Küba`da kimse kimseyle arkadaş, dost değil. Düzey ve
dürüstlüklüğün olmadığı bir ülkede dostluklar uzun sürmez. Çok ama boş
konuşan insanlar ve yalanlarla süslenen sohbetler. Bir yabancı olarak
iki defa gördüğün insanı üçüncü defa görmek istemezsin. Çünkü ya kazık
yersin ya da kandırılmak istenirsin.
Eğitim ve sağlık
Fidel ve sistemini beğenen ve sevenler bu ülkede iyi ve bedava bir
eğitimin olduğunu söylerler. Yine sağlık konusunda Küba epey yol kat
etmiş, diyorlar. Hastane, ilaç bedava ya da çok ucuz. Ancak eğitim ve
sağlık hizmeti artık bir çok ülkede bedava ve ucuz. Bunun sosyalizmle
fazla bir ilişkisi olduğunu sanmıyorum. Diğer taraftan söylenenlerin
aksine burada eğitim çok kötü. Okullar berbat. Öğretmenler cahil ve
kalitesiz. Kitap yok, gazete yok. İnternet yasak. Okuyan yok. Haritada
Polonya, Çin, Mısır`ı gösterebilecek lise öğrencisi çok az. Norveç,
İran, Belçika adında ülkeler olduğunu bilen bin kişiden belki elli kişi.
Üç-beş kitapçı da var koskoca Havanna`da. Girip baktım, sorarak
ikisine. 1959`dan bu yana birikmiş eski kitaplar, gerilla anıları, Fidel
ve Che ve Jose Martin`in kitapları. Bir kaç tane yeni roman vs.
Buralarda muhalif kitaplar olmaz. Dünyayı tanıtıcı kitaplar da yok.
Klasiklerden bir kaç kitap. Atlas bile bulunmaz. Bu nedenle halkın büyük
bir kısmı ne kıtaları ve ne de herhangi bir devletin hangi kıtada
bulunduğunu bilir. Mesela Çin ve İran hangi kıtada diye sordum bir kaç
kişiye. Çoğu bilmiyordu. Kütüphanlere rastlamadım. Ancak bir kaç tane
var, dediler. Kürt kimdir, nedir, bilen yok gibi. Sadece konuştuğum bir
kaç kişi. Bunun nedeni de 1999`da Öcalan`ın yakalanmasının oradaki tv
haberlerinden verilmesi.
Bu ülke, iyi ve parasız eğitim ile tıptaki gelişimi ile ünlüdür. Hayret
ediyorum. Çok cahil bir insan topluluğu. Çok kötü eğitimciler ve hiç
bir şey bilmeyen öğrencilere rastladım. Ne Sosyal bilgiler ve ne de
matematikte çok bilgi sahibidirler. Bilgi testi yapmadım ama hem
sohbetlerimden çıkardığım sonuç ve hem de bir kaç öğrenciye sorduğum bir
kaç soru genel bilgi yoksulluğu, siyasete ilgisizliği ve dünya
sorunlarına yabancı bir halk izlenimini verdi. Beş lise ögrencisine, 5
kere onüç kaç eder diye sordum. Üçü cevabı iki dakikada hesaplayamadı.
Yine bu beş kişiden ikisi yanıbaşlarındaki ABD başkanın Obama olduğunu
bilmiyor. Avrupa`da on ülkeyi sayacak öğrenci sayısı fazla değil. Marks
ve Lenin`i, Putin`i de genç kuşak bilmiyor. Eğitimsiz yaşlı ve orta
yaşlıların hali ise daha acı.
Tıp sorununu fazla bilmiyorum. Galiba hastalık diagnosunda iyiler. Ama
tedavide sorunlar çok. Bunu hasta sayısının çok fazla olması nedeniyle
dile getiriyorum. İlaç sorunu var. Koskoca Havanna da sadece üç-beş
Avrupa`dan ithal ilaç satan eczane var. Bu eczanelerde ilaç çok pahalı
ve ancak turistler alabiliyor. Kübalıların kendi ürettiği ilaçlar ise
rastlamadığım kuytu köşelerde Kübalılara ucuz satılır. Hastahanelerdeki
tıp tekniki hakkında bilgi edinemedim. Ama ülkenin genel görünümü iyi
gelişmiş bir teknik olduğunu ortaya koymuyor. Hastanelere gidemedim. Ama
sordum. Günlerce yıkanmamış kirli yataklar, suyu biten hastaneler vs.
diyorlar. Sağlık sorununa daha sonra başka bir açıdan değineceğim.
Ancak her çocuk okula gidiyor. Yirmi yaş altı sokakta çerez satan veya
herhangi bir illegal ticaret yapan çocuk, genç yok. Bu çok önemli.
Üniversiteyi okuyanlar oldukça fazla. Ancak üniversite bitirenler işsiz. İş bulanlar ise on-yirmi dolar maaş alıyorlar.
Doktor sayısı fazla. İhtiyacın üstünde. Ancak 20-30 dolar maaşla çalışıyorlar.
Fakat söylenenlere göre Küba sağlık hizmeti de ihrac ediyor. Bir çok
latin Amerika ve Afrika ülkesinde klinikler açıp oralarda sağlık hizmeti
veriyor. Bunu genelde dayanışma amaçlı yapıyor. Ama buna karşılık mal
aldığı söyleniyor.
------------
Bilinç-Basın-Yayın
Siyasetle fazla ilgisi olmayan bir halk. Parti, rejim, sistem, politik
konuşulmuyor, tartışılmıyor bu ülkede. Her sohbet ekonomik sorunlarla
ilgili. Başka ülkelerdeki demokratik sorunları tartışacak insan yok bir
ülkede. Başka coğrafyalarda olan bitenler bu halkı fazla
ilgilendirmiyor. Televizyonlarda haberlere bakanların sayısı çok az.
Demokrasiyi, kapitalizmi, sosyalizmi konuşan insana çok az.. Halkta
demokrasi bilinci yok. Bilgi de yok. Halbuki yaşamın zor koşulları bunun
tersini gerektiyordu. Demokrasi bilinci edinmek için anti-demokratik
bir sistemde yaşamak yetmiyor. Okumak ve örgütlülük te gerekiyor. Bu
ülkede ne kitap var ve ne de bilgi edinebilecek başka bir kaynak. Olsa
bile okuyan yok. Bizim bildiğimiz gazetelerin yarı çapında ve sadece
dört-sekiz sayfalık üç günlük gazete var. Gramma, Rebelde(isyankar) ve
Trabajo(işçi). Aslında sadece Gramma günlük. Rebelde Pazartesi çıkmıyor.
Trabajo haftada üç gün. Siverek`te 1970`lerde çıkan İrfan gazetesini
hatırlıyorum. İnanın daha kaliteliydi.
Bu gazeteleri okuyan da yok. Tanesi bir peso. Yani yirmibeş tanesi bir
dolara ediyor. Sadece sokakta bir kaç emekli, yaşlı, hasta tarafından
satılıyor. Sordum bir kaç tanesine, günde kaç tane satıyorlar, diye. En
fazla on tane. Yani tüm Havanna`da belki iki yüz tane satılmıyor.
Hem bu ülke insanı okumayı sevmiyor ve hem de sistem propagandasına
artık inanmıyor. Sadece bir iki dünya haberi ve Fidel ile ilgili
kongreler ve siyasi konferanslarda konuşulan sistemi övücü yorumlar. Ve
sık sık fakir Afrika ve Latin ülkelerinden gelen bakan ve diplomat
ziyaretleri, delegesyonlar ve bunların Küba sistemini öven demeçleri her
hafta bu bir kaç sayfalık gazetelerde verilir. Politikayı politikacılar
konuşur. Yorum ve analizler bu bir kaç sayfalık gazetelerde yapılır.
Kitapçılarda bir kaç tane sanat, muzik ve edebiyatla ilgili senede bir
kaç defa çıkan derğiler gördüm. Bunlar ve bir çok kitap ispanyolca`ya
tercüme edilmiş yayınlar. Avrupa`nın bir çok ülkesinde bulunan Küba`yla
dayanışma derneklerininin katkısıyla yurtdışında çıkıp Küba`ya
gönderiliyor. Burada yayın imkanları çok az.
Gramma`yı anlatmam gerekiyor. Fidel Castro bilindiği gibi 26 Haziran
1953`te Küba`nın Güney Batısında bir kaç arkadaşıyla bir kaç karakol
basıyor. Bu saldırılar nedeniyle yakalanıyor. Altı ay sonra serbest
bırakıldığında Meksika`ya geçiyor. Che`yi orada tanıyor. 1956`da Che ve
82 arkadaşıyla birlikte gemiyle adanın güneyinden en Güney Batısındaki
Gramma kasabasına geri dönüp gerilla mücadelesini başlatıyor. Gramma
adıyla çıkan gazete bu kasabaya geri dönüşü anıyor, hatırlatıyor.
Buradan başlayan gerilla mücadelesi o zaman sanayi kenti olan
Santiago`ya ve daha sonra adım adım doğuya yayılıyor. 8 Ocak 1959` da
Fidel Havanna`yı ele geçirerek devrimi ilan ediyor.
Ancak bu devrim bizim teorilerde bildiğimiz devrimlere hiç benzemiyor.
Ekim 2009`daki bir yazımda Küba`dan şöyle bahsetmiştim:
”Bu ’ideolojiyle’ devrim yapmış ülkelerde, üstünde ’cafe’ tabelası
bulunan cafeteryalarda kahve bulunmaz, bira satılırsa; restorantlarında
tuz, peynir satılan bakkallarda, peyniri küçük parçalar halinde kesip
satabilmek için bıçak bulunmazsa; okulda ingilizce öğretmenliği yapan
bir ögretmenin ingilizcesi yüz kelimeyi geçmiyor ve maaşı geçimini
sağlamadığı için okuldan sonra devletin bir kaç keçisini otlatarak bir
kaç saat fazla çalışıyorsa; sanayi ve hizmette çalışan işçinin aylık
geliri onbeş doları geçmiyor ve onbeş dolarla ancak yine o ülkelerde on
litre yemek yağı ya da on kilo pirinç alınabiliniyorsa ve yine bu
paranın ancak iki-üç katıyla bir çift normal ayakkabı alınabiliniyorsa;
yazık oldu kaybolan yıllara ve akan kana.”
-----------
Küba`da kimse kimseyle arkadaş, dost değil. Düzey ve dürüstlüklüğün
olmadığı bir ülkede dostluklar uzun sürmez. Çok ama boş konuşan insanlar
ve yalanlarla süslenen sohbetler. Bir yabancı olarak iki defa gördüğün
insanı üçüncü defa görmek istemezsin. Çünkü ya kazık yersin ya da
kandırılmak istenirsin. Her kes birbirine kazık atma peşinde. Büyük para
için değil, bir kaç dolar için. Herşeye tenezül eden binlerce insan.
Bunları yazmak bana zor geliyor. Bu nedenle geçiyorum.
Küba’nın en büyük sorunlarından biri kazık. Hani bu bizim Kürt
coğrafyasında son yıllarda epey sözü edilen menfaat için kazık atma
becerisi var ya, burada da epey yaygın. Başta turistlere olmak üzere her
kes birbirine kazık atmak, kandırmak peşinde. Birilerinden bir kaç cub
ya da cuc borç alarak geri ödememek; yasak, gizli sokak alışverişinde
birilerini kazıklamak ve bu nedenle sokakta sık sık şahit olduğum
tartışmalar ve küçük kavgalar…
Tüm resmi dairelerde rüşvet ve torpilin açmadığı kapı yoktur. Beş-on
dolar karşılığında bir çok bürokratik işlemini anında yaptırabiliyorsun.
Polis bile aldığı 3-5 dolarla bazı kanunsuzluklara göz yumuyor.
-----------
devam edecek….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder