Kürtlere özerklik verilmesi bundan tam 87 yıl önce Mustafa Kemal tarafından İzmit'e çağrılan o zamanki gazetelerin başyazarlarına açıklandı. Gazete başyazarları ile yapılan tüm konuşmalar tutanaklara geçirildi. Ankara'dan gelen 3 katip ve Mustafa Kemal’in özel kalemi tarafından kayda alınan bu tutanakların aslı Cumhurbaşkanlığı arşivinde bulunurken, bir örnekleri ise Genelkurmay, Anıtkabir arşivi ve Türk Tarih Kurumu'nda muhafaza ediliyor.
BDP tarafından bugünlerde tartışmaya açılan ve medyanın da sayfalarına tartıştığı özerklik fikri, bundan 87 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından İzmit'e çağrılan İstanbul'da çıkan gazetelerin başyazarlarına 16-17 Ocak 1923 tarihinde İzmit Kasrı'nda açıklandı.
Gazete başyazarlarını İzmit Kasrı'nda toplayan Atatürk, gazetecilerin sorusu üzerine Kürtlere özerklik verileceği yönündeki düşüncelerini açıkladı.
Atatürk akşam 21:00'de başlayan ve sonraki güne sarkan 6 saatlik gazetecilerle yaptığı toplantıda, "...bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu mucibince, zaten bir nevi mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir. O halde hangi livanın ahalisi Kürt ise onlar kendilerini muhtar olarak idare edecektir" düşüncelerini dile getirdi.
Türk Tarih Kurumu'nda kopyası bulunan ancak "Kürtlere özerklik" bölümü çıkarılan toplantı tutanaklarına göre, İzmit Kasrı'nda verilen toplantıya Halide Edip, İstanbul mebusu Adnan Bey, Vakit Başmuharriri Ahmet Emin Bey, Tevhid-i Efkâr başmuharriri Velid Bey, İleri gazetesi Başmuharriri İsmail Müştak Bey, Akşam gazetesi muharriri Faih Rıfkı Bey, İleri gazetesinin İzmit muhabiri Kılıçzade Hakkı Bey de katıldı.
Orijinali Cumhurbaşkanlığı arşivinde bulunan tutanaklara göre toplantıda Vakit gazetesi başmuharriri (Başyazar) Ahmet Emin Bey'in Mustafa Kemal’e yönelik, "Kürt meselesine temas buyurmuştunuz. Kürtlük meselesi nedir? Dahili bir mesele olarak temas buyurursanız çok iyi olur" sorusu üzerine Atatürk tutanaklara geçen konuşmasında şunları söyledi:
‘ANAYASA GEREĞİNCE YEREL ÖZERKLİKLER OLUŞACAKTIR’
"Kürt meselesi, bizim yani Türklerin menfaatine olarak da kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bildiğiniz gibi bizim milli sınırlarımız içinde bulunan Kürt unsurlar öylesine yerleşmişlerdir ki pek sınırlı yerlerde yoğun durumdadırlar. Fakat yoğunluklarını kaybede ede ve Türk unsurların içine gire gire öyle bir sınır oluşmuştur ki Kürtlük adına bir sınır çizmek istesek, Türklüğü ve Türkiye'yi mahvetmek gerekir. Sözgelişi, Erzurum'a kadar giden, Erzincan'a, Sivas'a kadar giden, Harput'a kadar giden bir sınır aramak gerekir. Ve hatta, Konya çöllerindeki Kürt aşiretlerini de gözden uzak tutmamak gerekir. Dolayısıyla başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmektense, bizim anayasa gereğince zaten bir tür yerel özerklikler oluşacaktır. O halde hangi ilin halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir. Bundan başka Türkiye'nin halkı söz konusu olurken, onları da birlikte ifade etmek gerekir. İfade olunmadıkları zaman, bundan kendilerine ait mesele çıkarmaları daima beklenir. Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Kürtlerin ve hem de Türklerin yetkili vekillerinden oluşur ve bu iki unsur bütün menfaatlerini ve kaderlerini birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak olmaz."
Mustafa Kemal’in yaklaşık 6 saat boyuncu gazete başyazarları ile yaptığı toplantıda dile getirdiği Kürtlere özerklik ve Batı Trakya'daki Türklerin durumuna ilişkin görüşleri, o tarihte yayınlanan Vakit gazetesinde kısmen de olsa yayınlanır. Ve konuşmalar Türk Tarih Kurumu tarafından, "M. Kemal'in İzmit-Eskişehir konuşmaları" diye kayda alınır.
Ancak 1924 Anayasası'nın kabulü sonrasında ise kayıt altına alınan ve Mustafa Kemal’in Kürtlere özerklik vaat ettiği konuşmalar yayınlanmaz. Belgelerin aslı halen Cumhurbaşkanlığı arşivinde muhafaza altında bulunuyor.
BDP tarafından bugünlerde tartışmaya açılan ve medyanın da sayfalarına tartıştığı özerklik fikri, bundan 87 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından İzmit'e çağrılan İstanbul'da çıkan gazetelerin başyazarlarına 16-17 Ocak 1923 tarihinde İzmit Kasrı'nda açıklandı.
Gazete başyazarlarını İzmit Kasrı'nda toplayan Atatürk, gazetecilerin sorusu üzerine Kürtlere özerklik verileceği yönündeki düşüncelerini açıkladı.
Atatürk akşam 21:00'de başlayan ve sonraki güne sarkan 6 saatlik gazetecilerle yaptığı toplantıda, "...bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu mucibince, zaten bir nevi mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir. O halde hangi livanın ahalisi Kürt ise onlar kendilerini muhtar olarak idare edecektir" düşüncelerini dile getirdi.
Türk Tarih Kurumu'nda kopyası bulunan ancak "Kürtlere özerklik" bölümü çıkarılan toplantı tutanaklarına göre, İzmit Kasrı'nda verilen toplantıya Halide Edip, İstanbul mebusu Adnan Bey, Vakit Başmuharriri Ahmet Emin Bey, Tevhid-i Efkâr başmuharriri Velid Bey, İleri gazetesi Başmuharriri İsmail Müştak Bey, Akşam gazetesi muharriri Faih Rıfkı Bey, İleri gazetesinin İzmit muhabiri Kılıçzade Hakkı Bey de katıldı.
Orijinali Cumhurbaşkanlığı arşivinde bulunan tutanaklara göre toplantıda Vakit gazetesi başmuharriri (Başyazar) Ahmet Emin Bey'in Mustafa Kemal’e yönelik, "Kürt meselesine temas buyurmuştunuz. Kürtlük meselesi nedir? Dahili bir mesele olarak temas buyurursanız çok iyi olur" sorusu üzerine Atatürk tutanaklara geçen konuşmasında şunları söyledi:
‘ANAYASA GEREĞİNCE YEREL ÖZERKLİKLER OLUŞACAKTIR’
"Kürt meselesi, bizim yani Türklerin menfaatine olarak da kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bildiğiniz gibi bizim milli sınırlarımız içinde bulunan Kürt unsurlar öylesine yerleşmişlerdir ki pek sınırlı yerlerde yoğun durumdadırlar. Fakat yoğunluklarını kaybede ede ve Türk unsurların içine gire gire öyle bir sınır oluşmuştur ki Kürtlük adına bir sınır çizmek istesek, Türklüğü ve Türkiye'yi mahvetmek gerekir. Sözgelişi, Erzurum'a kadar giden, Erzincan'a, Sivas'a kadar giden, Harput'a kadar giden bir sınır aramak gerekir. Ve hatta, Konya çöllerindeki Kürt aşiretlerini de gözden uzak tutmamak gerekir. Dolayısıyla başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmektense, bizim anayasa gereğince zaten bir tür yerel özerklikler oluşacaktır. O halde hangi ilin halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir. Bundan başka Türkiye'nin halkı söz konusu olurken, onları da birlikte ifade etmek gerekir. İfade olunmadıkları zaman, bundan kendilerine ait mesele çıkarmaları daima beklenir. Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Kürtlerin ve hem de Türklerin yetkili vekillerinden oluşur ve bu iki unsur bütün menfaatlerini ve kaderlerini birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak olmaz."
Mustafa Kemal’in yaklaşık 6 saat boyuncu gazete başyazarları ile yaptığı toplantıda dile getirdiği Kürtlere özerklik ve Batı Trakya'daki Türklerin durumuna ilişkin görüşleri, o tarihte yayınlanan Vakit gazetesinde kısmen de olsa yayınlanır. Ve konuşmalar Türk Tarih Kurumu tarafından, "M. Kemal'in İzmit-Eskişehir konuşmaları" diye kayda alınır.
Ancak 1924 Anayasası'nın kabulü sonrasında ise kayıt altına alınan ve Mustafa Kemal’in Kürtlere özerklik vaat ettiği konuşmalar yayınlanmaz. Belgelerin aslı halen Cumhurbaşkanlığı arşivinde muhafaza altında bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder