşının işidir!

Konuyla ilgili olarak Aziz Nesin, “Bunca yıllık mizah yazarıyım. Bu kadarını düşünemezdim” demişti.

Başka bir örnek, PKK’nin nasıl okunacağıyla ilgilidir. Pekeke mi, yoksa pekaka mı! İkincisi, çünkü kaka ile bitiyor.

Bunlar aptalca psikolojik taktiklerdir ve kullananı kepaze etmekten başka işe de yaramamıştır.

Şimdi ise yeni olarak, profesyonel psikologların görev almaya başladıklarını görüyoruz.

Ne ki, geçmişteki kepaze örnekler artık yaşanmayacak olsa bile, önemli bir başarı da beklememek gerekir.

Bunun başlıca üç nedeni vardır:

Birincisi: İçinde bulunduğu çevre insan psikolojisini etkiler. Bu etkinin bilinçli ve bilinçsiz yanı vardır. Psikolog da bu durumdan azade değildir. Etkinin bilinçli bölümünü çözümleyebilir ama bilinçsiz bölümde, farkında olmadan üzerinde etki yaratan bölümde, o kadar başarılı olamaz.

Profesyonel psikologların geçmişte yaptıkları kimi son derece yanlış tahliller bunun göstergesidir.

Örneğin, kendisini havaya uçurarak ölen ve bu arada hedefteki kişileri de öldüren canlı bombaların, az eğitimli ve zeka düzeyi düşük insanlar oldukları bir dönem yazılmış, ardından bu insanlarla ilgili olarak yapılan empirik araştırmalarda özellikle ilk kuşak için farklı sonuçlar elde edilmiştir: Bu kuşak iyi eğitimli ve zeki insanlardan oluşmaktadır. Ekonomik sorunları da yoktur.

Psikolog, bilincinde olmadan, toplumdaki genel yargıyı tekrarlamış ve herhangi bir kanıta dayanmadan, kendisini havaya uçurarak ölen bu insanların eğitimsiz ve geri zekalı olduklarını düşünmüştür.

Gerçekte ise ilk canlı bombalar, yoksulluktan ve eğitimsizlikten kurtulma şansı olmayan kendi kuşaklarının acısını içlerinde duyan insanlardır. Kendilerinin, kapitalist deyişle “yırtmış” olmaları, onlar için anlam taşımamaktadır.

Çok sayıda uzman geçinen cahilin bulunduğu ve hepsinin de değişik televizyon kanallarında boy gösterdiği bizim gibi bir ülkede, “terörizm” konusuyla ilgili psikologların genel havadan etkilenmeden çalışmaları zordur.

İkincisi: politik psikolojinin bugüne yönelik saptamalarda bulunması zordur. Sosyal bilimlerin bu dalı özellikle geçmişe yönelik olarak çalışır.

Değişik veriler bir araya toplanarak geçmişteki bir olay yeniden oluşturulur (Rekonstruktion). Tarihimizden bir örnek verirsek:

THKP-C ve THKO silahlı propagandayı temel mücadele biçimi olarak kabul eden ve Küba devriminden güçlü olarak esinlenmiş iki örgüttür. Teorik konularda farklılıkları bulunmakla birlikte, benzer yanları daha fazladır. Bu durumda iki ayrı örgütün ortaya çıkmasının nedeni sadece teorik farklılıklar mıdır, yoksa kurucuların psikolojileri de bu durumun ortaya çıkmasında rol oynamış mıdır? diye sorulabilir.

Benzer bir soru, sosyalist harekette teorik görüşleri birbirine benzeyen çok sayıda örgütün varlığı konusunda da sorulabilir.

Burada esas olan geçmişin araştırılması ve yeniden oluşturulmasıdır.

Politik psikolojinin asıl alanı geçmişle ilgilidir.

Devlet ise, bugüne ait politikalar için psikologlara başvurduğunda, ciddi sorunlar ortaya çıkacaktır.

Burada araştırılması gereken, geçmişte olup bitmiş bir olay ya da yaşamış ve tarihe karışmış bir örgüt değil de, geçmişten beri süregelen ve bugün de var olan bir örgüt olunca, eski yöntemler işe yaramaz olur. Hangisinin ne oranda önemli olduğu güncel olarak bilinemeyecek yüzlerce etkinin oluşturduğu güncel hakkında psikolojik çözümleme yapmak imkansız denilebilecek kadar zordur.

Üçüncüsü: Ekonomistlerin her şeyi ekonomiyle açıklamaya eğilimli olmaları gibi, psikologlar arasında da tarihi esas olarak psikolojiyle açıklama eğilimi bulunmaktadır. Büyük bir örgütü değerlendirmek önemli bir tarih ve politik coğrafya bilgisi gerektirirken, konuyu kişi, örgüt ve kitle psikolojisine indirgemek sağlıklı sonuç vermez.

Vamik Volkan’ın bir kitabında, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmayı sonuçta iki halkın arasındaki psikolojik karşıtlıklara indirgemesi örnek olarak gösterilebilir.

Geçmişte rütbeli psikologlardan içimize sıkıntı gelmişti.

Bakalım bunlar ne üretebilecekler…

ENGİN ERKİNER