Bir dizi temasta bulunmak için Almanya'nın başkenti Berlin'e gelen PYD
Eşbaşkanı Asya Abdullah, dünyanın her yerinde yaşayan Kürtlere Batı
Kürdistan'ı koruma ve yardım etmeye çağırdı. Batı Kürdistan'daki
gelişmelerin ele alındığı panelde konuşan Abdullah, "Hiç bir dış gücün
Batı Kürdistan'a girmesine izin vermeyeceğiz, kazanımlarımızı sonuna
kadar koruyacağız" dedi.
Alman siyasi parti temsilcileri ve Kürt
kuruluşlarıyla görüşmeler yapmak için başkent Berlin'de bulunan
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Asya Abdullah, dün akşam Batı
Kürdistan'daki gelişmelerin tartışıldığı bir panele katıldı. Başta
Kürtler olmak üzere Almanların da yoğun ilgi gösterdiği panelde konuşan
Abdullah, önemli mesajlar verdi.
Batı Kürdistan'da özellikle ilaç
ve sağlık malzemeleri konusunda ciddi sıkıntıların başladığını söyleyen
PYD lideri, Halep'teki çatışmalardan sonra ise buradan Efrin'e
yardımların kesildiği ve bölgenin halkının acil yardıma ihtiyaç olduğunu
bildirdi. Halep'teki bezer çatışmaların yaşanması için sık sık
provokasyon girişimlerinin yapıldığına dikkat çeken Abdullah özetle
şöyle konuştu:
"DEFALARCA PROVOKASYONLAR YAPILDI"
"Eğer
girişimlerimiz olmasıydı dış güçlerin kışkırtma ve desteğiyle Halep gibi
birçok yerde çatışmalar olacaktı. Ancak biz sonuna kadar sağ duyulu
davrandık. Unutmayın ki Hewler anlaşmasının önemli maddelerinden birisi
hiç bir dış gücün Batı Kürdistan'a girmemesi ve muhatabın Yüksek Kürt
Konseyi olması yönündedir. Biz sonuna kadar bu madde için mücadele edeceğiz.
Batı
Kürdistan'da halkımız ilk kez kendi gücü ve iradesiyle yönetimlerini
oluştu. A'dan Z'ye bütün ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor. Bu yüzden
Batı Kürdistan'da kazanımları sonuna kadar koruyacağız. Hiç bir gücün bu
kazanımları geri almasına izin vermeyeceğiz. Çünkü unutmayın ki batıda
Kürtlerin statüsü sadece Kürdistan'ın diğer parçalarında değil bütün
Ortadoğu'da gerçek bir devrim anlamına gelecek."
Geçtiğimiz
Haziran ayında deşifre edilen ve Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından
Hewler'deki Türk Konsolosluğu’na gönderilen belgede Batı Kürdistan'a
yönelik konseptin hayata geçirilmek istendiğine dikkat çeken PYD
Eşbaşkanı Asya Abdullah "O belgede özellikle 'Suriye Özgür Ordusu'nun
Batı Kürdistan'a girmesi ve Kürt gençlerinin bu orduya katılması'
gerektiği belirtiliyordu. İçinde bulunduğumuz günler gösteriyor ki bu
konsept yavaş yavaş hayata geçirilmek isteniyor" dedi.
Bölge ve
batılı güçleri Batı Kürdistan'ın iradesine saygılı olmaya davet eden
Abdullah son olarak Kürtlere ise şu çağrıyı yaptı: "Dünyanın her yerinde
yaşayan Kürtlerin gündeminde Batı Kürdistan'ı her türlü saldırı ile
müdahaleden koruma ve bu parçada yaşayan Kürtlere yardım olmalı. Bu
bütün Kürtlerin önemli gündemi olmalı. Batı Kürdistan halkını yalnız
bırakmayın."
ANF
Kürt Halk Önderi Öcalan’ın sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının
sağlanması talebiyle on bin tutsağın açlık grevi 59. gününe girerken,
Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan “yeri geldiği zaman idamın bir haklılık
sebebi var” diyerek bir kez daha idamı gündeme getirdi.
Cezaevlerinde
Kürt Halk Önderi Öcalan’ın sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının
sağlanması talebiyle gerçekleşen açlık grevleri 59. Gününe girerken,
Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın tutsakların taleplerine dönük olumsuz
açıklamaları sürüyor.
Erdoğan’ın Endonezya ziyaretinde de
gündemi ‘idam’ tartışmalarıydı. Başkent Bali’de bir panelde konuşan
Erdoğan idam cezasının devam ettiği ülkeleri örnek göstererek, "Bakınız
Norveç'te bir olay yaşadık. Bir tane kendini bilmez çıktı, 77 tane
Norveç vatandaşını öldürdü. Bir kişi. Ama buna verilen cevap nedir? 21
yıl mahkumiyet. Ben sordum merak ettim, yahu nasıl oluyor da 77 kişiyi
öldüren bir insan 21 yıla mahkum oluyor? 21 yıl sonra ne olacak? Bu adam
elini kolunu sallayarak dışarı çıkacak. Bana verilen cevap şu: Hayır
çıkmaz! 21 yıl sonra, yine bir şeyler uydurulur, tekrar bir ikinci 21
yıl verilir. Ben buna nereden inanacağım? Bunu çözmemiz lazım. Şu anda
Avrupa'da idam kalktı ama ABD'de, Japonya'da, Çin'de kalktı mı” diye
sordu. Erdoğan devamla “demek ki yeri geldiği zaman idamın bir haklılık
sebebi de var" ifadelerini kullandı.
Erdoğan geçtiğimiz hafta
da, açlık grevindeki tutsakların talepleriyle ilgili olarak “bunu
şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz, sizin söylemenizle bu tür eylemi
yapmanızla terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz. Şu anda
birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında idam yeniden gelsin diyor”
şeklinde sözler sarfetmişti.
ANF
BDP, yarın İstanbul'un 3 bölgesinde 31 yerde eş zamanlı eylemler yapacak. Eylemler, saat 15.00'de başlayacak.
Kürt
siyasi tutukluların, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve
özgürlüğü ile anadilde eğitim ve savunma hakkı için 12 Eylül'de
başlattığı açlık grevi 59. gününde sürerken, BDP İstanbul il örgütü
yarın 3 bölgede 31 yerde eş zamanlı eylem yapacak.
Saat 15.00'de başlayacak eylemlerin yerleri şöyle:
1.BÖLGE
Kadıköy: İskele Meydanı'nda oturma eylemi.
Kartal: Sahilde basın açıklaması.
Sultanbeyli: Meydanda basın açıklaması.
Sancaktepe: Demokrasi Caddesi'nde basın açıklaması.
Ataşehir: Hal Yolu Caddesi'nde seçim bürosunun önünde basın açıklaması.
Maltepe: Meydanda basın açıklaması.
Ümraniye, Üsküdar ve Beykoz: Meydanda basın açıklaması.
Pendik ve Tuzla: İlçe binaları önünde açiklama.
2.BÖLGE
Şişli: Metre durağının önünde basın açıklaması.
Sarıyer: Derbent Mahallesi'nde basın açıklaması ve metroya yürüyüş.
Zeytinburnu: İlçe binasının önünde oturma eylemi ve basın açıklaması.
Bayrampaşa: İlçe binasının önünde basın açıklaması.
Fatih: Aksaray metrosu önünde ve Kadınlar Pazarı'nda bildiri dağıtımı.
Esenler: Tepe Meydanı'nda basın açıklaması ve yürüyüş.
Gaziosmanpaşa: Karayolları Mahallesi'nde yürüyüş
Sultangazi: Gazi Mahallesi'nde eski karakol durağında yürüyüş.
Kağıthane: Çağlayan'da basın açıklaması ve yürüyüş.
Eyüp: Güzeltepe Mahallesi meydanında basın açıklaması.
Beyoğlu: Çukur Mahallesi'nde yürüyüş.
3.BÖLGE
Avcılar: Marmara Caddesi'nde sessiz yürüyüş ve basın açıklaması.
Beylikdüzü: Metrobüs durağı üstündeki meydanda oturma eylemi ve basın açıklaması.
Başakşehir: İlçenin önünden meydana yürüyüş ve oturma eylemi.
Bağcılar: İlçenin önünden Demirkapı'ya yürüyüş.
Güngören: Kalesentir tramvay durağı önünden AKP'ye yürüyüş ve çelenk bırakma.
Bakırköy: İlçeden meydana basın açıklaması.
Bahçelievler: Şirinevler Meydanı'ndan Fatih Caddesi'ne yürüyüş.
Esenyurt: Depo durağının önünden yürüyüş.
Küçükçekmece: Kadriye Moroğlu'nda basın açıklaması.
ANF
BDP, 59.gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevine ilişkin yeni
eylem planı çıkarırken, BDP’li vekiller de yarın bir basın toplantısı
düzenleyerek açlık grevine başlayacak.
59. gününe giren açlık
grevleriyle ilgili AKP Hükümeti’nin tutsakların taleplerini görmezden
gelen tutumu sürerken, BDP “kaybedilecek tek bir saniyeye bile
tahammülümüz olmamalıdır” diyerek yeni bir eylem planı çıkardı. Kitlesel
mitinglerle tutsakların taleplerini sahiplenecek olan BDP, 11 Kasım
günü tüm illerde cezaevlerine yürüyecek. Aynı akşam ‘hayatları
karartmayın’ şiarıyla ışıkları karartma eylemi yapılacak.
BDP’nin
örgütlü olduğu tüm merkezlerde düzenlenecek miting, yürüyüş ve diğer
demokratik eylemlerin yanısıra BDP’li milletvekilleri de eylemde olacak.
BDP Genel Merkezi, yarın Diyarbakır’da BDP’li
milletvekillerinin başlatacağı açlık grevine ilişkin basın toplantısı
düzenleyerek kararını açıklayacağını duyurdu.
BDP Eş Genel
Başkanı Gülten Kışanak ve BDP’li milletvekilleri yarın saat 11.00’de
Diyarbakır’da bulunan DTK binasında milletvekillerinin başlatacağı açlık
grevine ilişkin basın toplantısı düzenleyecek. Toplantı sonrasında BDP
grubunda bulunan milletvekillerinin açlık grevine başlaması bekleniyor.
AYNA VE ÜÇER SÜRESİZ DÖNÜŞÜMSÜZ AÇLIK GREVİNDE
Aynı
zamanda DTK Koordinasyon üyeleri olan Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna ve Van Milletvekili Özdal Üçer ise dün süresiz dönüşümsüz açlık
grevine başlamıştı.
ANF
59. gününe giren açlık grevleriyle ilgili AKP Hükümeti’nin tutsakların
taleplerini görmezden gelen tutumu sürerken, BDP “kaybedilecek tek bir
saniyeye bile tahammülümüz olmamalıdır” diyerek yeni bir eylem planı
çıkardı. Kitlesel mitinglerle tutsakların taleplerini sahiplenecek olan
BDP, 11 Kasım günü tüm illerde cezaevlerine yürüyecek. Aynı akşam
‘hayatları karartmayın’ şiarıyla ışıkları karartma eylemi yapılacak.
Cezaevlerinde
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık-güvenlik ve özgürlük
koşullarının sağlanması, anadil önündeki tüm engellerin kaldırılması
talebiyle başlatılan ve on bin tutsak tarafından sürdürülen açlık
grevleri 59.gününe girdi.
BDP Eşbaşkanlar Selahattin Demirtaş ve
Gültan Kışanak imzasıyla dün il örgütlerine bir genelge göndererek
demokratik eylemlerin yükseltilmesini istedi.
Genelgede, 12
Eylül tarihinde 63 tutsakla başlatılan açlık grevlerinin 5 Kasım
tarihinde on bin tutsağın katılımıyla yeni bir boyut kazandığına dikkat
çekildi.
BDP olarak ilk günden itibaren tutsakların taleplerini
ve direnişini sahiplendiklerinin altının çizildiği genelgede “çünkü bu
talepler bizim de yıllardır savunduğumuz, mücadelesini verdiğimiz
taleplerdir. Çünkü bu taleplere olumlu yanıt verilmesi durumunda, Kürt
sorununun demokratik, siyasi, barışçıl çözümünün önünün açılacağına da
inanıyoruz. Çünkü olumlu yanıt verilmesi durumunda, yıllardır yaşanan
acıların, savaşın yol açtığı ölümlerin daha da artmaması için olanak
yaratılmış olacaktır” denildi.
Ancak tüm bu hayati ihtiyaçlara
rağmen Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin açlık
grevlerine karşı “inat, görmemezlik ve karşıtlık” tutumunun sürdüğünü
ifade eden BDP, “bu yaklaşım grevlerin ölüm olmadan sonuçlanmasına
hizmet etmez. Kürt sorununun çözümüne katkısı olmaz. Hatta telafisi
mümkün olmayan sonuçların ortaya çıkmasına yol açabilir” uyarısında
bulundu.
Genelgede açlık grevini sonlandıracak en temel olgunun
bu meşru direnişin sahiplenilmesi olduğuna vurgu yapan BDP “kaybedilecek
bir tek saniyeye dahi tahammülümüz olmamalıdır” diyerek il ve ilçe
örgütlerine demokratik eylemleri yükseltme çağrısında bulundu.
Genelgeye
göre; 10 Kasım Cumartesi günü Cizre’de, 11 Kasım Pazar günü Siirt’te
kitlesel mitingler gerçekleştirilecek. Mitinglere BDP Eşbaşkanı Gültan
Kışanak da katılacak. 12-19 Kasım tarihleri arasında İstanbul ve Van’da
Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ın katılımıyla mitingler düzenlenecek.
BDP’liler 13 Kasım’da ise Mardin Cezaevi önünde mitingle tutsakların taleplerini dile getirecek.
11 KASIM GÜNÜ CEZAEVLERİNE YÜRÜNECEK
BDP
il ve ilçe örgütleri ise 11 Kasım Pazar günü saat 12.00’de açlık
grevlerinin sürdüğü tüm cezaevlerine yürüyüşler düzenleyecek.
Genelgede
yürüyüşler ile ilgili “bu yürüyüşler engelleme ile karşılaşsa dahi
ısrarcı ve kararlı olunacaktır. Akşam saatlerine kadar cezaevi önünde
kalınacaktır” denildi.
Aynı gün akşam saatlerinde ise
Kürdistan’da ve BDP’nin örgütlü olduğu bütün illerde saat 19.00’dan
itibaren “hayatları karartmayın, ölümlere hayır” şiarıyla ışık kapatma
eylemi gerçekleştirilecek.
‘HAYATLARI KARARTMAYIN’ ŞİARIYLA IŞIKLAR KARARTILACAK
Genelgede bu eylemle ilgili de şu ifadeler yer aldı:
“11
Kasım Pazar günü örgütlü olduğumuz bütün illerde, açlık grevlerine
dikkat çekmek ve taleplerin sahiplenildiğini göstermek amacıyla saat
19.00’dan itibaren bütün evlerin ve işyerlerinin gece boyunca ışıklarını
kapatmaları, evlerin ve işyerlerinin dış pencere ya da balkonlarında
mum yakarak “HAYATLARI KARARTMAYIN, ÖLÜMLERE HAYIR” mesajı vermeleri
çağrısı yapılacaktır. Bir gece sürecek olan bu eylemin halka duyurulması
için basın açıklamaları, halk toplantıları, yerel medya imkânları,
sosyal medya, el ilanları vb. yöntemler kullanılmalıdır. Evlerin
özellikle caddeye bakan balkon ve pencerelerine mum bırakılmasının da
cezaevlerinde ve dışarıda hayatların kararmaması açısından önemli bir
mesaj olacağı unutulmamalıdır. 30 Ekimde hayatı durdurarak topyekun
direnişe katılan halkımızın, bu konuda da göstereceği kitlesel katılım
büyük ve güçlü bir mesaj olacaktır.”
ANF
Mahkemelerde sanıklara anadilde savunma imkanı veren yeni yasa
tasarısının Meclis’e gönderilmesi için Türk Başbakanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın yurtdışından dönüşünün beklendiği bildirildi.
Alınan
bilgilere göre Adalet Bakanlığı’nın, anadilinde savunma hakkına ilişkin
tasarı konusundaki çalışmaları tamamlandı. Açlık grevindeki eylemcilerin
talepleri arasında yer alan anadilinde savunma için Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 202. maddesinde değişikliğe
gidilecek. Bu değişiklikle, 202. maddede anadilinde savunma ya da
tercüman aracılığıyla savunma için hâkim kararına olan ihtiyaç ortadan
kaldırılacak.
Söz konusu ifadenin eklenmesiyle başta Kürtçe olmak
üzere sanıkların talep etmesi durumunda mahkemelerde Lazca, Çerkezce,
Boşnakça, Arapça ve diğer dillerde de savunma yapılabilecek.
Aynı
düzenlemeyle tutuklu ve hükümlülerin eş ve çocuklarıyla birlikte 3 ayda
bir belirli mekânlarda 24 saat süreyle bir arada kalabilmesine de izin
verilecek.
ANF
Batı, körfez ülkeleri ve Türkiye desteğindeki silahlı gruplar Türkiye
tarafından Batı Kürdistan’ın Serêkaniyê kentine girdi. Suriye ordusu ile
ÖSO arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Yüksek Kürt Konseyi, silahlı
grupları kenti terk etmeye çağırırken, YPG güçleri harekete geçti.
Batı
Kürdistan’ın Türkiye ile sınır Serêkaniyê (Ras-el ayn) kenti
dolaylarında bugün silahlı gruplar ile Suriye ordusu arasında şiddetli
çatışmalar yaşandı. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne
göre 10 isyancı ve 16 asker çatışmalarda öldü. Suriye devlet televizyonu
ise ordunun onlarca “teröristi” öldürdüğünü savundu.
Çok sayıda
kişi de hangi taraftan geldiği belli olmayan kurşunlarla yaralandı.
Gözlemevi, sabahın erken saatlerinde Türkiye sınırından yüzlerce
savaşçının Serekaniyê’ye doğru hareket ettiğini bildirdi. Kürt
kaynaklarına göre çatışmalardan dolayı çok sayıda kişi kentten kaçtı.
Bazılarının Türkiye tarafına geçtiği belirtiliyor.
AFP’ye göre
Suriye Kürtleri Ulusal Meclis üyesi Celal Kedo, Hewler’den verdiği
bilgide ÖSO’ya ait araçların kentte dolaştığını ve halktan kenti terk
etmesini zira Suriye ordusuna ait 70’e yakın aracın yaklaştığını
söyledi.
BİR YPG ÜYESİ YARALANDI
ANF’nin edindiği
bilgiler ise kentte yaşanan çatışmalar sırasında hangi taraftan geldiği
bilinmeyen bir kurşun Halk Savunma Birlikleri (YPG) üyesi Ciwan Newaf
Ferec’e isabet etti. Ağır yaralanan Ferec, hastaneye kaldırılarak
ameliyata alındı.
YÜKSEK KONSEY KRİZ MASASI OLUŞTURDU
Yüksek
Kürt Konseyi (YKK), silahlı gruplardan kenti terk etmelerini istedi.
Olağanüstü toplanan YKK, sabah saatlerinde ÖSO birliklerinin Kürt
kentine girmesi ardından kentin savaş alanına döndüğünü, bu nedenle çok
sayıda kişinin çevredeki köyler ve Türkiye’ye göç ettiğini söyledi.
Rejimin kentte saldırmasına fırsat vermemek için silahlı güçlerden kenti
terk etmelerini isteyen YKK, “Biz kentte yaşayan tüm halkları varolan
kardeşlik ilişkilerini korumaya çağırıyoruz” dedi. Yüksek Konsey ayrıca
kentte bir kriz masası kurulması, halka hizmet komiteleri ile güvenlik
komitelerinin aktifleştirilmesi kararı aldı.
TEV-DEM, YPG’Yİ GÖREVE ÇAĞIRDI
Batı
Kürdistan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) de yaptığı açıklamada
silahlı grupların Serêkaniyê’ye girmesinin Kürt, Arap, Süryani ve diğer
halkların iradesine karşı olduğunu belirterek, kenti terk etmelerini
istedi. TEV-DEM halkı da yerlerini terk etmemeye çağırırken, YPG’den
gerekli tedbirleri almasını istedi.
ANF
Cezaevlerindeki süresiz dönüşümsüz açlık grevlerinde 58 gün geride
kalırken tutsaklar cezavi idarelerine “bilinç kaybı yaşasak da müdahale
edilmesin” şeklinde dilekçelerini sunmaya başladı.
PKK'li ve
PAJK'lı tutsaklar tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın
güvenlik, sağlık ve özgürlük koşullarının sağlanması ile anadil önündeki
engellerin kaldırılması için başlatılan açlık grevi 59'uncu gününde
devam ediyor. Özellikle 12 Eylül gününden bu yana 7 cezaevinde açlık
grevi başlatan 64 tutsağın durumunun her geçen saat kötüye gittiği
bildirilirken, tutsakların cezaevi idarelerine "bilinç kaybı yaşasalar
dahi tıbbi müdahale edilmemesi" yönündeki dilekçeleri verdiği
bildirildi. Tutsakların bilinç kaybı durumunda müdahale edilmemesi ve
iradelerine saygı duyulmasını talep eden dilekçelerini cezaevi idareleri
aracılığıyla Adalet Bakanlığı'na göndermeye başladığı belirtildi.
Tutuklu
ve Hükümlü Aileleri Derneği Federasyonu (TUHAD-FED) Genel Başkanı
Zübeyde Teker, konu ile ilgili DİHA'ya konuştu. Teker, 12 Eylül günü 7
cezaevinde 63 siyasi, 1 adli tutsağın katılımıyla başlayan açlık
grevinin 59'uncu gününü geride bıraktığını belirtti. Açlık grevlerinin 5
Kasım tarihine kadar 66 cezaevinde 708 tutsak tarafından sürdürüldüğünü
bu tarihten sonra 72 cezaevinde 10 bin tutsağın açlık grevine dahil
olduğunu hatırlatan Teker, "Başta 708 arkadaşımız olmak üzere şu an tüm
cezaevlerinde, arkadaşlarımız bilinç kaybı durumunda müdahale edilmemesi
ve iradelerine saygı duyulmasını talep eden dilekçelerini Adalet
Bakanlığı'na gönderilmek üzere cezaevleri idarelerine vermeye
başladılar" dedi.
ANF
Türk cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların 12 Eylül’den bu yana
sürdürdükleri açlık grevine destek veren BDP Diyarbakır Milletvekili
Ayna ve BDP Van Milletvekili Üçer de, süresiz dönüşümsüz açlık grevine
katıldı.
Türk cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutsakların
öncülüğünde 59 gündür bedenlerini ölüme yatırarak sürdürdükleri açlık
grevine destek artıyor. DTK Daimi Meclisi üyelerinin dün başladığı
süresiz dönüşümsüz açlık grevinin ardından, DTK Koordinasyon üyeleri
Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna ve Van Milletvekili Özdal Üçer’de DTK
binası önünde yaptığı açıklama ile süresiz dönüşümsüz açlık grevine
başladıklarını duyurdu.
BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt
ve BDP’li yöneticiler, ESP Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Karakaya, Sur
Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Barış Anneleri, İsveç Sol Parti
Upsala bölgesi dış işleri sorumlusu Yekbun Alp gibi birçok kişinin
katıldığı açıklamada sık sık “Disa disa serokê me Öcalan”, “Katil
başbakan” sloganları atıldı.
SOMUT ADIM ATILMADI
Van
Milletvekili Üçer yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu toplantısının
ardından Hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamalarla tüm
kamuoyunu umutlandırdığını ifade ederek, “Sayın Arınç’ın konuşmasının
üzerinden 4 gün geçmesine, açlık grevindeki arkadaşlarımızın geçirdiği
her anın ölüm anlamına gelmesine rağmen somut bir adım atılmadı. Bir an
önce adım atılmalıdır” dedi.
Açlık grevindeki tutsakların
kararlılıklarını bir kez daha dile getiren Üçer sözlerini şöyle
sürdürdü: “Bu insanların toplumun tümünün kabullendiği taleplerini
sizler hükümet temsilcileri olarak dile getirdiniz. Peki açıklamanın
üzerinden dört gün geçmesine rağmen, 4 dakikanın geçmesi bile ölüm,
tehlike demekken neden adım atmıyorsunuz? Engel olan nedir? Onların
taleplerinden biri, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin
kaldırılarak sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının sağlanması
talebinin yerine getirilmesi için nedir engel olan, mantıksız olan
nedir? On binlerce siyasi tutsağın suçu nedir ki o kadar insan
cezaevlerine tıkılmış durumdadır? Kürt kimliğini Anayasa’da güvence
altına almanın önünde engel olarak ne var? Anadilde eğitimin önünde
makul olmayan ne var? Bunların hepsini onlar soruyorlar biz de bu
sorulara cevap bekliyoruz.”
ONLARIN ÖLÜMÜNE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK
Her
geçen dakikanın 59 gündür açlık grevinde olan tutsakları ölüme bir adım
daha yaklaştırdığının altını çizen Üçer, “Analarımız çocuklarının,
gençlerinin, bizler de yoldaşlarımızın gün geçtikçe gözümüzün önünde
eriyip gitmesine tahammül etmiyoruz. Biliyoruz ki onlar, bu halk için
inandıkları değerleri için bir fedakarlık eylemi yapıyorlar. Ancak bizim
onların ölümüne tahammülümüz yok bunu herkes bilsin. Onlar Kemal
Pir’lerin yoldaşları bunu biliyoruz. Onlar, yaşamı uğrunda ölecek kadar
seviyorlar bunu biliyoruz. Ama onlar da bilsinler ki; biz de onları
onların uğrunda ölecek kadar seviyoruz” diye konuştu.
DÖNÜLMEZ BİR YOLUN SINIRINDAYIZ
Hükümet
Sözcüsü Arınç’ın açıklamasını toplumsal basıncın etkisiyle yaptığını
söyleyen Üçer, yapılan açıklamanın gereklerinin yerine getirilmesi
gerektiğini ifade etti. Üçer, ana akım medyayı da eleştirdi.
Devlet
kanadından yapılana açıklamaları ve verilen sözleri önemsediklerini
belirten Üçer, “Şuan dönülmez bir yolun sınırındayız. Gelişebilecek en
ufak bir olumsuzluktan hükümet sorumludur. Zindan direnişçilerine Kürt
halkına hakarette bulunan başbakana sesleniyoruz: senin bu dilin bu
halkı bağlamıyor, vazgeç bu dilinden. Vazgeç ölümlerden” dedi.
Türk
cezaevlerindeki açlık grevleri ve DTK Daimi Meclis üyelerinin açlık
grevi eylemleri devam ettikçe kendilerinin de eylemlerini
sürdüreceklerini belirten Üçer, hükümetin süreci oyalama sürecine
çevirmeden tutsakların taleplerini karşılamasını ve müzakereleri
başlatmasını istedi.
Üçer son olarak, Kürt halkını serhıldanlara çağırdı.
Ayrıca
İsveç Sol Parti Upsala bölgesi dış işleri sorumlusu Yekbun Alp’da
cezaevlerindeki açlık grevine destek vermek amacıyla 3 günlük açlık
grevine başladı.
Açlık grevinde olanların isimleri ise şöyle:
Cafer
Kan, Meral Güngör, Seydi Fırat, Asya Tekin, Naşide Buluttekin, Osman
Özçelik, Fırat Alökmen, Zöhre Taş, Şilan Elmas, Mehmet Baysal, Remzi
Kızılkaya, Ramazan Özbek, Fırat Tursun.
ANF
Cezaevlerinde 59.gününe giren açlık grevleriyle ilgili konuşan Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay, açlık grevlerinin “haklı ve pratik bir
gerekçesi olmadığını” öne sürdü. Açıktan müdahale edeceklerini söyleyen
Atalay açlık grevi yapacaklarını söyleyen BDP’lileri de tehdit etti.
Cezaevlerinde
PKK ve PAJK’lı tutsaklar tarafından başlatılan ve on bin Kürt siyasi
tutsak tarafından sürdürülen açlık grevlerine ilişkin Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay da konuştu.
Açlık grevine gerekçe olarak
gösterilen talepler üzerinde zaten çalıştıklarını ileri süren Atalay,
“açlık grevinin haklı ve pratik bir gerekçesi yok” dedi. Tutsakların
taleplerinden olan anadilde eğitim konusunu “iyi niyetli” görmediklerini
söyleyen Atalay, hükümetin çalışmalarını kesintiye uğratmak istendiğini
iddia etti.
Atalay konuşmasının devamında açlık grevlerine müdahale edeceklerini söyledi.
“Kritik
eşiğe gelindiğinde müdahale edilebilir. Ama onun da uluslararası hukuku
var. Onları da gözeterek çok dikkatli şekilde takip ediliyor. Zorla
götürmek gibi bir şey yok. Hükümet olarak biz konunun bütün boyutlarıyla
üzerindeyiz” şeklinde konuştu.
Beşir Atalay, açlık grevine
destek amacıyla kendilerinin de açlık grevine girebileceklerini duyuran
BDP’lilere de tehdit savurdu. “BDP'liler sakın açlık grevi yapmasınlar.
Yanlış yaparlar. Açlık grevi yapıp yürüyen süreçleri tıkayacaklarına
diyaloğa, siyasi çalışmalara katkı versinler. Sorunun kökten çözümüne
doğru katkı versinler'' dedi.
ANF
HPG, Türk medyasında geçen ‘sınır ötesi kara operasyonu’ haberlerini
yalanladı. "Bu tür haberlerin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur" diyen HPG,
psikolojik savaş amaçlı haberlerin, Kandil’de Türk savaş uçaklarınca
gerçekleşen ve 2 sivilin yaşamını yitirdiği katliamı gizlemeye dönük
olduğuna dikkat çekti.
HPG Anakarargah Komutanlığı, Türk
medyasında geçen ‘bordo bereliler sınır ötesinde operasyon yaptı’
şeklindeki haberleri yalanladı. Yapılan yazılı açıklamada, psikolojik
savaş amacı güden haberlerin, Kandil’de 7 Kasım günü Türk savaş
uçaklarınca gerçekleştirilen hava saldırısında 2 sivilin katledilmesini
gizlemeye dönük olduğuna vurgu yapıldı.
Açıklamada şunlar belirtildi:
“İşgalci
TC ordusunun Medya Savunma Alanları’na yönelik sınır ötesi bir kara
operasyonu düzenlediği yönlü haberlerin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.
İşgalci TC ordusu, elinde kalan tek savaş gücü olarak sıkça başvurduğu
ve ağırlığı sivil yerleşim yerlerine yönelik düzenlenen uçak
bombardımanları dışında hiçbir sınır ötesi operasyon
gerçekleştirmemiştir.
Bir psikolojik savaş amacı güden ve
gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu yönlü propagandalar
Kandil’de savaş uçakları tarafından yapılan katliamı gizlemeye yönelik
bir girişimdir.”
ANF
HPG Anakarargah Komutanlığı, 4 Kasım günü Şemdinli’de yaşanan ve 1
çocuğun yaşamını yitirmesine neden olan patlamanın “bir yerel birimin
askeri aracı hedefleme maksadıyla” gerçekleştirdiğini açıkladı. Sivil
yerleşim yerlerinde bu tür eylemlerin yapılmasını yasakladıklarını
hatırlatan HPG gerekli cezai yaptırımlara gidileceğini duyurdu. HPG
Anakarargah Komutanlığı Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nde yaşanan, 14
yaşındaki Faris Demircan’ın hayatını kaybetmesine, 26 kişinin de
yaralanmasına neden olan patlamayla ilgili açıklamada bulundu.
“Sivil
yerleşim yerlerinde patlayıcı yüklü araçla eylem yapılmasını yasaklamış
olmamıza rağmen yerel bir birimimizin askeri aracı hedefleme maksadıyla
bu patlamayı gerçekleştirdiğini netleştirmiş bulunuyoruz” denilen
açıklamada şu ifadeler yer aldı:
24 Kasım günü Hakkari’nin
Şemdinli ilçesinde gerçekleşen ve 1 çocuğun yaşamını yitirdiği, çok
sayıda insanımızın da yaralandığı patlama olayına ilişkin
araştırmalarımız devam etmektedir. Ulaşılan ilk sonuçlara göre;
HPG
Anakarargahı olarak başta Kürt şehirleri olmak üzere tüm sivil yerleşim
yerlerinde patlayıcı yüklü araçla eylem yapılmasını yasaklamış olmamıza
rağmen yerel bir birimimizin askeri aracı hedefleme maksadıyla bu
patlamayı gerçekleştirdiğini netleştirmiş bulunuyoruz. Devam eden
soruşturma kapsamında, birimimizin kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiği
bu olayın nedenleri ve failleri, yine bu olayda bazı insanlarımızın
düşman tarafından yaralandığı yönlü iddiaları araştırmaktayız.
Hareket
olarak böylesi bir planlama ve hedefimiz olmamasına rağmen böylesi bir
acı olayın meydana gelmiş olması bizde büyük bir üzüntüye neden
olmuştur. HPG Anakarargahı olarak başta Şemzinan halkı olmak üzere tüm
Kürt halkına karşı duyduğumuz saygı gereği bu olay üzerinde itinayla
durduğumuzu ve sorumlu bireylere yönelik gerekli cezai yaptırımlara
gidileceğini belirtmek istiyoruz. Ayrıca yaşamını yitiren gencimizin
ailesine başsağlığı, tüm yaralılara acil şifalar diliyoruz.”
ANF
HDK'nin 2. Kongresi bu hafta sonu Ankara'da toplanacak. Siyasi ve
örgütsel çalışmalarını ele alarak Genel Meclisi'ni seçecek olan HDK,
kurduğu Halkların Demokratik Partisi'ni de resmen ilan edecek.
Halkların
Demokratik Kongresi'nin (HDK), 2. Genel Kongresi'ni 10-11 Kasım
günlerinde Ankara'da toplayacak. Kocatepe Kültür Merkezi'nde toplanacak
kongrede, HDK'nin siyasi ve örgütsel çalışmaları değerlendirilecek ve
Genel Meclis seçimi yapılacak. Kısa bir süre önce başvurusu yapılan
Halkların Demokratik Partisi (HDP) de resmen ilan edilecek.
Kongrenin
ilk gününde açılış konuşmalarını HDK adına iki milletvekili yapacak.
Hemen ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin eşbaskanları Fatma
Gök ve Yavuz Önen söz alarak parti hakkında bilgilendirmede bulunacak.
Konuk
konuşmacıların ardından siyasal çalışma raporu sunularak üzerinde
tartışmalar yapılacak ve bu çerçevede sunulacak önergeler görüşülecek.
Kongre'nin
2. gününde, HDK Örgütlenme Komisyonu'nun sunacağı rapor ele alınacak.
Rapor üzerinde yapılacak tartışma ve önergelerden sonra Genel Meclis
Seçimi yapılacak. Genel Meclis'e, 121 asil, 30 yedek üye seçilecek.
Kongreye, 800'ü askın delegenin katılması bekleniyor. Kongre öncesinde, bölge, il ve ilçe yürütmeleri oluşturuldu.
PARTİ RESMEN İLAN EDİLECEK
Ekim
ayında İçişleri Bakanlığı’na başvurusu yapılan Halkların Demokratik
Partisi'nin (HDP) kuruluşu da kongrede ilan edilecek. Seçim partisi
olarak kurulan HDP için geçtiğimiz Mayıs ayında toplanan 1. Olağan Genel
Kurul'da şu karar alınmıştı: "Yerel seçimler öncesinde, kongre
niteliğini ortadan kaldırmayacak, aksine daha da güçlendirecek bir
çalışma sürdürürken, kongre bünyesinde yerel seçimlere, Cumhurbaşkanlığı
seçimine ve genel seçimlere müdahale edecek bir partinin kurulması,
Kongre dışında kalan güçleri de mücadele ortaklığına ve seçim ittifakına
çekilmesi adımlarını atmalıdır. Partinin kurulması süreci bir takvime
bağlanmalıdır."
Partinin 74 kişilik kurucular kurulunda su
isimler yer aldı: Ahmet Telli (Şair), Ali Durmuş (Esnaf), Ali Özkan
(Serbest), Alp Altinörs (Çevirmen), Ayça Damgacı (Sinema oyuncusu),
Aysel Güzel (Emekli), Ayşe Akıncı (Emekli), Ayşin Hangül Sanverdi (Mali
Müşavir), Bircan Yorulmaz (Halkla İlişkiler Uzmanı), Birsen Kaya
(Serbest), Celal Ovat (Sendikacı), Cem Kirazoğlu (Dr. Akademisyen),
Cihan Büyükdağ, Dicle Öztürk (Araş. Gör.), Ender İmrek (Gazeteci-Yazar),
Ercan Kanar (Avukat), Ertuğrul Barka (Kimya Mühendisi), Eylem Pınar
(İşçi), Fatma Gök (Prof. Dr.), Ferdane Sibel Erduman, Ferhat Tunç
(Müzisyen), Gülfer Akkaya, Günay Kubilay (Eğitimci), Gürsel Şenşafak
(iktisat), Hacı Orman (Gazeteci), Hasan Kıyafet (Yazar), Hatice
Altınışık (Halkla İlişkiler Uzmanı), Hüseyin Taka (Emekli), İlkin Erman
Can (Makina Mühendisi), İrfan Kaygısız (Sendika Uzmanı), İsmail Bulca
(Dr.), İsmail Şiriner (Doç. Dr.), İsmet Yalçınkaya (Eğitimci), Kadir
Akın (Yazar), Kamer Konca (Serbest), Karabet Paylan (Ticaret), Katina
Karanikola, Kemal Aytaç (Avukat), Kuvvet İhsan Lordoğlu (Prof. Dr.),
Mehdi Atilla (Serbest), Mehmet Akgül (Avukat), Mehmet Cengiz Güleç
(Prof. Dr.), Mehmet Rıza Türkay (Prof. Dr.), Mehmet Saltoglu (Serbest),
Mehmet Samil Altan(İktisatçı), Meral Uysal (Prof. Dr.), Metin Boran
(Tiyatro Yönetmeni), Mutlu Öztürk (Eğitimci), Müslüm Acar (Jeo.
Mühendisi), Nazife Ortakçi (İşçi), Nurhayat Farimaz (Muhtar), Oğuz Uğur
Olça (Avukat), Orçun Masatçı (Tiyatro oyuncusu), Ömer Güven (Dr), Önder
Çakar (Senarist), Özgür Müftüoglu (Yrd. Doç. Dr.), Remzi Altunpolat,
Sedat Yilmaz (Yönetmen), Semra Uzunok (Eğitimci), Serap Hasibe Akpınar,
Sevgi Evren (Avukat), Sezai Temelli (Yrd. Doç Dr), Sultan Özcan
(Emekli), Şükrü Erbaş (Şair), Tuma Çelik (Gazeteci), Vedat Yıldırım
(Müzisyen), Yavuz Önen (Mimar), Yılmaz Demiral (Oyuncu), Yunus Remzi
Zoraloğlu (Doç Dr.), Yusuf Çetin (Yönetmen, Oyuncu), Yücel Demirer (Doç
Dr.), Zafer Cindoruk (Yazar), Ziya Ulusoy (Gazeteci) ve Züleyha Gülüm
(Avukat).
ANF