GÜNAY ASLAN
PKK gerillasının çekilme süreci bugün başlıyor.
Bir aksilik çıkmaz; provoke edici bir saldırı yaşanmaz ise çekilmenin sonbaharda tamamlanması hedefleniyor.
PKK, Kürt ve Kürdistan sorununun eşitlik ve özgürlük temelinde barışçıl çözümüne fırsat vermek amacıyla çekildiğini söylüyor. Bu beklentisini iç ve dış kamuoyuna açık bir biçimde deklare etmiş de bulunuyor.
Kaldı ki İmralı’da bu konuda genel bir mutabakatın sağlandığı, çekilmenin bunun sonucu olarak başladığı da biliniyor.
PKK lideri Öcalan bundan bir süre önce, 'yeni bir Ortadoğu' ve yeni bir Türkiye’nin şekillenmekte olduğunu söylemiş ve yeni dönem için 'stratejik ittifak' önermişti.
İmralı’dan gelen çağrı üzerine PKK şimdi bunun gerektirdiği tarihi adımı atıyor ve gerillasını bugünden başlayarak geri çekiyor.
Bunun hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu’nun geleceği açısından çok önemli bir adım olduğunu görmek gerekiyor.
PKK hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu’nun yeniden yapılanmasında söz sahibi olan etkili bir aktör olarak hayati önemde bir adım atıyor. Elbette yeni dönemin kavranması açısından bazı sorunlar, çalkantılar yaşanıyor, yaşanacak.
Ancak orta ve uzun erimde Kürt Özgürlük Hareketinin süreçten kazançlı çıkacağının ve mücadelenin kanatlanacağının görülmesi gerekiyor.
Hakkının verilmesi, siyasal zeminin tahkim edilmesi ve zenginleştirilmesi halinde Kürt halkının iradesinin kendi ülkesinde kurumlaşacağının ve uluslararası alanda meşruiyet kazanacağının bilinmesi gerekiyor.
Evet, gerillanın geri çekilmesi bir burukluk, bir üzüntü yaratıyor ancak, bu çekilme eskisinden çok farklı bir anlam taşıyor.
1999’da yaşanan çekilmeyle bugünkü çekilme arasında dağlar kadar fark bulunuyor. O zaman PKK tasfiye edilmek isteniyordu, şimdi ona dünya siyasetinde bir yer, bir gelecek açılıyor. Bu PKK’nin eskisinden farklı bir PKK olacağının bilinmesi de gerekiyor.
Yeni bir Türkiye, yeni bir Ortadoğu şekillenirken, PKK'nin aynı kalması mümkün görünmüyor.
Yeniden yapılanma ihtiyacı diğerleri gibi onun da kapısını çalmış bulunuyor.
Ortadoğu’da herkesi zorlu değişim sınavı bekliyor. Bundan kaçışın imkanı bulunmuyor çünkü, kaçmak kaybetmek anlamına geliyor
Dolayısıyla PKK gerillasının geri çekiliyor, sorunun silahlı zeminden siyasal zemine taşınıyor olmasına rağmen Türkiye ve Kürdistan'da önümüzdeki birkaç ay gibi, birkaç yılın da çok çetin geçeceğinin bilinmesi gerekiyor.
Bugün itibariyle değişim eksenli sancılı ve çalkantılı uzun soluklu yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin adil ve kalıcı bir barışla taçlandırılması için de Türk-Kürt vd. herkesin 30 yıllık savaştan dersler çıkarması ve yeni dönemde yapıcı bir tutum alması gerekiyor.
***
İmralı süreci başladığından bu yana Almanya’nın birçok eyaletinde olduğu gibi, Avrupa’nın birçok ülkesinde de çeşitli etkinliklere katıldım, katılıyorum.
Gittiğim her yerde istinasız aynı şeyle karşılaşıyorum; Kürt halkı gerillanın geri çekiliyor olmasını içine sindiremiyor.
Halkımız gerilla olmadan kendini kolu kanadı kırık, aciz ve güçsüz hissediyor. Gerilla mücadelesinin Kürt halkının varoluş gerekçesi olduğu bu süreçte daha iyi anlaşılıyor.
Gerilla öncesi ismi bile olmayan Kürt halkının şimdi uzansa tutabileceği kadar yakın bir özgür Kürdistan'ı var ve halk özgürlüğü yakalamak, kendi ülkesinde özgürce yaşamak istiyor.
Savaşın sona ermesinden yana olsa da Kürt halkı gerillasız bir gelecek düşünmüyor. Bundan olsa gerek birçok yurtsever 'gerilla gitti, herşey bitti' duygusunu taşıyor.
Oysa gerilla özünde bir yere gitmiyor; sadece kuzeyden güneye 'alan değiştiriyor.' Bunu halk da biliyor, buna rağmen sarsılıyor. Bunun yeni dönemde çok ciddi sorunlar yaratacağının bilinmesi gerekiyor.
Dolayısıyla yeni dönemde gerillasız da özgürlük mücadelesinin süreceğinin halka somut olarak gösterilmesi gerekiyor.
Şimdiye kadar Kürt halkının çıkarlarını korumak ve geliştirmek görevi gerillanın sırtındaydı. Kürt gerillası dillere destan bir kahramanlıkla bu görevi başarıyla tamamladı ve şimdi bunu gururla Kürt siyasetine devrediyor.
Bütün bileşenleriyle Kürt siyasetinin buna layık bir tutum alması, çok net politik perspektiflerle ve yaratıcı yöntemlerle Kürt halkının çıkarlarını koruyup güçlendirmesi gerekiyor.
Gerillanın emeğine, mücadelesine ve ödediği bedele saygı bunu gerektiriyor. Kürt siyaseti sürecin kalıcı bir çözümle neticelenmesi için üzerine düşeni yerine getirmelidir.
Sorun yeniden gerillaya havale edilmemelidir. Onun aziz kanı yeniden dökülmemelidir. Buna izin verilmemelidir.
Öte yandan evet, Kürt tarafı siyasal sürecin gerektirdiği adımları atmasına rağmen Türk tarafı; Türk devleti ve hükümeti sorunu çözmek yerine ötelemek ya da tasfiye etmek peşinde koşabilir.
Bu risk vardır ve zaten Ortadoğu’da her an her şey olabilmektedir. Fakat bu risk geçmişte de görüldüğü gibi direniş sayesinde telafi edilebilir. Kaldı ki Kürt hareketi alternatifsiz değildir; stratejik opsiyonları çeşitlidir.
Ne de olsa gerillanın 30 yıllık mücadelesi sayesinde önemli kazanımlar elde edilmiş, içeride ve dışarıda birçok mevzi ele geçirilmiştir.
Dolayısıyla çıplak yürekli Kürt gerillasına yarattığı bu kazanımlar için şükran duymak, onu gittiği her yerde onurla ve yürekle karşılamak ve kucaklamak gerekmektedir.
PKK gerillasının çekilme süreci bugün başlıyor.
Bir aksilik çıkmaz; provoke edici bir saldırı yaşanmaz ise çekilmenin sonbaharda tamamlanması hedefleniyor.
PKK, Kürt ve Kürdistan sorununun eşitlik ve özgürlük temelinde barışçıl çözümüne fırsat vermek amacıyla çekildiğini söylüyor. Bu beklentisini iç ve dış kamuoyuna açık bir biçimde deklare etmiş de bulunuyor.
Kaldı ki İmralı’da bu konuda genel bir mutabakatın sağlandığı, çekilmenin bunun sonucu olarak başladığı da biliniyor.
PKK lideri Öcalan bundan bir süre önce, 'yeni bir Ortadoğu' ve yeni bir Türkiye’nin şekillenmekte olduğunu söylemiş ve yeni dönem için 'stratejik ittifak' önermişti.
İmralı’dan gelen çağrı üzerine PKK şimdi bunun gerektirdiği tarihi adımı atıyor ve gerillasını bugünden başlayarak geri çekiyor.
Bunun hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu’nun geleceği açısından çok önemli bir adım olduğunu görmek gerekiyor.
PKK hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu’nun yeniden yapılanmasında söz sahibi olan etkili bir aktör olarak hayati önemde bir adım atıyor. Elbette yeni dönemin kavranması açısından bazı sorunlar, çalkantılar yaşanıyor, yaşanacak.
Ancak orta ve uzun erimde Kürt Özgürlük Hareketinin süreçten kazançlı çıkacağının ve mücadelenin kanatlanacağının görülmesi gerekiyor.
Hakkının verilmesi, siyasal zeminin tahkim edilmesi ve zenginleştirilmesi halinde Kürt halkının iradesinin kendi ülkesinde kurumlaşacağının ve uluslararası alanda meşruiyet kazanacağının bilinmesi gerekiyor.
Evet, gerillanın geri çekilmesi bir burukluk, bir üzüntü yaratıyor ancak, bu çekilme eskisinden çok farklı bir anlam taşıyor.
1999’da yaşanan çekilmeyle bugünkü çekilme arasında dağlar kadar fark bulunuyor. O zaman PKK tasfiye edilmek isteniyordu, şimdi ona dünya siyasetinde bir yer, bir gelecek açılıyor. Bu PKK’nin eskisinden farklı bir PKK olacağının bilinmesi de gerekiyor.
Yeni bir Türkiye, yeni bir Ortadoğu şekillenirken, PKK'nin aynı kalması mümkün görünmüyor.
Yeniden yapılanma ihtiyacı diğerleri gibi onun da kapısını çalmış bulunuyor.
Ortadoğu’da herkesi zorlu değişim sınavı bekliyor. Bundan kaçışın imkanı bulunmuyor çünkü, kaçmak kaybetmek anlamına geliyor
Dolayısıyla PKK gerillasının geri çekiliyor, sorunun silahlı zeminden siyasal zemine taşınıyor olmasına rağmen Türkiye ve Kürdistan'da önümüzdeki birkaç ay gibi, birkaç yılın da çok çetin geçeceğinin bilinmesi gerekiyor.
Bugün itibariyle değişim eksenli sancılı ve çalkantılı uzun soluklu yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin adil ve kalıcı bir barışla taçlandırılması için de Türk-Kürt vd. herkesin 30 yıllık savaştan dersler çıkarması ve yeni dönemde yapıcı bir tutum alması gerekiyor.
***
İmralı süreci başladığından bu yana Almanya’nın birçok eyaletinde olduğu gibi, Avrupa’nın birçok ülkesinde de çeşitli etkinliklere katıldım, katılıyorum.
Gittiğim her yerde istinasız aynı şeyle karşılaşıyorum; Kürt halkı gerillanın geri çekiliyor olmasını içine sindiremiyor.
Halkımız gerilla olmadan kendini kolu kanadı kırık, aciz ve güçsüz hissediyor. Gerilla mücadelesinin Kürt halkının varoluş gerekçesi olduğu bu süreçte daha iyi anlaşılıyor.
Gerilla öncesi ismi bile olmayan Kürt halkının şimdi uzansa tutabileceği kadar yakın bir özgür Kürdistan'ı var ve halk özgürlüğü yakalamak, kendi ülkesinde özgürce yaşamak istiyor.
Savaşın sona ermesinden yana olsa da Kürt halkı gerillasız bir gelecek düşünmüyor. Bundan olsa gerek birçok yurtsever 'gerilla gitti, herşey bitti' duygusunu taşıyor.
Oysa gerilla özünde bir yere gitmiyor; sadece kuzeyden güneye 'alan değiştiriyor.' Bunu halk da biliyor, buna rağmen sarsılıyor. Bunun yeni dönemde çok ciddi sorunlar yaratacağının bilinmesi gerekiyor.
Dolayısıyla yeni dönemde gerillasız da özgürlük mücadelesinin süreceğinin halka somut olarak gösterilmesi gerekiyor.
Şimdiye kadar Kürt halkının çıkarlarını korumak ve geliştirmek görevi gerillanın sırtındaydı. Kürt gerillası dillere destan bir kahramanlıkla bu görevi başarıyla tamamladı ve şimdi bunu gururla Kürt siyasetine devrediyor.
Bütün bileşenleriyle Kürt siyasetinin buna layık bir tutum alması, çok net politik perspektiflerle ve yaratıcı yöntemlerle Kürt halkının çıkarlarını koruyup güçlendirmesi gerekiyor.
Gerillanın emeğine, mücadelesine ve ödediği bedele saygı bunu gerektiriyor. Kürt siyaseti sürecin kalıcı bir çözümle neticelenmesi için üzerine düşeni yerine getirmelidir.
Sorun yeniden gerillaya havale edilmemelidir. Onun aziz kanı yeniden dökülmemelidir. Buna izin verilmemelidir.
Öte yandan evet, Kürt tarafı siyasal sürecin gerektirdiği adımları atmasına rağmen Türk tarafı; Türk devleti ve hükümeti sorunu çözmek yerine ötelemek ya da tasfiye etmek peşinde koşabilir.
Bu risk vardır ve zaten Ortadoğu’da her an her şey olabilmektedir. Fakat bu risk geçmişte de görüldüğü gibi direniş sayesinde telafi edilebilir. Kaldı ki Kürt hareketi alternatifsiz değildir; stratejik opsiyonları çeşitlidir.
Ne de olsa gerillanın 30 yıllık mücadelesi sayesinde önemli kazanımlar elde edilmiş, içeride ve dışarıda birçok mevzi ele geçirilmiştir.
Dolayısıyla çıplak yürekli Kürt gerillasına yarattığı bu kazanımlar için şükran duymak, onu gittiği her yerde onurla ve yürekle karşılamak ve kucaklamak gerekmektedir.