28 Ağustos 2012 Salı

HPG: Çukurca'da 10 Asker Öldü

HPG, Türk ordusunun Çukurca kırsalında düzenlediği operasyona yönelik gerilla tarafından düzenlenen eylemlerde 10 askerin öldürüldüğünü açıkladı. Aynı çatışmalarda bir gerillanın da hayatını kaybettiği bildirildi.

HPG Basın-İrtibat Merkezi (HPG-BİM) Hakkari’nin (Colemêrg) Çukurca (Çele) ilçesine bağlı Bilican Alayı askerleri tarafından düzenlenen operasyona yönelik 26 Ağustos günü saat 18.30 sularında gerillalar tarafından bir eylem gerçekleştirildiğini duyurdu. 100 askerden oluşan operasyon gücüne yönelik gerçekleştirilen eylem ardından 1 saat boyunca çatışma yaşandığı belirtildi.

Açıklamada gerçekleştirilen eylem ve yaşanan çatışmada 10 askerin öldüğü bildirildi. 2 mevziinin imha edildiği eylem ardından Türk ordusunun 3 kez kobra helikopterlerle alanı bombaladığı duyuruldu. Açıklamada ayrıca Türk ordusunun ölü ve yaralılarını skorsky helikopterlerle alandan uzaklaştırdığı belirtildi. Türk ordusunun operasyona son vermek zorunda kalarak geri çekildiği bildirildi.

BİR GERİLLA HAYATINI KAYBETTİ

HPG-BİM, yaşanan çatışmalarda 1 gerillanın da yaşamını yitirdiğini belirtti. Açıklamada yaşamını yitiren gerillanın kimlik bilgilerinin en kısa zamanda kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.

ŞEMDİNLİ’DE YOL KONTROLÜ VE BİR GÖZALTI

Şemdinli’de (Şemzînan) alan denetimi devam eden gerillaların dün bir yol kontrolü daha gerçekleştirdikleri duyuruldu. “26 Ağustos günü 09.00-14.00 saatleri arasında Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Bêgoza üçgeninde gerillalarımız tarafından bir yol kontrolü gerçekleştirilmiştir” denilen açıklamada gerillaların durdurulan araçlarda kimlik kontrolü gerçekleştirdiği ve halka süreç hakkında bilgilendirmede bulundukları kaydedildi.

Açıklamada ayrıca yol kontrolü esnasında Rubarok karakoluna su taşıyan bir tankerin yakılarak imha edildiği ve daha önce de Türk ordusuyla işbirliği yapması nedeniyle uyarılan Hazım Yunusoğlu isimli şahsın gerillalar tarafından gözaltına alındığı bildirildi.

DERSİM’DE KİMLİK KONTROLÜ

Dersim’de de yol kontrolü gerçekleştirildiğini duyuran HPG-BİM, durdurulan araçlarda kimlik kontrolü gerçekleştirildiğini bildirdi. HPG-BİM açıklamasının konuyla ilgili bölümü şöyle: “26 Ağustos günü 18.30-20.00 saatleri arasında Dersim-Hozat yolu üzerinde Arman köyü yakınlarında gerillalarımız tarafından bir yol kontrolü gerçekleştirilmiştir. Gerillalarımız, durdurulan araçlarda kimlik kontrolü gerçekleştirmiştir.”

Öte yandan Türk ordusunun Dersim’de yeni bir operasyon başlattığı bilgisi de verildi. Açıklamada “26 Ağustos günü Dersim’e bağlı Munzur ve Harçik vadilerinde işgalci TC ordusu tarafından yeni bir operasyon başlatılmıştır. Operasyon halen devam etmektedir” denildi.

ASKERİ BARAJA EYLEM

Kürdistan’daki askeri amaçlı barajlara yönelik gerilla eylemleri de devam ediyor. HPG-BİM açıklamasına göre 25 Ağustos günü saat 19.30 sularında Maraş’ın (Gumgum) Nurhak ilçesinde yapımı devam eden askeri amaçlı baraj şantiyesine yönelik gerillalar tarafından bir eylem gerçekleştirildi. Baraj tribünlerinin imha edildiğinin belirtildiği eylemde gerillaların 1 G3 silaha da el koydukları belirtildi.

HAFTANİN BOMBALANDI

Türk ordusunun gerilla denetimindeki alanlara yönelik bombardımanlarına devam ettiğine dikkat çeken HPG-BİM açıklamasında, “26 Ağustos günü 07.00-18.00 saatleri arasında Medya Savunma Alanları’nın Haftanin bölgesi sınırları içinde bulunan Zaxo’ya bağlı Bektorya köyü ve vadisi, Kato Sûle, Sipan Tepesi ve PKK boğazı alanlarına yönelik işgalci TC ordusu tarafından obüs ve havan toplarıyla bir bombardıman düzenlenmiştir” denildi. 


ANF

İndependent: Suriye’de Tek Bir Galip Olabilir; Kürtler


İndependent yazarı Patrick Cockburn, Suriye’de giderek yoğunlaşan şiddettin galibinin Kürtler olacağını belirterek, Kürt sorunu konusunda ‘taviz yerine baskıyı tercih eden’ Türkiye’nin bir gün Suriye’ye müdahalesinden pişmanlık duyabileceğini kaydetti. Cockburn ayrıca Türkiye’nin gerçek korkusunun “Suriye’nin bölünmesi değil Kürtlerin birleşmesi” olduğunu söyledi.

İngiliz İndependent gazetesinin tanınmış yazarlarından Patrick Cockburn, Suriye’de yaşanan gelişmeler ile Türkiye’nin Suriye ve Kürtlere yönelik politikasını, “Suriye’de şiddet yoğunlaşırken tek bir galip olabilir: Kürtler” başlıklı bir analizde değerlendirdi.

“Zor durumdaki diktatörlüklerin en sevdiği savunma çizgisi, hükümlerinin gevşemesi durumunda ülkelerinin etnik, dinsel veya toplumsal çekişmelerle parçalanacak olmasıdır” diyen Cockburn, otokrasi karşıtlarının sıkça bu korkuların abartılı olduğunu ve diktatörler tarafından kendi iktidar tekellerini haklı kılmak için bölünmeleri kışkırtıklarını söylediklerini yazdı.

ÜÇ YÖNLÜ ÇATIŞMA

Irak, Bahreyn ve Libya’da yaşananlara değinen Cockburn, politikacı, diplomat ve gazetecilerin Suriye’de toplumsal çatışma tehlikesinin farkında olduklarını kaydederek, Suriye’de eş zamanlı üç çatışmanın yaşandığını belirtti. Cockburn, bu çatışmaları, “halk otokrasiye karşı”, “Sünniler, Şiilere karşı” ve “ABD, İsrail ve Suudilerin liderliğindeki koalisyon, İran ve müttefiklerine karşı” olarak sıraladı.

SURİYE ORDUSUNUN KUZEYDEN ÇEKİLMESİ

Suriye’nin, çatışmaya doğrudan dahil olmayanların gözünde giderek geçmişte Irak, Somali, Kongo ve Lübnan’da yaşanan kanlı kargaşa ile özdeşleştirildiğini ve beklenen bir durum olarak aşırı şiddet görüntülerinin şoke etmediğini belirten Cockburn, bu beklentinin dış dünya ile çoğu Suriyelilerin Suriye krizinde yaşanan hassas gelişmeyi gözden kaçırmasına neden olduğunu kaydetti. Gelişmelerin Suriye kadar komşu ülkeler üzerinde de büyük etkisi olduğunu vurgulayan yazar, Suriye ordusunun neredeyse ülkenin kuzeyindeki sınır hattından tümüyle geri çekildiğine dikkat çekti.

‘KÜRTLER DE FACTO OTONOMİ ELDE ETMEYİ BAŞARDILAR’

Bu gelişmeyle beraber, Suriye toplumunun yüzde 10’unu oluşturduğunu belirttiği 2,5 milyon Kürdün tıpkı 1991 yılında Irak Kürtleri gibi de facto bir otonomiyi elde etmeyi başardıklarını belirten Cockburn devamla şunları yazdı:

“Hem Beşar Esad hem de Suriyeli isyancılar Kürtlerin desteği için yarışıyorlar ve şimdilik de olsa, bir Kürt bölgesinin oluşmasını kabul etmek zorundalar. Kendi açılarından Suriye Kürtleri ise bölgelerine dönük zayıf kontrolün kök salması için mevcut iç savaşın sürmesini umabilirler.”

‘KÜRTLER ORTADOĞU SİYASETİNDE BAŞLICA GÜÇLERDEN BİRİDİR’

Yaşanan gelişmelerin öneminin Kürtlerin Ortadoğu siyasetinde başlıca güçlerden biri olduğu dikkate alındığında daha iyi anlaşıldığını belirten Cockburn, “Irak ve Türkiye’deki Kürt azınlıkların pozisyonu bu ülkelerin istikrarı için çok önemlidir” yorumunu yaptı.

“ERDOĞAN TAVİZ YERİNE BASKIYI TERCİH ETTİ’

Güney Kürdistan bölgesinin Irak için özerk bir bölge olduğunu, ancak pratik olarak BM’deki çoğu devletten siyasi, askeri ve finansal olarak daha güçlü olduğuna dikkat çeken Cockburn devamla şunları belirtti:

“Suriyeli Kürtler, Irak’ta olduğu gibi bağımsızlığa yakın bir özerklik statüsünü elde etmeyi başarırsa Türkiye, güneydoğusundaki kendi Kürt azınlığına benzer bir statüyü nasıl reddedebilecek? PKK’nın gerilla savaşı başlattığı 1984’den bu yana geçen süre içinde Ankara, isyancıları siyasi ya da askeri olarak bastırmayı başaramadı. Son yıllarda Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ileri görüşlü olmayan bir yaklaşımla taviz yerine baskıyı tercih etti.”

‘TÜRKİYE MÜDAHALE EDERSE DAHA BÜYÜK BİR KARGAŞA İÇİNE GİRER’


Patrick Cockburn “Bir gün Türkiye, Suriye’deki müdahalesinden pişmanlık duyabilir. Türkiye, PKK Kuzey Suriye’de kontrol elde ederse bölgeyi işgal etmekle tehdit ediyor ancak hareketi yurt içinde yok etmeyi başaramadığına göre yurt dışında başarması olasılığı pek yok ve daha büyük bir kargaşa içinde olur” görüşünü dile getirdi.

'GERÇEK KORKU, SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ DEĞİL KÜRTLERİN BİRLEŞMESİ'

Washington, Ankara, Bağdat ve başka yerlerde Ortadoğu’daki “siyasi satrancın” birden beklenmedik biçimde değişmesinin alarm zillerinin çalmasına neden olduğunu belirten Cockburn, yazısına Türkiye’deki Kürtler konusunda uzman olarak nitelediği, National Interest dergisinden Aliza Marcus’un şu sözleri ile son verdi: “Gerçek korku, Suriye’nin bölünmüş olması değil, Kürtlerin birleşmesidir.”


ANF

Demirtaş'tan Dokunulmazlık Tartışmasına Yüzdeli Yanıt

Şemdinli'de HPG gerillalarının yol kontrolüne takılan BDP ve blok milletvekillerine dönük başlatılan "dokunulmazlıkları kaldırılsın" tartışmasına BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan yanıt geldi.

Demirtaş, twitter hesabında Meclis'teki partiler hakkında hazırlanan fezlekelerin yüzdelerini açıklayarak "Meclis'te dokunulmazlıklar kime yarıyor, hangi suçları işleyenler korunuyor bir kez daha hatırlatmakta fayda var" diyerek şu çarpıcı oranları açıkladı.

Demirtaş'ın sunduğu verilere göre, BDP düşünceyi açıklama hakkındaki fezlekelerde birinci, AKP-CHP-MHP ise sahtecilik, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma suçlarında yarışıyor.

Demirtaş'ın sunduğu veriler şöyle:

Düşünce açıklamalarına yönelik fezlekeler (Çeşitli yerlerde yapılan konuşmalar):BDP %100, AKP-CHP-MHP % 0

Sahtecilik dolandırıcılık: AKP %67, CHP+MHP %33, BDP %0

Görevi kötüye kullanma: AKP %72, CHP+MHP %28, BDP %0

İhaleye fesat karıştırma: AKP %83, CHP+MHP %17, BDP%0


ANF