27 Ekim 2011 Perşembe

AKP’nin Kibiri Öldürüyor!

Wan depreminde ölü sayısı 432’ye çıkarken, yardımların yetersiz olduğunu söyleyen Demirtaş, “Yüzbinlerce Vanlı dondurucu soğukta dışarda ama hükümet hala burnundan kıl aldırmıyor. Depremin altında asıl devlet ile AKP Hükümeti kalmıştır” dedi. 

 Van'dan Ankara'ya dönen BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, dün partisinin Meclis Grup toplantısında yaşanan gelişmleri değerlendirdi. Ağır gündem ve zorlu bir süreçte toplandıklarını dile getiren Demirtaş, esas gündemlerinin Van depremi olduğuna işaret ederek, depremin resmi bilançosunu açıkladı. Aylardır en yoğun faaliyetlerinin "toplu cenaze törenlerine katılmak" olduğunu dile getiren Demirtaş, "Bu acıları ortaklaştırmaya, acıları dindirmeye, bu acı vesilesiyle ortaya çıkan toplumsal kırılmaları önlemeye çalışıyoruz. Şimdi bir toplu acı daha yaşıyoruz. Bir kez daha toplum olarak toplu cenaze törenlerine ve toplu ölümlere tanıklık ediyoruz" dedi.

Bazıları insanlıktan çıkmış
 
Acıların toplumda yarattığı travmanın küçümsenecek, hafife alınacak bir durum olmadığını dile getiren ve bu acıların herkesi derinden sarstığının altını çizen Demirtaş, şöyle konuştu: "Deprem gibi büyük afetlerin vurduğu her yer gibi Van'da da ilk saniyelerden itibaren büyük bir acı ve dram yaşanmıştır. Birçok arkadaşımız orada o acıya tanıklık etmiştir. Dünya da televizyon ekranlarında yaşanan bu acıyı ve dramı paylaşmıştır. Bu ortak acıyı sahiplenmiştir. İnsanlığın, belki doğanın gücü karşısında çaresizliğinin en somut göstergesi deprem gibi durumlar karşısında insanların ne kadar çaresiz olduğu böylesi durumlarda ortaya çıkıyor. Yaşı, kimliği, sınıfsal yapısı ne olursa olsun bütün doğal afetler ve özellikle deprem sınıf tanımıyor. Tek yapılması gereken şey doğal afet sonrası dayanışmadır. İnsan olmanın, çaresizliğinin alternatifi olabilecek tek şey herhalde dayanışmadır. Bütün o yarayı sarıp sarabilecek tek şey dayanışmadır. Bir kez daha ilk dakikalardan itibaren Türkiye'nin her yerinden kendi elleriyle hazırladıkları yardım kolilerini Van'a ulaştıran herkese teşekkür ediyorum. Bu tür durumlarda dayanışma göstermek her şeyden daha değerlidir ve saygın bir durumdur. İnsanların çok değişik kimlikleri ve aidiyetleri vardır. Bu tür durumlarda insanlar ikiye ayrılır. İnsan olanlar ile olmayanlardır. Dayanışma gösteren herkese teşekkürlerimizi iletmek istiyorum. Canlı tanığı olarak orada bu duyguları hissettik yaşadık."

Irkçılara inat dayanışmayı arttıralım
 
Barış, kardeşlik adına ne inşa edilecekse bu dayanışma duygusu üzerine inşa edileceğini ve başka türlü bir alternatif olmadığını belirten Demirtaş, her türlü kışkırtıcılığa ve ırkçılığa karşı bu dayanışma duygusunun koruması çağrısında bulundu. "Bu duyguyu unutanlar açısından bu duyguyu siyasetin ve intikamın parçası yapanlar açısından bir utanç olmuştur" diyen Demirtaş, "Bir taraftan dayanışma, öte yandan belki depremden daha ağır bir şekilde o ırkçı söylemdir ki çok şükür o toplumun tamamına hakim değildir. Herkes tarafından lanetlenmiştir. Hele hele anlı şanlı televizyon programcıları, o naylon bebekler, umuyorum ki bir daha o ekranlarda yer bulamayacaktır" şeklinde konuştu.

Birlikte her şeyi aşarız
 
Yapılan ırkçı yorumların halkın yardımlarıyla boşa çıkarıldığının altını çizen Demirtaş, halkın şimdiye kadar depreme karşı sınavını başarıyla verdiğini söyledi. Yaşananların "acıyı ve sevinci ortaklaştırmanın gerekçesi" olması gerektiğini belirten ve "Bunu yaparsak aşamayacağımız zorluk yoktur" diyen Demirtaş, "Toplumda bu güçlü dayanışma duygusuna güvenerek siyasette var olmaya çalıştık. El ele vererek sorunların üstesinden gelme konusunda herkes üzerine düşeni yapmalıdır" dedi.

Devlet büyük beceriksizlik içinde
 
Yardım kampanyasının da kendiliğinden yayıldığını dile getiren Demirtaş, depremzedelerin en önemli ve acil ihtiyacın barınma sorunu olduğunu belirterek, "Her depremden sonra halk bu sınavdan başarıyla çıkıyor, ama ilk önce depremin altında kalan devlet oluyor. Tek bir afet hatırlamıyorum ki halk, hükümete ve Kızılay'a teşekkür etmiş olsun. Her yerde küçükten büyüğe, her felaket sonrasında başta Kızılay olmak üzere hükümetlerin kamu otoritelerinin ve belediyelerinin ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıkıyor. İşte bu kısmı kader değildir. Depremi durdurmayı kimse Kızılay'dan ve hükümetten beklemiyor. Devlet bunun için vardır vatandaştan vergi alır. Ama o anda herkes ama herkes o hizmeti görmek ister. Bu o yurttaşın hakkıdır. Van'da da bir deprem sonrası klasiği yaşanmıştır. Arama kurtarma esnasında ve ihtiyaçların dağıtılması konusunda büyük bir beceriksizlik yaşanmıştır" şeklinde konuştu.

Erdoğan ziyareti çalışmaları aksattı
 
Hükümetten yetersizliklerinin gerekçesini açıklamasını isteyen Demirtaş, "Eğer buraya para harcanmayacaksa, Kızılay'ın topladığı milyarlarca dolar deprem sonrası herkese yardım ulaştıramıyorsa orada bir problem vardır. Başta bir zihniyet problemi vardır. Milyonluk bir kente şuana kadar sınırlı sayıda çadır gitmiş ve insanlar hala sokaklarda parklarda battaniyelere sarılarak geceyi geçirmeye çalışıyor. Halk ne kadar teşekkür hak ediyorsa oradaki yönetim de o kadar eleştiriyi hak ediyor. Başbakan ve bakanlar oraya gitmiştir, onların orada olduğu saatler içerisinde tam anlamıyla bir organizasyon sorunu yaşamıştır. Çünkü bütün kamu görevlileri Başbakanın bakanların güvenliği ile ilgilenmiştir. Keşke tersi olsaydı hükümete teşekkür edebilseydik. Bunu yapabilmeyi bir muhalefet sözcüsü olarak çok isterdim" şeklinde konuştu. Hükümetin, "Hava köprüsü kara köprüsü kuracağız" sözlerine de "uzaya mı gidiyorsun altı üstü Van'a gideceksin" sözleriyle tepki gösteren Demirtaş, tümüyle yıkılan köylere devletin hala gitmediği, "Şimdi bilgi aldık halen çadır yok, halen ısınma yok ve insanlar çaresiz bekliyorlar. Büyük bir yardım kampanyası yaşanmasına rağmen" diye konuştu.

Vali Van halkına işkence ediyor
 
Van Belediye Başkanının günlerden beri Van Valisi'ne ulaşmaya çalıştığını, ancak aradan geçen onca saate rağmen Vali'nin Belediye Başkanına dönmediğinin altını çizen Demirtaş, "Biri belediye başkanı diğeri vali. Kent enkaz altında kendisi ayrımcılık derdinde" diye konuştu. Demirtaş, ortaya çıkan yardım kaosuna rağmen Vali'nin "Koordinasyonu tek elden yapma" önerisine cevap vermediğini aksine, belediyenin topladığı yardımlara "askerler marifetiyle" el koyduğunu söyledi. Demirtaş, Van'a da siyasetçi olarak gitmediklerini birer yardım görevlisi olarak çalıştıklarını belirterek, "Ancak bu kadarına tahammülümüz yok. Bu kadar ayrımcı zihniyetini asla kabul etmiyoruz. Eğer böyle yapıyorsan istifa et Van'ı terk et. Hükümet valisini koruyor. Ayrımcılık yapan valiyi koruyor. Van halkına artık toplu işkence yapmayı bırak. Deprem olmuştu, bir de sen vurma. İstifa et AKP'ye geç. O sıfatı hak etmiyorsun. Yapman gereken tek şey Van halkının iradesine saygı göster. İnsanlar siyaset istemiyorlar, ayrım istemiyorlar. Yardım istiyorlar. Yeni doğmuş çocuklar eksi 5 derece de yardım bekliyorlar. Çadır istiyorlar, sarılacakları battaniye istiyorlar" diye konuştu. 

"Van halkı 48 saattir deprem sonrası zulmü yaşıyor. Depremden çıkan halka karşı polis şu saatlerde cop ve gaz kullanıyor" ifadelerini kullanan Demirtaş, "AKP Hükümeti en başarılı olduğu işi depremden sonra da yapıyor. Yardım göndermediği yere gaz bombası gönderiyor. Böyle bir rezalet olabilir mi, daha insanlar cenazelerini gömemediler. İnsanlar haklı olarak öfkeliler" şeklinde konuştu.

En acil ihtiyaç çadır
 
Demirtaş, AKP yandaşlarına da tepki göstererek, "Bunlar Van'a bile yardım gönderdik diyecekler. Bu yağcılara rağmen bile toplum dayanışma gönderiyor. AKP'ye rağmen bunu yapıyor. Bu yağcılara öneriyorum. Alın çocuğunuzu da bir gece Van'a gidin, orada bir gece kalabilirseniz ve yine hükümete teşekkür ederseniz biz de teşekkür ederiz" dedi. Demirtaş, çadırların da kış koşullarına dayanmayacağını bunun için "bölgeye konteynırların gönderilmesi ve konut yapmalarının acilen planlanması" ve bölgenin "Afet bölgesi" ilan edilmesini istedi. Demirtaş, bütün imkanlarına rağmen yardımların gönderilmemesinin "Hükümet bunu kasıtlı mı yapıyor?" sorusuna neden olduğunu kaydederek, "Bu saatten sonra bunu düşünmeye başlıyoruz. Bu toplu işkenceye son verilmelidir. Şu ana kadar Van'ın ihtiyacı olan çadırların yüzde 10 dahi giderilmemiştir" dedi. Demirtaş, acil ihtiyacın da yiyecek, değil çadır ve barınma olduğunu söyledi.

2 yıl önceki önergeyi hatırlattı.
 
Meclis'in de üzerine düşeni yapması gerektiğini dile getiren Demirtaş, Van eski Milletvekili Fatma Kurtulan'ın 2 yıl önce Van'daki deprem riskine ilişkin verdiği soru önergesini hatırlattı. Demirtaş, deprem için toplanan özel vergilerin de bütçe açığının kapatılması için harcandığını ve gönderilen bir çadırın hesabının yapıldığını söyledi. Türkiye'nin bundan sonra yaşanacak herhangi bir deprem ve doğal afete hazırlıklı olmadığını vurgulayarak, Meclise "Sorumluluğunu yerine getirme" çağrısı yapan Demirtaş, "Siyasette bütün felaketleri karşılayacak bir hazırlık yapmalıdır" diye belirtti.

Hiç yorum yok: