BDP TBMM Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’ın Silvan
ilçesinde 13 askerin ölümüyle sonuçlanan çatışmaya ilişkin Başbakan’a
çağrıda bulunarak soruşturma başlatılmasını istedi.
Selahattin Demirtaş yaptığı açıklamada, çatışmada ölen askerler için “derin üzüntü” duyduklarını belirtirken, çatışma ardından partilerinin hedef gösterilmesine tepki gösterdi. Çatışma ardından çıkan soru işaretlerine de dikkat çeken Demirtaş, soruşturma başlatılmasını istedi.
BDP TBMM Grup Başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklaması şöyle: “Dün Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde yaşanan çatışmada 13 askerin yaşamını yitirdiği, 7 askerin de yaralandığı acı olaydan derin üzüntü duyduğumuzu bir kez daha belirtiyor, bu olayda yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Savaşın, çatışmanın, ölmenin ve öldürmenin bir sorun çözme yöntemi olmaktan çıkmamış olması, bizlere bu acıları yaşatan en temel nedendir. Ülkenin en önemli sorununun bu gençlerin omuzlarına yüklenmesi haksızlığı da, hükümet başta olmak üzere siyasetin ve bütün siyasetçilerin sorumluluğundadır. Bu acıları unutmadan, ancak acılarımızı “düşmanlık” dili oluşturmak için de kullanmadan barışı sağlamak her birimizin bütün ülkeye karşı boynunun borcudur.
Ancak maalesef ki olayın duyulmasından bu yana yapılan açıklamalar ve gösterilen tepkiler Partimizi doğrudan hedef almakta, yaşanan olayın yarattığı acı ve hüzün ortamından yararlanılarak asıl sebeplerin üstü örtülmekte, neredeyse çatışmaya BDP girmiş gibi bir hava estirilmektedir. Bu haksız hedef gösterme furyasına TBMM Başkanından, hükümet temsilcilerine kadar sorumluluk mevkiinde olup da hesap vermesi gereken herkes dahil olmuştur. Bu süre içerisinde Ankara, Mersin, Bursa ve Elazığ il-İlçe binalarımızın da aralarında bulunduğu bazı parti teşkilatlarımız saldırıya uğramış, yakılmıştır.
Hiç şüphesiz ki bu olayın en büyük ve onarılmaz kaybı yaşamını yitiren gençlerimizdir. Siyasi polemikler, nutuklar ve karşılıklı suçlamalar ne olursa olsun, bu gün yüreği yangın yerine dönmüş ana babaların acılarına derman olmayacaktır. Ancak yüreği evlat acısıyla yanan anaların bile “akan kan dursun” şeklindeki kutsal sözlerine karşılık aynı sağduyunun binde birini siyasetçilerde göremiyoruz. Bu vesileyle öncelikle herkesin ve herkesimin, bu süreçte kullandığı, kullanacağı dilin çatışmayı, gerilimi tırmandırmaya değil, riske giren barış arayışlarına cesaret verici olmasını diliyoruz. Bütün barış süreçleri tehlike ve tehditlerle örülü olmuştur. Ancak barış, sadece ve sadece o’na yürekten inanan ve bütün engellere rağmen o’na doğru yürümekte ısrar eden toplumlara daha erken gelmiştir. Biz de er veya geç kendi barışımızı inşa edeceğiz, ama bunun geç olmaması için biz dahil herkese sorumluluklar düşmektedir.
Yaşanan bu olayın insani yönünü ve bizlerde yarattığı acı etkisini değiştirmese bile, en azından bundan sonraki muhtemel riskleri önleme açısından söz konusu çatışmanın bütün yönleriyle soruşturulup açığa çıkarılması önemlidir.
Yaşanan olayın bir pusu olmadığı, operasyona çıkan askeri birliğin bir noktada PKK ile çatışırken başka bir noktada askerlerin bulunduğu bir mevkie savaş uçaklarından (veya helikopterlerden) atılan bombaların yarattığı büyük yangınla askerlerin yaşamını yitirdiği, bu iddialara dair konuşmaların askeri telsizlerde komutanlar arasında geçtiği ve bu konuşmaları korucuların da duyduğu şeklinde vahim iddialar kamuoyuna yansımıştır.
Bu vesileyle sayın Başbakan’a çağrımızdır;
Bu olayın başka siyasi gerilimlere ve çatışmalara yol açmaması, bütün boyutlarıyla açığa çıkarılması için soruşturma başlatılmalıdır. Otopsi raporları, telsiz konuşma kayıtları kamuoyu ile paylaşmalıdır, gerçekler ortaya çıkarılmalıdır. Eğer iddialar doğruysa; sorumluluğu, ya da ihmali olan varsa hesap sorulması sağlanmalıdır. Adil bir soruşturma neticesinde ortaya çıkacak gerçek her neyse, her birimiz bunun sonuçlarından dersler çıkararak önümüzdeki süreçte daha etkili bir barış siyaseti üretebiliriz. Ancak gerçeklerin üstü örtülürse bu durum herkeste güvensizliğe ve karamsarlığa yol açacaktır. Kamuoyundaki bu kaygıların giderilmesi için hükümet üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir.
Barışa olan içten özlemimizle kamuoyuna saygıyla sunulur.”
Selahattin Demirtaş yaptığı açıklamada, çatışmada ölen askerler için “derin üzüntü” duyduklarını belirtirken, çatışma ardından partilerinin hedef gösterilmesine tepki gösterdi. Çatışma ardından çıkan soru işaretlerine de dikkat çeken Demirtaş, soruşturma başlatılmasını istedi.
BDP TBMM Grup Başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklaması şöyle: “Dün Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde yaşanan çatışmada 13 askerin yaşamını yitirdiği, 7 askerin de yaralandığı acı olaydan derin üzüntü duyduğumuzu bir kez daha belirtiyor, bu olayda yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Savaşın, çatışmanın, ölmenin ve öldürmenin bir sorun çözme yöntemi olmaktan çıkmamış olması, bizlere bu acıları yaşatan en temel nedendir. Ülkenin en önemli sorununun bu gençlerin omuzlarına yüklenmesi haksızlığı da, hükümet başta olmak üzere siyasetin ve bütün siyasetçilerin sorumluluğundadır. Bu acıları unutmadan, ancak acılarımızı “düşmanlık” dili oluşturmak için de kullanmadan barışı sağlamak her birimizin bütün ülkeye karşı boynunun borcudur.
Ancak maalesef ki olayın duyulmasından bu yana yapılan açıklamalar ve gösterilen tepkiler Partimizi doğrudan hedef almakta, yaşanan olayın yarattığı acı ve hüzün ortamından yararlanılarak asıl sebeplerin üstü örtülmekte, neredeyse çatışmaya BDP girmiş gibi bir hava estirilmektedir. Bu haksız hedef gösterme furyasına TBMM Başkanından, hükümet temsilcilerine kadar sorumluluk mevkiinde olup da hesap vermesi gereken herkes dahil olmuştur. Bu süre içerisinde Ankara, Mersin, Bursa ve Elazığ il-İlçe binalarımızın da aralarında bulunduğu bazı parti teşkilatlarımız saldırıya uğramış, yakılmıştır.
Hiç şüphesiz ki bu olayın en büyük ve onarılmaz kaybı yaşamını yitiren gençlerimizdir. Siyasi polemikler, nutuklar ve karşılıklı suçlamalar ne olursa olsun, bu gün yüreği yangın yerine dönmüş ana babaların acılarına derman olmayacaktır. Ancak yüreği evlat acısıyla yanan anaların bile “akan kan dursun” şeklindeki kutsal sözlerine karşılık aynı sağduyunun binde birini siyasetçilerde göremiyoruz. Bu vesileyle öncelikle herkesin ve herkesimin, bu süreçte kullandığı, kullanacağı dilin çatışmayı, gerilimi tırmandırmaya değil, riske giren barış arayışlarına cesaret verici olmasını diliyoruz. Bütün barış süreçleri tehlike ve tehditlerle örülü olmuştur. Ancak barış, sadece ve sadece o’na yürekten inanan ve bütün engellere rağmen o’na doğru yürümekte ısrar eden toplumlara daha erken gelmiştir. Biz de er veya geç kendi barışımızı inşa edeceğiz, ama bunun geç olmaması için biz dahil herkese sorumluluklar düşmektedir.
Yaşanan bu olayın insani yönünü ve bizlerde yarattığı acı etkisini değiştirmese bile, en azından bundan sonraki muhtemel riskleri önleme açısından söz konusu çatışmanın bütün yönleriyle soruşturulup açığa çıkarılması önemlidir.
Yaşanan olayın bir pusu olmadığı, operasyona çıkan askeri birliğin bir noktada PKK ile çatışırken başka bir noktada askerlerin bulunduğu bir mevkie savaş uçaklarından (veya helikopterlerden) atılan bombaların yarattığı büyük yangınla askerlerin yaşamını yitirdiği, bu iddialara dair konuşmaların askeri telsizlerde komutanlar arasında geçtiği ve bu konuşmaları korucuların da duyduğu şeklinde vahim iddialar kamuoyuna yansımıştır.
Bu vesileyle sayın Başbakan’a çağrımızdır;
Bu olayın başka siyasi gerilimlere ve çatışmalara yol açmaması, bütün boyutlarıyla açığa çıkarılması için soruşturma başlatılmalıdır. Otopsi raporları, telsiz konuşma kayıtları kamuoyu ile paylaşmalıdır, gerçekler ortaya çıkarılmalıdır. Eğer iddialar doğruysa; sorumluluğu, ya da ihmali olan varsa hesap sorulması sağlanmalıdır. Adil bir soruşturma neticesinde ortaya çıkacak gerçek her neyse, her birimiz bunun sonuçlarından dersler çıkararak önümüzdeki süreçte daha etkili bir barış siyaseti üretebiliriz. Ancak gerçeklerin üstü örtülürse bu durum herkeste güvensizliğe ve karamsarlığa yol açacaktır. Kamuoyundaki bu kaygıların giderilmesi için hükümet üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir.
Barışa olan içten özlemimizle kamuoyuna saygıyla sunulur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder