Fethullah Gülen cemaatinde 9 yıl kaldıktan sonra PKK saflarına katılan
üniversite öğrencisi Mazlum Rodi, “Cemaatin evlerinde ve cemaat
ortamında Kürtçe konuşmak, Kürtleri ilgilendiren siyasi tartışmalar
yapmak ve hatta Kürtçe şarkı söylemek bile yasak. Bu yasaklara uymayan
gençlere çeşitli cezai yaptırımlar uygulanıyor. Cemaat yoksul Kürt ve
Türk çocuklarının ailelerini baskı altına alıyor, zaman zaman tehdit
ediyor” dedi.
Erzurumlu Mazlum Rodî, 9 yıl gibi uzun bir süre Gülen cemaatinde kaldıktan sonra, PKK saflarına katılan bir Kürt genci. Yoksul bir ailenin çocuğu olan gerilla Mazlum Rodî, 2001 yılında hem okumak, hem de çalışmak için gittiği İstanbul’da arkadaş çevresi aracılığıyla cemaatle tanışmış. Lise ikinci sınıfta Gülen cemaatinin burslu eğitim vaatleri sonucunda cemaate üye olan Mazlum, liseyi bitirdikten sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde eğitimine devam etmiş.
Cemaat içerisinde bulunduğu süreç boyunca yoğun çelişkiler yaşadığını ifade eden Mazlum, cemaat içerisinde Şakird (talebe) denilen yeni üyelerin eğitmenliğini yapan ‘abi’ denen kişilerin mertebesine kadar yükselmiş. Cemaatte geçen onca yıla rağmen hiçbir zaman cemaatin arayışlarına cevap olmadığını belirten Mazlum, bu arayışları sonucunda 2010 yılında cemaatten ayrılarak PKK saflarına katılmış.
ÇALIŞMALAR DEVLET ELİYLE YÜRÜTÜLÜYOR
Kürt illerinde cemaatin devlet kurumlarının eliyle örgütlendiği söyleyen Mazlum, şunları anlatıyor:
“Babam imam, İslami inancı sağlam yurtsever bir ailenin çocuğuyum. Ben cemaate dini inancımdan dolayı katıldım. Arkadaş çevremde de cemaatin dini inancını geliştirmek için propaganda yapılıyordu. Ben de bu esas üzerinden cemaate üye oldum. Kendimce arayışlarıma cevap olabileceğini düşünüyordum. Gülen cemaati çalışmalarının çoğunluğunu devletin kaymakamlık, valilik, bakanlık ve başbakanlık gibi kurumların yardımları ile yürütüyor. Özellikle de Kürdistan’da Fethullahçılar bunu devlet eliyle yapıyor. Van, Batman, Diyarbakır, Erzurum, Hakkâri gibi yurtseverliğin yüksek olduğu kentlerde Fethullahçılar yoğun bir örgütlenme çalışması içindeler. Özelde aileleri ile bağlantı kurarak Kürt gençlerine ulaşmaya çalışıyorlar.”
YOKSULLUĞU KULLANIYORLAR
Cemaatin, PKK’ye katılımları engellemek için her türlü çabayı gösterdiğini belirten Mazlum, Kürt gençlerinin bunu tam olarak idrak etmediğini söylüyor. Bu hususta ailede genç olan bireyleri kendi mensubu yapmak için cemaatin aileyi de kullandığını belirten Mazlum, şöyle devam ediyor:
“Hedeflerinde ağırlıklı olarak lise ve üniversite gençleri var. Üç temel nedenden dolayı Kürt gençlerini örgütlüyorlar. Öncelikle hedef fakir Kürt ailelerin çocukları. Gençleri üniversite ve geleceğe yönelik ‘yoğunlaşma mekânları’ adı altında eğitime alıyorlar. Cemaate yeni girenlere daha politik daha ince tarzda yaklaşıyorlar. Örgütlenme sistemi daha çok bölge sistemiydi. Her bölgeye bağlı olarak cemaatin birçok evi var. Bunların sayısı verilemeyecek kadar çoktur. Bu evleri bölge ‘abileri’ denen kişiler yürütüyorlar. Ayrıca her evin içinde bir ev ‘abisi’ var. ‘Abi-abla’ denen kişiler yeni gelenleri örgütlemeye çalışıyorlar. Yeni gelenleri muhakkak suretle cemaat dışına çıkmamaları için şiddetle uyarıyorlar.”
VALİLİK VE KAYMAKAMLIK SINAVLARI
Cemaat Kürtlere karşı dini bir araç olarak kullanıyor. Burada da en fazla devletin kaymakamlık ve valilik gibi temel kurumlarının kullanıldığını ifade eden Rodî, cemaatin nasıl çalıştığını şu şekilde anlattı:
“AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte cemaatin örgütlenme tarzını değiştirdi. Ağırlıklı olarak vali ve kaymakamların çoğu cemaatin elemanlarıdır. Cemaat kendi içinde özel sınavlar yapıyor. Kim vali olacak kim kaymakam kim polis...”
CEMAATTE KÜRT OLMAK!
Mazlum, “Cemaatin evlerinde ve cemaat ortamında Kürtçe konuşmak, Kürtleri ilgilendiren siyasi tartışmalar yapmak ve hatta Kürtçe şarkı söylemek bile yasak. Bu yasaklara uymayan gençlere çeşitli cezai yaptırımlar uygulanıyor. Aslında sadece Kürt gençleri değil Türk gençleri de asimilasyona uğratılıyor.
Aslında Kürt gençleri cemaatte çok sinsi bir şekilde kimlik kıyımına uğratılıyor. Benim dayımın oğlu da bu cemaatin bir üyesidir. Onu oradan çıkarmak için çok uğraştım ama başaramadım. Aslında Gülen cemaati Kürtleri kendi siyasal amaçları için kullanıyor. Bunu da Kürt gençleri üzerinde beyin yıkama faaliyeti yaparak gerçekleştiriyor. Kürt gençlerini Kürt özgürlük hareketinden soğutmak için PKK ‘terör örgütüdür’ lafını herkese ezberletiyorlar.”
“Ben yurtsever bir ailenin çocuğu olduğum için bunun böyle olmadığını biliyordum” diyerek konuşmasına devam eden Mazlum, cemaat içinde PKK’nin dine karşı olduğunun propagandasının yoğunca yapıldığını söylüyor.
YENİ HAMİDİYE ALAYLARI
Mazlum’un anlattıklarına göre, Gülen cemaati yoksul aile çocuklarını alıp eğiterek, AKP’nin son dönemlerde oluşturmaya çalıştığı özel-paralı orduda subay rütbesine kadar yükseltiyor. Bir anlamda Osmanlı döneminde Abdulhamid tarafından kurulan Hamidiye Alayları günümüzde AKP eliyle kurulmak isteniyor. Cemaatin, maddi durumu kötü olan ailelerin çocuklarını alıp yıllarca eğiterek, ordu içinde onları kullanmaya ve kendi kardeşlerine karşı savaştırmaya çalıştığını belirten Mazlum, bu sistemin nasıl işlediğini “Mesela benim kuzenim de bu şekilde ordu içerisine sokuldu. Ama şimdi çıkmak isterse bile çıkamıyor. Hatta çıkmak isteyen bir Türk arkadaşımız vardı, cemaat aileyi süründürdü” sözleriyle anlatıt.
KÜRT GENÇLERİNE ÇAĞRI
Gülen cemaati konusunda Kürt gençlerini uyaran Mazlum, “Kesinlikle maddi durumları ne kadar kötü olursa olsun, Kürt gençleri bu tür politikalara kanmasınlar. Kürt gençleri onurlu yaşamak istiyorlarsa kendi imkânları ile çalışmaları daha iyidir. Kürt gençlerinin dini inançlarını sömüren hem de kendi halkına karşı savaştıran bir cemaate sakın kanmasınlar” dedi.
Erzurumlu Mazlum Rodî, 9 yıl gibi uzun bir süre Gülen cemaatinde kaldıktan sonra, PKK saflarına katılan bir Kürt genci. Yoksul bir ailenin çocuğu olan gerilla Mazlum Rodî, 2001 yılında hem okumak, hem de çalışmak için gittiği İstanbul’da arkadaş çevresi aracılığıyla cemaatle tanışmış. Lise ikinci sınıfta Gülen cemaatinin burslu eğitim vaatleri sonucunda cemaate üye olan Mazlum, liseyi bitirdikten sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde eğitimine devam etmiş.
Cemaat içerisinde bulunduğu süreç boyunca yoğun çelişkiler yaşadığını ifade eden Mazlum, cemaat içerisinde Şakird (talebe) denilen yeni üyelerin eğitmenliğini yapan ‘abi’ denen kişilerin mertebesine kadar yükselmiş. Cemaatte geçen onca yıla rağmen hiçbir zaman cemaatin arayışlarına cevap olmadığını belirten Mazlum, bu arayışları sonucunda 2010 yılında cemaatten ayrılarak PKK saflarına katılmış.
ÇALIŞMALAR DEVLET ELİYLE YÜRÜTÜLÜYOR
Kürt illerinde cemaatin devlet kurumlarının eliyle örgütlendiği söyleyen Mazlum, şunları anlatıyor:
“Babam imam, İslami inancı sağlam yurtsever bir ailenin çocuğuyum. Ben cemaate dini inancımdan dolayı katıldım. Arkadaş çevremde de cemaatin dini inancını geliştirmek için propaganda yapılıyordu. Ben de bu esas üzerinden cemaate üye oldum. Kendimce arayışlarıma cevap olabileceğini düşünüyordum. Gülen cemaati çalışmalarının çoğunluğunu devletin kaymakamlık, valilik, bakanlık ve başbakanlık gibi kurumların yardımları ile yürütüyor. Özellikle de Kürdistan’da Fethullahçılar bunu devlet eliyle yapıyor. Van, Batman, Diyarbakır, Erzurum, Hakkâri gibi yurtseverliğin yüksek olduğu kentlerde Fethullahçılar yoğun bir örgütlenme çalışması içindeler. Özelde aileleri ile bağlantı kurarak Kürt gençlerine ulaşmaya çalışıyorlar.”
YOKSULLUĞU KULLANIYORLAR
Cemaatin, PKK’ye katılımları engellemek için her türlü çabayı gösterdiğini belirten Mazlum, Kürt gençlerinin bunu tam olarak idrak etmediğini söylüyor. Bu hususta ailede genç olan bireyleri kendi mensubu yapmak için cemaatin aileyi de kullandığını belirten Mazlum, şöyle devam ediyor:
“Hedeflerinde ağırlıklı olarak lise ve üniversite gençleri var. Üç temel nedenden dolayı Kürt gençlerini örgütlüyorlar. Öncelikle hedef fakir Kürt ailelerin çocukları. Gençleri üniversite ve geleceğe yönelik ‘yoğunlaşma mekânları’ adı altında eğitime alıyorlar. Cemaate yeni girenlere daha politik daha ince tarzda yaklaşıyorlar. Örgütlenme sistemi daha çok bölge sistemiydi. Her bölgeye bağlı olarak cemaatin birçok evi var. Bunların sayısı verilemeyecek kadar çoktur. Bu evleri bölge ‘abileri’ denen kişiler yürütüyorlar. Ayrıca her evin içinde bir ev ‘abisi’ var. ‘Abi-abla’ denen kişiler yeni gelenleri örgütlemeye çalışıyorlar. Yeni gelenleri muhakkak suretle cemaat dışına çıkmamaları için şiddetle uyarıyorlar.”
VALİLİK VE KAYMAKAMLIK SINAVLARI
Cemaat Kürtlere karşı dini bir araç olarak kullanıyor. Burada da en fazla devletin kaymakamlık ve valilik gibi temel kurumlarının kullanıldığını ifade eden Rodî, cemaatin nasıl çalıştığını şu şekilde anlattı:
“AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte cemaatin örgütlenme tarzını değiştirdi. Ağırlıklı olarak vali ve kaymakamların çoğu cemaatin elemanlarıdır. Cemaat kendi içinde özel sınavlar yapıyor. Kim vali olacak kim kaymakam kim polis...”
CEMAATTE KÜRT OLMAK!
Mazlum, “Cemaatin evlerinde ve cemaat ortamında Kürtçe konuşmak, Kürtleri ilgilendiren siyasi tartışmalar yapmak ve hatta Kürtçe şarkı söylemek bile yasak. Bu yasaklara uymayan gençlere çeşitli cezai yaptırımlar uygulanıyor. Aslında sadece Kürt gençleri değil Türk gençleri de asimilasyona uğratılıyor.
Aslında Kürt gençleri cemaatte çok sinsi bir şekilde kimlik kıyımına uğratılıyor. Benim dayımın oğlu da bu cemaatin bir üyesidir. Onu oradan çıkarmak için çok uğraştım ama başaramadım. Aslında Gülen cemaati Kürtleri kendi siyasal amaçları için kullanıyor. Bunu da Kürt gençleri üzerinde beyin yıkama faaliyeti yaparak gerçekleştiriyor. Kürt gençlerini Kürt özgürlük hareketinden soğutmak için PKK ‘terör örgütüdür’ lafını herkese ezberletiyorlar.”
“Ben yurtsever bir ailenin çocuğu olduğum için bunun böyle olmadığını biliyordum” diyerek konuşmasına devam eden Mazlum, cemaat içinde PKK’nin dine karşı olduğunun propagandasının yoğunca yapıldığını söylüyor.
YENİ HAMİDİYE ALAYLARI
Mazlum’un anlattıklarına göre, Gülen cemaati yoksul aile çocuklarını alıp eğiterek, AKP’nin son dönemlerde oluşturmaya çalıştığı özel-paralı orduda subay rütbesine kadar yükseltiyor. Bir anlamda Osmanlı döneminde Abdulhamid tarafından kurulan Hamidiye Alayları günümüzde AKP eliyle kurulmak isteniyor. Cemaatin, maddi durumu kötü olan ailelerin çocuklarını alıp yıllarca eğiterek, ordu içinde onları kullanmaya ve kendi kardeşlerine karşı savaştırmaya çalıştığını belirten Mazlum, bu sistemin nasıl işlediğini “Mesela benim kuzenim de bu şekilde ordu içerisine sokuldu. Ama şimdi çıkmak isterse bile çıkamıyor. Hatta çıkmak isteyen bir Türk arkadaşımız vardı, cemaat aileyi süründürdü” sözleriyle anlatıt.
KÜRT GENÇLERİNE ÇAĞRI
Gülen cemaati konusunda Kürt gençlerini uyaran Mazlum, “Kesinlikle maddi durumları ne kadar kötü olursa olsun, Kürt gençleri bu tür politikalara kanmasınlar. Kürt gençleri onurlu yaşamak istiyorlarsa kendi imkânları ile çalışmaları daha iyidir. Kürt gençlerinin dini inançlarını sömüren hem de kendi halkına karşı savaştıran bir cemaate sakın kanmasınlar” dedi.