9 Kasım 2012 Cuma

PYD: Kazanımları Sonuna Kadar Koruyacağız

Bir dizi temasta bulunmak için Almanya'nın başkenti Berlin'e gelen PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, dünyanın her yerinde yaşayan Kürtlere Batı Kürdistan'ı koruma ve yardım etmeye çağırdı. Batı Kürdistan'daki gelişmelerin ele alındığı panelde konuşan Abdullah, "Hiç bir dış gücün Batı Kürdistan'a girmesine izin vermeyeceğiz, kazanımlarımızı sonuna kadar koruyacağız" dedi.

Alman siyasi parti temsilcileri ve Kürt kuruluşlarıyla görüşmeler yapmak için başkent Berlin'de bulunan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Asya Abdullah, dün akşam Batı Kürdistan'daki gelişmelerin tartışıldığı bir panele katıldı. Başta Kürtler olmak üzere Almanların da yoğun ilgi gösterdiği panelde konuşan Abdullah, önemli mesajlar verdi.

Batı Kürdistan'da özellikle ilaç ve sağlık malzemeleri konusunda ciddi sıkıntıların başladığını söyleyen PYD lideri, Halep'teki çatışmalardan sonra ise buradan Efrin'e yardımların kesildiği ve bölgenin halkının acil yardıma ihtiyaç olduğunu bildirdi. Halep'teki bezer çatışmaların yaşanması için sık sık provokasyon girişimlerinin yapıldığına dikkat çeken Abdullah özetle şöyle konuştu:

"DEFALARCA PROVOKASYONLAR YAPILDI"

"Eğer girişimlerimiz olmasıydı dış güçlerin kışkırtma ve desteğiyle Halep gibi birçok yerde çatışmalar olacaktı. Ancak biz sonuna kadar sağ duyulu davrandık. Unutmayın ki Hewler anlaşmasının önemli maddelerinden birisi hiç bir dış gücün Batı Kürdistan'a girmemesi ve muhatabın Yüksek Kürt Konseyi olması yönündedir. Biz sonuna kadar bu madde için mücadele edeceğiz.

Batı Kürdistan'da halkımız ilk kez kendi gücü ve iradesiyle yönetimlerini oluştu. A'dan Z'ye bütün ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor. Bu yüzden Batı Kürdistan'da kazanımları sonuna kadar koruyacağız. Hiç bir gücün bu kazanımları geri almasına izin vermeyeceğiz. Çünkü unutmayın ki batıda Kürtlerin statüsü sadece Kürdistan'ın diğer parçalarında değil bütün Ortadoğu'da gerçek bir devrim anlamına gelecek."

Geçtiğimiz Haziran ayında deşifre edilen ve Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından Hewler'deki Türk Konsolosluğu’na gönderilen belgede Batı Kürdistan'a yönelik konseptin hayata geçirilmek istendiğine dikkat çeken PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah "O belgede özellikle 'Suriye Özgür Ordusu'nun Batı Kürdistan'a girmesi ve Kürt gençlerinin bu orduya katılması' gerektiği belirtiliyordu. İçinde bulunduğumuz günler gösteriyor ki bu konsept yavaş yavaş hayata geçirilmek isteniyor" dedi.

Bölge ve batılı güçleri Batı Kürdistan'ın iradesine saygılı olmaya davet eden Abdullah son olarak Kürtlere ise şu çağrıyı yaptı: "Dünyanın her yerinde yaşayan Kürtlerin gündeminde Batı Kürdistan'ı her türlü saldırı ile müdahaleden koruma ve bu parçada yaşayan Kürtlere yardım olmalı. Bu bütün Kürtlerin önemli gündemi olmalı. Batı Kürdistan halkını yalnız bırakmayın."


ANF

Erdoğan’ın Taleplere Yanıtı İDAM!

Kürt Halk Önderi Öcalan’ın sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının sağlanması talebiyle on bin tutsağın açlık grevi 59. gününe girerken, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan “yeri geldiği zaman idamın bir haklılık sebebi var” diyerek bir kez daha idamı gündeme getirdi.
Cezaevlerinde Kürt Halk Önderi Öcalan’ın sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının sağlanması talebiyle gerçekleşen açlık grevleri 59. Gününe girerken, Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın tutsakların taleplerine dönük olumsuz açıklamaları sürüyor.

Erdoğan’ın Endonezya ziyaretinde de gündemi ‘idam’ tartışmalarıydı. Başkent Bali’de bir panelde konuşan Erdoğan idam cezasının devam ettiği ülkeleri örnek göstererek, "Bakınız Norveç'te bir olay yaşadık. Bir tane kendini bilmez çıktı, 77 tane Norveç vatandaşını öldürdü. Bir kişi. Ama buna verilen cevap nedir? 21 yıl mahkumiyet. Ben sordum merak ettim, yahu nasıl oluyor da 77 kişiyi öldüren bir insan 21 yıla mahkum oluyor? 21 yıl sonra ne olacak? Bu adam elini kolunu sallayarak dışarı çıkacak. Bana verilen cevap şu: Hayır çıkmaz! 21 yıl sonra, yine bir şeyler uydurulur, tekrar bir ikinci 21 yıl verilir. Ben buna nereden inanacağım? Bunu çözmemiz lazım. Şu anda Avrupa'da idam kalktı ama ABD'de, Japonya'da, Çin'de kalktı mı” diye sordu. Erdoğan devamla “demek ki yeri geldiği zaman idamın bir haklılık sebebi de var" ifadelerini kullandı.

Erdoğan geçtiğimiz hafta da, açlık grevindeki tutsakların talepleriyle ilgili olarak “bunu şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz, sizin söylemenizle bu tür eylemi yapmanızla terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz. Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında idam yeniden gelsin diyor” şeklinde sözler sarfetmişti. 


ANF

Yarın İstanbul BDP'den 31 Yerde Eylem Kararı

BDP, yarın İstanbul'un 3 bölgesinde 31 yerde eş zamanlı eylemler yapacak. Eylemler, saat 15.00'de başlayacak.
Kürt siyasi tutukluların, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlüğü ile anadilde eğitim ve savunma hakkı için 12 Eylül'de başlattığı açlık grevi 59. gününde sürerken, BDP İstanbul il örgütü yarın 3 bölgede 31 yerde eş zamanlı eylem yapacak.

Saat 15.00'de başlayacak eylemlerin yerleri şöyle:

1.BÖLGE

Kadıköy: İskele Meydanı'nda oturma eylemi.

Kartal: Sahilde basın açıklaması.

Sultanbeyli: Meydanda basın açıklaması.

Sancaktepe:
Demokrasi Caddesi'nde basın açıklaması.

Ataşehir: Hal Yolu Caddesi'nde seçim bürosunun önünde basın açıklaması.

Maltepe: Meydanda basın açıklaması.

Ümraniye, Üsküdar ve Beykoz:
Meydanda basın açıklaması.

Pendik ve Tuzla:
İlçe binaları önünde açiklama.

2.BÖLGE

Şişli: Metre durağının önünde basın açıklaması.

Sarıyer: Derbent Mahallesi'nde basın açıklaması ve metroya yürüyüş.

Zeytinburnu: İlçe binasının önünde oturma eylemi ve basın açıklaması.

Bayrampaşa:
İlçe binasının önünde basın açıklaması.

Fatih: Aksaray metrosu önünde ve Kadınlar Pazarı'nda bildiri dağıtımı.

Esenler: Tepe Meydanı'nda basın açıklaması ve yürüyüş.

Gaziosmanpaşa: Karayolları Mahallesi'nde yürüyüş

Sultangazi: Gazi Mahallesi'nde eski karakol durağında yürüyüş.

Kağıthane: Çağlayan'da basın açıklaması ve yürüyüş.

Eyüp: Güzeltepe Mahallesi meydanında basın açıklaması.

Beyoğlu: Çukur Mahallesi'nde yürüyüş.

3.BÖLGE

Avcılar: Marmara Caddesi'nde sessiz yürüyüş ve basın açıklaması.

Beylikdüzü: Metrobüs durağı üstündeki meydanda oturma eylemi ve basın açıklaması.

Başakşehir: İlçenin önünden meydana yürüyüş ve oturma eylemi.

Bağcılar: İlçenin önünden Demirkapı'ya yürüyüş.

Güngören: Kalesentir tramvay durağı önünden AKP'ye yürüyüş ve çelenk bırakma.

Bakırköy: İlçeden meydana basın açıklaması.

Bahçelievler: Şirinevler Meydanı'ndan Fatih Caddesi'ne yürüyüş.

Esenyurt: Depo durağının önünden yürüyüş.

Küçükçekmece: Kadriye Moroğlu'nda basın açıklaması.


ANF

BDP’li Vekiller Açlık Grevine Başlıyor

BDP, 59.gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevine ilişkin yeni eylem planı çıkarırken, BDP’li vekiller de yarın bir basın toplantısı düzenleyerek açlık grevine başlayacak.
59. gününe giren açlık grevleriyle ilgili AKP Hükümeti’nin tutsakların taleplerini görmezden gelen tutumu sürerken, BDP “kaybedilecek tek bir saniyeye bile tahammülümüz olmamalıdır” diyerek yeni bir eylem planı çıkardı. Kitlesel mitinglerle tutsakların taleplerini sahiplenecek olan BDP, 11 Kasım günü tüm illerde cezaevlerine yürüyecek. Aynı akşam ‘hayatları karartmayın’ şiarıyla ışıkları karartma eylemi yapılacak.

BDP’nin örgütlü olduğu tüm merkezlerde düzenlenecek miting, yürüyüş ve diğer demokratik eylemlerin yanısıra BDP’li milletvekilleri de eylemde olacak.

BDP Genel Merkezi, yarın Diyarbakır’da BDP’li milletvekillerinin başlatacağı açlık grevine ilişkin basın toplantısı düzenleyerek kararını açıklayacağını duyurdu.

BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak ve BDP’li milletvekilleri yarın saat 11.00’de Diyarbakır’da bulunan DTK binasında milletvekillerinin başlatacağı açlık grevine ilişkin basın toplantısı düzenleyecek. Toplantı sonrasında BDP grubunda bulunan milletvekillerinin açlık grevine başlaması bekleniyor.

AYNA VE ÜÇER SÜRESİZ DÖNÜŞÜMSÜZ AÇLIK GREVİNDE

Aynı zamanda DTK Koordinasyon üyeleri olan Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna ve Van Milletvekili Özdal Üçer ise dün süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlamıştı. 


ANF

BDP’den Açlık Grevleriyle İlgili Yeni Eylem Planı

59. gününe giren açlık grevleriyle ilgili AKP Hükümeti’nin tutsakların taleplerini görmezden gelen tutumu sürerken, BDP “kaybedilecek tek bir saniyeye bile tahammülümüz olmamalıdır” diyerek yeni bir eylem planı çıkardı. Kitlesel mitinglerle tutsakların taleplerini sahiplenecek olan BDP, 11 Kasım günü tüm illerde cezaevlerine yürüyecek. Aynı akşam ‘hayatları karartmayın’ şiarıyla ışıkları karartma eylemi yapılacak.

Cezaevlerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık-güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması, anadil önündeki tüm engellerin kaldırılması talebiyle başlatılan ve on bin tutsak tarafından sürdürülen açlık grevleri 59.gününe girdi.

BDP Eşbaşkanlar Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak imzasıyla dün il örgütlerine bir genelge göndererek demokratik eylemlerin yükseltilmesini istedi.

Genelgede, 12 Eylül tarihinde 63 tutsakla başlatılan açlık grevlerinin 5 Kasım tarihinde on bin tutsağın katılımıyla yeni bir boyut kazandığına dikkat çekildi.
BDP olarak ilk günden itibaren tutsakların taleplerini ve direnişini sahiplendiklerinin altının çizildiği genelgede “çünkü bu talepler bizim de yıllardır savunduğumuz, mücadelesini verdiğimiz taleplerdir. Çünkü bu taleplere olumlu yanıt verilmesi durumunda, Kürt sorununun demokratik, siyasi, barışçıl çözümünün önünün açılacağına da inanıyoruz. Çünkü olumlu yanıt verilmesi durumunda, yıllardır yaşanan acıların, savaşın yol açtığı ölümlerin daha da artmaması için olanak yaratılmış olacaktır” denildi.

Ancak tüm bu hayati ihtiyaçlara rağmen Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin açlık grevlerine karşı “inat, görmemezlik ve karşıtlık” tutumunun sürdüğünü ifade eden BDP, “bu yaklaşım grevlerin ölüm olmadan sonuçlanmasına hizmet etmez. Kürt sorununun çözümüne katkısı olmaz. Hatta telafisi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıkmasına yol açabilir” uyarısında bulundu.

Genelgede açlık grevini sonlandıracak en temel olgunun bu meşru direnişin sahiplenilmesi olduğuna vurgu yapan BDP “kaybedilecek bir tek saniyeye dahi tahammülümüz olmamalıdır” diyerek il ve ilçe örgütlerine demokratik eylemleri yükseltme çağrısında bulundu.

Genelgeye göre; 10 Kasım Cumartesi günü Cizre’de, 11 Kasım Pazar günü Siirt’te kitlesel mitingler gerçekleştirilecek. Mitinglere BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak da katılacak. 12-19 Kasım tarihleri arasında İstanbul ve Van’da Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ın katılımıyla mitingler düzenlenecek.

BDP’liler 13 Kasım’da ise Mardin Cezaevi önünde mitingle tutsakların taleplerini dile getirecek.

11 KASIM GÜNÜ CEZAEVLERİNE YÜRÜNECEK

BDP il ve ilçe örgütleri ise 11 Kasım Pazar günü saat 12.00’de açlık grevlerinin sürdüğü tüm cezaevlerine yürüyüşler düzenleyecek.

Genelgede yürüyüşler ile ilgili “bu yürüyüşler engelleme ile karşılaşsa dahi ısrarcı ve kararlı olunacaktır. Akşam saatlerine kadar cezaevi önünde kalınacaktır” denildi.

Aynı gün akşam saatlerinde ise Kürdistan’da ve BDP’nin örgütlü olduğu bütün illerde saat 19.00’dan itibaren “hayatları karartmayın, ölümlere hayır” şiarıyla ışık kapatma eylemi gerçekleştirilecek.
‘HAYATLARI KARARTMAYIN’ ŞİARIYLA IŞIKLAR KARARTILACAK

Genelgede bu eylemle ilgili de şu ifadeler yer aldı:

“11 Kasım Pazar günü örgütlü olduğumuz bütün illerde, açlık grevlerine dikkat çekmek ve taleplerin sahiplenildiğini göstermek amacıyla saat 19.00’dan itibaren bütün evlerin ve işyerlerinin gece boyunca ışıklarını kapatmaları, evlerin ve işyerlerinin dış pencere ya da balkonlarında mum yakarak “HAYATLARI KARARTMAYIN, ÖLÜMLERE HAYIR” mesajı vermeleri çağrısı yapılacaktır. Bir gece sürecek olan bu eylemin halka duyurulması için basın açıklamaları, halk toplantıları, yerel medya imkânları, sosyal medya, el ilanları vb. yöntemler kullanılmalıdır. Evlerin özellikle caddeye bakan balkon ve pencerelerine mum bırakılmasının da cezaevlerinde ve dışarıda hayatların kararmaması açısından önemli bir mesaj olacağı unutulmamalıdır. 30 Ekimde hayatı durdurarak topyekun direnişe katılan halkımızın, bu konuda da göstereceği kitlesel katılım büyük ve güçlü bir mesaj olacaktır.”


ANF

Anadilde Savunma İçin Erdoğan Bekleniyor

Mahkemelerde sanıklara anadilde savunma imkanı veren yeni yasa tasarısının Meclis’e gönderilmesi için Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışından dönüşünün beklendiği bildirildi.

Alınan bilgilere göre Adalet Bakanlığı’nın, anadilinde savunma hakkına ilişkin tasarı konusundaki çalışmaları tamamlandı. Açlık grevindeki eylemcilerin talepleri arasında yer alan anadilinde savunma için Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 202. maddesinde değişikliğe gidilecek. Bu değişiklikle, 202. maddede anadilinde savunma ya da tercüman aracılığıyla savunma için hâkim kararına olan ihtiyaç ortadan kaldırılacak.

Söz konusu ifadenin eklenmesiyle başta Kürtçe olmak üzere sanıkların talep etmesi durumunda mahkemelerde Lazca, Çerkezce, Boşnakça, Arapça ve diğer dillerde de savunma yapılabilecek.

Aynı düzenlemeyle tutuklu ve hükümlülerin eş ve çocuklarıyla birlikte 3 ayda bir belirli mekânlarda 24 saat süreyle bir arada kalabilmesine de izin verilecek. 


ANF

ÖSO Serekaniye'ye Girdi, Kürt Konseyi Kriz Masası Kurdu

Batı, körfez ülkeleri ve Türkiye desteğindeki silahlı gruplar Türkiye tarafından Batı Kürdistan’ın Serêkaniyê kentine girdi. Suriye ordusu ile ÖSO arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Yüksek Kürt Konseyi, silahlı grupları kenti terk etmeye çağırırken, YPG güçleri harekete geçti.

Batı Kürdistan’ın Türkiye ile sınır Serêkaniyê (Ras-el ayn) kenti dolaylarında bugün silahlı gruplar ile Suriye ordusu arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre 10 isyancı ve 16 asker çatışmalarda öldü. Suriye devlet televizyonu ise ordunun onlarca “teröristi” öldürdüğünü savundu.

Çok sayıda kişi de hangi taraftan geldiği belli olmayan kurşunlarla yaralandı. Gözlemevi, sabahın erken saatlerinde Türkiye sınırından yüzlerce savaşçının Serekaniyê’ye doğru hareket ettiğini bildirdi. Kürt kaynaklarına göre çatışmalardan dolayı çok sayıda kişi kentten kaçtı. Bazılarının Türkiye tarafına geçtiği belirtiliyor.

AFP’ye göre Suriye Kürtleri Ulusal Meclis üyesi Celal Kedo, Hewler’den verdiği bilgide ÖSO’ya ait araçların kentte dolaştığını ve halktan kenti terk etmesini zira Suriye ordusuna ait 70’e yakın aracın yaklaştığını söyledi.

BİR YPG ÜYESİ YARALANDI

ANF’nin edindiği bilgiler ise kentte yaşanan çatışmalar sırasında hangi taraftan geldiği bilinmeyen bir kurşun Halk Savunma Birlikleri (YPG) üyesi Ciwan Newaf Ferec’e isabet etti. Ağır yaralanan Ferec, hastaneye kaldırılarak ameliyata alındı.

YÜKSEK KONSEY KRİZ MASASI OLUŞTURDU

Yüksek Kürt Konseyi (YKK), silahlı gruplardan kenti terk etmelerini istedi. Olağanüstü toplanan YKK, sabah saatlerinde ÖSO birliklerinin Kürt kentine girmesi ardından kentin savaş alanına döndüğünü, bu nedenle çok sayıda kişinin çevredeki köyler ve Türkiye’ye göç ettiğini söyledi. Rejimin kentte saldırmasına fırsat vermemek için silahlı güçlerden kenti terk etmelerini isteyen YKK, “Biz kentte yaşayan tüm halkları varolan kardeşlik ilişkilerini korumaya çağırıyoruz” dedi. Yüksek Konsey ayrıca kentte bir kriz masası kurulması, halka hizmet komiteleri ile güvenlik komitelerinin aktifleştirilmesi kararı aldı.

TEV-DEM, YPG’Yİ GÖREVE ÇAĞIRDI

Batı Kürdistan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) de yaptığı açıklamada silahlı grupların Serêkaniyê’ye girmesinin Kürt, Arap, Süryani ve diğer halkların iradesine karşı olduğunu belirterek, kenti terk etmelerini istedi. TEV-DEM halkı da yerlerini terk etmemeye çağırırken, YPG’den gerekli tedbirleri almasını istedi. 


ANF

Açlık Grevindeki Tutsaklar: Bilinç Kaybı Yaşasak da Müdahale Edilmesin

Cezaevlerindeki süresiz dönüşümsüz açlık grevlerinde 58 gün geride kalırken tutsaklar cezavi idarelerine “bilinç kaybı yaşasak da müdahale edilmesin” şeklinde dilekçelerini sunmaya başladı.

PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın güvenlik, sağlık ve özgürlük koşullarının sağlanması ile anadil önündeki engellerin kaldırılması için başlatılan açlık grevi 59'uncu gününde devam ediyor. Özellikle 12 Eylül gününden bu yana 7 cezaevinde açlık grevi başlatan 64 tutsağın durumunun her geçen saat kötüye gittiği bildirilirken, tutsakların cezaevi idarelerine "bilinç kaybı yaşasalar dahi tıbbi müdahale edilmemesi" yönündeki dilekçeleri verdiği bildirildi. Tutsakların bilinç kaybı durumunda müdahale edilmemesi ve iradelerine saygı duyulmasını talep eden dilekçelerini cezaevi idareleri aracılığıyla Adalet Bakanlığı'na göndermeye başladığı belirtildi.

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneği Federasyonu (TUHAD-FED) Genel Başkanı Zübeyde Teker, konu ile ilgili DİHA'ya konuştu. Teker, 12 Eylül günü 7 cezaevinde 63 siyasi, 1 adli tutsağın katılımıyla başlayan açlık grevinin 59'uncu gününü geride bıraktığını belirtti. Açlık grevlerinin 5 Kasım tarihine kadar 66 cezaevinde 708 tutsak tarafından sürdürüldüğünü bu tarihten sonra 72 cezaevinde 10 bin tutsağın açlık grevine dahil olduğunu hatırlatan Teker, "Başta 708 arkadaşımız olmak üzere şu an tüm cezaevlerinde, arkadaşlarımız bilinç kaybı durumunda müdahale edilmemesi ve iradelerine saygı duyulmasını talep eden dilekçelerini Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere cezaevleri idarelerine vermeye başladılar" dedi.


ANF

Ayna ve Üçer Dönüşümsüz Açlık Grevine Başladı

Türk cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların 12 Eylül’den bu yana sürdürdükleri açlık grevine destek veren BDP Diyarbakır Milletvekili Ayna ve BDP Van Milletvekili Üçer de, süresiz dönüşümsüz açlık grevine katıldı.

Türk cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutsakların öncülüğünde 59 gündür bedenlerini ölüme yatırarak sürdürdükleri açlık grevine destek artıyor. DTK Daimi Meclisi üyelerinin dün başladığı süresiz dönüşümsüz açlık grevinin ardından, DTK Koordinasyon üyeleri Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna ve Van Milletvekili Özdal Üçer’de DTK binası önünde yaptığı açıklama ile süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladıklarını duyurdu.

BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt ve BDP’li yöneticiler, ESP Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Karakaya, Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Barış Anneleri, İsveç Sol Parti Upsala bölgesi dış işleri sorumlusu Yekbun Alp gibi birçok kişinin katıldığı açıklamada sık sık “Disa disa serokê me Öcalan”, “Katil başbakan” sloganları atıldı.

SOMUT ADIM ATILMADI

Van Milletvekili Üçer yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamalarla tüm kamuoyunu umutlandırdığını ifade ederek, “Sayın Arınç’ın konuşmasının üzerinden 4 gün geçmesine, açlık grevindeki arkadaşlarımızın geçirdiği her anın ölüm anlamına gelmesine rağmen somut bir adım atılmadı. Bir an önce adım atılmalıdır” dedi.

Açlık grevindeki tutsakların kararlılıklarını bir kez daha dile getiren Üçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu insanların toplumun tümünün kabullendiği taleplerini sizler hükümet temsilcileri olarak dile getirdiniz. Peki açıklamanın üzerinden dört gün geçmesine rağmen, 4 dakikanın geçmesi bile ölüm, tehlike demekken neden adım atmıyorsunuz? Engel olan nedir? Onların taleplerinden biri, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılarak sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının sağlanması talebinin yerine getirilmesi için nedir engel olan, mantıksız olan nedir? On binlerce siyasi tutsağın suçu nedir ki o kadar insan cezaevlerine tıkılmış durumdadır? Kürt kimliğini Anayasa’da güvence altına almanın önünde engel olarak ne var? Anadilde eğitimin önünde makul olmayan ne var? Bunların hepsini onlar soruyorlar biz de bu sorulara cevap bekliyoruz.”

ONLARIN ÖLÜMÜNE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK

Her geçen dakikanın 59 gündür açlık grevinde olan tutsakları ölüme bir adım daha yaklaştırdığının altını çizen Üçer, “Analarımız çocuklarının, gençlerinin, bizler de yoldaşlarımızın gün geçtikçe gözümüzün önünde eriyip gitmesine tahammül etmiyoruz. Biliyoruz ki onlar, bu halk için inandıkları değerleri için bir fedakarlık eylemi yapıyorlar. Ancak bizim onların ölümüne tahammülümüz yok bunu herkes bilsin. Onlar Kemal Pir’lerin yoldaşları bunu biliyoruz. Onlar, yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyorlar bunu biliyoruz. Ama onlar da bilsinler ki; biz de onları onların uğrunda ölecek kadar seviyoruz” diye konuştu.

DÖNÜLMEZ BİR YOLUN SINIRINDAYIZ

Hükümet Sözcüsü Arınç’ın açıklamasını toplumsal basıncın etkisiyle yaptığını söyleyen Üçer, yapılan açıklamanın gereklerinin yerine getirilmesi gerektiğini ifade etti. Üçer, ana akım medyayı da eleştirdi.
Devlet kanadından yapılana açıklamaları ve verilen sözleri önemsediklerini belirten Üçer, “Şuan dönülmez bir yolun sınırındayız. Gelişebilecek en ufak bir olumsuzluktan hükümet sorumludur. Zindan direnişçilerine Kürt halkına hakarette bulunan başbakana sesleniyoruz: senin bu dilin bu halkı bağlamıyor, vazgeç bu dilinden. Vazgeç ölümlerden” dedi.

Türk cezaevlerindeki açlık grevleri ve DTK Daimi Meclis üyelerinin açlık grevi eylemleri devam ettikçe kendilerinin de eylemlerini sürdüreceklerini belirten Üçer, hükümetin süreci oyalama sürecine çevirmeden tutsakların taleplerini karşılamasını ve müzakereleri başlatmasını istedi.

Üçer son olarak, Kürt halkını serhıldanlara çağırdı.

Ayrıca İsveç Sol Parti Upsala bölgesi dış işleri sorumlusu Yekbun Alp’da cezaevlerindeki açlık grevine destek vermek amacıyla 3 günlük açlık grevine başladı.

Açlık grevinde olanların isimleri ise şöyle:

Cafer Kan, Meral Güngör, Seydi Fırat, Asya Tekin, Naşide Buluttekin, Osman Özçelik, Fırat Alökmen, Zöhre Taş, Şilan Elmas, Mehmet Baysal, Remzi Kızılkaya, Ramazan Özbek, Fırat Tursun.


ANF

Beşir Atalay Tutsakları da BDP'yi de Tehdit Etti

Cezaevlerinde 59.gününe giren açlık grevleriyle ilgili konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, açlık grevlerinin “haklı ve pratik bir gerekçesi olmadığını” öne sürdü. Açıktan müdahale edeceklerini söyleyen Atalay açlık grevi yapacaklarını söyleyen BDP’lileri de tehdit etti.

Cezaevlerinde PKK ve PAJK’lı tutsaklar tarafından başlatılan ve on bin Kürt siyasi tutsak tarafından sürdürülen açlık grevlerine ilişkin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da konuştu.

Açlık grevine gerekçe olarak gösterilen talepler üzerinde zaten çalıştıklarını ileri süren Atalay, “açlık grevinin haklı ve pratik bir gerekçesi yok” dedi. Tutsakların taleplerinden olan anadilde eğitim konusunu “iyi niyetli” görmediklerini söyleyen Atalay, hükümetin çalışmalarını kesintiye uğratmak istendiğini iddia etti.

Atalay konuşmasının devamında açlık grevlerine müdahale edeceklerini söyledi.

“Kritik eşiğe gelindiğinde müdahale edilebilir. Ama onun da uluslararası hukuku var. Onları da gözeterek çok dikkatli şekilde takip ediliyor. Zorla götürmek gibi bir şey yok. Hükümet olarak biz konunun bütün boyutlarıyla üzerindeyiz” şeklinde konuştu.
Beşir Atalay, açlık grevine destek amacıyla kendilerinin de açlık grevine girebileceklerini duyuran BDP’lilere de tehdit savurdu. “BDP'liler sakın açlık grevi yapmasınlar. Yanlış yaparlar. Açlık grevi yapıp yürüyen süreçleri tıkayacaklarına diyaloğa, siyasi çalışmalara katkı versinler. Sorunun kökten çözümüne doğru katkı versinler'' dedi.


ANF

HPG: Sınırötesi Kara Operasyonu Olmadı

HPG, Türk medyasında geçen ‘sınır ötesi kara operasyonu’ haberlerini yalanladı. "Bu tür haberlerin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur" diyen HPG, psikolojik savaş amaçlı haberlerin, Kandil’de Türk savaş uçaklarınca gerçekleşen ve 2 sivilin yaşamını yitirdiği katliamı gizlemeye dönük olduğuna dikkat çekti.

HPG Anakarargah Komutanlığı, Türk medyasında geçen ‘bordo bereliler sınır ötesinde operasyon yaptı’ şeklindeki haberleri yalanladı. Yapılan yazılı açıklamada, psikolojik savaş amacı güden haberlerin, Kandil’de 7 Kasım günü Türk savaş uçaklarınca gerçekleştirilen hava saldırısında 2 sivilin katledilmesini gizlemeye dönük olduğuna vurgu yapıldı.

Açıklamada şunlar belirtildi:

“İşgalci TC ordusunun Medya Savunma Alanları’na yönelik sınır ötesi bir kara operasyonu düzenlediği yönlü haberlerin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. İşgalci TC ordusu, elinde kalan tek savaş gücü olarak sıkça başvurduğu ve ağırlığı sivil yerleşim yerlerine yönelik düzenlenen uçak bombardımanları dışında hiçbir sınır ötesi operasyon gerçekleştirmemiştir.

Bir psikolojik savaş amacı güden ve gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu yönlü propagandalar Kandil’de savaş uçakları tarafından yapılan katliamı gizlemeye yönelik bir girişimdir.”


ANF

HPG’den Şemdinli’deki Patlamaya İlişkin Açıklama

HPG Anakarargah Komutanlığı, 4 Kasım günü Şemdinli’de yaşanan ve 1 çocuğun yaşamını yitirmesine neden olan patlamanın “bir yerel birimin askeri aracı hedefleme maksadıyla” gerçekleştirdiğini açıkladı.
Sivil yerleşim yerlerinde bu tür eylemlerin yapılmasını yasakladıklarını hatırlatan HPG gerekli cezai yaptırımlara gidileceğini duyurdu. HPG Anakarargah Komutanlığı Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nde yaşanan, 14 yaşındaki Faris Demircan’ın hayatını kaybetmesine, 26 kişinin de yaralanmasına neden olan patlamayla ilgili açıklamada bulundu.

“Sivil yerleşim yerlerinde patlayıcı yüklü araçla eylem yapılmasını yasaklamış olmamıza rağmen yerel bir birimimizin askeri aracı hedefleme maksadıyla bu patlamayı gerçekleştirdiğini netleştirmiş bulunuyoruz” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

24 Kasım günü Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde gerçekleşen ve 1 çocuğun yaşamını yitirdiği, çok sayıda insanımızın da yaralandığı patlama olayına ilişkin araştırmalarımız devam etmektedir. Ulaşılan ilk sonuçlara göre;

HPG Anakarargahı olarak başta Kürt şehirleri olmak üzere tüm sivil yerleşim yerlerinde patlayıcı yüklü araçla eylem yapılmasını yasaklamış olmamıza rağmen yerel bir birimimizin askeri aracı hedefleme maksadıyla bu patlamayı gerçekleştirdiğini netleştirmiş bulunuyoruz. Devam eden soruşturma kapsamında, birimimizin kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiği bu olayın nedenleri ve failleri, yine bu olayda bazı insanlarımızın düşman tarafından yaralandığı yönlü iddiaları araştırmaktayız.

Hareket olarak böylesi bir planlama ve hedefimiz olmamasına rağmen böylesi bir acı olayın meydana gelmiş olması bizde büyük bir üzüntüye neden olmuştur. HPG Anakarargahı olarak başta Şemzinan halkı olmak üzere tüm Kürt halkına karşı duyduğumuz saygı gereği bu olay üzerinde itinayla durduğumuzu ve sorumlu bireylere yönelik gerekli cezai yaptırımlara gidileceğini belirtmek istiyoruz. Ayrıca yaşamını yitiren gencimizin ailesine başsağlığı, tüm yaralılara acil şifalar diliyoruz.”


ANF

HDK Partisini İlan Ediyor


HDK'nin 2. Kongresi bu hafta sonu Ankara'da toplanacak. Siyasi ve örgütsel çalışmalarını ele alarak Genel Meclisi'ni seçecek olan HDK, kurduğu Halkların Demokratik Partisi'ni de resmen ilan edecek.

Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK), 2. Genel Kongresi'ni 10-11 Kasım günlerinde Ankara'da toplayacak. Kocatepe Kültür Merkezi'nde toplanacak kongrede, HDK'nin siyasi ve örgütsel çalışmaları değerlendirilecek ve Genel Meclis seçimi yapılacak. Kısa bir süre önce başvurusu yapılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) de resmen ilan edilecek.

Kongrenin ilk gününde açılış konuşmalarını HDK adına iki milletvekili yapacak. Hemen ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin eşbaskanları Fatma Gök ve Yavuz Önen söz alarak parti hakkında bilgilendirmede bulunacak.

Konuk konuşmacıların ardından siyasal çalışma raporu sunularak üzerinde tartışmalar yapılacak ve bu çerçevede sunulacak önergeler görüşülecek.

Kongre'nin 2. gününde, HDK Örgütlenme Komisyonu'nun sunacağı rapor ele alınacak. Rapor üzerinde yapılacak tartışma ve önergelerden sonra Genel Meclis Seçimi yapılacak. Genel Meclis'e, 121 asil, 30 yedek üye seçilecek.

Kongreye, 800'ü askın delegenin katılması bekleniyor. Kongre öncesinde, bölge, il ve ilçe yürütmeleri oluşturuldu.

PARTİ RESMEN İLAN EDİLECEK

Ekim ayında İçişleri Bakanlığı’na başvurusu yapılan Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kuruluşu da kongrede ilan edilecek. Seçim partisi olarak kurulan HDP için geçtiğimiz Mayıs ayında toplanan 1. Olağan Genel Kurul'da şu karar alınmıştı: "Yerel seçimler öncesinde, kongre niteliğini ortadan kaldırmayacak, aksine daha da güçlendirecek bir çalışma sürdürürken, kongre bünyesinde yerel seçimlere, Cumhurbaşkanlığı seçimine ve genel seçimlere müdahale edecek bir partinin kurulması, Kongre dışında kalan güçleri de mücadele ortaklığına ve seçim ittifakına çekilmesi adımlarını atmalıdır. Partinin kurulması süreci bir takvime bağlanmalıdır."

Partinin 74 kişilik kurucular kurulunda su isimler yer aldı: Ahmet Telli (Şair), Ali Durmuş (Esnaf), Ali Özkan (Serbest), Alp Altinörs (Çevirmen), Ayça Damgacı (Sinema oyuncusu), Aysel Güzel (Emekli), Ayşe Akıncı (Emekli), Ayşin Hangül Sanverdi (Mali Müşavir), Bircan Yorulmaz (Halkla İlişkiler Uzmanı), Birsen Kaya (Serbest), Celal Ovat (Sendikacı), Cem Kirazoğlu (Dr. Akademisyen), Cihan Büyükdağ, Dicle Öztürk (Araş. Gör.), Ender İmrek (Gazeteci-Yazar), Ercan Kanar (Avukat), Ertuğrul Barka (Kimya Mühendisi), Eylem Pınar (İşçi), Fatma Gök (Prof. Dr.), Ferdane Sibel Erduman, Ferhat Tunç (Müzisyen), Gülfer Akkaya, Günay Kubilay (Eğitimci), Gürsel Şenşafak (iktisat), Hacı Orman (Gazeteci), Hasan Kıyafet (Yazar), Hatice Altınışık (Halkla İlişkiler Uzmanı), Hüseyin Taka (Emekli), İlkin Erman Can (Makina Mühendisi), İrfan Kaygısız (Sendika Uzmanı), İsmail Bulca (Dr.), İsmail Şiriner (Doç. Dr.), İsmet Yalçınkaya (Eğitimci), Kadir Akın (Yazar), Kamer Konca (Serbest), Karabet Paylan (Ticaret), Katina Karanikola, Kemal Aytaç (Avukat), Kuvvet İhsan Lordoğlu (Prof. Dr.), Mehdi Atilla (Serbest), Mehmet Akgül (Avukat), Mehmet Cengiz Güleç (Prof. Dr.), Mehmet Rıza Türkay (Prof. Dr.), Mehmet Saltoglu (Serbest), Mehmet Samil Altan(İktisatçı), Meral Uysal (Prof. Dr.), Metin Boran (Tiyatro Yönetmeni), Mutlu Öztürk (Eğitimci), Müslüm Acar (Jeo. Mühendisi), Nazife Ortakçi (İşçi), Nurhayat Farimaz (Muhtar), Oğuz Uğur Olça (Avukat), Orçun Masatçı (Tiyatro oyuncusu), Ömer Güven (Dr), Önder Çakar (Senarist), Özgür Müftüoglu (Yrd. Doç. Dr.), Remzi Altunpolat, Sedat Yilmaz (Yönetmen), Semra Uzunok (Eğitimci), Serap Hasibe Akpınar, Sevgi Evren (Avukat), Sezai Temelli (Yrd. Doç Dr), Sultan Özcan (Emekli), Şükrü Erbaş (Şair), Tuma Çelik (Gazeteci), Vedat Yıldırım (Müzisyen), Yavuz Önen (Mimar), Yılmaz Demiral (Oyuncu), Yunus Remzi Zoraloğlu (Doç Dr.), Yusuf Çetin (Yönetmen, Oyuncu), Yücel Demirer (Doç Dr.), Zafer Cindoruk (Yazar), Ziya Ulusoy (Gazeteci) ve Züleyha Gülüm (Avukat).


ANF