Bölge'de hangi ile, ilçeye, beldeye giderseniz gidin, belediye başkanının BDP'li olup olmadığını anlarsınız. Eğer belediye başkanı BDP'liyse o kent tertemizdir, kenar mahallelere kadar yol gitmiştir, mutlaka park vardır; hatta 'Şemse Allak', '8 Mart' gibi kadınların sembolü olan isimlerin verildiği parklar vardır.
Kentler yerel yönetim yaklaşımının aynasıdır
Bölge'de hangi ile, ilçeye, beldeye giderseniz gidin, belediye başkanının BDP'li olup olmadığını anlarsınız. Eğer belediye başkanı BDP'liyse o kent tertemizdir, kenar mahallelere kadar yol gitmiştir, mutlaka park vardır, hatta muhtemelen 'Şemse Allak', '8 Mart' gibi kadınların sembolü olan isimlerin verildiği parklar vardır, o parklarda kadınlar bütün özgüvenleriyle dolaşıyorlardır.
Bunu Batı'dan algılamak kolay değil. Çünkü düşünün ki, o kentler bir çocuk parkına bile ancak BDP'li belediyeler sayesinde kavuştular. Düşünün ki, bütün bir Bölge'de yıllarca su yoktu, toz, toprak, çamur vardı.
Ağaç mı? O da ne? Yıllarca bir tek yeşile hasret kalmış Bölge kentleri son on yılda gördüğü yeşili cumhuriyet tarihinin toplamında görmedi.
Kenti dolaşırken mutlaka gözünüze kadınlarla ilgili bir şey ilişir. Pek çoğu belediye destekli olan bazen bir dernek tabelası, bazen bir küçük işletme, bazen çamaşırhane, bazen sosyal bir mekan, hatta kütüphane, siyaset okulu...
Kentte en azından bir kültür merkezi ya vardır, ya yapımı sürmektedir. O kenttekiler kendi kentlerinde ilk kez sinema izlemiştir ya da ilk kez bir tiyatro.
Belediye binalarındaki hareketlilik de diğer belediyelerden çok farklı. Viranşehir'de bir belediye çalışanının deyimiyle halk adeta kendi evine girermiş rahatlığıyla belediye binalarına akıyor. Halk belediyelere akıyor ama sadece belediye hizmetleri için değil, bazen belediye başkanının bir çayını içmek için, bazen kızının okul derdi için, bazen kocasını şikayet etmek için, bazen de sırf 'kendi binasına' uğramak için...
Çünkü o erişilemez, girilemez gibi duran binalarda halk toplantıları yapılıyor, belediye başkanı ve belediye çalışanları halka hizmet için orada olduğunu biliyor, ona göre davranıyor ve belediye başkanı, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri de bazen ziyaret bazen de toplantı için sık sık mahallelere gidiyor.
BDP'li belediyeler, son derece kıt kaynaklarla, on yıllarca hizmet görmemiş halkı ilk kez hizmetle tanıştırıyor. Halk da bunu bildiğinden yol yapımından temizlik işlerine kadar gönüllü çalışıyor.
Bölge'de hangi ile, ilçeye, beldeye gittiysem, belediye başkanının partisini tahminde hiç yanılmadım. Çünkü BDP'li belediyeler çok farklı.
29 Mart başarısının sırrı
Serhat Temel Batman Belediye Başkanvekili:'Nejdet Başkan'ı aratmayacağız'
Yerel seçimler öncesi Batman'a geldiğimizde herkes Başbakan'ın Diyarbakır ve Dersim'i alacağız diye adres şaşırttığını, AKP'nin aslında Batman'da çok çalıştığını söylüyordu. böyle miydi gerçekten? Batman AKP açısından önemli miydi?
AKP 2007 genel seçimlerinde Batman'da ummadığı bir başarı elde etti. Seçime partiyle değil bağımsız adaylarla katılmak ve iki vekilliğin garanti görülmesi gibi nedenlerle AKP'nin aldığı oy nerdeyse bizim kadardı. Bu durum onların yerel seçimlerde ciddi olarak umutlanmalarını sağladı. AKP'nin Amed ve Dersim'i alma ihtimali yüzde 10 bile değildi. Bu yüzden bütün güçlerini Batman'a yığdılar. Seçim sürecinde Başbakan, başbakan yardımcıları, bakanlar, genel merkez üst düzey yöneticileri Batman'ı ziyaret ettiler. Valilik bütün gücünü siyasal iktidarın hizmetine soktu. Okullarda okul-aile birliği adı altında toplantılar yapılıyordu. Tüm memurlar (öğretmenler de dahil) yoksul ailelerin tespit edilmesi için mahallelerde görevlendiriliyor, yardımlar için seferberlik başlatılmıştı. Beyaz eşya dağıtımı için tüm hazırlıklar yapılmıştı ki Dersim dağıtımı basının gündemine düşünce, dağıtım işini askıya alarak yerine 350 lira nakdi yardım çeki dağıtıldı. Çekler öyle kontrolsüz şekilde dağıtıldı ki tüm PTT, bankalar dolup taştı, seyyar şubeler kuruldu.
Belediye Başkanımızın cezaevinde olması tamamıyla hükümet ve devletin partimizin yerellerde uygulamaya çalıştığı Özgür Demokratik Yerel Yönetim Modelini işlevsiz hale getirmeye yönelik bir hamlesi olarak görmekteyiz. Ancak yanıldıkları bir nokta vardı. Bu mücadele bireyler üzerinden yürümüyor ve asla vefasızlık yapmaz. Bizler Nejdet Başkana söz verdik. Onun yokluğunu hiçbir şekilde hissettirmeyeceğiz. Nejdet Başkan'ın tutuklanması bu kentte şunu açığa çıkardı. Bu kentin yüzde 60'ının oyunu almıştı, ama tutuklama sürecinde oy veren, vermeyen tüm kesimler Başkan'ı sahiplendi, tüm kesimler operasyonu kınadı, 24 Aralık sürecinde Batman tarihinde ilk defa sağcısı, solcusu, Müslümanı, zengini, fakiri tam 72 sivil toplum örgütü bir araya gelerek tavır koydu. Onun içindir ki Başkanımızı tutuklarken yapılan tüm hesapların bugünden işlemez hale geldiğini ifade edebiliriz.
Az önce de ifade ettiğim gibi temel hedefimiz Nejdet Başkan'ın hiçbir şekilde yokluğunu hisettirmemek. Seçim sürecinde halkımıza ne vaat ettiysek onu yapacağız. Demokratik ekolojik, cinsiyet özgürlükçü yerel yönetim modelini şiar edineceğimizi ifade etmiştik. Yönetime gelir gelmez önümüzde duran ilk hedef 5 yıllık stratejik eylem planını oluşturmaktı. Bunun çalışmalarını başlattık. Eylem planı oluşturulurken kentin tüm dinamikleri, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, siyasi partiler, öğrenciler, kadınlar, gençler birer paydaş olarak kabul edilerek görüşleri, önerileri alındı. Anket yöntemiyle resmi kurum ve yurttaşların beklentileri alındı. Böylece yerel yönetim modelimizin katılımcılık ilkesi bir şekilde uygulanır kılındı. İmar planı, altyapı, kültür, sanat, eğitim, kadın, çevre vb. yaptığımız tüm çalışmalarda mutlaka ilgili tarafların ya önerileri alınır ya da birebir çalışmaların paydaşı olurlar. Ekoloji politikamızın gereği olarak temel hedeflerimizden biri Batman'da kişi başına düşen yeşil alan ortalamasını dünya standartlarına yaklaştırmaktır. Bu amaçla 5 yıllık süreçte 35 park yapmayı hedefledik. 2010 yılı içerisinde 3 parkı bitireceğimizin sözünü vermiştik, 25 bin metre kare yeşil alanı kapsayan 2 park bitme aşamasında. İluh Deresi yeşil kuşak projesi, Batman Çayı sahilinin düzenlenmesi hedeflerimiz arasında. Özellikle bu kış kaçak kömür ve filtresiz bacalara yönelik ciddi önlemler alındı ve bunun neticesinde hava kirliliğinde her yıl ilk beşte yer alan ilimiz bu yıl ilk otuzda bile yer almadı.
Kadını her açıdan destekleme....
Hakkari Belediye Başkanı Dr. Fadıl Bedirhanoğlu:'Hakkari halkı hep başı dik durdu'
29 Mart seçimlerinde DTP-BDP önemli bir başarı kazandı. Ama en yüksek oy oranı Hakkari'deydi. BDP'nin ve Hakkari'nin başarısını neye bağlıyorsunuz?
Partimizin aldığı birincilik sadece il düzeyine münhasır kalmadı, ilçeler ve beldeler düzeyinde de yine birinci oldu. İlçeler düzeyinde Yüksekova, beldeler düzeyinde de Yüksekova'ya bağlı Esendere beldesi aldığı oy oranlarıyla Türkiye birinciliğini elde ettiler. Ayrıca il genel meclisi seçimlerinde de yine birinciliği kimseye kaptırmadı; yüzde 70'in üzerinde oy alarak 15 il genel meclisi üyelerinden 14'ünü kazandı. İktidar partisi olan AKP ise, sadece bir üye kazandı. Şüphesiz Hakkari, her zaman ilklere imza atan bir ilimizdir. Hakkari halkı hep başı dik durmuş, kendilerine karşı saygılı olmayan ve en doğal insani haklarına karşı inkarı dayatan anlayışlara en güçlü cevapları vermiştir. Ancak 29 Mart 2009 seçimlerinde verdiği cevap ve sergilediği onurlu duruş, her türlü takdirin üzerinde bir öneme sahipti.
Şüphesiz bu başarıyı tek bir nedene veya kişiye bağlamak doğru değildir. Partimizin ve Kürt özgürlük mücadelesinin geldiği aşama, partimizin bu seçimde belirlediği strateji, bizim de Hakkari özgünlüklerini dikkate alarak izlediğimiz politika ve propaganda yöntemi, meclis üyesi adaylarımız, Belediye Başkanı aday adaylarımız, partili kadın, genç, yönetici ve üyelerimizin seçim çalışmalarında gösterdikleri fedakar çabaları ile bu başarı elde edildi. Seçim çalışmalarımızda sürekli ana dilimiz olan Kürtçe'yi kullandığımız için halkımızın ruhuna ulaşabildik, sevgisini kazandık ve neredeyse tamamının oyunu alabildik. Çünkü yaptığımız hesaplamaya göre Hakkarili olmayanların oylarını hesaba katmazsak, Hakkari yerlisi olanların yüzde 95'inin oyunu aldığımız bir gerçektir.
Olmaz mı? Başbakan'ın Hakkari'de yaptığı onur kırıcı 'Tek... Tek... Tek...'li konuşmasının Hakkari halkını derinden yaraladığı bir gerçekti. Halkımız 'kim kimi kimin evinden kovuyor' sorusunu kendisine sormaya başladı ve AKP dahil tüm siyasi partileri tabela partisi haline getirdi.
Öncelikle mali sorunlarımızı en aza indirmek için tedbirler aldık. Hemen dört adet sıkıştırmalı çöp arabası alımını ve ilaçlama makinası alımını gerçekleştirdik. Hakkari Katı Atık Yönetim Birliği çalışmalarını hızlandırdık, şimdi son aşamasındayiz. Hakkari merkezindeki derelerin ıslahı ile ilgili belediyemize düşen görevler tamamladık. Kanalizasyon ve imar planı proje ihale çalışmaları son aşamaya geldi. Belediyemizin 5 yıllık Stratejik Planı ile 5 yıllık Kalkınma Programı yapılmış ve meclis onayından geçirilmiştir.
Hakkari merkez mevcut çöp toplama merkezi ıslah ve rehabilitasyon proje yapımı tamamlandı ve bakanlıkça onaylandı. 50 ayrı bölgede yol onarımı yapıldı. Ayrıca yol genişletmesi ve yol düzenlemeleri yapıldı. Sulama kanalları temizlendi, onarıldı ve yenileri yapıldı. Şehrin 32 ayrı yerinde toplam su şebekesi ve kanalizasyon şebekesi döşendi.
Yapılan tüm bu çalışmaları halkımızla danışarak, hem maddi hem de manevi desteklerini alarak yaptık. Ayrıca belediyemizin kurumsal yapısının oturtulması ve işler bir duruma gelmesi için çok sayıda çalışmalar yapmakla birlikte diğer tüm rutin işleri de ihmal etmedik.
Hazırlayan: Filiz KOÇALİ