18 Ağustos 2012 Cumartesi

FLAŞ: Siyasi Parti Temsilcileri Şemdinli'de HPG Kontrol Noktasında (VİDEO-Haber)

Şemdinli - İncelemelerde bulunmak üzere Hakkari’nin Şemdinli ilçesine giden BDP, DTK, HDK, EMEP, SDP, ÖDP ve ESP'nin oluşturduğu heyet, Bağlar köyünde HPG gerillalarının kontrolüyle karşılaştı.

HPG’nin Şemdinli’deki denetimi 26. gününe girerken, muhalif siyasi parti ve organizasyonların temsilcilerinden oluşan bir heyet bugün incelemelerde bulunmak üzere Şemdinli’ye geçti.

Heyette BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP Hakkâri Milletvekilleri Esat Canan ve Adil Kurt, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksu, BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, ÖDP Eş Genel Başkanı Bilge Seçkin Çetinkaya, Hakkâri il ve ilçe Belediye Başkanları, Hakkâri BDP il ve ilçe yöneticileri, Barış Anneleri İnsiyatifi, Kürt Meselesi Koordinasyon çalışanı Sema Çolaklı ve Sivil Toplum Örgütü temsilcileri yer aldı.

Alınan bilgilere göre heyet, Bağlar köyü ile Derecik Beldesi yol ayrımında HPG gerillalarının kontrolüyle karşılaştı.

Gerillalar heyetin geçişi sırasında karayoluna inerek, araçları durdurdu ve kimlik kontrolü yaptı.

Yüzlerce araçlık konvoyda araçlarından inenler sloganlar ve alkışlarla HPG’lileri karşılarken, Barış Anneleri İnisiyatifi üyelerinin HPG’lileri görmesi üzerine duygusal anlar yaşandı.

Kitlenin kalabalık olmasından ötürü bir süre kimlik kontrolü yapan HPG’liler, kitleye hitap etti. Özellikle heyetin haberini takip eden gazetecilere dönük konuşan bir HPG’li, “Basın burada yaptığı haberlerle savaşa ortak oluyor. Aylardır bu dağlarda yüzlerce asker öldü ama ne yazık ki bu basında hiçbir şekilde yer almadı. Biz biliyoruz bu yaşananların hepsinin arkasında Başbakan Erdoğan var. Ama artık ne Türklerin ne de Kürtlerin Erdoğan’a hiçbir saygısı kalmamıştır” şeklinde konuştu.

HPG’liler yaptıkları konuşmaların ardından konvoyun önünü açarak geçişlere izin vermesi üzerine heyet, incelemelerini yapmak içlin Begırti bölgesine doğru yola çıktı. 

Kışanak ve Kürkçü: Şemdinli'de devlet değil gerilla gördük! 

Şemdinli'de gerillanın kurduğu kontrol noktası ile karşılaşan heyet içerisindeki BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak ve BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, incelemeleri sonrasında askeri yetkililerin köylülere yönelik "burayı terk edin" dayatmasında bulunduğunu açıkladılar. Kişanak, “Gittiğimiz hiçbir bölgede asker-devlet gücü yoktu” dedi.

İncelemelerde bulunmak üzere Hakkari’nin Şemdinli ilçesine giden BDP, DTK, HDK, EMEP, SDP, ÖDP ve ESP'nin oluşturduğu heyet, Bağlar köyünde HPG gerillalarının kontrolüyle karşılaştı.

KIŞANAK: DEVLETE DEĞİL, GERİLLA GÜÇLERİNE RASTLADIK

ANF'ye konuşan BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak, Şemdinli'de devlet güçlerine değil gerillaya rastladıklarını belirtti: "Devlet güçleri sadece Şemdinli'nin çıkışıncaki bir noktaya yığınak yapmış. O noktayı geçtikten sonra hiçbir askeri araç görmedik. Gittiğimiz bölgelerde çatışma ve bombardıman sonucunda yakılmış bağları-bahçeleri gördük. Ama gittiğimiz hiçbir bölgede asker-devlet gücü yoktu. Gittiğimiz köylerden dönüşte ise yolda gerilla güçlerini görüyorduk."

Köylülerin bölgeyi terk etmek istemediklerini açıklayan Kışanak, "Halk her şeye rağmen vatanını bırakmak istemiyor. Burada kalmayı istiyor. Köylüler, 'devlet güçleri buradan çıkmamız için bizi hedef alıyor' dediler" bilgilerini verdi.

GERİLLA İLE SOHBET...

Dönüş yolunda gerillanın yol kontrolüyle karşılaştıklarını belirten BDP Eşgenel Başkanı Kışanak, şunları anlattı: "Gerillanın yol kontrolünde insanlar da araçlardan indiler. Gerilla konuşmasını gerçekleştirdi. Kendileriyle tokalaştık, merhabalaştık. Kendilerine, özgür bir ülkede yanımızda görmek istediğimizi söyledik. Bunun için çaba harcayacağımızı söyledik. Gerillalar da konuşmalarında gerçeğin görülmesi gerektiğine dikkat çektiler. Devletin büyük kayıplar verdiğini ve medyanın da bunu sakladığını söylediler. Medyayı bu konuda ikaz ederek, gerçekleri göstermesi gerektiğine dikkat çektiler. Demokrasi güçlerine, Türkiye'deki devrimci güçlere de birlikte hareket etme çağrılarını bu konuşmalarında aktardılar. Bizler de Kürt sorununun önemine dair ifadelerimizi sarf ettik. Bize katıldıklarını belirttiler."

KÜRKÇÜ: 10 KÖYDEN 7'Sİ BOŞALMIŞ

BDP Mersin Milletvelili Ertuğrul Kürkçü, Şemdinli ziyaretleriyle ilgili olarak, "Biz Şemdinli çıkışı dışında herhangi bir şekilde ordu ve polis varlığıyla karşılaşmadık. Nehri köyüne gittik. Çatışmanın başladığı köymüş. Oradaki halkla konuştuk. Neler olduğunu onların ağzından dinledik. Köy muhtarının verdiği bilgiye göre bölgedeki 10 köyden 7'si boşalmış durumda" dedi.

ASKERİ YETKİLİLER KÖYÜN BOŞALTILMASINA UĞRAŞIYOR

Kürkçü, "İnsanları sağır edecek kadar top seslerinin olması çocukları olağanüstü etkilemiş. Ama köylerini terk etmek istemiyorlar" dedi ve bir askeri yetkilinin köylülere dayatmada bulunduğunu açıkladı: "Bir albay, köylülerin yanına gelerek buralardan gitmeleri gerektiğini söylemiş. Köylüler bunu anlattı. Can güvenlikleri için bunu, yani sürgünü işaret etmiş. Bugüne kadar asker ya da polis, herhangi bir yetkili çatışmalardan köylüleri korumak için gelmemiş, hiçbir adım atmamış."

Kürkçü, heyet olarak köylülere yanlarında olacaklarını ve yurtlarında yaşamalarının hakkı olduğunu söylediklerini belirterek, "Bundan çok memnun kaldılar. Ziyaretimiz onları oldukça memnun etti. Çünkü kimse, devletten de kimse onların durumunu sormak için gelmemiş" dedi.

'ÜÇ ERKEK BİR KADIN GERİLLANIN AÇIKLAMASINI DİNLEDİK'


Ertuğrul Kürkçü, dönüş yolunda gerillanın yol kontrolüyle karşılaştıklarını da, şu sözlerle anlattı: "Dönüş yolunda karşımıza gerillalar çıktı. Biri kadın, üçü erkek dört gerillaydı. Kendi amaçları hakkında propaganda yaptılar. Birincisi; sadece Kürdistan'ın değil, aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşmesi ve özgürlüğü için çaba harcadıklarını söylediler. Ülkedeki halklar için de mücadele ettiklerini söylediler. Ortadoğu'da savaşa karşı özgürlük ve haklar için mücadele ettiklerini söylediler. Bir süre boyunca kendilerini dinledik ve daha sonra yol açıldı, devam ettik."

 

Birileri Ayar Çekince Aygün’ün Dili Değişti

HPG’nin 12 Ağustos’ta alıkoyduğu ve iki gün sonra serbest bıraktığı CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, ilk açıklamaları parti içinden tepki toplayınca dilini değiştirdi. Kürtlüğünü inkar etmeye kadar giden Aygün, Erdoğan’ın argümanlarına sarıldı ve PKK ile BDP’nin kendilerine baskı uyguladığını iddia etti.
 
Ayar çektiler dili değişti

İlk günkü açıklamalarında Kürt sorununun çözümüne ilişkin olumlu mesajlar veren Aygün, başta CHP olmak üzere çeşitli çevrelerden tepki toplayınca BDP ve PKK’ye saldırdı. PKK’yi ''Dersim halkı üzerinde baskı uygulamakla'' suçlayan Aygün, BDP’ye de saldırmayı ihmal etmedi. “Dersim’de başta CHP’liler olmak üzere farklı görüşlerdeki siyasi hareketlerin baskı altında olduğunu ve PKK’nin kendisi dışındaki hiçbir görüşe tahammül etmediğini” savunan Aygün, BDP’yi de suçlamadan durmadı. BDP’yi seçimde kendilerine terör uygulamakla suçlayan Aygün, “BDP’nin Dersim’de bize uyguladığı politika, kendisine 90’lı yıllarda uygulanan şiddet politikasının aynısı” suçlamasında bulundu. Kendisini insan hakları savunucusu olarak tanımlayan Aygün’ün “KCK” adı altında yürütülen operasyonlarla 6 milletvekili, 21 belediye başkanı, 19 belediye başkan yardımcısı ve başkanvekilleri, 2 il genel meclis başkanı, 13 il genel meclis üyesi ve 90 belediye meclis üyesi tutuklu bulunan BDP’yi “baskı uygulamakla” suçlaması gerçek kimliğini de ortaya koyuyor.


Erdoğan gibi konuşuyor!


Başbakan Erdoğan’ın BDP ve PKK’ye yönelik argümanlarıyla konuşan Aygün, “BDP ve PKK uzun zamandır Dersim üzerinde yoğun baskı uyguluyor. Dersim’de hem uzun yıllardır faaliyet yürütüyor hem de tutunamıyor” iddiasında bulndu. Aygün tıpkı Erdoğan gibi ''PKK’yi çok başlı ve çok klikli bir örgüt'' gibi yansıtmaya çalışmayı da ihmal etmedi.

 
‘Arkadaşlar’dan şikayetçi oldu!

İki günde PKK’yi suçlama, BDP’yi hedef gösterme bombardımanına başlayan Hüseyin Aygün, dün savcıya ifade verdi. 4 sayfalık ifade veren Aygün serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamalarda “arkadaşlar” dediği HPG’liler hakkında şikayetçi oldu.

Hakkari'de Gerilla Hakimiyeti Genişliyor

Behdinan - HPG gerillalarının Hakkari’nin Şemdinli (Şemzînan) ve Çukurca (Çelê) ilçelerinde hakimiyeti sürerken, Hakkari merkezde bulunan bir çok askeri noktaya eş zamanlı eylemler düzenlenerek, bu alanın denetiminin de ele geçirildiği bildirildi. En son 1997’de benzer bir eylem Hakkari merkezde gerçekleşmişti.

HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM), "16 Ağustos günü saat 18.30 sularında Hakkari merkeze bağlı Depin Polis karakolu, karakol güvenliğini alan tepe, özel harekat polislerine ait lojman ve karakolun güvenliğini aldığı şantiyeye yönelik gerillalarımız tarafından eşzamanlı bir eylem gerçekleştirilmiştir” dedi.

HPG-BİM, düzenlenen bu eylemlere ilişkin şu ayrıntıları verdi: "3 koldan gerçekleştirilen ve tüm hedeflerin etkili bir şekilde vurulduğu eylem ardından 2 saat boyunca çatışma yaşanmış, havadan ve karadan alana müdahale etmek isteyen düşman güçleri gerillalarımız tarafından etkili bir şekilde vurularak püskürtülmüştür. Sayısı güçlerimizce tespit edilemeyen düşman ölü ve yaralıları 8 ambulansla alandan uzaklaştırılmıştır. Sümbül dağı da içinde olmak üzere eylem alanı çevresindeki gerilla denetimi devam ederken, alanda yer yer çatışmalar sürmektedir. "

1997’DEN BERİ BİR İLK

HPG gerillalarından alınan bilgilere göre 23 Temmuz’dan beri Şemdinli’de ve 4 Ağustos’tan beri Çukurca’da süren gerilla hakimiyeti ardından Hakkari'de bu son eylemlerle gerilla denetimindeki alan genişledi.

En son 9 Ağustos 1997’de Hakkari merkezde bulunan bir çok noktaya yönelik benzer şekilde eş zamanlı eylemler yapılmıştı. HPG kaynakları, 15 yıl önce de Türk ordusunun gerillalara karşılık veremediği ve üslerinden çıkamadığını bildirdi.

ŞEMDİNLİ'DE 5 ÖZEL HAREKAT POLİSİ ÖLDÜRÜLDÜ

Bu arada Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki gerilla denetimi 26. gününe girdi. Gerillanın Şemdinli’deki emniyet müdürlüğüne bir saldırı düzenlediği ve 5 özel harekat polisinin öldürüldüğünü bildirdi. HPG-BİM, "16 Ağustos günü saat 17.40 sularında Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde bulunan emniyet müdürlüğüne yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Eylem sonucunda 4’ü eylem yerinde, 1’i kaldırıldığı hastanede olmak üzere toplam 5 özel harekat polisi öldürülmüştür. Düşman ölü ve yaralılarını 5 ambulansla alandan uzaklaştırmıştır” dedi.

GERİLLA DENETİMİ 26. GÜNNDE

Karadan gerilla denetimindeki alanlara giremeyen Türk ordusunun hava saldırılarını sürdürdüğünü belirten HPG-BİM bu konuda şu bilgileri verdi:

"15 Ağustos günü 23.00-24.00 saatleri arasında Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Govende ve Herguş köylerine yönelik işgalci TC ordusuna ait savaş uçakları tarafından bir bombardıman düzenlenmiştir. Bombardımanda bazı köylüler yaralanmış, köylülere ait bağ ve bahçeler zarar görmüştür.”
"16 Ağustos günü 18.00-19.00 saatleri arasında Hakkari’nin Çukurca ilçesi sınırları içinde bulunan Gare dağına yönelik işgalci TC ordusuna ait savaş uçakları tarafından bir bombardıman düzenlenmiştir. "

YÜKSEKOVA'DA GERİLLALAR 15 AĞUSTOS’U KUTLADI

Kürt özgürlük mücadelesinde diriliş bayramı olarak kabule dilen “15 Ağustos 1984 Atılımı”nın yıldönümünde gerillalar eylemlerini arttırırken, yol kontrolleri sırasında halkın 15 Ağustos’unu kutluyor.

15 Ağustos günü saat 21.30 sularında Hakkari'nin Yüksekova (Gever) – Esendere (Bajêrgan) yolu gerillalar tarafından kontrol edilirken, durdurulan araçlarda kimlik kontrolü yapıldı ve gerillalar halkın 15 Ağustos Diriliş Bayramını kutladı.

HPG-BİM bu konuda, "Durdurulan araçlarda kimlik kontrolü gerçekleştiren gerillalarımız halkın 15 Ağustos Diriliş Bayramını kutlamıştır. Yol kontrolü esnasında Kürdistan’da izinsiz ticaret yürüten bir şirkete ait 1 TIR yakılarak imha edilmiştir” dedi.

DERSİM ORMANLARI BOMBALANIYOR

HPG-BİM, 13 Ağustos’ta Dersim'in Pülümür ilçesi Kızılmescit ve KevirêSpî alanlarında Türk ordusuna bağlı gizli birlikler tarafından başlatılan operasyona ilişkin de bilgi verdi. HPG-BİM, " TC ordusu tarafından başlatılan operasyon gizli birliklerin keşif ve pusulama faaliyetleri çerçevesinde devam etmektedir” diye belirtti.

Açıklamada ayrıca Dersim merkeze bağlı ormanların da bombalandığı kaydedilirken, bombalanan alanlara ilişkin olarak şu ayrıntılara yer verildi: " Dersim merkeze bağlı Harçik vadisi, Hıngırvan, Dokuz kayalar alanları yoğun bir şekilde kobra helikopterler tarafından bombalanmış, ardı sıra alanda bir operasyon başlatılmıştır. Operasyon devam etmektedir."

ANTEP'TE 1 DOZER İMHA EDİLDİ

HPG-BİM 15 Ağustos günü saat 23.40 sularında Antep'in Islahiye ilçesi alay komutanlığı ve güvenlik tepesi arasında yapımı devam eden yolda bulunan 1 dozerin gerillalar tarafından yakılarak imha edildiğini belirtti.

BİNGÖL'DE OPERASYON

Bingöl'ün (Çewlîg) Genç (Dara Hênê) ilçesi Akdağ alanında Türk ordusu tarafından başlatılan operasyonlara ilişkin HPG-BİM şu açıklamada bulundu: "16 Ağustos günü Bingöl’ün Genç ilçesi sınırları içinde bulunan Akdağ alanında işgalci TC ordusu tarafından kobra helikopterler desteğinde gerçekleştirilen indirmelerle bir operasyon başlatılmıştır. Obüs ve havan toplarıyla çevreyi rastgele bombalayan düşmanın operasyonu akşam saatlerinde geri çekilmiştir."

YJA STAR GERİLLALARININ EYLEMLERİ SIKLAŞIYOR

Son dönemde YJA Star gerillalarının eylemlerinin de artması dikkat çekiyor. Son olarak Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde bulunan Tugay Komutanlığına yönelik olarak kadın gerillalar bir eylem gerçekleştirildi.

YJA STAR Basın-Merkezi YJA Star Özgür Kadın Birlikleri'nin resmi sitesi olan www.yja-star.com sayfasında konuya ilişkin olarak şu yazılı açıklamaya yer verdi:"YJA Star güçlerimiz 16 Ağustos günü saat 14.00-15.00 saatleri arasında Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde bulunan tugay komutanlığına yönelik olarak bir eylem gerçekleştirmiştir. Gerçekleşen eylem sonucunda tugay komutanlığı binasının bir bölümü tahrip olmuştur. Eylemdeki ölü ve yaralı düşman sayısı tespit edilemezken işgalci TC ordusu eylem alanını ve çevreyi rastgele obüs ve havan toplarıyla bombardımana tutmuştur. "


ANF

Devrimci Halk Savaşının Alan Hakimiyeti

Mehdi ATAY

PKK tarafından başlatılan devrimci halk savaşını izah ederken kullanılabilecek en özet ifade bu olsa gerek: Savaşan gerilla gücünün yerel bir biriminin kendi inisiyatifi ile yaptığı bir eylemin özelde bölgenin genelde tüm ülkenin gündemi ve siyasası üzerinde direk bir etki yaratması. Hükümet politikalarından tekil düzeyde siyasal sistemi oluşturan tüm siyasal partileri de direk olarak etkisi altına alması.

Bu etki altına almanın da konjonktürel, dönemsel değil yapısal değişimlerin, dönüşümlerin tetikleyicisi olması devrimci halk savaşının nihai hedefleri olarak tarif ediliyor.

Bir milletvekilinin, yerel gerilla gücünün inisiyatifi ile alıkonulması Şemdinli'de ilk pratik haline tanık olduğumuz devrimci halk savaşının bir başka boyutunu gündeme getirdi. Bu da bundan böyle sınırları merkezi bir karar mekanizması ile çizilen savaşın yanı sıra bölgesel güçlerin de kendi inisiyatifini savaşa direk olarak müdahil edeceğini gösteriyor.

PKK alıkonulan milletvekilinin en güvenli ve en kısa sürede serbest bırakılmasını sağlayarak bu eylem kararının kendi talepleri olmadığını gösteriyor. Ancak ne olursa olsun bundan sonra hiç bir sistem partisi yöneticisi bölgede egemen gücün abartılmış güveni ile bölgenin sahibi edaları ile dolaşamayacaktır. Siyaseti kişisel çıkara dayalı olarak, halk desteğinden yoksun Ankara egemenliğinin uzantısı biçiminde icra eden bu kadrolar eskisi gibi davranamayacaktır.

Oysa bu eylemin merkezi bir karar olmadığı ortada. Son olarak yaşanan alıkoyma olayında da görüldüğü gibi merkezi karar organının coğrafi uzaklığa karşın her birime ulaşacak teknik imkanı mevcut. Milletvekilinin alıkonuluşunun ikinci gününde PKK yöneticileri ilgili gerilla birimi ile temasa geçerek eylemi teyit ettiriyor. Sonra da güvenliğin en yüksek seviyeye çıkarılarak, milletvekilinin en kısa sürede serbest bırakılması isteniyor.

Nitekim, milletvekili açıkladığı bu görüşmenin ardından serbest bırakılıyor. Böylece o ana kadar Türk tarafından yapılan, hemen tüm ”yorumların” art niyetli spekülasyonlardan ibaret olduğu ortaya çıktı. Milletvekilinin ”Kandil'e götürüleceğinden” Vali'nin, ”biz daha uzun süre tutulacağını düşünüyorduk” açıklamasına kadar sivil, resmi hemen tüm Türk kaynaklarının yeni savaş stratejisini kavramaktan çok uzak oldukları bir kez daha ortaya çıktı.

Şemdinli'de geniş bir coğrafyada alan hakimiyetine dönüşen gerilla operasyonlarını, ”ilçeyi işgal girişimi oldu ancak püskürtüldü” dezenformasyonu ile perdelemeye çalışan AKP Hükümeti ve ırkçı Türk fikriyatı Dersim'de yaşanan yeni gerilla operasyonu karşısında adeta dumura uğradı. Yine Güneybatı Kürdsitan'da ortaya çıkan alan hakimiyetinin de Kuzey Kürdsitan'da ortaya çıkan devrimci halk savaşına kaynaklık eden ideolojik zeminden beslendiğini hala kavrayabilmiş değiller. Dolayısıyla devrimci halk savaşının etki alanını analiz etme yeteneğinden yoksunlar.

Şemdinli'de yaşanan gerilla operasyonunu, Güneybatı Kürdistan'da ortaya çıkan özerklik sürecine bağlayanlar, aksine Güneybatı Kürdistan'ın Kuzey Kürdistan mücadelesinin somut bir sonucu olduğunu hala kabullenemiyorlar.

Dersim'de yaşanan alıkoyma eyleminin yaşandığı gün Meclis'in devrimci halk savaşı stratejisinin somut sonuçlarının ele alınması için CHP tarafından toplantıya çağrıldığını unutmamak gerek. Dersim'de yaşanan alıkoyma, devrimci halk savaşının Kürdistan genelindeki yaygınlığını göstermesi bakımından dikkat çekici.

Sistem içi siyaset, yaşanan süreci yorumlamaktan ve kavramaktan çok uzak görünüyor. Ne yazık ki alıkonulan milletvekili de serbest bırakıldıktan sonra ettiği, “bu gençler yürüttükleri mücadelenin anlamsızlığını biliyorlar” sözleri ile bu grubun içinde olduğunu gösterdi. Şehir merkezine 35 kilometre mesafede kendisini alıkoyan gerillaların milletvekilinin de içinde olduğu araca binerek mücadeleden vazgeçme ”olanağı” varken bunun yerine kendisine siyasal çözüme hazır olunduğu yönündeki mesajları milletvekili tarafından algılanamıyor. Yaşamını ortaya koyarak özgürlük mücadelesi için gerilla saflarına katılan insanların kendi mücadelelerini ”anlamsız” bulduğunu söylemek inandırıcılıktan çok uzak. Hele, milletvekili düzeyinde de olsa CHP'de siyaset yapmayı yetersiz bularak milletvekiline bağımsız siyaset yapabileceği önerisinde bulunanların kendi mücadelelerini ”anlamsız” olarak tarif etmeleri olası görünmüyor.

Milletvekili de çözüm için daha somut ve ivedi çaba sarf etmektense kendi temennileri ile meseleyi izaha çabalıyor.

Doğru kavranamaz ve Kürt sorunun siyasal çözümü yönünde acil bir eylem planı geliştirilemezse devrimci halk savaşının alan hakimiyetinin metropollere kadar yaygınlaşması da kaçınılmaz olacaktır.


ANF