Devlet ve Kürt karşıtı medya ve hatta bazı Kürt dostu yazar çizerler Kemal Burkay’ın dönüşüne büyük bir önem arzediyorlar.
Düşünün, yetmişlerden beri düşüncerinin bölücü, solcu, tehlikeli olduğu gerekçesiyle kaçmak zorunda kalan bir Kürt yasaklanıyor, yurdışında bir ilticacı olarak yıllarca yaşamak zorunda bırakılıyor ve bugün aynı sistem taraftarı siyasetçiler ve aydınlar tarafından geri geleceği için destek görüyor.
Sormak gerekir; sistem mi demokratikleşti yoksa Kemal Burkay mı önceki radikalizminden uzaklaştı?
Her ikisinin gerçekliği tartışılabilir. Ama bu önemseme, destek ve ’hoşgeliyorsun’ söyleminin arkasında Kemal Burkay’ın PKK karşıtı olması ve her yazısında PKK’yi ve verilen mücadeleyi eleştirmesinde yatıyor.
Ve yine AKP iktidarı hakkında arasıra olumlu mesaj vermesi geri dönüş vizesi olarak da bazı çevrelerce de tartışılıyor.
Otuz yıl hiç önem ve değer vermedikleri Kemal Burkay ne oldu da böyle kıymetli oldu? Vallahi doğru söylemek gerekirse bu sistem savunucuları ve özellikle bu son iktidar savunucuları çok akıllı davranıyor. PKK karşıtı tüm güçleri yanına almayı, kucaklamayı, okşamayı ve hatta beslemeyi becerebiliyor. Gerektiğinde bunları Kürt sorununun çözümünde çok önemli barışçıl alternatifler olarak göğe çıkarıp önümüze koyuyorlar..
Halbuki Burkay denenmiş bir siyaset geçmişine sahiptir. Hem kendisi ve hem de örgütü federasyon talepleriyle siyaset yapmalarına rağmen bunu elde etmek için gerekli mücadeleyi verememişlerdir. Düşünün, PKK hiç tatmin etmeyen bir özerklik için nasıl şiddetli bir mücadele veriyor ama yine de sonuç alamıyor. Daha çok arzu edilen federasyon için PKK`den on kat daha mücadele vermek gerekmiyor mu?
Federasyon talebi yazı yazmak ve toplantılarla gerçekleşmez.
Ama aslında biraz geniş bir perspektifte düşünülürse bunlar eskiden olduğu gibi bugünde kullanılıyor. Ve kullanma dönemi ve tarihi geçtiğinde yok sayılıyor.
Bir çok Kürt gibi Kemal Burkay’ı biz de önemsedik. Yakında duranı olmasak ta belki bir umut yaratır diye onu yıllarca dinledik ve takip ettik. Bir zamanlar Kürt siyasetinde önemli bir isim, iyi yazan biriydi. Ama son yirmi yıl içinde binlerce insanımız yazmaya başladı. Etrafta filozoflardan geçilmiyor ve çoğu da Burkay`dan daha iyi yazıyor ve daha derin analizler yaparak Kürtlerin özgürleşmesine katkı sağlıyor. Şunu da söylemeye bir sakınca görmüyorum. 73`lerden beri onu ve örğütlerinin yayınlarını takip ediyorum. Siyasi faaliyetlerini izliyorum. Ancak benim ve geniş bir Kürt kitlesinin perpektifinde bir gelişim sağlamadığını, bize bir şey vermediğini de söyleyebilirim. Hele bu son yıllarda onu okumak bana zaman kaybı gibi geliyor. Herhangi bir Kürdün yazıları beni daha çok heyecanlandırıyor.
Burkay siyasetteki dar görüslülüğü nedeniyle başarısız bir lider olmaktan ileri gidemedi. Burkay belki iyi bir yazardır ama uzun yıllar sosyalist bir partinin başında olabilecek kadar kapasiteli bir lider değildir. Lider karizmasına sahip değildir. Humanist, iyi niyetli, efendi biridir ama liderlik vasıfları yoktur. Başarısızlığını onu şiddetle eleştiren eski dostları tarafından sık sık gündeme getirilmektedir. Kendi hareketini bitirmiştir.
Onun elbette 70`lerde Kürt uyanışında rolü olmuştur, ama 1980`den sonra Kürt siyasetine hiç bir getirisi olmamıştır. Her dönemin ilkleri önemli olmuştur. Ama daha radikallerin ortaya çıkmasıyla öncekiler boşa çıkarılmıştır. Çünkü gelişime ayak uyduramamışlardır.
1990`lardan sonra Sovyet sisteminin çöküşüyle birlikte gelecekle ilgili vizyonundan geri adım atmıştır. 1973’te Batı Almanya’da kaldığı halde yanıbaşındaki Doğu Almanya ve Sovyetler Birliği ’sosyalizmini’ bile öğrenememiş, yıllarca iyi bilmediği bir reel sistemin savunucusu olmuş ve bu düşüncelerini başkalarıyla birlikte Kürdistan`a taşıyarak halkımızı gereksiz sovyetçi-maocu kampına ayrışmasında önemli olumsuz bir rol oynamıştır. Bu temel yapısı nedeniyle toplum üzerine analizlerinde hep yanılmıştır. Ne yazık ki bu günde doğru olmayan analizler ve yanlış tercihlerle zamanını boşuna tüketiyor, harcıyor.
Dönse ne olacak? Vallahi şimdiden söylüyorum. Hiç bir şey olmaz. Siyaset mi yapacak? Kimlerle? Bu soru da çok önemli. Yeni kuşak Kemal Burkay’ı bilmiyor, tanımıyor. Bilenler de onu önemsemiyor. Geriye bir kaç ihtiyar kalıyor ki onlar da zaten ne üretebiliyor ve ne de Kürt mücadelesinde önem arzediyor.
Onu televizyonlara çıkaracaklar, reportaj yapacaklar, PKK’ye karşı söyletecekler ve sonra PKK’ ye karşı ılımlı bir örgüt adamı bile olamayacağını anladıktan sonra unutacaklar.
Ve Kemal Burkay bir kaç hafta veya ay sonra ilk günlerde ona verilen değerin gitgide azaldığını farkedince tekrar Avrupa’ya geri dönecek.
Kırk yıla yakın bir zaman Avrupa rahatlılığında yaşamını süren biri Kürdistan’ın zor şart ve koşullarına dayanmaz, dayanamaz. Değil Kürdistan Ankara ve İstanbul’da bile yaşayamaz.
Hele Kemal Burkay’ın doğru bildiği yanlış yolda Kürtlerin PKK’leştiği bir Kürdistan’da değil siyaset yapması, bir kaç hafta sonra vereceği bir konferansta iki yüz kişiyi bir şiir sohbeti ya da bir anı paylaşımı için bile bir araya getirme olanağı bile yoktur. Radikalleşen bir Kürt toplumunda reformistler yer edinemez.
Bekleyip göreceğiz ve Kemal Burkay’da döndüğüne pişman olacak. Varsa bir beklentisi hiç te gerçek olmayacak. Sonra unutulup gidecek.
Son söz olarak bir sistem tv kanalı çalışanı Osman Yılmaz – Kanal a’nın bir kaç cümlesini burada aktararak ne cin bir oyun oynandığını bilmenizi isterim.
” …. derin güçlerin, hatta ve hatta dış güçlerin oyuncağı haline gelen bir örgütün senaryosunu yazdığı bir macera…,
….terör örgütü PKK ve onun siyasi kanadı BDP’ye karşı alternatif bir kürt siyasetinin ortaya çıkabilmesi için, Kemal Burkay ismi ve tecrübesi …." vs.
Ve Öcalan konuyla ilgili olarak 27 Temmuz 2011 de şunu söylûyor: ”Bazı Kürt
aydını geçinenler de hala sırtımdan geçiniyorlar, hala beni kullanarak
varlar. Bazıları burada iken herşeylerini biz karşılıyorduk. Her türlü
imkanı sağlıyorduk. Bunlar Avrupa'da da bizim sırtımızdan geçindiler. Şimdi de 13 yıldır benim sırtımdan yaşatıyorlar kendilerini. Hiç birşey yapmıyorlar ama yine de bana saldırıyorlar. Şu anda bile sırtımdan geçiniyorlar. Bu sayede Türkiye'ye dönüyorlar ve hala bana saldırıyorlar!”
Ne demek istediğimi uzatarak geniş bir analize gerek var mı?
Ama yine de tüm yanlış ve yanılmalara rağmen geçmişte bu halkın özgürlüğü için hizmet veren her kes değerlidir ve onlara değer verilmelidir……