12 Haziran 2011 genel seçimleri üzerinden bir
yıl geçti. Askeri ve siyasi operasyonlar ile Kürdistan'ı savaş sahası
haline getiren AKP'nin uygulamaları 80'li yılları aratmayacak nitelikte.
Seçilmiş Kürt siyasetçilerin neredeyse tamamı tutuklanırken, AKP iç
savaş provaları yapıyor.
2009 yerel seçimlerinde kapatılan DTP'nin elde ettiği seçim zaferinin
benzerini tüm baskı ve engellemelere rağmen blok adayları ile sağlayan
BDP'nin başarısı devletin hedefi haline geldi. Bu başarı karşısında
soykırım operasyonları ile karşılaşan BDP'ye ilk engel seçime 2 aydan az
bir süre kala Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 6 bağımsız milletvekili
adayı ile ilgili verdiği veto kararı oldu. İşte siyasi soykırım
operasyonlarının bir yıllık bilançosu:
Oruç katledildi: YSK'nin 20
Nisan 2011'de verdiği veto karar gösteriler ile protesto edildi.
Gösteriler sonucu Bismil'de lise öğrencisi Halil İbrahim Oruç polis
tarafından öldürüldü. Oruç'u katledenler halen bulunamadı.
Dicle'nin
vekilliği düşürüldü: Seçim sonrası DEP eski Milletvekili Hatip Dicle,
Kemal Aktaş, Gülseren Yıldırım, Selma Irmak, İbrahim Ayhan ile Faysal
Sarıyıldız ile ilgili mazbata tartışmaları yaşandı. 5 milletvekiline
mazbataları verilirken, bu kez de YSK, 22 Haziran'da DEP eski
Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliği düşürüldü. Dicle'nin
vekilliğini düşüren YSK, AKP'nin Diyarbakır'da 6. sıra milletvekili
adayı Oya Eronat'a vekilliği verdi. Kararın hemen ertesi günü "Emek
Demokrasi ve Özgürlük Bloğu" Meclis'e gitmeme kararı aldı. Grup
toplantılarını Amed'de sürdüren BDP, 28 Eylül tarihinde düzenlediği
basın toplantısı ile 1 Ekim tarihinden itibaren meclise gitme kararı
aldı.
Demokratik Özerklik ilan edildi: Tam da bunlar yaşanırken,
Demokratik Toplum Kongresi, 14 Temmuz 2011 tarihinde Demokratik
Özerkliği ilan ettiğini duyurdu. Aynı saatlerde Silvan'da operasyona
çıkan askerler ile HPG'liler arasında meydana gelen çatışma 13 asker ile
3 HPG'li ve halen kimlikleri açıklanmayan fakat kontra oldukları öne
sürülen 5 kişi yaşamını yitirdi.
Erdoğan'dan operasyon talimatı:
Seçimlerden sonra Başbakan Erdoğan'ın ilk icraatı ise, BDP'ye yönelik
operasyon talimatları oldu. Seçim sonrası ilk siyasi soykırım operasyonu
BDP'nin Siyaset Akademilerine yönelik gerçekleştirildi.
Ersanlı ve
Zarakolu tutuklandı: 5 Ekim ve 28 Ekim 2011 tarihleri arasında
İstanbul'da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 193 kişiden Marmara
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi ve
BDP Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile yayıncı Ragıp
Zarakolu'nun da aralarında bulunduğu 147 kişi tutuklandı.
Öcalan'ın
avukatları alındı: İstanbul'un ardından Diyarbakır başta olmak üzere
birçok ilde de "Siyaset Akademileri"ne yönelik düzenlenen eş zamanlı
operasyonlarda yüzü aşkın kişi tutuklandı. İkinci dalga operasyon bu kez
23 Aralık 2011 tarihinde 16 ilde avukatlara yönelik yapıldı. Gözaltına
alınan 49'u avukat 88 kişiden 36 avukat tutuklanırken, 36'sı tutuklu 52
kişi hakkında ise dava açıldı.
Özgür basına darbe girişimi: 2011
yılının sonlarına doğru yapılan ikinci büyük dalga soykırım
operasyonunda bu kez hedefe gazeteciler vardı. İstanbul Özel Yetkili 9.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı ile DİHA'nın tüm büroları ile Gündem
Gazetesi, Demokratik Modernite Dergisi, ANF ve Etik Ajans'ın bürolarına
yönelik 49 basın emekçisi gözaltına alındı. 36'sı tutuklu 44 gazeteci
hakkında "örgüt üyeliği" ve "örgüt yöneticiliği" iddiaları ile dava
açıldı.
Roboskî'de katliam yapıldı: Bir taraftan soykırım
operasyonları sürürken, bu kez katliam haberi 28 Aralık 2011'de
Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Ortasu (Roboskî) Köyü'nden geldi. Çoğu
çocuk 34 köylü savaş uçaklarının bombardımanı sonucu katledildi.
Hak
ihlalleri tavan yaptı: İHD Diyarbakır Şubesi'nin hazırladığı "Hak
ihlali raporu"nda da son bir yıl içinde yaşanan hak ihlalleri tavan
yaptı. 2011 yılı içinde polis ve jandarma, "Keyfi öldürme, silah
kullanma yetkisinin ihlali ve dur ihtarına uymadığı" gerekçesi ile 47
kişiyi öldürürken, 86 kişiyi ise yaraladı. Aynı yıl içinde bir yurttaşı
katleden korcular 20 yurttaşı ise yaraladı. Biri çocuk 20 yurttaşın
faili meçhul cinayete kurban gittiği süreçte saldırı sonucu yaralandı,
13 kişi cezaevinde yaşamını yitirdi. Ayrıca 2 bin 326 eve baskın
düzenlendi, 6 bin 306 kişi gözaltına alındı ve 1917 kişi tutuklandı.
2012'nin
ilk infazı Amed'de yaşandı: 20 Ocak 2012 tarihinde İHD Diyarbakır
Şubesi'ne başvuran Nesip Kar, 31 Aralık 2011 tarihinde özel timler
tarafından evlerine düzenlenen baskında gözaltına alınan kardeşi Mekin
Kar ile yanında bulunan arkadaşı Agit Altan'ın gözaltı sırasında infaz
edildiğini bildirdi.
AKP'nin 'işkenceye sıfır' toleransı: İHD
Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan ve 2012 yılının ilk 4 ayını
kapsayan "Yaşam Hak İhlalleri" raporunda ilk 4 ay içinde 4 sivil polis
tarafından öldürüldü. 4 siyasi tutsağın cezaevinde yaşamını yitirdiği
bildirilen raporda 2'si çocuk 6 kişinin faili meçhul saldırı sonucu
yaşamını yitirdiği 2'si kadın 33 kişinin de yaralandığı bildirildi. Yine
ilk 4 ay içinde meydana gelen şüpheli asker ve polis ölümleri kısmında
2'si intihara teşebbüs 9 kişinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Rapora
göre, çatışmalı ortam nedeniyle yıl içinde arazi, yayla, mera ve otlak
yasağının yaşandığı 2012 yılı içinde operasyonda yaşamını yitiren 18
gerillanın naşının verilmediği 7'sinin naşına yönelik ise fiziki
tahribat yapıldığının altı çizildi.
Anadile ve düşünceye kelepçe: 37
kişinin gözaltında işkence ve kötü muamele gördüğü 4 aylık süre
zarfında 109'u çocuk 2 bin 34 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 33'ü
çocuk 733 kişi tutuklandı. Bin 198 eve baskın düzenlendi. 629 yayın
hakkında toplatma ve yasaklama kararı çıkarıldı. 176 kez anadilde
savunmaya yönelik yasak getirildi.
19 belediye başkanı tutuklu:
Van'da 7 Haziran tarihinde BDP ve bağlı belediyelere yönelik düzenlenen
operasyonda gözaltına alınan 14 kişiden Van Belediye Başkanı Bekir Kaya,
Asrın Hukuk Bürosu avukatı Cüneyt Caniş ve İçişleri Bakanlığı
tarafından görevden alınan Başkale Belediye Başkanı İhsan Güler, BDP
Muradiye İlçe Başkanı Mehmet Şirin Yıldız, Özalp Belediye Başkanı Murat
Durmaz, BDP Başkale eski İlçe Başkanı ve DTK üyesi Derviş Polat, Edremit
Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan, BDP Çaldıran İlçe Başkanı Metin
Adugit, BDP Erciş eski İlçe Başkanı Veli Avcı ile BDP Özalp İlçe Başkanı
Yakup Almaç, "Siyasi parti etkinliklerinin çoğulluk ve devamlılık arz
eden, örgütsel faaliyetlerde" bulundukları ve buna bağlı "Örgüte üye"
oldukları iddiasıyla tutuklandı. Son tutuklamalar ile birlikte BDP'den
seçilmiş tutuklu belediye başkan sayısı 19'a yükselmiş oldu.
Adana'da 650 BDP'li cezaevinde
Adana'da 650 yönetici ve çalışanı tutuklu olan BDP 17 Haziran'da olağanüstü kongerye gidiyor.
AKP
Hükümeti'nin talimatıyla 2009 yılında başlatılan siyasi soykırım
operasyonları kapsamında sadece Adana'da binlerce BDP'li gözaltına
alınırken, bunlardan 650'si tutuklandı. BDP Parti Meclisi üyesi Mehdi
Aslan, BDP eski Adana İl Başkanı Zeki Karataş, ilçe başkanları Hüseyin
Beyaz ve Refik Bayav da hala cezaevinde olan BDP'lilerden. BDP Genel
Merkezi, yönetimlerinde oluşan boşlukları aşmak için Adana'da 17
Haziran'da olağanüstü kongreye gidilmesine karar verdi. Kongreye BDP
Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın katılacağı bildirildi.
BDP Adana İl
Başkanı Ferdi Sönmez, partilerinin ciddi bir baskı altında olduğuna
dikkat çekerek, "Amaç güçsüz ve örgütsüz bırakmak" dedi. Sadece
BDP'lilerin değil sendikacıların, emekçilerin, işçilerin ve sivil toplum
örgütlerinin her türlü eylem ve çalışmalarının devlet tarafından
terörize edildiğine dikkat çeken Sönmez, tüm bu çevrelerle ortak hareket
ederek, mücadeleyi yükselteceklerini söyledi.
Kongreye Newroz
ruhuyla hazırlandıklarını vurgulayan Sönmez, şimdiye kadar mahallerde
30'u aşkın halk toplantısı yaptıklarını ve buralardan gelen öneriler
doğrultusunda yönetimlerini oluşturacaklarını söyledi.
BDP'den AB'ye protesto
BDP
Van Milletvekili ve Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Türk
Grubu Üyesi Nazmi Gür, Van'daki tutuklamaları kınamak için 13-14
Haziran'da yapılacak olan toplantıya katılmayacağını açıkladı.
Nazmi
Gür, Türkiye'de yaşananlara sessiz kalan Avrupa Birliği'ni protesto
için toplantıya katılmayacağını belirterek, "8 bin arkadaşımız
tutuklandı. AKP'nin sınır tanımayan saldırganlığı devam ediyor. AB bunu
bilmesine rağmen bu saldırganlığı karşı sessizliği bizim acımızda ciddi
bir eleştiri konusudur. Türkiye AB ilişkileri bu hükümet tarafından
dondurulmuştur. Bana rağmen Kürt sorununun demokratik çözümünde ciddi
bir çaba içinde olan BDP'ye karşı haksız hukuksuz saldırılara karşı
AB'ye sesini yükseltmeye çağırıyoruz" dedi. Gür, başta AB olmak üzere
duyarlı kesimlere da çağrıda bulunarak AKP'nin gerçek yüzünü artık
görmelerini istedi.
METİN İNAN / DİHA/AMED