27 Ekim 2011 Perşembe

Deprem, Şovenizm ve Kardeşlik Üzerine

Kürdistan’ın Van ilinde meydana gelen deprem hepimizin yüreğini yaktı. Richter ölçeğine göre 7.3 büyüklüğündeki deprem yüreklerimizi yakmaya halen devam ediyor.
 
Deprem doğal bir afettir. Her doğal afet gibi depremin meydana getireceği hasarlardan korunmanın tek çaresi deprem olmadan önce onun meydana getireceği hasarları önleyici tedbirleri almaktır.
Kürdistan deprem kuşağındadır. Kuzey fay hattı İran topraklarından gelip Kürdistan’ı baştan başa dolaşıp Ege denizine kadar ulaşmaktadır. Van bu deprem kuşağında bulunmaktadır. 1920’lerden bugüne kadar bu bölgede beş defa deprem oldu. Bir önceki deprem Muradiye-Çaldıran hattında meydana gelmiş can ve mal kaybına neden olmuştu.

 
Deprem bölgesi olmasına rağmen Van ili fay hattı üzerinde kurulmuştur. Van’daki yapılaşma deprem kuşağına göre yapılanmamaktadır. Yap-satçılık yapan müteahhitler bina yaparken kullanılması gereken demir ve çimentodan aşırdıkları gibi, binanın kolonlarında gerekli olan kalın demirleri kullanmamakta, bağlantıları sağlam yapmamaktadır.

 
Kamu binalarındaki durum daha da vahimdir. Van’daki depremde yıkılan binaların içerisinde Kamu binaları önceliği almıştır. Hem yap-sat binalarında, hem de kamu binalarında binaların röntgeni çekilip depreme dayanıklılığı kontrol edilmemektedir. Oysaki TC’de binaların röntgenini çekeçek teknik donanım, elemanlar bulunmaktadır. Bu kontroller yapılmadığı için normal büyüklükteki depremlerde dahi binalar kağıt karton gibi yıkılmakta can ve mal kaybına neden olmaktadır. Bari bundan sonra fay hattı üzerinde iskan izni verenlerin, özel ve kamu müteahhitlerinin aklı ve vicdanları yerine gelsin.

 
Deprem dolayısıyla beyinlerdeki şovenizmde dışa vurmaktadır. Haber Türk spikeri Duygu Canbaş haberi verirken “her ne kadar Van’da olsada acımız büyük” dedi. ATV’de yayınlanan Tatlı-Sert programındaki bakımlı, sarışın bayan Müge Anlı ise programının arasında deprem haberini verirken “herkes haddini bilecek, yeri gelince taş atacaksın, Mehmetçik’i kuş avlar gibi avlayacaksın, sonra zor günlerde ciccim, balım deyip yardım isteyeceksin. O polisler hemen yardımına koştu oradakilerin. O taş atanların eli kırılsın. Allah polisimize, devletimize zeval vermesin” diyerek ırkçı özünü, kinini boşaltmıştır. Ben internette, köşe yazılarında şoven-ırkçı yorumlar yapanların eli kırılsın, Tv’de ırkçı yorum yapanların dili kopsun demiyorum. Allah akıl ve izan versin, ıslah etsin bu kafatasçıları diyorum.

 
Van depremi sırasında Kürdistan’daki belediyelerin kardeşlerinin yardımına koşmalarına engel olundu, halen engel olunmak istenmektedir. Vanlılara yapılacak yardımların Kızılay eliyle yapılması istenilmektedir. Kızılay eliyle yapılan yardımların nasıl çarçur edilip yerine ulaştırılmadığı önceki depremlerdeki pratiklerden bellidir. Burada amaç tek elden yapılacak yardımların yarın seçim sandıklarında AKP’ye oy olarak dönüşmesini sağlamaktır. Kürtler artık eski ahmak Kürtler değildir. Oynanmak istenen oyunların farkındadır. Bir afet halinde kendilerine ilk koşanların kardeşleri olduklarını biliyorlar. Yardımların tek elden verilmesi oyununun altındaki planın farkındadırlar. Avrupa’daki Kürtler Van’daki kardeşlerine yardımlarını “sarmaşık yardım dernekleri” kanalıyla yapmalıdırlar. Avrupa’daki Milli Görüş Teşkilatlarının, Fethullahçıların oyunlarına kanıp yardımlarını bu gibi sahte din kardeşlerinin elleriyle yapmamalıdırlar.
Tabii Kürtler ilk önce iğneyi kendilerine, sonrada çuvaldızı başkalarına batırmalıdırlar.

 
Ben isterdimki herkesten önce Kürt Federal Bölgesi Yönetimi kardeşlerinin maddi, manevi yardımlarına koşmuş olsunlar. 1988’de, 1991’de Kürdistan’ın güneyinde Baas faşizmin katliamından kaçan kardeşlerimize ilk yardım elini biz kuzeyli Kürtler uzattık. Yarın Güneyli kardeşlerimizin başına aynı şeyler geldiğinde onlara ilk yardım elini uzatacak olanlar da bizler olacağız. Kardeşlik zor günler içindir. Kürdistan’ın güneyinde 11 Eylül ihtilali başladığından sırtında un, gıslaved, lastik ayyakabı, şeker çuvallarını Güney’e taşıyanlar Kürdistan’ın Kuzey’indeki kardeşleri idi. Kardeşlik, hem cinslik böyle günlerde belli olur.
Kürtlerin bu acılı günlerinde Türkiye’nin batısında İzmir’de, Bursa’da “terörü telin” mitingleri yapıldı. Bu mitinglerin devamı gelecek. İzmir’de Anadolu İşadamları Derneği başkanı Siverekli eski HEP meclisi üyesi Koçali Al “Êdî Bes e” demiş. İstanbul’da Bingöl Vakfı Başkanı Tahsin Dikici ise İstanbul’dan Diyarbakır’a 1000 arabalık konvoyla gidip her il’de miting yapıp “artık bizler için adam öldürmeyin” diyeceklermiş. Topladıkları 1 milyon imzayı yüz kişilik heyetle Qandil’e götüreceklermiş. Şimdi bu Koçali Al ve Tahsin Dikici ilk önce Ankara’ya Başbakanlık’a, Genelkurmay başkanlığına yürüsünler de, ondan sonra “Êdî Bes e” desinler.
Genel Kurmay Başkanı Kürtlerin bu acılı gününde Kürtlerin gözlerinin içine baka, baka psikolojik savaş yürüterek Kazan Vadisi operasyonunda 249 gerillayı öldürdüklerini söylüyor.

***

KÜRDİSTAN TARİHİNDE BU HAFTA:
 
* 24 Ekim 1913 tarihinde Hêvî Kürt talebe cemiyeti tarafından Xetawa Kurd dergisi çıkartıldı.

 
* 25 Ekim 1996 tarihinde Leyla Kaplan tarafından Adana’da bir polis noktasına yapılan intihar saldırısında 4 polis öldü, 8 polis yaralandı.

 
* 26 Ekim 1994 tarihinde DEP davası karara bağlandı. Hatip Dicle, Selim Sadak, Orhan Doğan ve Leyla Zana 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

 
* 27 Ekim 1996’da KUM üyesi Meryem Çolak ve 26 arkadaşı Haftanin’de çıkan çatışmada şehit düştü.

 
* 29 Ekim 1996 tarihinde Cumhuriyet bayramı töreni sırasında gözaltına alınan Güler Ortaç üzerindeki bombaları patlatarak şehit düştü, eylemde 4 polis memuru öldü.

 
* 29 Ekim 1998 tarihinde A.Öcalan’a yönelik komployu protesto etmek için uçak kaçıran Erdal Aksu özel timler tarafından şehit edildi.

 
YUSUF SERHAT FAİK
serhatbucak46@hotmail.de

Hiç yorum yok: