Üç yıldır bekletilen Deniz Feneri operasyonu, şike operasyonu ve
TBMM’deki yemin/boykot krizinin gürültüsünde alelacele başlatıldı. Bu üç
yıl, yargıdaki AKP kadrolaşmasının tamamlanması ve delillerin
karartılması için yeterince uzun bir süreydi. Almanya’daki dava
belgelerine ulaşarak konu ile ilgili pek çok yazı kaleme alan
Sendika.Org yazarı Mustafa Peköz, operasyonun zamanlaması üzerine
yazdığı yazıda önemli bazı hatırlatmalarda bulunuyor
Yargıdaki AKP kadrolaşması tamamlanana kadar, Almanya’da süren dava için istenen belgeleri göndermede ve soruşturma başlatmada ağırdan alan savcılık, AKP iktidarı ve Deniz Feneri sanıkları açısından en elverişli koşullarda davayı başlattı.
Bu sayede, AKP iktidarının ve çevresinin başını ağrıtması kaçınılmaz olan dava sancısız bir şekilde gündeme geldi. Seçim sürecinde iyiden iyiye sindirilen medyada da dava ile ilgili haberler şike operasyonunun ve TBMM krizinin gürültüsüne getirilerek ve savcılığın gündeme getirdiği sınırlar içinde haberleştirildi.
Böylece Tayyip Erdoğan’ın dünürlerinin ve AKP’li bakanların bağlantıları gibi pek çok konunun üzerine gidilmezken, dava gözden çıkarılan kimi Kanal 7 yöneticilerinin günah keçisi ilan edildiği bir aklama operasyonuna dönüştürüldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder