Türkiye'de Kooperatifçiliğin Doğuşu ve Gelişimi
Türkiye
de (Osmanlılar) kooperatifçilik hareketinin Mithat Paşa 'nın kurmuş
olduğu Memleket Sandıklarıyla başlamış olduğu kabul edilmektedir.
Mithat
Paşa “Memleket Sandığı” adını verdiği ilk tarım kredi organizasyonu
1863 yılında o zaman valisi olduğu Niş şehrinin Pirot kasabasında
kurmuştur. İlk denemeden olumlu sonuçlar almış ve dolayısıyla bu
şekildeki sandıkların bütün ülkede kurulmasının çok faydalı olacağını
düşünmüştür. Düşüncelerini uygulama amacıyla hazırladığı bir nizamname
hükümetçe kabul edilmiş ve memleket sandıkları adı verilen bu teşkilatın
ülkenin her tarafında kurulmaları bütün valilere görev olarak
verilmiştir. Bu şekilde devlet tarımsal işlerini de kendi idari işleri
arasına almıştır. Mithat Paşa 'nın hazırlamış olduğu bu nizamname
hükümetçe 1867 yılında kabul edilmiştir. Bu nizamname 29 maddeden ve iki
bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde sermaye, idare, ikraz ve kazanç,
ikinci bölümde ise sandık tarafından izlenecek muhasebe usulü
belirtilmiştir. Mithat Paşa 'nın bu nizamnamesi ile Türkiye de tarım
kredi kooperatifçiliğinin temeli atılmış olmaktadır.
Memleket sandıkları köylere kadar gitmemiş ve yalnız kaza merkezlerinde kurulmuştur.
Memleket sandıkları başlangıçta köylüler tarafından pekiyi karşılanmamıştır. Sonra gelişme göstermiş ve benimsenmişlerdir.
Birçok
kazada kurulmuş olan memleket sandıkları, her tarafta arzu edildiği
gibi gelişmemişler ve iyi işleyen sandıkların sayısı gitgide azalmaya
başlamıştır. Sandıkların bu durumları karşısında onları tekrar
canlandırabilmek için 1883 yılında bazı önlemler alınmıştır. O zamana
kadar sandıkların sermaye birikimine yarayan imece ve çift hayvan başına
15 kg buğday toplanmasının hem zor, hem de eşitlikten uzak olması
sebebiyle sandıklara daima ve eşitliği sağlayacak bir gelir yolu
aranmıştır. Bunun içinde sandıklara sermaye olarak verilmek üzere aşar
vergisinin bir miktar çoğaltılmasına karar verilmiş ve 1883’den başlamak
üzere aşar vergisi onda bir oranında artırılmıştır. Bu şekilde o zamana
kadar %10 olan aşar vergisi %11 e çıkarılmıştır. Aşara yapılan bu
ilaveye “Menafi Hissesi” adı verilmiş ve memleket sandıkları da bundan
böyle menafi sandıkları ismini almıştır. Aynı zamanda sandıkların
idaresinde de bazı değişiklikler yapılmış ve sermayelerinin
toplanışındaki değişiklikten dolayı menafi sandıkları adını alan bu
teşkilat doğrudan doğruya devletin denetimi altına girmiştir. Fakat o
zaman ülkenin her tarafına dağılmış bulunan bu sandıkların kontrolü
devlet tarafından kolaylıkla sağlanamamış ve çeşitli nedenlerden dolayı
devam ede gelen aksaklıklar artmış ve yarım önlemlerle sandıkların
iyileştirilmeleri mümkün olmamıştır.
Menafi sandıklarının tekrar
normal bir şekilde faaliyete geçirilememesi tarımda kredi ihtiyacının
sürekli artması yeni bir kredi mekanizmasının kurulmasını
gerektirmiştir. Böylece sandıklar tamamen kaldırılarak yerine 1888'de
Ziraat Bankası kurulmuştur. O zamanlarda menafi sandıklarının 250 kadar
olduğu tahmin edilmektedir. Menafi sandıklarından Ziraat Bankasına geçen
sermaye ise 2 milyon altın lira olmuştur.
Cumhuriyet döneminde ise kooperatifçilik
büyük ölçüde çıkarılan kanunlarla devletin öncülüğünde gelişmiştir. 1924
de çıkarılan “İtibari Zirai Birlikleri Kanunu” ile ortakların kişisel
ve müşterek kefalet esasına göre kredi dağıtılacak örgütler kurmaları
öngörülmüştür. 1926 yılında İtibari Zirai Birliklerinin kuruluş ve
yönetimi hakkında esasları gösteren 58 maddelik bir Kararname de
çıkarılmıştır. Bu kanun ve kararname Türkiye'de uygulama alanı bulamamış
ve yalnızca bir iki itibari zirai birlik kurulmuştur.
Yine, 1926 da
çıkarılan Türk Ticaret kanununun bir bölümüne konulan hükümlerle
kooperatiflerin kurulması yoluna gidilmiştir. 1929 da çıkarılan “zirai
kredi Kooperatifleri Kanunu” ile Raiffeisen ilkelerine uygun tarım kredi
kooperatiflerinin kurulması yoluna gidilmiştir. Cumhuriyet döneminde tarımsal örgütlenmeye verilen önem 1935 yılında kabul edilen “Tarım Satış Kooperatifleri Ve Birlikleri Kanunu” ile 2836 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri” kanunudur. Ancak 1969 yılında kabul edilen 1163 sayılı “Kooperatifler Kanunu” nun, Türk Kooperatifçilik mevzuatı içinde önemli bir yeri ve boşluğu doldurduğunu söylemek mümkündür.
2834 sayılı
“Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu” önce 1985'de 3186
sayılı yasa ile sonra da 2000'de 4572 sayılı yasa ile 2836 sayılı Tarım
kredi Kooperatifleri Kanunu önce 1971'de 1581 sayılı yasa ile sonra
1985'de 3476 sayılı yasa ile yeniden düzenlemeye tabi tutulmuştur. 1163
sayılı kooperatifler kanunu ise 1988'de 3476 sayılı yasa ile 23 maddesi
tamamen veya kısmen değiştirilmiş, 2 ek ve 2 geçici madde eklenmiştir.
1961 ve 1982 tarihli anayasalara kooperatifçilik hakkında Devlete önemli
görevler yükleyen hükümler konmuştur. 1973'de ilk defa bir bakanlığın
başına “kooperatif” kelimesi eklenmiştir; ancak bu kelime daha sonra
kaldırılmıştır.
1-
Tarım Kredi Kooperatifleri: Mithat Paşa'nın 1863'de kurmuş olduğu
Memleket Sandıkları Türkiye de kurulmuş ilk kooperatifler olduğu gibi,
teşkilatlı zirai kredinin de başlangıcı olmuştur. 1883'de Memleket
Sandıkları adı Menafi Sandıkları olmuş ve 1888'de bu sandıklar
kaldırılarak bunların yerine Ziraat Bankası kurulmuştur.
Bundan
sonra, ilk tarım kredi kooperatifleri, İtibari Zirai Birlikleri Kanunu
ve bu kanunun tüzüğünün çıkması ile gerçekleşmiştir. İlk itibari Zirai
Birliklerin Trabzon'un Yomra ilçesine bağlı Coşera (Seyran) ve Samaruksa
(Yeşilköy) köylerinde kurulduğu kaydedilmektedir. Bu kooperatifler
devamlılık ve kararlılık gösterememişlerdir.
Devamlılık ve
kararlılık gösteren ilk tarım kredi kooperatiflerinin doğması, 1929
yılında Zirai Kredi Kooperatifleri Kanununun çıkmasından sonra
gerçekleşmiştir.
Savaş sebebiyle bu kooperatif çalışmaları 5 yıl kadar durmuş, 1925'de tekrar faaliyete geçmiştir.
Kooperatiflerin ilk birliği ise 25 Mayıs 1933'de kurulmuştur. “Aydın Zirai Satış Kooperatif İttihadı” adını taşıyan bu birliğe, Aydın çevresindeki 5 incir kooperatifiyle, Ödemiş İncir Müstahsilleri Kooperatifi ve Alaşehir ve Salihli Üzüm Müstahsilleri kooperatifleri girmiştir.
Türkiye’deki
Satış kooperatifleri asıl hüviyetlerini 1935 yılında kabul edilip
yayınlanan 2834 sayılı özel bir kanunla ve 1937 Ocak ayında onaylanan
Kooperatif ve Birlik ana sözleşmeleriyle kazanabilmiştir.
Bundan sonraki senelerde
tarım satış kooperatifleri, ele aldığı konu ve sağladığı fayda
bakımından çiftçiler arasında benimsenmiş ve kuruluşlar hızlı bir tempo
ile gelişerek fındık bölgesi olan Karadeniz'de, fıstık bölgesi olan
Gaziantep'te, ipek kozası bölgesi olan Bursa ve Hatay'da, pamuk bölgesi
olan Ege, Çukurova, Hatay, Iğdır ve Antalya'da, zeytin ve zeytinyağı
bölgesi olan Ege ve Marmara'da, yaş meyve ve sebze bölgesi olan
İstanbul, Marmara ve Nevşehir'de, gül ve gülyağı bölgesi olan Isparta ve
Burdur'da kooperatif ve birlikleri kurulmuştur.
Pancar
ziraatının geliştirilmesi, bu arada ortaklarının ihtiyacı olan her
türlü tarım alet ve makinelerini, taşıtlarını, gereci, gübreyi, iş ve
gelir hayvanlarını toptan ve elverişli şartlar sağlayarak ortaklarına
dağıtmak ve pancar ekicileri ile Şeker Şirketi arasında ahenk kurulması
amacıyla ilk “Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifi” 1951 yılında
Adapazarı ve Eskişehir'de kurulmuştur. Hemen sonra öteki pancar ekici
bölgelerinde de hızla yayılmıştır.
Bugün
itibarı ile bu kooperatiflerin sayısı 970'lere ulaşmıştır. Bu konuda ki
ilk bölge birliği 1954 yılında kurulmuş olup, bu gün itibarı ile
sayıları 32'lere ulaşmıştır.
5- Tüketim kooperatifleri: İlk tüketim kooperatifİ 1913'de İstanbul Çırşır'da kurulmuştur. Bunun hemen arkasından Unkapanı, Kadıköy ve Sultanahmet semtlerinde birer kooperatif daha doğmuştur. Bunlardan şehir içinde şubeler açanlarda olmuştur.
Sınırlı sorumluluk esasını kabul etmiş bulunan söz
konusu İstanbul kooperatifleri, Birinci Dünya Savaşı sırasında, İaşe
Nezareti tarafından dağıtılan şeker, gazyağı vb ihtiyaç maddelerini
ortaklarına satmak suretiyle değerli bir hizmet görmüştür. %15 oranında
risturn dağıtılması, halkı bu kooperatiflere çeken ayrı bir sebep
olmuştur.
İstanbul'un ve aynı zamanda Türkiye'nin sözü edilen bu ilk tüketim kooperatiflerinin hepsi 1918'de kapanmıştır.
Bu olaydan sonra yine İstanbul'da, 1921 yılında, “Memurin Erzak Kooperatif” adıyla, bir memurlar tüketim kooperatifi meydana getirilmiştir. Düzenli bir çalışma gösteren ilk ciddi kooperatif 1925'de kurulan “Ankara Memurları İstihlak Kooperatifi”dir
7-
Sigorta kooperatifleri: ilk olarak 1958'de “Birlik Sigorta Kooperatifi”
kurulmuştur. Yine 1960 yılında aynı gayelerle “Mahdut Mesuliyetli
Sosyal Yardım Sigortacılık İşleri Kooperatifi” kurulmuştur.
Alî Welat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder