1936 yılında yayımlanan 1937 yılında 3008 sayılı İş Yasasıyla yürürlüğe giren ve 75 yıldır işçi sınıfımız tarafından kullanılan Kıdem Tazminatı AKP tarafından patronlara kıyak yapılmak isteniyor.
Patronları oldukça rahatsız eden Kıdem Tazminatı hakkı neredeyse her dönem tartışmalara yol açmış ancak patronlar ve hizmetindeki hükümetler geri adım atmak zorunda kalmışlardır. Özellikle 1954 yılında Menderes Hükümeti ve başbakanı Demirel olan 1.Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde kıdem tazminatın gaspı ciddi ciddi düşünülmüştür. Ancak 1936 yılında beş yıl sonunda ödenen kıdem tazminatı hakkı ardından üç yıla,1971 yılında çıkarılan 1475 sayılı iş yasasında 1975 yılında yapılan değişikle bir yıl ve 30 gün üzerinden ödenmeye başlanmış 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı iş yasasıyla aynen günümüze kadar devam etmiştir.Mendereslerin ve Demirellerin izinden yürüyen AKP hükümeti yeni dönemde is 61. Hükümet programıyla, işçilere emekçilere, onları temsil eden sendikalara ve emek örgütlerine ölümlerden ölüm beğenin dercesine adeta savaş ilan ediyor.
61. Hükümet Programı’nın işsizlikle mücadeleye ayrılan bölümünde kıdem tazminatının kaldırılacağı ve yerine bir fon kurulacağı söylenen Programda, “İşçilerin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerin üzerinde ödeme baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli soru alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorunu, kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem tazminatı garanti altına alan bir fon oluşturularak” deniliyor.
Böyle olmasını kim istiyor?
İşçiler mi, sendikalara mı, emek örgütlerine mi? Hayır. Öyleyse geriye euro suyla, dolarıyla, yeşiliyle yerli ve uluslararası sermaye kalıyor.
Tıpkı İşçi Sağlığı İş Güvenliğinin patronların maliyetini arttırdığı gerekçesiyle piyasalaştırıldığı gibi, kıdem tazminatı patronların gereksiz yere maliyetini arttırdığı düşünülerek kaldırılmak isteniyor. Bu kadar sermaye uşaklığına pes doğrusu.
Neymiş işçilerin %90’nı bu hakkı zaten kullanamıyormuş.
Kullanmak istemiyor mu? Kullanamıyor mu?
Bu hakkını kullanmak istemeyen numunelik için bir tane işçi gösterebilirmisiniz?
Evet bu hakkı vermemek için patronların kırk dereden kırk su getirdikleri, işçileri tehdit ettikleri doğrudur. Her şey bir yana iş mahkemelerinde tavana kadar yükselmiş dosyalar nasıl açıklanabilir.
Kaldı ki işçiler bu haklarından faydalanamıyorsa bu işçinin değil onu sendikasız, örgütsüz, bilgisiz bırakıp patronların önüne yem niyetine atan hükümetinizin ve yasaları harfiyen bilmesine rağmen bilerek ve isteyerek işçinin kıdem hakkının gasp eden patronlarınızın ayıbı.
Fon kurulacakmış, patronlar oraya yani fona her ay işçi adına belli bir yüzde oranında pirim ödeyecekmiş, işten çıkarılan -çıkan değil- (patronlar da çıkardık demeyeceğine göre) işçi tazminatını patrondan değil fondan alacakmış. Ancak 10 yıl pirimi ödenen işçi işten çıkarılmasa bile tazminatını alabilecekmiş.
61. Hükümet programında esnek çalışma modellerinin(“part- time işçi”, “evden çalışma”, “çağrı üzerine çalışma ) hayata geçirileceği açık şekilde ifade edildiğine göre on yıl pirimi ödenen işçiyi mumla arasan bulamazsın.
12 Eylülcülerin dahi kaldırmaya cesaret edemediği kıdem tazminatını kaldırmakta kararlı göründüğüne göre AKP’nin bir bildiği ya da güvendiği güçler var demektir. Yerli ve uluslararası sermayeye güvendiğini biliyoruz. Ama bunun tam bir güvence sayılamayacağını Mısırda, Tunus ta vb. yaşananlardan gördük, öğrendik.
Ya da %50 ye yakın aldığı oya güveniyor. Eğer öyleyse bu daha da kötü, fena halde yanılıyorlar demektir. Çünkü verilen oyların anlamını tersten okunuyor demektir. İşçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin kendilerine zulüm yapılsın diye Tayyip Erdoğan da dâhil kimseye oy vermeyeceğini yaşanan deneylerden AKP nin bilmesi gerekir.
Daha yakın tarihimizde hükümetken 15 günde 11 işçi düşmanı yasaya imza atana Ecevit DSP’nin seçimlerde %2 oy alarak bitkisele girmesi işçilerin ve ezilenlerin yeri zamanı geldiğinde nelere kadir olduğunun göstergesidir. Mezarda Emeklilik ve insanlık düşmanı yasalar nasıl ki kendilerinden öncekilerin kursağında kaldıysa, kıdem tazminatının gaspı girişimi AKP’nin kursağında kalacağından kuşku duyulmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder