Demirtaş, dünkü operasyonlarda 90 kişinin gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yaptı: "Kimin nasıl tutuklanacağına, medyanın bunu nasıl işleyeceğine gizli toplantılarda karar veriliyor."
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün üç ilde yapılan ve 90'a yakın kişinin gözaltına alındığı operasyonlarla ilgili olarak, "Kimlerin nasıl tutuklanacağına, medyanın bu konuyu nasıl işleyeceğine, savcıların nasıl davranacağına gizli toplantılarla karar veriliyor" dedi. Bazı toplantıların tutanaklarının kendilerine ulaştığını belirten Demirtaş, "AKP, bu KCK operasyonlarını bir çete faaliyeti şeklinde, adeta partimize yönelik bir tasfiye faaliyeti olarak sürdürüyor" dedi.
BDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesinde BDP Kayapınar (Diyarbakır) ilçe merkezinde, dünkü baskınlarda belediye, BDP ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalar yapan Demirtaş, "Öncelikle AKP hükümetini bu operasyonlar nedeniyle açıkça kınıyorum. Yargıya bu kadar doğrudan müdahale ettiği için, doğrudan mahkemeleri ve savcıları yönettiği ve yönlendirdiği için..." dedi.
Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu KCK süsü verilmiş operasyonların nasıl başladığını, nasıl karar verildiğini biz iyi biliyoruz... Başbakan'ın milletvekili olan danışmanı, ceamaat temsilcisi, medya temsilcisi, milli istihbarat temsilcisi, emniyet yetkilisi ve savcıların yaptığı toplantıları biliyoruz. KCK operasyonları bu şekilde yapılıyor. Kimlerin nasıl tutuklanacağına, medyanın bu konuda neyi nasıl işleyeceğine, savcıların nasıl davranacağına gizli toplantılarla karar veriliyor. Bu toplantıların tutanakları da şu veya bu şekilde ortaya çıkacak."
"Bazı toplantı tutanakları bize de ulaşıyor"
"KCK operasyonları"nı düzenleyen AKP'lilerin, emniyet ve istihbarat kesimlerinde yer alan kişilerin Ergenekoncular gibi yargılanacağını belirten Demirtaş, "Bazı toplantı tutanakları bize de ulaşıyor. Sanmasınlar ki bütün olup bitenler gizli kalıyor veya gizli kalacak. KCK operasyonları bu toplantılarda kararlaştırılıyor. Ve AKP bu KCK operasyonlarını bir çete faaliyeti şeklinde, adeta partimize yönelik bir tasfiye faaliyeti olarak sürdürüyor. Bir gün gelecek Tayyip Erdoğan hükümranlığı son bulacak. O gün geldiğinde biz dimdik ayakta olacağız. Halkımız ve Kürt özgürlük hareketi dimdik ayakta olacak. Kesinlikle halkımıza bu zulmü yapanlar, 10 bin kişiyi sorgusuz sualsiz içerde tutanlar bunun hesabını verecek" dedi.
"Özellikle AKP'nin hedeflediği illerde, sandıkta AKP'nin enkazı ortaya çıkacak"
Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak'ın bağımsız olmasına rağmen yargının ve hükümetin baskısından kurtulamadığını belirten Demirtaş, AKP'nin almak istediği her belediye için KCK operasyonu yaptığını, operasyonların seçime yönelik olduğunu vurgulayarak, "Gün gelecek sandık da kurulacak. AKP'nin enkazı bu illerde özellikle sandıkta çıkacak. Yaşarsak, ölmezsek, hepimiz göreceğiz. Özellikle AKP'nin hedeflediği illerde sandıkta AKP'nin enkazı ortaya çıkacak. Demokrasi var olacak ve faşizm bu topraklardan gidecek" dedi.
"Açlık grevleri sonrası bir umut doğdu, ancak akabinde dokunulmazlık tartışması başlatıldı"
Açlık grevlerinin bir çözüm umudu ortaya çıkardığını belirten Demirtaş, "Normalde açlık grevleri sonrası bir umut doğdu. Ancak Başbakan, milliyetçi oyları kaybetmemek için, MHP ile girdiği ittifakını bozmamak için, akabinde dokunulmazlık tartışmasını başlatmıştır. PKK'li gerillaların cenazelerine acımasızca saldırılmıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki Başbakan'ın müzakereye niyeti yok. Aslında o ortam oluşmuştu. Hem İmralı, hem Kandil, hem BDP, hem DTK buna hazırdı. Yaşamını yitiren askerlerin, yaşamını yitiren polislerin anneleri ve babaları bunu görmeli. Bu çocuklar kime hizmet ediyor? Ortada vatan görevi falan yok, Tayyip Erdoğan hizmeti var. Tayyip Erdoğan için ölüyorlar. Bütün bu gerçekler görülmeden bu ülkeye barış gelmez" dedi.
Dokunulmazlık tartışmalarında bir teklifleri olduğunu belirten Demirtaş, kürsü dokunulmazlığı dışındaki tüm dokunulmazlıkların kaldırılmasını talep ettiklerini hatırlattı. Demirtaş, "AKP'nin emrindeki yargının karşısına çıkmaktan korkmuyoruz. Beraber hakimin karşısına çıkalım. Bir bakalım ne oluyor... Kendi emrinde olan yargının karşısına çıkmaya korkuyorsa bilemeyiz" dedi.
"Biz barış deyince bazı bakanlar far görmüş tavşan gibi donup kalıyorlar"
Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen Uluslararası Kürt Konferansı'nda söylediklerinin yanlış yerlere çekildiğini belirten Demirtaş, "Özellikle AB'den sorumlu bazı bakanlar kulağı ile dinlemek yerine başka şekilde algıladıkları için çarpıtmaya çalıştılar. Ben bir kez daha buradan tekrar edeyim. Orada sayın Zübeyir Aydar müzakereye hazır olduklarını resmen açıkladı. Bu çok önemli bir gelişmedir" dedi.
Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: " Avrupa Parlamentosu çatısı altında, Oslo'da daha önce görüştüğünüz şahıs müzakereye hazır olduğunu söyledi. İmralı'da koşullar değişmedikçe nasıl müzakere yürütülebilir? Bizi orada desteklediler, hükümete müzakere çağrısında bulundular. İnsan barıştan korkmamalıdır. Barış bu kadar ürkütücü değildir. Biz barış deyince bazı bakanlar neredeyse saklanıp gidecekler. Far görmüş tavşan gibi donup kalıyorlar. Hayatlarında hiç mi barış görmediler? Bir de bakarsın bugün bu barışa karşı çıkanlar Silivri'ye girerler. Bu çetecilik faaliyetlerinden yargılanırlar."
"Şu an İmralı'da diyalog yok. Sadece tecrit var"
Sürecin iç açıcı olmadığını, ancak barış dışında bir şanslarının da olmadığını belirten Demirtaş, bu kadar zulme rağmen konuşmak istediklerini, ancak Başbakan'ın kendileriyle altı sene içinde sadece bir kez görüşme yaptığını söyledi. Başbakan'ın dar bir çevre içerisinde kaldığını ifade eden Demirtaş, "Başbakan'ın zihniyeti değişmezse diyalog olmaz. Ya Başbakan değişecek ya da Başbakan olacak kişi değişecek" dedi.
İmralı ile görüşmenin olması halinde bunun kamuoyu tarafından bilineceğini belirten Demirtaş, "Şu an İmralı'da diyalog yok. Sadece tecrit var. Bunun dışındaki açıklamalar spekülatiftir, konuyu değiştirmeye yöneliktir. Varsa böyle bir şey hükümet çıksın açıklama yapsın. Bunun dışındaki hiçbir şeye inanmamak lâzım" dedi.
"Kendi partisindeki kişiye tahammül edememiş biri, BDP'li Kürtlere nasıl tahammül edebilir?"
AKP Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan'ın istifasına da değinen Demirtaş, şunları söyledi:
"Bir partinin il başkanına yaklaşımı, demokrasiye yaklaşımını gösteriyor. AKP'nin Diyarbakır İl Başkanı, Diyarbakır gerçeğini anlamış, ona göre analizler yapmış bir siyasetçiydi. Kendi partisindeki bu kişiye tahammül edememiş biri BDP'li Kürtlere nasıl tahammül edebilir? Ben doğrusu şunu merak ediyorum; AKP'nin il başkanı gerçekleri söylediği için görevden alındı. İstifa değil. Bu saatten sonra hangi Kürt AKP il başkanlığı için yarışacak? Acaba Diyarbakır'da AKP'liler çıkıp bu zulüm, bu haksızlık karşısında biz bu koltuğa talip değiliz diyecekler mi? Yoksa Sayın Halit Advan'a yapılanı alkışlayıp, koltuk yarışı mı başlayacak? Hangi onurlu Kürt bu koltuğa oturacak? Böyle bir isim çıkmamalıdır. Hiç bir onurlu Kürt buna sessiz kalmamalıdır."