Tarihçi Ayşe Hür: TSK, PKK'yi eylem yapmaya zorluyor
Kürt sorununda gelinen noktayı, KCK operasyonları adı altında Kürt siyasetçilerin tutuklanmasını ve son dönemlerde artan operasyon hazırlıklarını DİHA'ya değerlendiren Araştırmacı Yazar ve Tarihçi Ayşe Hür, Türk siyasetinin önce Kürt siyasetini yok saydığına, ardından asimile ve ezmeye çalıştığına işaret ederek, 'Gelinen noktada bunun olmadığını gördü. Karşısında güçlü talepleri olan bir Kürt grubu var. Bu taleplere Kürtlerin aktif olmayan kesimlerden de zimmi bir onay geldi. 'Tamam, ben bugüne kadar seni desteklemiyordum ama senin yöntemlerinle ancak devlet bizi dikkate alır' dedi. Böyle bir iç dinamik var' diye konuştu.
'Kürtlerin silahlı olmayan hiçbir mücadelesi karşılık görmedi'
'Bugünü acaba tarih mi belirliyor yoksa tarih bugünkü durumu açıklamak için malzeme mi yaratıyor kestiremez hale geldim' diyerek Kürt sorununun çok tarihsel ve kökünün geçmişlere uzandığının altını çizen Hür, bugünkü taleplere meşruiyet kazandırmak için tarihe atıfta bulunulduğunu ancak sorunların kimi dönem tarihten koptuğuna işaret etti. Hür sözlerini şöyle sürdürdü: 'Sorunu onlara anlatmak için 'Bir zamanlar Türk diye bir şey yoktu. Sizin de diliniz Osmanlı'da egemen değildi. Şöyle şöyle aşamalardan geçtiniz. Kendiniz dışındakilere şu kadar gaddar davrandınız. En ufak bir talebi şiddetle bastırdınız. Onun için ben şu haklarımı isterken silaha da başvurmak zorunda kaldım' diye bir açıklama yapmak için tarih işe yarar. Bu anlamda PKK'nin varlığını anlatmak açısından tarih önemli bir şeydir. 'PKK niye silahlı bir mücadele yürütüyor' diye baktığımızda silahsız olan hiç bir mücadelede karşılık görmediğini söyleyebiliyorum bir tarihçi olarak. Yani taleplerini bazen isyanlarla belli etmiş ama o isyanların hiçbiri bugünkü anladığımız anlamda organize eylemler değiller. Spontane hareketler çoğu. Bıçak kemiğe dayandığı için olmuş şeyler. Elbette bunun içerisinde siyasi aktörlerin rolü ve örgütlenmesi var. Ama sonuçta bir toplumun kendi kültürüne sahip çıkma hareketidir. Türk bürokrasisi bu hakları hiçbir şekilde meşru görmediği için en ufak bir taviz bile vermeye yanaşmadığı için siyasi mücadele giderek sertleşiyor.'
'AKP 'kötü Kürtleri' olarak gördüğü politik Kürtleri tasfiye peşinde'
Silahlı mücadelenin aşılması gerektiği düşüncesinde olduğunu dile getiren Hür, devletin bu konuda çok fazla açık kapı bırakmadığını, PKK'nin de 'Silahlı yöntemi bırakırsak acaba devlet bizi tuzağa mı düşürmüş olacak, gafil mi avlamış olacak' kaygısını taşıdığını söyledi. Siyasal alana geçiş için AKP'nin sığlığının güvenilmezliğin başlıca nedeni olduğunu belirten Hür, AKP'nin Kürt meselesi tarihini ve insan hakları konusundaki çağdaş kavramsallaşmayı bilmediğini, tamamen günü kurtarma peşinde olduğunu savundu. Hür, 'AKP bu düzen içinde kendisine bir yer sağlamaya çalışıyor. Bunu yapmak için de uluslararası ortamdan, aydın liberal destekten yararlanmayı düşünüyor. Amerika ile iyi geçinmeye çalışıyor. Bunları yaparken bizlerde 'belki Kürt meselesi hal olur' diye bir umuda kapıldık. Fakat gerek AKP'nin dar görüşlülüğü, gerekse ona karşı olan grupların bastırması sonucunda hükümet müthiş bir geri adım attı. Bunların akıl hocalarının Sedat Laçiner gibileri olduğunu düşünüyorum. Bu akıl hocaları bunlara Amerikan politikalarının işlevselliğine uygun bir şeyler empoze etmeye çalışıyor. Onlara göre bunun da başlığı şu olacak. 'Kötü Kürtleri ayıralım. PKK'yi tasfiye edelim geri kalanlarla biz muhatap oluruz' yaklaşımını yürürlüğe koymaya çalışıyorlar. Kürtsüz bir çözüm. Onlara bunun olmayacağını anlatmak mümkün olacak mı bilmiyorum' diye konuştu.
'Siyasi olarak aktif olmayanlarda desteklemeye başladı'
Hükümet politikalarının iç ve dış faktör doğrultusunda şekillendiğine dikkat çeken Hür, iç dinamikte Kürt siyasal hareketinin şu veya bu şekilde kendi varlığını ortaya koyması ve kanıtlamasının çok önemli olduğunu ve Türk siyasetinin karşısında güçlü talepleri olan bir Kürt grubunun var olduğunu ve siyasi olarak aktif olmayan kesimlerin de buna zımni bir onay verdiğini ifade etti. Kürt siyasetini bugüne kadar desteklemeyen ve siyasi olarak aktif olmayan Kürtlerin de, 'Tamam ben bugüne kadar seni desteklemiyordum ama senin yöntemlerinle ancak devlet bizi dikkate alır' dediğini vurgulayan Hür, 'Böyle bir iç dinamik var' dedi. AKP'nin politikalarını şekillendiren bir diğer faktörün de dış dinamik olduğuna dikkat çeken Hür, 'Maalesef iç dinamikler, Kürt siyasi hareketinin gücü, aydınların talepleri ya da AB baskılarından ziyade, Amerikanın bu sıcak reel politik talepleri gündemini belirliyor' dedi. Bir anda sınır ötesi operasyon yapılması ve hemen ardından 'Kürt açılımı' diye bir cümlenin icad edilmesini de ABD'nin istemlerine bağlayan Hür, 'Müesses nizam' diye tabir ettiği arka plan devlet teşkilatının da hemen bunun karşısında durmaya başladığını söyledi.
'Demokrasinin gelişmesi için sonuna kadar talep kar olunmalı'
Bölgedeki kimi operasyonların güvenlik güçlerinin kendi inisiyatifleri doğrultusunda yaptığını ileri süren Hür, ''Bu askeri hareketlilik, bilmiyoruz siyasi aktörler mi karar veriyor, yoksa orada birileri 'ben bildiğimi okurum' mu diyor. Çünkü karşımızda çok sıkışmış bir TSK var. Ergenekon davalarıyla, yolsuzluklarla kendi döşediği mayına basmış şehit verip PKK'ye yıkmaya kalkışmasıyla müthiş köşeye sıkıştı. Şimdi varlığını sürdürmesi için hiçbir rasyonalitesi kalmıyor' diye konuştu. Anayasa değişikliği konusunda AKP'nin 'korkunç hatalar yaptığını, BDP'nin de yanlış şeyler yaptığını belirten Hür, 'Demokrasinin gelişmesi için sonuna kadar talep kar olacaksın. Kavga etmeden ama sıkıştırarak ve güzellikle talep etmek lazım' dedi.
'TSK PKK'yi kışkırtarak eylem yapmaya zorluyor'
TSK'nin operasyon hazırlıkları ile PKK'yi tahrik etmeye çalıştığına dikkat çeken Hür, 'Yani Hakkâri dağlarında dolaşarak, tankları gezdirerek, uçakları uçurarak karşı tarafı kışkırtarak eylem yapmaya zorladıklarını düşünüyorum. Bu adamlar yıllardır hiç olmadığı kadar cüretkâr ve yanlış şeyler yapabildiler. Sınır ötesi operasyonla bunu yine yapabilirler mi bilmiyorum ama ABD'nin buna izin verebileceğini sanmıyorum. Gerçi ABD şimdiye kadar son 24 saat istihbaratı vermiyordu, ancak şimdi daha sıcak istihbarat verme kararı almış bulunuyor, bu da hiç hayra alamet bir şey değil. Bu istihbaratı kullandırır mı bilmiyorum ama bana kalırsa yapmamalı, kullandırmamalı. Yapmaması için gücümüzü ortaya koymalıyız' şeklinde konuştu. Hür, konuşmasının sonunda KCK operasyonları temelinde tutuklanan Kürt siyasetçileri ve belediye başkanlarının serbest bırakılması için kendilerinin de içinde olacağı eylem ve girişimlerin örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.
ÖMER ÇELİK/ABDURRAHMAN GÖK
İSTANBUL (DİHA)
'Kürtlerin silahlı olmayan hiçbir mücadelesi karşılık görmedi'
'Bugünü acaba tarih mi belirliyor yoksa tarih bugünkü durumu açıklamak için malzeme mi yaratıyor kestiremez hale geldim' diyerek Kürt sorununun çok tarihsel ve kökünün geçmişlere uzandığının altını çizen Hür, bugünkü taleplere meşruiyet kazandırmak için tarihe atıfta bulunulduğunu ancak sorunların kimi dönem tarihten koptuğuna işaret etti. Hür sözlerini şöyle sürdürdü: 'Sorunu onlara anlatmak için 'Bir zamanlar Türk diye bir şey yoktu. Sizin de diliniz Osmanlı'da egemen değildi. Şöyle şöyle aşamalardan geçtiniz. Kendiniz dışındakilere şu kadar gaddar davrandınız. En ufak bir talebi şiddetle bastırdınız. Onun için ben şu haklarımı isterken silaha da başvurmak zorunda kaldım' diye bir açıklama yapmak için tarih işe yarar. Bu anlamda PKK'nin varlığını anlatmak açısından tarih önemli bir şeydir. 'PKK niye silahlı bir mücadele yürütüyor' diye baktığımızda silahsız olan hiç bir mücadelede karşılık görmediğini söyleyebiliyorum bir tarihçi olarak. Yani taleplerini bazen isyanlarla belli etmiş ama o isyanların hiçbiri bugünkü anladığımız anlamda organize eylemler değiller. Spontane hareketler çoğu. Bıçak kemiğe dayandığı için olmuş şeyler. Elbette bunun içerisinde siyasi aktörlerin rolü ve örgütlenmesi var. Ama sonuçta bir toplumun kendi kültürüne sahip çıkma hareketidir. Türk bürokrasisi bu hakları hiçbir şekilde meşru görmediği için en ufak bir taviz bile vermeye yanaşmadığı için siyasi mücadele giderek sertleşiyor.'
'AKP 'kötü Kürtleri' olarak gördüğü politik Kürtleri tasfiye peşinde'
Silahlı mücadelenin aşılması gerektiği düşüncesinde olduğunu dile getiren Hür, devletin bu konuda çok fazla açık kapı bırakmadığını, PKK'nin de 'Silahlı yöntemi bırakırsak acaba devlet bizi tuzağa mı düşürmüş olacak, gafil mi avlamış olacak' kaygısını taşıdığını söyledi. Siyasal alana geçiş için AKP'nin sığlığının güvenilmezliğin başlıca nedeni olduğunu belirten Hür, AKP'nin Kürt meselesi tarihini ve insan hakları konusundaki çağdaş kavramsallaşmayı bilmediğini, tamamen günü kurtarma peşinde olduğunu savundu. Hür, 'AKP bu düzen içinde kendisine bir yer sağlamaya çalışıyor. Bunu yapmak için de uluslararası ortamdan, aydın liberal destekten yararlanmayı düşünüyor. Amerika ile iyi geçinmeye çalışıyor. Bunları yaparken bizlerde 'belki Kürt meselesi hal olur' diye bir umuda kapıldık. Fakat gerek AKP'nin dar görüşlülüğü, gerekse ona karşı olan grupların bastırması sonucunda hükümet müthiş bir geri adım attı. Bunların akıl hocalarının Sedat Laçiner gibileri olduğunu düşünüyorum. Bu akıl hocaları bunlara Amerikan politikalarının işlevselliğine uygun bir şeyler empoze etmeye çalışıyor. Onlara göre bunun da başlığı şu olacak. 'Kötü Kürtleri ayıralım. PKK'yi tasfiye edelim geri kalanlarla biz muhatap oluruz' yaklaşımını yürürlüğe koymaya çalışıyorlar. Kürtsüz bir çözüm. Onlara bunun olmayacağını anlatmak mümkün olacak mı bilmiyorum' diye konuştu.
'Siyasi olarak aktif olmayanlarda desteklemeye başladı'
Hükümet politikalarının iç ve dış faktör doğrultusunda şekillendiğine dikkat çeken Hür, iç dinamikte Kürt siyasal hareketinin şu veya bu şekilde kendi varlığını ortaya koyması ve kanıtlamasının çok önemli olduğunu ve Türk siyasetinin karşısında güçlü talepleri olan bir Kürt grubunun var olduğunu ve siyasi olarak aktif olmayan kesimlerin de buna zımni bir onay verdiğini ifade etti. Kürt siyasetini bugüne kadar desteklemeyen ve siyasi olarak aktif olmayan Kürtlerin de, 'Tamam ben bugüne kadar seni desteklemiyordum ama senin yöntemlerinle ancak devlet bizi dikkate alır' dediğini vurgulayan Hür, 'Böyle bir iç dinamik var' dedi. AKP'nin politikalarını şekillendiren bir diğer faktörün de dış dinamik olduğuna dikkat çeken Hür, 'Maalesef iç dinamikler, Kürt siyasi hareketinin gücü, aydınların talepleri ya da AB baskılarından ziyade, Amerikanın bu sıcak reel politik talepleri gündemini belirliyor' dedi. Bir anda sınır ötesi operasyon yapılması ve hemen ardından 'Kürt açılımı' diye bir cümlenin icad edilmesini de ABD'nin istemlerine bağlayan Hür, 'Müesses nizam' diye tabir ettiği arka plan devlet teşkilatının da hemen bunun karşısında durmaya başladığını söyledi.
'Demokrasinin gelişmesi için sonuna kadar talep kar olunmalı'
Bölgedeki kimi operasyonların güvenlik güçlerinin kendi inisiyatifleri doğrultusunda yaptığını ileri süren Hür, ''Bu askeri hareketlilik, bilmiyoruz siyasi aktörler mi karar veriyor, yoksa orada birileri 'ben bildiğimi okurum' mu diyor. Çünkü karşımızda çok sıkışmış bir TSK var. Ergenekon davalarıyla, yolsuzluklarla kendi döşediği mayına basmış şehit verip PKK'ye yıkmaya kalkışmasıyla müthiş köşeye sıkıştı. Şimdi varlığını sürdürmesi için hiçbir rasyonalitesi kalmıyor' diye konuştu. Anayasa değişikliği konusunda AKP'nin 'korkunç hatalar yaptığını, BDP'nin de yanlış şeyler yaptığını belirten Hür, 'Demokrasinin gelişmesi için sonuna kadar talep kar olacaksın. Kavga etmeden ama sıkıştırarak ve güzellikle talep etmek lazım' dedi.
'TSK PKK'yi kışkırtarak eylem yapmaya zorluyor'
TSK'nin operasyon hazırlıkları ile PKK'yi tahrik etmeye çalıştığına dikkat çeken Hür, 'Yani Hakkâri dağlarında dolaşarak, tankları gezdirerek, uçakları uçurarak karşı tarafı kışkırtarak eylem yapmaya zorladıklarını düşünüyorum. Bu adamlar yıllardır hiç olmadığı kadar cüretkâr ve yanlış şeyler yapabildiler. Sınır ötesi operasyonla bunu yine yapabilirler mi bilmiyorum ama ABD'nin buna izin verebileceğini sanmıyorum. Gerçi ABD şimdiye kadar son 24 saat istihbaratı vermiyordu, ancak şimdi daha sıcak istihbarat verme kararı almış bulunuyor, bu da hiç hayra alamet bir şey değil. Bu istihbaratı kullandırır mı bilmiyorum ama bana kalırsa yapmamalı, kullandırmamalı. Yapmaması için gücümüzü ortaya koymalıyız' şeklinde konuştu. Hür, konuşmasının sonunda KCK operasyonları temelinde tutuklanan Kürt siyasetçileri ve belediye başkanlarının serbest bırakılması için kendilerinin de içinde olacağı eylem ve girişimlerin örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.
ÖMER ÇELİK/ABDURRAHMAN GÖK
İSTANBUL (DİHA)