- Ana Sayfa
- Öcalan Anlatıyor: Uluslararası Komplo Gerçeği
- SAİD-İ KURDÎ(Nursi) VE KÜRT SORUNU
- Batı Kürdistan(Rojava) Devrimi
- Soykırımdan Özerkliğe Batı Kürdistan
- AKP ve Faşizm Üzerine
- Anti Emperyalist-Kapitalist Mücadele ve KÜRT BAHARI
- Karadeniz: Toprak, Su, Hava ve Emek
- Bir İşkence Yöntemi Olarak Tecrit
- Politik Sinema
- Belgeseller
- E-Kitaplar
- İnternet Sansürünü Del !
Site İçi Arama
12 Temmuz 2011 Salı
Radikal'de Deniz Feneri Sansürü
Sendika.Org yazarı Mustafa Peköz’ün, Radikal gazetesi muhabiri ile hazırladığı Deniz Feneri yazı dizisi gazete yönetiminin sansürüne takıldı. Almanya’daki Deniz Feneri dosyasında yer alan belgelere dayanarak konu ile ilgili çok sayıda yazı kaleme alan Peköz, elindeki belgeleri paylaşmak için savcılığa yaptığı başvuruların yanıtsız kaldığını, kendisi ile iletişime geçen pek çok gazetecinin de bir süre sonra konu ile ilgili yazı yayımlamaktan vazgeçtiğini ya da vazgeçirildiğini belirtiyor
Mustafa Peköz mevcut operasyonun işin aslını karartmak üzere yürütüldüğünü belirtiyor: “Deniz Feneri üzerine çok sayıda uzun makale yazdım. Deniz Feneri Davası, ‘Halkı kandırarak para toplayıp zimmetine geçirmek için oluşturulan Örgütlü Suçlar’ kapsamında ele alınması gerekir. Hem de çok kapsamlı olarak örgütlenmiş bir organizasyon söz konusu. İçinde bakanların da isimlerinin geçtiği bu soygun örgütüne yönelik yapılan soruşturma ve gözetim altına alma işlemlerinin, işin esasını çözmeyeceği bütün verileriyle ortaya çıkmış bulunuyor.
“Özellikle Deniz Feneri Soygun Şirketinin iki önemli yönetici ve yönlendiricisi var: Birinci derecede sorumlu ve gerçek sahibi Zekeriya Karaman ve ikinci derecede yönetici ve yönlendirici durumunda olan Zahid Akman. Orijinal dosyanın kendisinde bu iki kişiye yönelik verileri belgeleriyle, dosyadaki sayfa numaralarıyla yayımladım. Savcılığa çağrıda bulundum. Bir yanıt verilmedi.”
Türkiye’de günlük gazetelerde çalışan birçok gazetecinin bu sorun üzerinde birlikte çalışmak istediklerine dair kendisiyle görüştüğüne değinen Peköz, son olarak 12 Haziran 2011’den önce yani genel seçim sürecinde, Radikal gazetesinden bir muhabirle ‘Deniz Feneri Davası’ üzerine bir yazı dizisi hazırladıklarını ancak yazı dizisinin yayımlanmasının engellendiğini belirtiyor: “Fakat daha sonra ‘gazetenin haber yayın merkezinin yayınlamama kararı aldığı’ bana iletildi. Ben yayınlanmayacağı konusunda emindim. Birincisi AKP ile karşı karşıya gelmek istemediler. İkinci neden ise Radikal yazarı Akif Beki’nin Deniz Feneri Soygun Şirketi ile bağlantısıdır.”
Deniz Feneri soygununda, paraların aktarım merkezi olduğu belirlenen Kanal 7’de Ankara temsilciliği yapan Akif Beki hakkında, Almanya'da Deniz Feneri e.V davasında yargılanan bir sanığın çekmecesinde, Yeni Dünya İletişim A.Ş'nin üyesi olduğuna dair bir belge çıkmıştı. Beki de kendini “Yeni Dünya İletişim A.Ş, Kanal 7 markasının sahibi olan şirkettir. Ben, ne bu şirkette ne de başka herhangi bir şirketin üyesi değil, sigortalı profesyonel çalışanı idim” diye savunmuştu.
Mehmet Akif Beki’nin adı, Almanya’daki dava dosyasında sayfa 1029'da geçiyor. Beki’nin adı Deniz Feneri bünyesinde kurulan, Akman ve Karaman’ın da yönetim kurulu üyesi olduğu 'Yeni Dünya İletişim Şidketi'nin Türkiye temsilcisi olarak geçiyor. Aynı sayfada, davanın 1 no’lu sanığı Mehmet Gürhan ise Avrupa temsilcisi olarak anılıyor.
Peköz mevcut soruşturma ile ilgili şunları söylüyor: “Bu şahıslar tutuklansalar da sorunun esası çözülmeyecek. Çünkü suç unsurlarının çok önemli bir kısmı ortadan kaldırıldığı gibi bu dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin bütünlüklü olarak sorgulanması ve işin arka planında bulunanlar hakkında soruşturmanın başlatılması oldukça önemlidir. Aksi takdirde, bir iki kişinin tutuklanıp birkaç ay sonra serbest bırakılmasıyla sorun çözülemez.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder