Suriye: ABD örtülü operasyonlarının bir parçası olarak masum
sivillerin öldürülmesi. Suriye’ye karşı bir R2P (=koruma sorumluluğu)
savaşı için halk desteği oluşturma...
ABD askeri doktrini, masum insanların öldürüldüğü “kitlesel zayiat yaratan olaylar”a merkezi rol biçmektedir.
Bu öldürmeler, örtülü operasyonların bir parçası olarak kasıtlı olarak gerçekleştirilir. Ve meydana gelen gaddarlıktan ötürü düşman suçlanır.
Hedef, insani yardım gerekçesiyle askeri gündemi meşrulaştırmaktır. Bu doktrinin kökü 1962 tarihli Operation Northwoods’a (=Northwoods Operasyonu) kadar uzanır.
"Operation Northwoods" adı verilen 1962 tarihli gizli bir Pentagon Planı uyarınca Miami’deki Küba toplumundan insanlar, bir örtülü operasyonun parçası olarak öldürüleceklerdi. Hedef, ‘Amerikan gazetelerinde yararlı bir öfke dalgasını’ harekete geçirmekti. Daha sonra öldürmeler ve ‘terörizm eylemleri’ başında Fidel Castro’nun bulunduğu Küba hükümetinin sırtına yıkılacaktı.
Savunma Bakanı Robert McNamara ile Başkan J. F. Kennedy’nin uygulamayı reddettikleri bu uğursuz planın hedefi, Küba’ya karşı bir savaş açmak için halk desteği oluşturmaktı:
“Bildirildiğine göre, 1960′ların başlarında ABD’nin üst düzey askeri liderleri, Küba’ya karşı açılacak bir savaşa halk desteği oluşturmak amacıyla, ABD kentlerinde masum insanları öldürme ve terörizm eylemleri gerçekleştirme planları hazırlamışlardı.
“Kod adı Operation Northwoods olan bu planlar; Kübalı göçmenlerin öldürülmesini, açık denizlerde Kübalı mültecileri taşıyan teknelerin batırılmasını, uçak kaçırmaları, bir ABD gemisinin batırılmasını ve hatta ABD kentlerinde kanlı terörist eylemler düzenlemeyi içeriyordu.
“Bu planlar, Amerikan halkını ve uluslararası toplumu kandırarak onların, Küba’nın, o zamanki yeni lideri komünist Fidel Kastro’yu görevden uzaklaştıracak bir savaşa destek vermesini sağlayacak araçlar olarak tasarlanmışlardı.
“ABD’nin üst düzey askeri komutanları, ABD ordusuna askeri zayiat verdirmeyi bile akıllarından geçirmişlerdi: ‘Guantanamo Körfezinde bir ABD gemisini havaya uçurabiliriz’ ve ‘Amerikan gazetelerinde yayımlanacak olan zayiat listeleri, yararlı bir ulusal öfke dalgasının oluşumuna yol açacaktı…..’
“Bamford, belgelerin ‘ABD Genelkurmay Başkanlığı’nın, ABD hükümetinin şimdiye kadar yaptığı planların en alçakçası sayılabilecek olan bu planı düzenlediğini ve onadığını gösteriyor.’ “(“U.S. Military Wanted to Provoke War With Cuba”/ “ABD Silahlı Kuvvetleri Küba ile bir savaşı kışkırtmaya çalıştı”, ABC News. Gizliliği kaldırılmış olan bu Pentagon belgesi için Operation Northwoods ya da National Security Archive/ Ulusal Güvenlik Arşivi, 30 Nisan 2001 adreslerine bakılabilir.)
The Northwoods 1962 belgesinin başlığı “Küba’ya ABD Askeri Müdahalesinin Gerekçesi” idi. “Çok Gizli memorandum, ABD’nin Küba’yı işgal etmesini meşru göstermeye yarayacak değişik bahanelerin nasıl elaltından oluşturulacağını betimlemektedir. Operation Mongoose (=Kuyruksüren Operasyonu) olarak anılan gizli Kastro-karşıtı programın bir parçası olan bu öneriler; ABD’nde yaşayan Kübalıların öldürülmelerini, “Miami bölgesinde, diğer Florida kentlerinde ve hatta Washington’da düzmece bir Komünist Küba terör kampanyası geliştirilmesini”, “Kübalı mültecilerle dolu bir teknenin (gerçekten ya da göstermelik bir biçimde) batırılmasını, sivil bir jet yolcu uçağına karşı düzmece bir Küba hava kuvvetleri saldırısı düzenlenmesini ve Küba karasuları içinde bir ABD gemisinin havaya uçurulması suretiyle bir ‘Maine’i Anımsa!’ olayı tezgahlanmasını ve olayın bir Küba sabotajı olduğunun ileri sürülmesini içeriyordu. (http://www.gwu.edu/~nsarchiv/news/20010430/doc1.pdf)
Bugüne Sıçrama, Küba 1962, Suriye 2012…
Operation Northwoods’un uygulanması rafa kaldırılmış olmakla birlikte onun temel öncülü, yani Pentagon’un (“kitlesel zayiat yaratan olaylar” biçiminde betimlediği) sivillerin ölümünü, (insani temelde) bir müdahale bahanesi olarak kullanması, 11 Eylül-sonrası dönemde bir çok kez yaşanmıştır.
Temel soru şu: Mayıs 2012′de Hula kentinde sivillerin öldürülmesi, Suriye’ye savaş açılmasına halk desteği oluşturmak için özenle planlanan örtülü operasyonun bir parçası mıydı?
Ölümlerin sorumluluğu, “Amerikan gazetelerinde yayımlanacak olan zayiat listeleri”nin, kendisine karşı “yararlı bir ulusal öfke dalgasının oluşumuna yol açan” Esad hükümetinin sırtına yıkılmaktadır. Bu arada, bir dizi Avrupa ülkesi, Kanada ve Avustralya Suriye ile diplomatik ilişkilerini kestiler. Bir dizi hükümet Suriye’yi izole etme kararını aynı anda aldılar. Bu karar, (Hula katliamı hakkında- G. A.) herhangi bir soruşturmanın yapılmasını beklemeden alındı.
Fransa’nın yeni seçilmiş olan başkanı François Hollande’ın açıklamasının ardından, çoktandır tasarlanmakta olan NATO müdahalesi şimdi gündeme getiriliyor.
Suriye’yi doğrudan hedef alacak olan bir savaş, Doğu Akdeniz’den Orta Asya’ya kadar uzanan bir bölgesel savaşa dönüşme potansiyelini taşımaktadır. Dolayısıyla dünya kamuoyunun, ABD-NATO destekli ölüm mangalarının sinsi rolünün yanısıra Hula katliamına ilişkin medya yalanlarını ve savaş propagandasını dikkate alması büyük önem taşımaktadır.
Acaba Hula katliamı, Operation Northwoods’un parmak izlerini taşıyan uğursuz örtülü operasyonun bir parçası mıydı?
Suriye hükümetinin bu olaydan sorumlu olduğunu gösteren hiç, ama hiçbir kanıt yok.
Sınır kenti Deraa’da 2011 Mart ayı ortasında ayaklanmanın başlamasından bu yana, yabancı devletlerin desteklediği teröristlerin, masum sivillerin öldürülmesine karıştıklarını gösteren belirtiler ve belgesel kanıtlar var. Ağustos 2011′de İsrail istihbarat kaynakları, NATO’nun terörist savaşçıları düzenli bir biçimde silahlandırdığını doğruladı:
“Bu arada, Brüksel’deki NATO karargahı ve Türk yüksek komutanlığı Suriye’de atılacak ilk askeri adımlar için planlarını hazırlıyor ve asileri, tanklar ve helikopterlere karşı savaşabilmelerini sağlayacak silahlarla donatıyorlar…
“Kaynaklarımız Brüksel ve Ankara’da, Ortadoğu ülkelerinde ve İslam dünyasında, Suriyeli asilerle omuz omuza savaşmak için binlerce Müslüman gönüllüyü silahlandırma kampanyasının da tartışılmakta olduğunu bildiriyor. Bu gönüllülerin barındırılması, eğitilmesi ve Suriye’ye güvenli bir biçimde geçmelerinin sağlanmasıyla Türk ordusu ilgilenecektir.” (DEBKAfile, “NATO asilere anti-tank silahları verecek”, 14 Ağustos 2011)
Prof. Michel Chossudovsky
Global Research, 30 Mayıs 2012
Çeviren: Garbis Altınoğlu