12 Mayıs 2011 Perşembe

Kürtler, özellikle PKK hazırlıklı olmalıdır

 
Bu aralar fırsat buldukça Ermenileri soykırıma götüren süreci okuyorum. Kürtlerin yanılgısı Ermenilerin yanılgısına ne çok benziyor. Osmanlı ile sıkı bağları ve ayrıcalığı olan zengin Ermeniler, son ana kadar Osmanlıcılığa inanıyorlar. İnanmak istiyorlar. Kürtlerin zenginleri de aynı durumda. Üstelik Osmanlı’da Ermenilerin hakları şimdiki Kürtlerin haklarından çok… Bazı Ermenilerin İttihat ve Terakki çetelerini desteklemesi gibi, bazı Kürtler de şimdi AKP çetesini destekliyor. Tarihsel olaylar bu kadar mı birbirine benzer! Ermeniler, İttihat ve Teraki iktidarını şenliklerle karşılamışlardı. Kürtlerin bazıları havaalanlarına koşup, Erdoğan’nın ayaklarına kapanıyorlar.
Milliyetçiliğin her türlüsü kötüdür de, Türk milliyetçiliğinin bir alt türevi olan muhafazakar Türklüğün dizi dibindeki Kürt milliyetçiliğinin mantalitesi berbattır. Muhafazakar Türklüğün dizi dibindeki Kürtlük, ellerini havaya açmış, AKP’nin PKK’yi yenmesini bekliyor.
 AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana onbeş günde bir yazdıkları yazılarda:
 "Azizim, önemli şeyler olacak, AKP ve ABD, PKKyi teslim alacak, işini bitirecek."
 Bu umutla yatıp, bu umutla kalkıyorlar ve dile getirdikleri bu umutlarına da özgür Kürt düşüncesi diyorlar.
 Ama bu umutları hiçbir zaman gerçekleşmiyor..
 Bana da ha ha ha diye gülmek düşüyor.
 İnternet sitelerini ve gazetelerini Türk basının PKK karşıtı hileli haberleriyle doldurup, okurlarının beyinlerini tarumar edenlerin de bu umudu sürüyor.
 Ama bu umut asla gerçekleşmez.
 Fakat Kürtlerin Türk devletiyle ilişkileri Ermenilerin Osmanlıyla ilişkilerine ne çok benziyor. Ermeniler, Osmanlının sınırsız topraklarına göz dikmiş batlı ülkelerin kendi aralarındaki çıkar çelişkilerinin kurbanı oldu. Osmanlı bu anı fırsat bildi. Ermeni nüfus soykırıma tabii tutuldu. Kalan son Ermeni ailelerinden birinin cocuğu olan Sevag da geçenlerde 12 Eylüldeki anayasa oylamasında "evet"in en ateşli savunucusu Alperen Ocaklarına mensup bir genç tarafından kaza süsü verilerek öldürüldü. Osmanlıyı destekleyen zengin Ermenilerin mal varlığı kendilerine kefen parası bile olmadı. Çünkü mezarları olmadı çoğunun.
 Peki Türkler Kürtlere Ermeni akıbetini yaşatabilir mi?
 AKP destekçisi Kürtlere ve aydınlara fırsat versek, bize elli tane Ermeni soykırımı yaşatacaklar. Çıkarcı ve ahmaktırlar. Doğup büyüdükleri topraklara karşı en ufak bir vicdan sızıları yoktur. Mideleri ile kafaları yer değiştirmiş bu sınıfa, ne iyi ki, eli taşlı Kürdistan Yetimleri asla izin vermeyecektir.
 Fakat bu ara PKK yöneticilerine Osmanlının son dönemindeki Türk Ermeni ilişkilerini tarih dersi olarak okutmak lazım. Ben de okuyorum. Okuyup öğrenmenin ayıbı olmaz. Okuyup öğrenseler, Osmanlı ile Ermeni direnişçilerinin arasındaki ilişki ve gerilimin aynısının PKK ile Türk devleti arasında olduğunu görecekler. Tasfiye yöntemleri aynı. PKK’nin oyalanma süreci, Ermeni direnişçilerinin oyalanma sürecine benziyor.
Fakat Kürtlerle Ermeniler arasında önemli bir fark var. Ermeni nüfus Türkiye ve Kürdistan’da dağınık yaşıyordu. Ayrıca Hıristiyan inancına sahiptiler. Türk devleti soykırımı tek başına gerçekleştiremezdi, Kürtleri tetikçi olarak kullandı.
Kürtler, çoğunlukla Müslüman bir halk… Dört parçadaki Kürdistan coğrafyası çok iç içe. Kürdistan’ı dört parçaya ayırmış olanların rejimleri operasyon altında… Dizleri titriyor.
O zaman tarihsel yargımızı açık koyalım.
Türk devleti Kürtleri tıpkı Ermeni halka yaptığı gibi katliamla tasfiye etmeye kalktığında, bu aynı zamanda Türklüğün tasfiyesi anlamına gelecektir. Eğer Kürtler Türkler için bir hastalıksa, kanser tümörü ise, tümör Türklüğün bütün organlarına yayılmıştır.
 Fakat Türklük Kürtlere karşı çok acımasız bir savaş sürdürmektedir. Bu savaş, kuralsız ve ahlaksız bir savaştır. Kürtler ise bu edepsiz savaşa karşı henüz çok edepli karşılık vermiştir. Düşünün bir kez, Türk silahlı güçleri Kürdün köyünü yıkmakta, namazına karışmakta, çadırını dağıtmakta, evlatlarının gözünü oymakta, parti binalarını basıp darmadağın etmektedir. Fakat Kürtler henüz Kürdistan’da karakollar hariç tek devlet kurumuna dokunmamıştır.
Devrim denen şey, devlete ait kurum ve kuruluşları yerle bir etmektir. Kürtlerin bu gücü yok mudur? Vardır. Diyarbakır yıkıcı bir tarzda ayağa kalktığında, hiçbir devlet kurumu bu güç karşısında 24 saat dayanamaz. Sonra ne mi olur? Ne olursa olur! Herhalde birkaç milyon insanı öldürerek, Diyarbakır, Şırnak, Van ve Cizre’ye yeniden hakim olunamaz.
Kürtler henüz bu düşüncede değil. Aslında bu düşüncede olmayan PKK’dir. Olmasın. Ben illa bu düşüncede olsun demiyorum.
Fakat Kürdistan’daki fay hattı kırılacaktır. Kürtler isyan ve savaş istedikleri için değil, genetik kodları Kürdistan sorunun çözümsüzlüğü üzerine oluşmuş Türk devleti Kürt sorununu çözemeyeceği için bu olacaktır.
O gün geldiğinde, AKP faşizmini veya Türk devletini destekleyen yimser Kürt zenginlerinin varlığı kefen parası bile olmayacaktır.
Çünkü toplumsal dalga ve dizginlerinden kopmuş tarihsel haykırışla oynanmaz. Gereği yapılır…
Kürtler, hazırlıklı olmalıdır.
 
bildiricihasan@hotmail.com