Tayyip Erdoğan ve ekibinin yere göğe sığdıramadığı Türk ordusuna
bağlı savaş uçakları katliam gerçekleştirdi. Daha önceden tepsi edilen
ve sivil oldukları bilenen hedef F-16 savaş uçaklarıyla vuruldu. 36 sivil
Kürt katledildi.
Katliamı kamuoyu ve dünya ROJ TV ve ANF aracılığıyla öğrendi. Türk basını, Türk haber kanalları saatlerce sustu. Katliamı görmedi. Hükümetin emir eri gibi davrandı.
Türk basını, katliamı 9 saat susarak görmedi, ancak Türk Genelkurmay başkanlığının katliamı dolaylı üstlenen ve aynı zamanda kelime oyunlarıyla, yalan bir takım iddialarla perdelemeye çalışan açıklamasını anında gördü. Büyük bir utanmazlık örneği sergileyerek, katliamı perdeleme işine başladı.
Ancak Türk basını da Türk genelkurmayının yalanlarla dolu açıklamasını çuvala sığdıramadı. Çünkü Erdoğan’ın bir numaralı ‘adamlarından’ ve kamuoyunda ‘Kimyacı’ yada 'Kimyasal Necdet' olarak ün salan Necdet Özel’in başında bulunduğu genelkurmay yaptığı açkılamayla katliamı gizleme telaşı içinde yakayı ele verdi. Yaptığı 8 maddelik açıklamada gerçekleri gizlemek için battıkça battı. Yalan üstüne yalan attı.
İşte Türk genel kurmayının Robiski’de 36 Kürdün öldürüldüğü katliamı gizlemek için attığı yalanlar ve gerçekler...
Yalan 1
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesi harekatı, TBMM tarafından 17 Ekim 2007 tarihinde kendisine verilen ve birer yıllık sürelerle yenilenen yetki gereği sürdürülmektedir.”
Gerçek
Türk ordusu 1983 yılından beri Güney Kürdistan’a yönelik askeri operasyonlar düzenliyor. Bu güne kadar yaklaşık olarak 30'a yakın ve zaman zaman 50 bin kişilik orduyla bu operasyonları yaptı.1 Ekim 2007’den beri de TBMM'nin verdiği tezkereyle değil, Irak’ın hava sahasından sorumlu ABD’nin tanıdığı izin ile hava saldırıları yapmaktadır. TBMM’de AKP’nin üç kezdir uzattığı tezkere ise soykırıma ‘uluslar arası hukukta’ dayanak bulmak içindir.
Yalan 2
“Terör örgütü elebaşılarının son dönemde verdikleri kayıplar için gruplara misilleme talimatı verdikleri ve bu doğrultuda özellikle sınır ötesinde Sinaht-Haftanin'e takviye maksadıyla çok sayıda terörist gönderildiği bilgisi alınmıştır.”
Gerçek
Katliamı gizlemek için uydurulmuş sıradan, beş para değeri olmayan bir yalandır. Kaldı ki katliamın gerçekleştiği alan sınırın Türkiye kesimindedir. Haftanin ise sınırından yaklaşık 10 kilometre içtedir.
Yalan 3
“Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir.”
Gerçek
Hiç bir dönemde Türk ordusu elindeki gelişmiş tekniğe rağmen gerillanın nasıl hareket edeceğini ve nerede vuracağını tespit edememiştir. Örneğin gerilla Irak-Türkiye sınırından yüzlerce kilometre içerde de, örneğin Hatay, Samsun, Trabzon, Dersim, Amed ve Serhat’ta da başarı eylemler yapmıştır. Bu yalan katliama dolaylı gerekçe yaratmadır..
Yalan 4
“Geçmişte bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, teröristlerin, kullandığı ağır silah, cephane ve patlayıcıları yük hayvanları ile Irak'tan getirerek sınırdan içeri soktukları, teslim olan terörist ifadelerinden bilinmektedir.”
Gerçek
Dünya alem de biliyor ki PKK gerillaları ‘sınır dışında’ olduğu kadar ‘sınır içinde’ de üstlenmişlerdir. Daha önce yapılan eylemlerden de çok rahat anlaşılacağı gibi ‘sınır içinde’ yeterli üstlenmeleri vardır. Bu nedenle bu kış günlerinde ‘sınır dışından’ askeri mühimmat taşımaları akla uygun değildir. Bu düpedüz yalandır.
Yalan 5
“Bölücü terör örgütü mensuplarının, Irak Kuzeyinden gelerek hududumuza yakın karakol ve üs bölgelerimize eylem yapacağına dair istihbaratın artması üzerine, keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır. Bu kapsamda, 28 Aralık 2011 günü saat 18.39'da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğu İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tespit edilmiştir.”
Gerçek
Türk ordusu 24 saat boyunca insansız hava araçlarıyla keşif ve gözetleme yapmaktadır. Bu insansız uçaklar kusursuz görüntü geçmektedir. Bu görüntülerde sıradan bir kişi dahi hareket halinde olanların sivil mi, yoksa gerilla olduklarını göre bilir. Bu nedenle katledilen insanların sivil oldukları başından beri genelkurmay tarafından bilinmektedir. 18.39 olarak verilen saat ise katliamı perdeleme yalanına inandırıcılık kazandırmak içindir. Uydurulmuş olması büyük bir ihtimaldir.
Yalan 6
“Grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır.”
Gerçek
Katledilen sivil insanlar sınır ticareti yaptıkları bilinmektedir. Gerillalarla asla aynı güzergahı kullanmaları mümkün değildir. Gerillaların sanki düzenli yolcularmış gibi bir güzergahlarının olduğunu iddia etmek başlı başına bir yalandır. Kaldı ki gerillalar sınır ticareti yapanlarla aynı güzergahı kullandıklarına dair hiç bir kanıt söz konu değildir. Mantıkla izah edilecek bir yanı yoktur. Büyük ihtimalle aynı güzergah defalarca sınır ticareti yapan ve katledilen bu insanlar tarafından kullanılmıştır. Heronlar ilk kez değil, belki onlarca kez bu görüntüleri elde etmiştir. Yani hedef daha önce net olarak bilinmektedir.
Yalan 7
“Olayın meydana geldiği yer, bölücü terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir.”
Gerçek
Bu tümüyle yalandır. Genelkurmayın ‘Sinat’ dediği yerle katliamın yapıldığı yer arasında en az 30 kilometre bir mesafe söz konusudur. Katliam Türkiye sınırları dahilinde yapılmıştır. Katliamı sınır dışında yapılmış gibi göstermek içine düşülen telaşın bir ürünüdür.
Yalan 8
“Olay hakkında idari ve adli inceleme ve işlemler devam etmektedir.”
Gerçek
Buda bütün yalanların toplamıdır. Türk ordusu, polis ve hükümeti yaptığı hiçbir katliamda doğru dürüst bir soruşturma yapmamıştır. Kürtlere karşı yapılan katliamlardan dolayı yargılanan tek bir asker dahi söz konusu değildir. 21 Ağustos’ta Kotrek’te 7 sivili katleden, 22 Ekim’de Kazan vadisinde kimyasal silahlarla 36 Kürt gencini öldüren bir ordudan gerçek bir soruşturma ve inceleme beklemek ham hayaldir.
ANF NEWS AGENCY
Katliamı kamuoyu ve dünya ROJ TV ve ANF aracılığıyla öğrendi. Türk basını, Türk haber kanalları saatlerce sustu. Katliamı görmedi. Hükümetin emir eri gibi davrandı.
Türk basını, katliamı 9 saat susarak görmedi, ancak Türk Genelkurmay başkanlığının katliamı dolaylı üstlenen ve aynı zamanda kelime oyunlarıyla, yalan bir takım iddialarla perdelemeye çalışan açıklamasını anında gördü. Büyük bir utanmazlık örneği sergileyerek, katliamı perdeleme işine başladı.
Ancak Türk basını da Türk genelkurmayının yalanlarla dolu açıklamasını çuvala sığdıramadı. Çünkü Erdoğan’ın bir numaralı ‘adamlarından’ ve kamuoyunda ‘Kimyacı’ yada 'Kimyasal Necdet' olarak ün salan Necdet Özel’in başında bulunduğu genelkurmay yaptığı açkılamayla katliamı gizleme telaşı içinde yakayı ele verdi. Yaptığı 8 maddelik açıklamada gerçekleri gizlemek için battıkça battı. Yalan üstüne yalan attı.
İşte Türk genel kurmayının Robiski’de 36 Kürdün öldürüldüğü katliamı gizlemek için attığı yalanlar ve gerçekler...
Yalan 1
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesi harekatı, TBMM tarafından 17 Ekim 2007 tarihinde kendisine verilen ve birer yıllık sürelerle yenilenen yetki gereği sürdürülmektedir.”
Gerçek
Türk ordusu 1983 yılından beri Güney Kürdistan’a yönelik askeri operasyonlar düzenliyor. Bu güne kadar yaklaşık olarak 30'a yakın ve zaman zaman 50 bin kişilik orduyla bu operasyonları yaptı.1 Ekim 2007’den beri de TBMM'nin verdiği tezkereyle değil, Irak’ın hava sahasından sorumlu ABD’nin tanıdığı izin ile hava saldırıları yapmaktadır. TBMM’de AKP’nin üç kezdir uzattığı tezkere ise soykırıma ‘uluslar arası hukukta’ dayanak bulmak içindir.
Yalan 2
“Terör örgütü elebaşılarının son dönemde verdikleri kayıplar için gruplara misilleme talimatı verdikleri ve bu doğrultuda özellikle sınır ötesinde Sinaht-Haftanin'e takviye maksadıyla çok sayıda terörist gönderildiği bilgisi alınmıştır.”
Gerçek
Katliamı gizlemek için uydurulmuş sıradan, beş para değeri olmayan bir yalandır. Kaldı ki katliamın gerçekleştiği alan sınırın Türkiye kesimindedir. Haftanin ise sınırından yaklaşık 10 kilometre içtedir.
Yalan 3
“Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir.”
Gerçek
Hiç bir dönemde Türk ordusu elindeki gelişmiş tekniğe rağmen gerillanın nasıl hareket edeceğini ve nerede vuracağını tespit edememiştir. Örneğin gerilla Irak-Türkiye sınırından yüzlerce kilometre içerde de, örneğin Hatay, Samsun, Trabzon, Dersim, Amed ve Serhat’ta da başarı eylemler yapmıştır. Bu yalan katliama dolaylı gerekçe yaratmadır..
Yalan 4
“Geçmişte bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, teröristlerin, kullandığı ağır silah, cephane ve patlayıcıları yük hayvanları ile Irak'tan getirerek sınırdan içeri soktukları, teslim olan terörist ifadelerinden bilinmektedir.”
Gerçek
Dünya alem de biliyor ki PKK gerillaları ‘sınır dışında’ olduğu kadar ‘sınır içinde’ de üstlenmişlerdir. Daha önce yapılan eylemlerden de çok rahat anlaşılacağı gibi ‘sınır içinde’ yeterli üstlenmeleri vardır. Bu nedenle bu kış günlerinde ‘sınır dışından’ askeri mühimmat taşımaları akla uygun değildir. Bu düpedüz yalandır.
Yalan 5
“Bölücü terör örgütü mensuplarının, Irak Kuzeyinden gelerek hududumuza yakın karakol ve üs bölgelerimize eylem yapacağına dair istihbaratın artması üzerine, keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır. Bu kapsamda, 28 Aralık 2011 günü saat 18.39'da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğu İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tespit edilmiştir.”
Gerçek
Türk ordusu 24 saat boyunca insansız hava araçlarıyla keşif ve gözetleme yapmaktadır. Bu insansız uçaklar kusursuz görüntü geçmektedir. Bu görüntülerde sıradan bir kişi dahi hareket halinde olanların sivil mi, yoksa gerilla olduklarını göre bilir. Bu nedenle katledilen insanların sivil oldukları başından beri genelkurmay tarafından bilinmektedir. 18.39 olarak verilen saat ise katliamı perdeleme yalanına inandırıcılık kazandırmak içindir. Uydurulmuş olması büyük bir ihtimaldir.
Yalan 6
“Grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır.”
Gerçek
Katledilen sivil insanlar sınır ticareti yaptıkları bilinmektedir. Gerillalarla asla aynı güzergahı kullanmaları mümkün değildir. Gerillaların sanki düzenli yolcularmış gibi bir güzergahlarının olduğunu iddia etmek başlı başına bir yalandır. Kaldı ki gerillalar sınır ticareti yapanlarla aynı güzergahı kullandıklarına dair hiç bir kanıt söz konu değildir. Mantıkla izah edilecek bir yanı yoktur. Büyük ihtimalle aynı güzergah defalarca sınır ticareti yapan ve katledilen bu insanlar tarafından kullanılmıştır. Heronlar ilk kez değil, belki onlarca kez bu görüntüleri elde etmiştir. Yani hedef daha önce net olarak bilinmektedir.
Yalan 7
“Olayın meydana geldiği yer, bölücü terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir.”
Gerçek
Bu tümüyle yalandır. Genelkurmayın ‘Sinat’ dediği yerle katliamın yapıldığı yer arasında en az 30 kilometre bir mesafe söz konusudur. Katliam Türkiye sınırları dahilinde yapılmıştır. Katliamı sınır dışında yapılmış gibi göstermek içine düşülen telaşın bir ürünüdür.
Yalan 8
“Olay hakkında idari ve adli inceleme ve işlemler devam etmektedir.”
Gerçek
Buda bütün yalanların toplamıdır. Türk ordusu, polis ve hükümeti yaptığı hiçbir katliamda doğru dürüst bir soruşturma yapmamıştır. Kürtlere karşı yapılan katliamlardan dolayı yargılanan tek bir asker dahi söz konusu değildir. 21 Ağustos’ta Kotrek’te 7 sivili katleden, 22 Ekim’de Kazan vadisinde kimyasal silahlarla 36 Kürt gencini öldüren bir ordudan gerçek bir soruşturma ve inceleme beklemek ham hayaldir.
ANF NEWS AGENCY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder