İspanya, Franco rejiminin yıkılmasından bu yana en zorlu günlerini
yaşıyor. Euro bölgesinde Yunanistan'dan sonra en derin mali krizin
eşinde olan Madrid hükümeti, AB'nin baskısıyla sosyal hakları
kısıtlayan, çalışanları mağdur eden 'kurtarma paketini' hayata
geçiriyor. Pakete halkın direnişi sürürken, Madrid'e tam destek veren
Alman Başbakanı Merkel "İspanya doğru yolda, sıra diğerlerinde" mesajını
verdi.
Dalganın Yunanistan, İtalya, İspanya, İngiltere, Belçika, Fransa ve buradan da Almanya'ya sıçraması. Avrupa'da 2012'nin en kötü senaryosu işte bu; mali krizin diğer Euro bölgelerine yayılması, piyasaların alt-üst olması, kredi veren bankaların batması, 'kurtarma' operasyonlarının sonuçsuz kalması, Euro birliğinin çatlaması. Kriz hattının en hassas yerinde ise İspanya buluyor.
Derin bir ekonomik krizin ayak seslerinin hissedildiği İspanya'da Kasım'da yapılan seçimlerde 7 yıllık Zapatero dönemi sona ermiş, iktidara merkez-sağ yönetimini gelmişti. Muhafazakar Mariano Rajoy’in başbakanlığındaki hükümet, krizle mücadele adı altında ise yeni bir reform planını, daha doğrusu nelerin kısıtlanacağını masaya yatırdı.
Bunun için Brüksel-Madrid hattında yapılan sıkı görüşmelerde İspanya'nın 2012 bütçesi hazırlandı. Krizden ders çıkartan Avrupa Birliği Komisyonu, üye ülkelerin bütçesini belirleme sürecine artık aktif şekilde katılma niyetinde. Çünkü analizcilere göre Atina hükümetinin "şişirme bütçesi" krizi tetiklemişti.
İSPANYOLLARIN KEYFİ KAÇACAK!
Bir yandan piyasaların baskısı ve diğer yandan Brüksel'deki AB yetkililerinin, hatta Euro'nun kurtarıcılığa soyunan Alman hükümetinin baskıları sonucu Madrid yönetimi 2012 gayri safi yurt içi hasılayı yüzde 5,3'e indirmeyi kabul etti. Bunun için de sıkı bir reform programını gündemine alan hükümet, bütçede 27,3 Milyar Euro'luk rekor bir kesintiye gitmeyi hedefliyor.
İtalya gibi borç maliyet oranı yüzde 7’ye yaklaşan İspanya bütçe hedefine ulaşmak için de sıkı bir kemer sıkma politikasını, ülke çapındaki dev protesto ve gösterilere rağmen hayata geçirme niyetinde. Cuma kabinede kabul edilmesinden sonra Salı günü mecliste görüşülecek 'kurtarma' operasyonunda fatura Yunanistan'da olduğu gibi yine emekçilere, yaşlılara ve öğrencilere kesiliyor:
- Bakanlıkların harcamalarında bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 17'lık kesinti öngörülüyor. Bunun için de birçok bakanlığın destek ve kalkınma fonları kaldırılıyor.
- Nüfusları 5 milyonu bulan göçmenlerin entegrasyonu için ayrılan destek bütçesi kaldırıldı.
- Yaşlı, yardıma ve bakıma muhtaçlara verilen sosyal hizmetine son verildi.
- Eğitime ayrılan bütçede 530 milyon Euro kesildi.
- Acil durumda ise kamu çalışanlarının maaşları dondurulabilecek.
FRANCO'DAN BU YANA EN BÜYÜK DİRENİŞ!
Hükümetin planı karşısında ise İspanyollar sokaklara çıktı. 1939-1975 yılları arasında hüküm süren Franco diktatörlüğünden bu yana en olağanüstü günlerini geçiren İspanya'da çalışanların eylemleri günlerce sürdü. Neredeyse hiç bir kurum ve bankanın çalışmadığı ülkede en büyük gösteri ise Barcelona'da gerçekleşti.
Yer yer şiddet olaylarına sahne olan dev direnişe rağmen Mariano Rajoy hükümeti geri adım atma niyetinde değil. Onlarca kişinin yaralandığı, 58 göstericinin gözaltına alındığı olayların ardından konuşan başbakan Mariano Rajoy tasarıda hiç bir değişiklik yapma niyetinde olmadıklarını söyledi. Ancak Maliya Bakanı Cristóbal Montoro İspanya'nın demokratikleşmesinden bu yana en zorlu bir reformla karşı karşıya olduklarına dikkat çekerek "İşimiz çok zor" itirafında bulundu.
MERKEL: HER ŞEY HAYATTA KALMAMIZ İÇİN
Madrid hükümetinin tasarısına Brüksel ve Berlin'den tam destek geldi. Çek gazetesi Lidové Noviny'a konuşan Alman başbakanı Angela Merkel, İspanya'nın geçtiğimiz yıllarda yaptığı bütçe açığı hatasını düzelttiğini savunarak "Bu kolay değil, ancak her ülke adım adım reformları uygulamalı. Bu bizim hayata kalmamız ve onlarca yıldır biriken sorunlarımızı çözmemiz için tek yol" dedi.
İspanya'nın aslında Yunanistan kadar borcunun olmadığı, sadece bütçe açığının bulunduğuna dikkat çeken bazı ekonomi uzmanları ise tasarıyı abartılı buluyor. Avrupa'da gözler yaz ayına kadar şimdiden Brüksel'in kıskacına giren İspanya'nın nasıl bir sınav vereceği.
Madrid'in 'B' Planı ise Temmuz ayında 500 milyar Euro'luk fonu 800 milyara çıkartacak Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM)'ye başvurmak. Ancak o zaman mekanizmanın ağına takılan ve AB'nin her isteğine 'evet' demek zorunda kalacak, dünyanın en büyük sekizinci- Avrupa'nın da en büyük dördüncü ekonomisine sahip İspanya'yı daha zor günler bekleyecek.
ANF NEWS AGENCY
Dalganın Yunanistan, İtalya, İspanya, İngiltere, Belçika, Fransa ve buradan da Almanya'ya sıçraması. Avrupa'da 2012'nin en kötü senaryosu işte bu; mali krizin diğer Euro bölgelerine yayılması, piyasaların alt-üst olması, kredi veren bankaların batması, 'kurtarma' operasyonlarının sonuçsuz kalması, Euro birliğinin çatlaması. Kriz hattının en hassas yerinde ise İspanya buluyor.
Derin bir ekonomik krizin ayak seslerinin hissedildiği İspanya'da Kasım'da yapılan seçimlerde 7 yıllık Zapatero dönemi sona ermiş, iktidara merkez-sağ yönetimini gelmişti. Muhafazakar Mariano Rajoy’in başbakanlığındaki hükümet, krizle mücadele adı altında ise yeni bir reform planını, daha doğrusu nelerin kısıtlanacağını masaya yatırdı.
Bunun için Brüksel-Madrid hattında yapılan sıkı görüşmelerde İspanya'nın 2012 bütçesi hazırlandı. Krizden ders çıkartan Avrupa Birliği Komisyonu, üye ülkelerin bütçesini belirleme sürecine artık aktif şekilde katılma niyetinde. Çünkü analizcilere göre Atina hükümetinin "şişirme bütçesi" krizi tetiklemişti.
İSPANYOLLARIN KEYFİ KAÇACAK!
Bir yandan piyasaların baskısı ve diğer yandan Brüksel'deki AB yetkililerinin, hatta Euro'nun kurtarıcılığa soyunan Alman hükümetinin baskıları sonucu Madrid yönetimi 2012 gayri safi yurt içi hasılayı yüzde 5,3'e indirmeyi kabul etti. Bunun için de sıkı bir reform programını gündemine alan hükümet, bütçede 27,3 Milyar Euro'luk rekor bir kesintiye gitmeyi hedefliyor.
İtalya gibi borç maliyet oranı yüzde 7’ye yaklaşan İspanya bütçe hedefine ulaşmak için de sıkı bir kemer sıkma politikasını, ülke çapındaki dev protesto ve gösterilere rağmen hayata geçirme niyetinde. Cuma kabinede kabul edilmesinden sonra Salı günü mecliste görüşülecek 'kurtarma' operasyonunda fatura Yunanistan'da olduğu gibi yine emekçilere, yaşlılara ve öğrencilere kesiliyor:
- Bakanlıkların harcamalarında bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 17'lık kesinti öngörülüyor. Bunun için de birçok bakanlığın destek ve kalkınma fonları kaldırılıyor.
- Nüfusları 5 milyonu bulan göçmenlerin entegrasyonu için ayrılan destek bütçesi kaldırıldı.
- Yaşlı, yardıma ve bakıma muhtaçlara verilen sosyal hizmetine son verildi.
- Eğitime ayrılan bütçede 530 milyon Euro kesildi.
- Acil durumda ise kamu çalışanlarının maaşları dondurulabilecek.
FRANCO'DAN BU YANA EN BÜYÜK DİRENİŞ!
Hükümetin planı karşısında ise İspanyollar sokaklara çıktı. 1939-1975 yılları arasında hüküm süren Franco diktatörlüğünden bu yana en olağanüstü günlerini geçiren İspanya'da çalışanların eylemleri günlerce sürdü. Neredeyse hiç bir kurum ve bankanın çalışmadığı ülkede en büyük gösteri ise Barcelona'da gerçekleşti.
Yer yer şiddet olaylarına sahne olan dev direnişe rağmen Mariano Rajoy hükümeti geri adım atma niyetinde değil. Onlarca kişinin yaralandığı, 58 göstericinin gözaltına alındığı olayların ardından konuşan başbakan Mariano Rajoy tasarıda hiç bir değişiklik yapma niyetinde olmadıklarını söyledi. Ancak Maliya Bakanı Cristóbal Montoro İspanya'nın demokratikleşmesinden bu yana en zorlu bir reformla karşı karşıya olduklarına dikkat çekerek "İşimiz çok zor" itirafında bulundu.
MERKEL: HER ŞEY HAYATTA KALMAMIZ İÇİN
Madrid hükümetinin tasarısına Brüksel ve Berlin'den tam destek geldi. Çek gazetesi Lidové Noviny'a konuşan Alman başbakanı Angela Merkel, İspanya'nın geçtiğimiz yıllarda yaptığı bütçe açığı hatasını düzelttiğini savunarak "Bu kolay değil, ancak her ülke adım adım reformları uygulamalı. Bu bizim hayata kalmamız ve onlarca yıldır biriken sorunlarımızı çözmemiz için tek yol" dedi.
İspanya'nın aslında Yunanistan kadar borcunun olmadığı, sadece bütçe açığının bulunduğuna dikkat çeken bazı ekonomi uzmanları ise tasarıyı abartılı buluyor. Avrupa'da gözler yaz ayına kadar şimdiden Brüksel'in kıskacına giren İspanya'nın nasıl bir sınav vereceği.
Madrid'in 'B' Planı ise Temmuz ayında 500 milyar Euro'luk fonu 800 milyara çıkartacak Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM)'ye başvurmak. Ancak o zaman mekanizmanın ağına takılan ve AB'nin her isteğine 'evet' demek zorunda kalacak, dünyanın en büyük sekizinci- Avrupa'nın da en büyük dördüncü ekonomisine sahip İspanya'yı daha zor günler bekleyecek.
ANF NEWS AGENCY