Kuzey Kürdistan gaspını Türk ırk devletinin lehine kapatmak için
gizli-açık görüşmeler, entrikalar, yalan ve dolandan ibaret numaralar
yeniden devreye sokuldu. Sanki Kuzey Kürdistan'da Başkan Barzani
yaşıyormuş gibi; onun çocukları ve kendisine bağlı halkı Türk ırk
devletinin tücavüz şiddeti altında kahroluyormuş gibi Türk devleti iki
de bir Güney'in kapısını çalıyor. Önceleri Kürtleri vuruşturarak,
vuruşturma operasyonlarına "sandviç hareketi" adları takarak sonuca
gitmek isteyen devletin, kırmızı bütün çizgilerine Kürt çocuklarının
işemesinden sonraki strateji ve taktik değişikliklerinin tümü, kendi
ödemesi gereken faturaların yükünü Kürtlerin sırtına yıkarak, yükselen
Kürt özgürlük mücadelesinden yakayı sıyırmak hesabını içeriyor.
Türk Başbakanı Erdoğan, gündemlerinde PKK'nin olmadığı yalanını söylediği Barzani ile olan görüşmesinden sonra:
"PKK silah bırakırsa operasyonlar durur," dedi.
Erdoğan'ın söylediklerinin Kürdistan gerçeği karşısında hiçbir değeri
yoktur. Çünkü Kürt sorunu demek, Kürdistan'da konumlanmış Türk polisi,
askeri ve bürokrasisi demektir. PKK silah bıraktığı zaman bu ırkçı grüh
hiçbir yere gitmeyeceği, aynı karakol, devlet dairesi ve kışlada
konumlanmalarını sürdürecekleri için bu durum Kürt ve Kürdistan sorunun
"K"sinin çözülmeyeceği anlamına gelecektir.
O zaman AKP faşizminin çözümü, PKK'ye silah bıraktırdıktan sonra
birkaç yüz Kürt hainine, para düşkünü ilkesiz beş-on Kürde ve Kürdistan
ulusal hareketinin yarattığı kitlesel destekten oy alan birkaç yüz
kişiye memurluk ve olanak sunmaktan başka bir şey olmayacaktır.
Kürdistan sorunun özü ise Kürt yoksullarının Kürdistan mülkünden ve
bu mülk üzerinde konulanacak iktidardan pay ve güvenlik elde etmekten
başka bir şey değildir.
Kürdistan sorunun bu biçimi önünde sonunda Türk devletinin kapısını
çalacak ve hükmetiği toprakların halkına kene gibi yapışan alsak ve
sömürgeci devlet biçiminden Kürtler mutlaka yakalarını kurtaracaklardır.
Kürtler bu kene devletten yakayı kurtardıktan sonra Kemalistlerle Türk
İslamcıları yeniden nasıl bir Türk devleti çıkarırlar bu onların
sorunudur.
Geçen zaman bize şunu gösterdi ki, Türkiye'de iktidar Kemalistlerden
İslamcı Türkçülerin eline geçti. Eskiden bütün bürokratlar, subaylar ve
polis müdürleri Kemalist olmak zorundaydı. Şimdi hepsi Cemaatçi,
muhafazakar ve İslamcı olmak zorunda.
Türkler arası silah değiş tokuşuna alet olan Kürtlere göre AKP,
Kemalizmin belini kırıp, Kürt sorununu çözecekti. AKP, Kürdistan
sorununu değil, cepçi Kürtlerin sorunlarını çözdü. Bugün Türk devlet
sınırları içinde Kürtler ağza alınıyor ve sorunları tartışılıyorsa, bunu
PKK'yi karalayarak AKP'ye yağ çeken Kürtler değil, PKK'nin bizzat kendi
mücadelesi sağladı. Onun için cezaevleri PKK taraftarlarıyla dolu.
Ötekiler ne tür bir mücadele yürütüyorsa, ırkçı devletin
hapishanelerinde tek şahısları yok. Hatta PKK'nin yenilmesi için Türk
devleti onlara her türlü olanağı sunuyor.
Türkiye'nin temel sorunu zaten "çürük vatandaşlar" sorunu değil mi?
Bir ülkenin vatandaşlarının çoğu rüşvetçiliğe, yalana, dolana ve
hırsızlığa alıştırılmışsa bu durum giderek devletin ve toplumun
karakteri haline gelir. Rüşvet, rant, hırsızlık ve gaspla yaşayan Türk
devlet mekanizmasının eğitip ortaya çıkardığı nesiller kendisine ne çok
benziyor.
Kürtlere Kürdistan'da herhangi bir Türk devleti gerekmiyor. Bu
devletin polisine, memuruna, askerine, bekçisine, öğretmenine, valisine,
subayına; tank, top ve cephanesine para ödemesi gerekmiyor.
Kürt sorunu bu anlamda PKK'nin silah bırakması sorunu değil, Türk
devletinin Kürdistan'dan çekilmesi sorunudur. Kavramları ve gerekli
olanı doğru konumlandırmazsanız, düşünce sisteminiz de yanlış işler.
Daha önceki yazılarımda da belirttim. Kürt ve Kürdistan sorunun erken
çözmü yoktur. Çünkü Kürdistan'ın gövdesi dört parçadaki hastalıklı
sömürgeci devletlere emeliyatla monte edilmiş. Bu devletler çözülmedikçe
ve çökmedikçe Kürtler huzur içinde bir hayat yaşayamayacaklar ve
huzurlu bir ülkeleri olmayacak.
Başkan Barzani, Başkan Öcalan ve PKK Türk devletiyle siyaset
yapabilirler. Ancak Türk devletine yapılacak bütün yatırımlar ölü
yatırımlardır. Geleceği yoktur.
20 Milyon Kürde hala bir anaokulu açtırmayan Türk devleti, Kürtler açısından İran, Irak ve Suriye'deki rejimlerden daha geridir.
Türk başbakanı Erdoğan PKK silah bırakırsa operasyonlar durur demiş.
Böyle demekle kendileri Kürtlere büyük bir lütufta bulunmuşlar.
Kürdistan Yetimleri ise asıl soruyu sormaya devam edecek:
Kürdistan sorunun baş nedeni Sömürgeci Türk güçleri Kürdistan'dan ne zaman geri çekilecek?
Bunu sağlamayan ve bu talebi gündemine almayan siyasetlerin Kürdistan da bir geleceğinin olmayacağını ve hiçbir öngörülerinin tutmayacağını söylemek lazım.
Hasan Bildirici