24 Temmuz 2011 Pazar

AKP’nin Yeşil Türk Irkçılığı -2


Senaristi ABD, yönetmeni Fethullah Gülen ve aktörü Erdoğan olan AKP filminin kurgusu tamamen Türk –İslam sentezi üzerine yapılmışken AKP’nin dem vurduğu ‘3 türlü milliyetçiliğe karşıyız’ argümanını irdeleme hakkımız vardır sanırsam. Erdoğan’dan tutalım AKP’li herhangi bir yetkili olsun, hangisi basın ve halkın önüne çıkıyorsa bir mani söyler gibi tekrarladıkları bir tekerleme var.
 “Biiirr dinsel milliyetçiliğe karşıyız!
İkiiiii etnik milliyetçiliğe karşıyız!
Üüüççç bölgesel milliyetçiliğe karşıyız”!
Böyle demektedirler ancak her üç milliyetçilik türünün de en alasının uygulayıcısı da AKP’dir. Her türlü milliyetçilik bir yana en ala yeşil Türk ırkçılığının bire bir uygulayıcısı AKP’dir. Hele bunları sırayla açımlayalım. 
Birincisi AKP’de dinsel milliyetçiliğin daniskası var. Hem de mikrosu, genetiği, nano mikrosu vardır. Bir defa Türkiye’de var olan çoğu inançları inkar etmektedir. Çoğuna yaşam hakkı bile tanımıyor.
Alevileri tanımada bir adım attı mı; hayır. Bektaşileri tanımada bir adım attı mı; hayır. Ezidileri tanımada bir adım attı mı; hayır. 
Süryanileri tanımada bir adım attı mı; hayır. Diyanet işleri başkanlığını Hanefilik mezhebinin bir başkanlığı şeklinde örgütledi mi; evet. Şafiilik mezhebinin ilmihalini din derslerinde okutuyor mu; hayır. Caferileri tanımada bir adım attı mı; hayır. Hıristiyan ve Musevi dinine mensup olanlar katledilip ve şiddete maruz kalıyorlar mı; evet. 
Kendi inancını bile inkar etmekte midir; evet. Allahın yarattığı Kürt halkını inkar etmek Allah’ı inkar etmek anlamına geliyor mu; evet. Bu durumda net olarak şunu belirtebilirim. Fethullah Gülen ve AKP Allah’ın yarattığı Kürtleri inkar ettiği için Allah inkarcısı da olmaktadır. Dinsel açıdan da yürüttükleri siyaset dinsel milliyetçiliktir. Dinsel ırkçılıktır. AKP, Fethullah Gülen’in izinde dinsel milliyetçi ve ırkçı bir siyaset izlediği için yürüttüğü siyaset, vesayetin vesayeti siyasetidir. Çünkü Fethullah Gülen ABD’den vesayet almakta ve AKP’de Gülen’den vesayet almaktadır. Bunun için AKP’nin siyaseti vesayetin vesayeti siyasetidir. 
İkincisi etnik milliyetçilik konusudur. Bir ülkenin sınırları içerisinde değişik etnisiteler yaşarken bir etnisitenin üst etnisite olarak yapısal, askeri ve siyasal şiddet ile hukuksal baskılarla diğer etnisitelere zorla kabul ettirilmesi etnik milliyetçilik ve ırkçılık kapsamına girer. Türkiye’de Türk etnisitesi dışında başta Kürtler olmak üzere tüm etnisitelerin inkar edilmesi kültürel kırımdan geçirilmeye ve asimile edilmeye çalışılmasıyla Türkleştirilmesinin esas alınması AKP’nin de bir siyaseti olmaktadır. AKP’nin tek millet(Türk etnisitesi) sloganı-tek devlet, tek millet, tek dil- ve uygulamalarını devam ettirmesi bu düşünceyi doğrulamaktadır. Hazırlamaya çalıştığı ve adına sivil anayasa dediği, ancak 12 Eylül faşist rejimi döneminde yapılan anayasadan ciddi bir farklılık arzetmeyen yeni anayasa taslağında da etnik milliyetçilik, ırkçılık ve faşizm ruhu vardır.  Sonuçta Kürtler ve diğer etnisiteler inkar ediliyor. Kürde, Laza, Boşnaka Türk olma şartı devam ettiriliyor. Aldatma yok sayma olurda bu kadar olur. Diyelim ki Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin herkese Kürt, Çerkez vb. tanımı getirilsin. Bu anayasayı hazırlayan AKP ve yahut kendini milliyetçi gören diğer partiler ve milliyetçi kesimler bunu kabul eder mi? Kabul etmelerinin imkanı yoktur. Hatta savaş nedeni sayarlar. Bu bir ırkçı ve faşist anayasadır derler. O zaman kendileri için reva görmedikleri bir anayasayı nasıl olurda diğer etnisiteler için reva görmektedirler. Sormak gerekmez mi; böyle bir maddeyi hazırlayan AKP’nin zihniyeti nedir? 
Üçüncüsü bölgesel milliyetçilik konusudur. AKP bölgesel milliyetçiliğe karşıyız tekerlemesini söyleye dursun, ama sınır aşırı bir milliyetçilik ve ırkçılık siyasetine sahiptir. Bir yerde “Arjantin’de bir Kürt olsa ona karşıyız”. Rusya’da, “düşünmezsen Kürt yoktur”. Almanya’da ise “Kürt sorunu yoktur” düşüncesini belirten AKP’nin başında ki başbakandır. Yine Tek millet, Tek dil diyen aynı Erdoğan’dır. Bir tarafta medeniyetler buluşmasına liderlik ettiğini iddia eden diğer taraftan da uygarlığa beşiklik yapan Kürtleri ve 15.000 yıllık tarihi ve kültürel medeniyeti bağrında barındıran Hasankeyfi sulara gömmeye çalışarak Kürtleri batıya göçerttirmeyi hedefleyen Erdoğan bölgesel milliyetçilik ve ırkçılık yapmıyorsa daha kim yapmaktadır. Anti- Kürt ittifakının koordinatörü olarak doğuda, kuzeyde, güneyde ve güneybatıda, Kürdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürtlerin jenosidden geçirilmesi için anlaşma üstüne anlaşma imzalayan, planlar hazırlayan ve uygulayan AKP bölgesel milliyetçi ve ırkçı değildir de daha hangi parti bölgesel milliyetçidir. Bölgesel ırkçıdır. 
Kürdistan’daki nüfusun iki katına zenginlik ve refah sağlayacak düzeyde olan yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarını devlet adına sömürüp bunun çok cüzi kırıntılarını devşirdiği bazı ihanetçi Kürt aileleri ile AKP’li tüccar- eşraf kesimine vererek onlarla Kürtleri tuzağa çeken yine AKP’dir. Ordunun Kürdistan’a bir Truva atı olarak sürdüğü AKP bölgesel milliyetçi ve ırkçı olmuyor da daha hangi parti oluyor. 
AKP’yi farklı göstermede, zihinleri bulandırmada Osmanlı padişahlarına devletlum diyerek kasideler düzen saray vakkanüvüsçüleri misyonuna benzer misyonu üstlenenler de var. Bunların sayıları da hayli kabarık. Star, Sabah, Zaman, Yeni Şafak, Bugün, Taraf ve Türkiye gibi gazetelerde yazanlar, Fetullahçı ve AKP’ci TV’lerde boy gösteren vakkanüvüsçülerin külliyeti böyledir.  Köle ruhlu olan  bu vakkanüvüsçüler  ancak Türk etnik milliyetçisi, ırkçısı ve onların efendisi olan AKP’ye hizmet etmekten mutlu olurlar. 
Belki Fehmi Koru, Naci Bostancı, Engin Ardıç, Ethen Mahçupyan, Ahmet Altan, Mehmet Kamış gibileri de AKP gibi Türk etnisitesinin ve ırkçılığının ulu ateşinin bekçisi olmak üzere dünyaya çağrıldıklarını düşünüyorlar. 
Belki de AKP ve onun Trakya birliğine soyunanlar Türk etnisitesinin en yüce etnisite olması için başka hiçbir etnisitenin olmamasını ya da olması halinde yok edilmesine inanıyorlar. AKP ve onun devşirmesi siyasal cehşler ile Edoğan’nın akıncı arkadaşı Metiner, Mehdi Eker böyle düşüne dursunlar. 
Ama benim milliyetçilik açısından doğru bildiğim bir şey varsa, o da milliyetçiliğin her türünün tüm halkların, tüm etnisitelerin ve tüm inançların düşmanı olduğudur. Bu yüzden de diyorum ki, hem Türk etnik milliyetçiliği ile Türk etnik ırkçılığının yeşil bayraktarlığını yapan hem de  finansal sermayenin Türkiye taşeronu olan  AKP’yi durdurmanın zamanı gelmedi mi?

Özgür Bilge

Hiç yorum yok: