İstanbul -
Taksim Meydanı'ndaki polisin saldırısına rağmen binlerce kişi Roboski
Katliamı'nı kınadı. Göstericiler, Başbakan, İçişleri Bakanı ve
Genelkurmay Başkanı'nın istifasını istedi.
Uludere Katliamı'nı protesto etmek amacıyla yüzlerce kişi Taksim'de toplandı, Başbakan, İçişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'nın istifasını istedi. Açıklamanın ardından sloganlarla Tarlabaşı Bulvarı'na doğru yürüyen kitleye, polis gaz bombaları ve tazyikli su ile saldırdı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Barış ve Demokrasi Partisi ile Halkların Demokratik Kongresi'nin çağrısıyla yüzlerce kişi Taksim Meydanı'nda toplandı. Tarlabaşı Bulvarı, İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı'nı abluka altına alan polis, kimlik kontrolleri yaptı, Taksim Anıtı'nın çevresini de yayalara kapattı. Ancak kitle polisin engellemesine rağmen Taksim tramvay durağında toplandı. Zaman zaman polis müdahalesine rağmen eylemini sürdüren kitle, Uludere halkının yalnız olmadığını duyurdu, hükümetin ve Genelkurmay Başkanı'nın istifasını istedi.
'BİRLİKTE YAŞAMANIN KOŞULLARI ORTADAN KALKIYOR'
Burada açıklama yapan BDP İl Eş Başkanı Asiye Kolçak, "Bir kez daha insanlığın katledildiğine irkilerek tanık olduk. Uludere Katliamı Türkiye'nin geldiği noktayı ve nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Bu vahşetler bu ülkede birlikte yaşamanın koşullarını hergün biraz daha olanaksız hale getiriyor" dedi.
"Kazan Vadisi ile başlayan vahşet dozajını artırarak devam ediyor" diyen Kolçak, şöyle konuştu: "Kime ait oldukları belirlenemeyen kömürleşmiş onlarca insan bedeni hala Malatya ve İstanbul'da bir insanlık ayıbı olarak bekletilmektedir. İnsanlığını kaybetmiş olanlar yoksul Türkiye halklarının emeğini, en gelişmiş silahlara harcayarak insanları katletmekte, bizim de insanlığımızı yitirmemizi sağlamaktadır. Buradan tüm insanlığa sesleniyoruz, öldürülen aslında bütün insanlıktır. Birlikte yaşama koşullarımız tümden bitirilmeden hep birlikte bu vahşete dur diyelim."
'ÖZGÜRLÜK İSTEMİMİZİ BİTİREMEZSİNİZ'
Başbakan'a da seslenen Kolçak, "Katliamcı uygulama ve ezme konserlerinizle özgürlük istemlerimizi bitiremeyecek, yok edemeyeceksiniz. Geçmişte katliamlar yapanlar bugün nasıl lanetle anılıyorsa, sizler de gelecekte başta kendi çocuklarınız olmak üzere tarih önünde lanetle anılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin katliamlar tarihine, cemaat fetvalı AKP eliyle yeni bir halka eklenmiştir. Unutulmamalıdır ki, yalan ve zulüm üzerine kurulu bir düzen eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur. Biz Kürtler, bu coğrafyadaki vicdanını kaybetmemiş diğer halklar ile birlikte bu vahşete dur diyeceğiz. Bizler ölümleri, katliamları durdurmak için gerekirse ölmeye hazırız" diye konuştu.
BDP İl El Başkanı Asiye Kolçak, medyayı da eleştirerek, "1990'lardaki vahşet karşısında silik bir tavırla sessiz kaldınız. Şimdi de benzer bir sınavdan geçiyorsunuz. Artık buna sessiz kalmayın, kalemlerinizi barış, özgürlük ve adalet için kullanın" dedi.
Blok Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de yaptığı açıklamada, "Hepimiz gözlerimizle gördük, kulaklarımızla duyduk, 38 günahsız insan, avcı uçakları tarafından bombalanarak öldürüldüler. Şimdi hükümete soruyoruz. Dünyanın başka ülkelerindeki vahşete karşı meydan okuyan hükümetimiz, kendi halkının kendi askerleri tarafından bombalanması karşısında kimi çağıracaktır?" diye sordu.
'ASIL TERÖRİST DEVLET'
"Masum insanların bu şekilde öldürülmesi asla kabul edilemez" diyen Kürkçü, "Bu olayı kaza olarak görmüyoruz. 38 insanı kaza ile öldürmenin açıklaması var mıdır? Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı ve Başbakan bütün olanlardan sorumludur. Çünkü savaşın kapısını açan ölümün kapısını açar" diye konuştu. Kürkçü, "Bence bu olayda bir tek terörist var. O da devlettir" dedi.
Blok Milletvekili Levent Tüzel de, "Bu açık bir insanlık suçudur, göz göre göre yapılmıştır. Bize şunu göstermiştir, hükümetin Kürt sorununu yaklaşımı yanlıştır, çözümsüzdür, insanların canına mal olmaktadır. Bu katliamın birinci dereceden sorumlusu olan İçişleri Bakanı'nın 'terörle mücadele' diye söyledikleri herkesi tehdit etmektedir" diye konuştu.
YÜZLERCE KİŞİ TARLABAŞI'NA YÜRÜDÜ
Açıklamaların ardından yüzlerce kişi Tarlabaşı Bulvarı'na doğru yürüyüşe geçerek, protestosunu sürdürdü. Çevik kuvvet ise kitleye arkadan gaz bombaları ve tazyikli su ise saldırdı. Tarlabaşı tarafındaki ara sokaklara çok sayıda gaz bombası atıldı. En az 30 kişi gözaltına alınırken, çok sayıda kişi de yaralandı.
ANF NEWS AGENCY
Uludere Katliamı'nı protesto etmek amacıyla yüzlerce kişi Taksim'de toplandı, Başbakan, İçişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'nın istifasını istedi. Açıklamanın ardından sloganlarla Tarlabaşı Bulvarı'na doğru yürüyen kitleye, polis gaz bombaları ve tazyikli su ile saldırdı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Barış ve Demokrasi Partisi ile Halkların Demokratik Kongresi'nin çağrısıyla yüzlerce kişi Taksim Meydanı'nda toplandı. Tarlabaşı Bulvarı, İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı'nı abluka altına alan polis, kimlik kontrolleri yaptı, Taksim Anıtı'nın çevresini de yayalara kapattı. Ancak kitle polisin engellemesine rağmen Taksim tramvay durağında toplandı. Zaman zaman polis müdahalesine rağmen eylemini sürdüren kitle, Uludere halkının yalnız olmadığını duyurdu, hükümetin ve Genelkurmay Başkanı'nın istifasını istedi.
'BİRLİKTE YAŞAMANIN KOŞULLARI ORTADAN KALKIYOR'
Burada açıklama yapan BDP İl Eş Başkanı Asiye Kolçak, "Bir kez daha insanlığın katledildiğine irkilerek tanık olduk. Uludere Katliamı Türkiye'nin geldiği noktayı ve nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Bu vahşetler bu ülkede birlikte yaşamanın koşullarını hergün biraz daha olanaksız hale getiriyor" dedi.
"Kazan Vadisi ile başlayan vahşet dozajını artırarak devam ediyor" diyen Kolçak, şöyle konuştu: "Kime ait oldukları belirlenemeyen kömürleşmiş onlarca insan bedeni hala Malatya ve İstanbul'da bir insanlık ayıbı olarak bekletilmektedir. İnsanlığını kaybetmiş olanlar yoksul Türkiye halklarının emeğini, en gelişmiş silahlara harcayarak insanları katletmekte, bizim de insanlığımızı yitirmemizi sağlamaktadır. Buradan tüm insanlığa sesleniyoruz, öldürülen aslında bütün insanlıktır. Birlikte yaşama koşullarımız tümden bitirilmeden hep birlikte bu vahşete dur diyelim."
'ÖZGÜRLÜK İSTEMİMİZİ BİTİREMEZSİNİZ'
Başbakan'a da seslenen Kolçak, "Katliamcı uygulama ve ezme konserlerinizle özgürlük istemlerimizi bitiremeyecek, yok edemeyeceksiniz. Geçmişte katliamlar yapanlar bugün nasıl lanetle anılıyorsa, sizler de gelecekte başta kendi çocuklarınız olmak üzere tarih önünde lanetle anılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin katliamlar tarihine, cemaat fetvalı AKP eliyle yeni bir halka eklenmiştir. Unutulmamalıdır ki, yalan ve zulüm üzerine kurulu bir düzen eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur. Biz Kürtler, bu coğrafyadaki vicdanını kaybetmemiş diğer halklar ile birlikte bu vahşete dur diyeceğiz. Bizler ölümleri, katliamları durdurmak için gerekirse ölmeye hazırız" diye konuştu.
BDP İl El Başkanı Asiye Kolçak, medyayı da eleştirerek, "1990'lardaki vahşet karşısında silik bir tavırla sessiz kaldınız. Şimdi de benzer bir sınavdan geçiyorsunuz. Artık buna sessiz kalmayın, kalemlerinizi barış, özgürlük ve adalet için kullanın" dedi.
Blok Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de yaptığı açıklamada, "Hepimiz gözlerimizle gördük, kulaklarımızla duyduk, 38 günahsız insan, avcı uçakları tarafından bombalanarak öldürüldüler. Şimdi hükümete soruyoruz. Dünyanın başka ülkelerindeki vahşete karşı meydan okuyan hükümetimiz, kendi halkının kendi askerleri tarafından bombalanması karşısında kimi çağıracaktır?" diye sordu.
'ASIL TERÖRİST DEVLET'
"Masum insanların bu şekilde öldürülmesi asla kabul edilemez" diyen Kürkçü, "Bu olayı kaza olarak görmüyoruz. 38 insanı kaza ile öldürmenin açıklaması var mıdır? Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı ve Başbakan bütün olanlardan sorumludur. Çünkü savaşın kapısını açan ölümün kapısını açar" diye konuştu. Kürkçü, "Bence bu olayda bir tek terörist var. O da devlettir" dedi.
Blok Milletvekili Levent Tüzel de, "Bu açık bir insanlık suçudur, göz göre göre yapılmıştır. Bize şunu göstermiştir, hükümetin Kürt sorununu yaklaşımı yanlıştır, çözümsüzdür, insanların canına mal olmaktadır. Bu katliamın birinci dereceden sorumlusu olan İçişleri Bakanı'nın 'terörle mücadele' diye söyledikleri herkesi tehdit etmektedir" diye konuştu.
YÜZLERCE KİŞİ TARLABAŞI'NA YÜRÜDÜ
Açıklamaların ardından yüzlerce kişi Tarlabaşı Bulvarı'na doğru yürüyüşe geçerek, protestosunu sürdürdü. Çevik kuvvet ise kitleye arkadan gaz bombaları ve tazyikli su ise saldırdı. Tarlabaşı tarafındaki ara sokaklara çok sayıda gaz bombası atıldı. En az 30 kişi gözaltına alınırken, çok sayıda kişi de yaralandı.
ANF NEWS AGENCY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder