Berlin -
Radyoda yeni yıl anonsları, geri sayım başladı. Takvimlerde sayıların
değişmesine ramak kaldı. Son müzikler çalıyor. Gökyüzünü havai fişekler,
patlayıcıların dumanı sarıyor. Saatler 00.00’ı vurduğunda sokağa
atlıyor insanlar.
Radyoda polis yurt dışında kaçak getirilip satılan havaya fişeklerin tehlikeli olabileceği uyarısını yapıyor, ‘patlatmadan önce son kullanma tarihlerine ve üretim yerlerine dikkat edin’ diyor.
Berlin’de ve Avrupa’nın diğer kentlerinde bu yıl ki kutlama meydanları tıka basa doluydu. Hava tahminleri üzerine önceden büyük meydanlar hazırlandı, programlar değiştirildi, güvenlik önlemleri artırıldı.
Yıllardan sonra ilk kez kar ve soğuk hava olmayacaktı. Belki çoğu Avrupalı ilk kez yeni yıl gecesine artı çift rakamlı bir hava derecesiyle giriyordu.
Halbuki çoğu bir hafta öncesinde, Noel’de, kar hayali kurmuştu. Beyazlık günü daha tılsımlı yapacaktı. Dışarıda kar, içerde şöminenin başında bekleyen çocuklar, kapıyı ansızın açacak Noel baba.
Çocuklara anlatılan “Noel baba kapı zilini çalmaz, anahtarı ceketinin cebindedir” masalları. Açılmayı bekleyen hediyeler. Süslenmek için kesilen milyonlarca çam, boydan boya ışıklandırılan uzun caddeler.
Göçmenlerin kendilerini en yalnız hissettikleri günlerdir Noeller, yılbaşılar. Yalnızlık, muhacirlik gizlenemez; Noel’den başlayıp yeni yıla kadar süren bir haftada kendini hep ele verir. Bugünlerde ceplerdeki ‘mavi pasaport’ bile ısıtamaz, tersine sızlatır.
Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan neredeyse her iki Kürt'ten birinin cebinde vardır bu pasaportlardan, mülteciliğin belgesidir. İçinde koca bir ‘geldiği ülke dışında her yere seyahat edebilir’ notu vardır.
Zaman akıp gidiyor, eskiyor, takvimler değişiyor, mavi pasaportlarla mühürlenmiş bir sürgün ve mültecilik yılı daha kapıda.
2011’in son günlerinde acı hanemizde ‘36’nın üstüne bir ‘35’ daha eklendi. Battaniyelere sarılmış kurşunsuz ‘35 kurşun’. Kanlı kar. Yükleri indirilmemiş ‘sarhoş atlar’.
Toz tutmuş şiir defterlerimizi açıyoruz. “Pasaporta ısınmamış içimiz” demiş şair. Halbuki biz sürgünlerin tek sığınağıdır cebimizdeki pasaportlar.
Radyoda ‘patlayıcılara dikkat edin’ anonsu sürüyor…
Radyoda polis yurt dışında kaçak getirilip satılan havaya fişeklerin tehlikeli olabileceği uyarısını yapıyor, ‘patlatmadan önce son kullanma tarihlerine ve üretim yerlerine dikkat edin’ diyor.
Berlin’de ve Avrupa’nın diğer kentlerinde bu yıl ki kutlama meydanları tıka basa doluydu. Hava tahminleri üzerine önceden büyük meydanlar hazırlandı, programlar değiştirildi, güvenlik önlemleri artırıldı.
Yıllardan sonra ilk kez kar ve soğuk hava olmayacaktı. Belki çoğu Avrupalı ilk kez yeni yıl gecesine artı çift rakamlı bir hava derecesiyle giriyordu.
Halbuki çoğu bir hafta öncesinde, Noel’de, kar hayali kurmuştu. Beyazlık günü daha tılsımlı yapacaktı. Dışarıda kar, içerde şöminenin başında bekleyen çocuklar, kapıyı ansızın açacak Noel baba.
Çocuklara anlatılan “Noel baba kapı zilini çalmaz, anahtarı ceketinin cebindedir” masalları. Açılmayı bekleyen hediyeler. Süslenmek için kesilen milyonlarca çam, boydan boya ışıklandırılan uzun caddeler.
Göçmenlerin kendilerini en yalnız hissettikleri günlerdir Noeller, yılbaşılar. Yalnızlık, muhacirlik gizlenemez; Noel’den başlayıp yeni yıla kadar süren bir haftada kendini hep ele verir. Bugünlerde ceplerdeki ‘mavi pasaport’ bile ısıtamaz, tersine sızlatır.
Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan neredeyse her iki Kürt'ten birinin cebinde vardır bu pasaportlardan, mülteciliğin belgesidir. İçinde koca bir ‘geldiği ülke dışında her yere seyahat edebilir’ notu vardır.
Zaman akıp gidiyor, eskiyor, takvimler değişiyor, mavi pasaportlarla mühürlenmiş bir sürgün ve mültecilik yılı daha kapıda.
2011’in son günlerinde acı hanemizde ‘36’nın üstüne bir ‘35’ daha eklendi. Battaniyelere sarılmış kurşunsuz ‘35 kurşun’. Kanlı kar. Yükleri indirilmemiş ‘sarhoş atlar’.
Toz tutmuş şiir defterlerimizi açıyoruz. “Pasaporta ısınmamış içimiz” demiş şair. Halbuki biz sürgünlerin tek sığınağıdır cebimizdeki pasaportlar.
Radyoda ‘patlayıcılara dikkat edin’ anonsu sürüyor…
Perwer Yaş -ANF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder