Geçtiğimiz ekim ayında Batman Gazeteciler Cemiyeti"nin bahçe içindeki ahşap kaplı tek katlı şirin binasının açılışı sırasında tanıştık Abdullah Kaya ile… Kozluk eski belediye başkanıydı. Ama kendisini daha çok yazar olarak ifade ediyordu. Eğitimiyle hayatı arasında sıkı bir bağlantı vardı. Türkiye Cumhuriyeti"nin omurgasını oluşturan bürokrasiye gür bir kaynak olan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi namı diğer “Mülkiye” mezunuydu. Bilindiği üzere bu eğitim yuvasının anayasası aşağıdaki sloganda sakladır:
-Önce Mülkiye, sonra Türkiye!
Abdullah Kaya ise biraz farklıydı. Onun öncelikleri arasında doğup büyüdüğü bölge ve insanları daha önce geliyordu. En önde ise dünyaya geldiği yer “Hezo” vardı. Sason"a bağlı bir nahiye olan Hezo"nun adı sonradan Kozluk olarak değiştirilmiş.
İşte bu isim değişikliğinin temelinde bir toplumsal olay yatıyor: Sason İsyanı!
Olaylar bastırılınca nahiye ilçe haline getiriliyor ve Kozluk ortaya çıkıyor.
Abdullah Kaya, Batman Gazeteciler Cemiyeti"nde bana “Dağ Kavmi-Kayıt Dışı Bir İsyan” adlı kitabını imzalayıp vermişti. Belgesel bir roman olan “Dağ Kavmi” Sason İsyanı"nı tema olarak alıyor, heyecanlı bir üslupla okuyucusunu alıp dağlara götürüyor.
KÜRTLER NEDEN İSYAN EDİYOR
Abdullah Kaya doğduğunda bu isyanın külleri henüz sıcaklığını kaybetmemişti. Birinci tanıklarla yüz yüze görüşerek çok fazla okuyarak kitabının çatısını kuruyor.
Kitabı okurken insanın aklına en fazla aşağıdaki kavram geliyor:
-Kürt İsyanları!
Tarihe geri dönüp baktığınızda 1806"da Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanı ile başlayan liste, 1921"de Koçgiri, 1924"te Nasturi İsyanı, 4 Eylül Beytülşebap İsyanı ile devam ediyor 1925 Şeyh Sait İsyanı ve 1937 Dersim İsyanı sürüyor. İsyanların toplamı 40"ı aşıyor…
1937"den sonra belli bir “stabilizasyon” sağlanıyor!
Tek parti döneminin son demleriyle birlikte isyanlar duruluyor.
Kürtlerin son isyanı ise tek parti döneminden bile geri bir siyasi otoritenin uygulandığı 12 Eylül sırasında 1984"te başlıyor.
PKK, Eruh ve Şemdinli ilçelerini basarak silahlı mücadeleye başladığını ilan ediyor.
1984"ten 2010"a geldik…
PKK lideri Abdullah Öcalan, 1999"da Afrika"da düzenlenen uluslararası bir operasyonla yakalanıp Türkiye Cumhuriyeti"ne teslim edildi. Teslim edenlerin bir de şartı vardı:
-İdam cezası veremezsiniz!
O gece Anayasa değiştirildi, bağlı olarak idam cezası yasaklandı, İmralı duruşmaları öyle başladı.
Bugün Öcalan"ın Türkiye"ye teslim edilişinin 11. yıldönümü.
Koskoca 11 yıl geçti, 1999"dan 2010"a geldik sorun orta yerde duruyor.
Acaba şu soruyu sormanın zamanı gelmedi mi?
-Kürtler neden isyan ediyorlar?
SAHİCİ KARDEŞ OLMANIN ŞARTI
Eğer biz Türkler ile Kürtler gerçekten kardeş olduğumuzu göstermek istiyorsak, artık kardeşçe davranmak zorunda olduğumuzu anlamalıyız.
En basitinden başlayalım. Kürtçe konuşmak, şarkı söylemek kağıt üzerinde serbest ama fiilen uygulanamıyor:
-İnsan kardeşine dilini yasaklar mı?
Yasaklamak ne kelime onun dilini öğrenip çift dilli arkadaşlıkların dostlukların bağlarını kurar. Kardeşlik duygusu çift yönlü gelişir, daha sağlam ilerler…
Ne olurdu, büyük şehirlerde inşaatlarda çalışan kara yağız gençlerin kendi aralarında konuştukları dili/dilleri bizler de –hiç olmazsa birazını- anlayabilseydik?
Öğle sıcağında inşaatın çatıda çalışan “sabah kahvaltı da etmedik, iki lokma bir şeyler yesek” dediğinde, aşağıdakinin çaresiz yanıtını anlayabilseydik:
-Valla inşaat çavuşu gelmedi, hiç para yoktur, o gelene kadar dayanacağız!
Bir ekmek, 250 gram zeytin, 100 gram peynir, iki domatesi bir şişe meşrubatı onlardan habersiz hazırlayıp “gelin kardeşim, sofranız hazır” diyebilseydik…
Bu kadarcık Kürtçe öğrenmiş olsaydık fena mı olurdu?
40"tan fazla isyan…
Hepsinde de “hata” Kürtlerin mi?
Biz Türkler bu kadar mı mükemmeliz?
Türkler Anadolu"ya 1071"de geldik. Kürtler ise zaten buradaydılar. Tam 1000 yıldır, birlikte iç içe yaşıyoruz. Ama Kürt kardeşlerimizin dillerinden tek kelime bilmiyoruz.
Bırakın öğrenmeyi kendilerine bile konuşmayı yasakladık.
Artık bir ulus, ötekinin acısına basıp kanırtmasın… Biri diğerini rencide etmesin. Acılarımız da sevinçlerimiz de ortak olsun… Gelin büyük bir adım atalım, geleceği buradan inşa edelim:
-15 Şubat Kürtlerle kardeşlik günü olsun!
Nazım Alpman