Türkiye Genelkurmayı Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde bir askeri birliğe
PKK gerillalarının saldırısında 13 askerin, PKKlilerin attığı el
bombalarının neden olduğu bir yangın sonucu öldüğünü duyurdu.
Şu
anda Silvan Devlet Hastanesi morgunda da iki gerillanın cenazesi var.
Gerillaların her ikisinin de vücutları tanınmayacak derecede yanmış.
Yani
muhtemelen aynı yangında 13 asker ile 2 HPG gerillası hayatını
kaybetmiş. Bu durum yangın anında Türk ordusu ile HPG gerillaları
arasında iç içe bir çatışmanın yaşandığını gösteriyor.
İçiçe bir
çatışma sırasında operasyon düzeninde ve mevzi içinde olmayan askeri
bir birlikten bir anda 13 askerin sadece el bombalarıyla öldürülmesi çok
mümkün gözükmüyor. Zira operasyon düzenindeki askerler birbirleri
arasında güvenli bir mesafe bırakarak kollar halinde hareket eder.
Kolların da öncüleri vardır. Bunlar ile kendilerini takip eden askerler
arasında da bayağı bir mesafe olur.
El bombalarının patlaması
sonucunda çıkacak bir yangının 13 askeri öldürmesinin ne kadar mümkün
olduğu da tartışmalı. El bombalarının askerlerin yakınına atıldığını
varsaymak herhalde çok akıl dışı olmaz. Operasyon düzenindeki bir askeri
birliğe yönelik el bombalı saldırı, etki alanı düşünüldüğünde 2 ya da
en fazla 3 askeri hedefe koyabilir. Doğal refleks el bombalarının
patladığı noktalardan hedef olan askerlerin uzaklaşması olacaktır. Yine
muhtemelen bu hareket de geriye doğru olacaktır. Dolayısıyla el
bombaları nedeniyle bir yangın yaşanmış olsa dahi bunun 13 askeri birden
çember içine aldığına inanmak oldukça zor.
Tekrarlamak lazım bu
büyüklükte bir yangını el bombaları çıkarmaz. Haydi çıkardı diyelim el
bombalı saldırıyı düzenleyen iki PKKli nasıl yanarak hayatını kaybeder?
Çatışma
sırasında görgü tanıkları iki savaş uçağı ve çok sayıda helikopterin
bölgeyi bombaladığını ifade ediyor. Bu tür bombardımanların ardından
kırsal alanda büyük yangınlar çıktığını çok duyduk. Ama 30 senelik savaş
süresinde el bombasının patlaması sonucu bu kadar asker ve gerillanın
ölümüne neden olacak büyüklükte bir yangın çıktığı ne duyulmuş ne de
görülmüş bir şey.
İşin en tuhaf yanı da Türk basınında
askerlerin yemek molası verdiği sırada PKKlilerin lav silahları ve el
bombalarıyla askerlere saldırdığının iddia edilmesi.
Eğer bu doğruysa ortada büyük bir ahmaklık var.
Birincisi
operasyon halindeki askerler bulundukları noktaya hakim tepeyi tutmadan
nasıl yemek molası verir? Operasyon halindeki askeri birlikler haydi
yemek yiyoruz diyip aynı sofraya diz çöküp oturmazlar. Hepsi güvenli
mesafelerini koruyarak yemeklerini yer.
İkincisi diyelim ki hadi
askerler yemek molası verdi. Neden 15-20 metre ötede ne olup bittiğini
bilmedikleri ormanlık alanda hepsi bir araya toplanarak yemek yediler?
Ormanlık alanda operasyon güçleri kendilerini emniyete almadan mola
falan vermezler.
Üçüncüsü ormanlık arazide yaklaşık 40 derece
sıcakta her ağaç, ot parçasının bir anda tutuşacağı bir noktada
gerillalar nasıl lav silahlarıyla askerlerin üstüne saldırır? Ormanlık
arazide başlayan yangın saldıranları etkilemez mi?
Bunlar cevaba
muhtaç sorular. Demokratik Toplum Kongresinin özerkliği ilan ettiği,
PKK lideri Abdullah Öcalan ile devleti temsil eden bir heyet arasında
görüşmelerin gerçekleştiği, BDP ile Türk hükümetinin yemin krizini aşmak
için temaslara başladığı bir dönemde böyle bir olayın gerçekleşmesi de
pek tesadüflerle açıklanabilecek bir durum olmasa gerek.
- Ana Sayfa
- Öcalan Anlatıyor: Uluslararası Komplo Gerçeği
- SAİD-İ KURDÎ(Nursi) VE KÜRT SORUNU
- Batı Kürdistan(Rojava) Devrimi
- Soykırımdan Özerkliğe Batı Kürdistan
- AKP ve Faşizm Üzerine
- Anti Emperyalist-Kapitalist Mücadele ve KÜRT BAHARI
- Karadeniz: Toprak, Su, Hava ve Emek
- Bir İşkence Yöntemi Olarak Tecrit
- Politik Sinema
- Belgeseller
- E-Kitaplar
- İnternet Sansürünü Del !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder