15 Ağustos 2011 Pazartesi

KÜRT RAPORU-1 :PKK`yi Yok Edebilirler mi?


Kürd hareketi yaralıdır. Tüm tarih boyunca Kürdlerin yarası vardı. Bu yarayı kendileri yarattı. İşgalcilere kucak açtı, topraklarını başkalarıyla paylaştı. Önce Kafkaslardan gelen Selçuklu Türklere kapıyı açtı. İlk yarayı burada aldı.

Yıllardır
  Kürt meselesinde analiz ve önerilerle dolu türk raporları okuyoruz. Hiç bir rapor dikkate alınmadan bir iki hafta sonra unutuluyor. Bir sitede bir dost biz kendi raporumuzu kendimiz yazalım, demişti. Bu iyi bir fikirdi. Bundan böyle yazılarımın bir çoğunu ”Kürt raporu” üst başlığıyla bir dizi halinde size aktaracağım. Belki türk raporları gibi bir kaç günde unutulur ama Kürt tarihinde önemli bir yer tutar diye düşünüyorum.

PKK`yi yok edebilirler mi?

Mümkündür
. Ancak zora dayalı operasyonlarla değil, kendilerine benzettikleri Kürtleri daha çok kazanıp devreye sokarak yıllardır direnen Kürt hareketine büyük bir darbe vurabilirler.

Kürd
hareketi yaralıdır. Tüm tarih boyunca Kürdlerin yarası vardı. Bu yarayı kendileri yarattı. İşgalcılara kucak açtı, topraklarını başkalarıyla paylaştı.

Önce
Kafkaslardan gelen Selçuklu Türklere kapıyı açtı. İlk yarayı burada aldı.

17 Mayıs 1639 da Osmanlı-Iran arasında imzanan Kasr-Şirin`le başlayan süreç ikinci yaralanmayı getirdi.

Sevr
`de direnmemek ve Lozan`a giden yolda pasif kalmak aynı derecede büyük bir yara almaya yol açtı.

Tüm
bu büyük yaraların yanında Kürdlerin başlattığı isyanlar da bastırılarak yaralar daha da derinleşti.
 
PKK son isyanın örgütlenmesidir. Yaraları sarmak için mücadele eden bir harekettir.

Başarabilecek
mi? Yoksa yok edilerek Kürd yarası hiç bir daha iyileşmiyecek kadar daha derin bir halalacak?

Devlet
PKK`yi bitirmek için tüm olanakları kullanmada kararlı görünüyor. Kürdlerin haklarını teslim etmemekte direniyor ve büyük bir savaşa hazırlanıyor.

PKK
`yi bitirilebilirler mi? 1978`den beri eylemsellik halinde bulunan PKK`yi bir milyonluk ordunun sürdürdüğü savaş bitiremedi. Devlet tüm kurumlarıyla harekete geçti. Ama başaramadı. Gün geçtikce Pkk`nin hem tabanı genişledi ve kitleselleşti ve hem de örgüt daha da güçlendi ve kurumsallaştı.

Devlet
bu gün polisi de devreye sokarak yeni yöntemlerle başka stratejiler peşinde koşuyor.

Devlet
PKK`yi bitirebilir mi? Tek başına devlet ve aygıtları bunu beceremez. Ne laik-kemalistlerin denetimindeki ordu ile  ve ne de daha tehlikeli olan türk-islam ılımlı AKP-Gülen Koalisyonu kontrolundeki polisle kitleselleşen Kürt hareketi bitirilemez. Onların deyimiyle ’kökünden’ kurutulamaz. Sadece ordu ve polisiyle değil, ılımlı ve ılımsız tüm sivil taraftarları silahlansa bile bu halkın yarattığı militanca tarz yok edilemez, kökü kurutulamaz.
Başka bir deyişle devlet ve tüm destekleyicileri bu hareketin yarattığı diriliş ruhunu yok edemez.

Peki Pkk yok edilebilir ve silahlı mücadele sona erdirilebilr mi? Evet bu mümkündür. Devlet eliyle değil ama Kürtler PKK’yi bitirebilir.

Bu
nasıl olacak?

Tarihteki isyanlar hatırlandığında isyan liderlerinini en yakınları devletle işbirliği yapıp lider akrabalarınıın idamına sebeb olmuşlar ve isyanlar bu şekilde bastırılmıştır. Hem Şeyh Seid ve  hem de Seyid Rıza başkaldırısı bu şekilde sonlandırılmıştır. Bitlisi’nin Yavuz’la ittifakı da tamiri zor olan ikiye parcalanmışlığı getirmiştir. Sevr ve Lozan’da da devletin yanındaki Kürtler sayesinde Kürt hakları ve ülkesi heba edilmiştir.

Bugün Kürtler yine aynı süreç ve aynı sorunlarla karşı karşıyadır. Bu süreç de öncekilere benzer sonuçlarla sonlanabilir.

35 yıllık bir mücadeleyle Kürtler direnebilen bir örgüt yarattı. Bu örgütü kurumlaştıran Kürt halkı ülkesini geri istiyor. Yalnız bir parçasında değil her dört parçada da çogu zaman dik durabilen, birleştiren bir irade oluştu. Kürtler zaferin son çeyreğindeler.
Ancak
son çeyrekte duraksama olabilir. Saat durabilir ve hatta tam bozulabilir bir hal de alabilir.

Dedik ya bu devletin tüm kendi olanaklarını devreye sokmasıyla değil, Kürtlerin bir bölümünü yani kendine benzettiklerini diğer direnen tarafa karşı kullanmasıyla gerçekleşebilir.

Sistem partileri ne yazık ki hâlâ Kürtlerden destek alıyorlar. Öyle bir kaç yüzdelik değil, tamı tamına yüzde elliden fazla Kürt oyu devlet partilerine gidiyor. Bu bir.

İkincisi sistem partilerinde siyaset yapan politikacıların en az yüzde otuzu PKK’ye karşı olan Kürt siyasetçileri.

Devletin bölünmez bütunlüğünü her şeyin üstünde gören medyada PKK’ye karşı olan yüzlerce kalemşör ve debatör var.

Kürt
halkının mücadelesinin meşrûluğunu anlamsızlaştırmaya çalışan binlerce akademisyen, ilahiyatçı, imam ve yazar çizer Kürt var.

PKK’ye ikide bir ’silahları bırak’ diyen diğer Kürt siyasi örgüt ve kişilikler var.

Saymakla bitmez, PKK’yi her taraftan sıkıştırmak için bilinçli ya da bilinçsiz hareket eden kendini bilmez Kürtler var. Bu işbirlikçilik ve kendini kullandırma ve devletle kucaklaşma ve gülümseme PKK’yi bitirebilir.

Kimlerdir bunlar? İlkleri köklerinden uzaklaştırılmış, asimile edilmiş Kürtlerdir.

İkincileri hâla Kürt olduklarını iddia eden, kendilerine benzettikleri Kürtlerdir.

Ve son olarak, her ne kadar PKK karşıtlığında aralarında farklılıklar olsa da -sanki PKK sonrası dönemde kendileri öncülüğü yüklenebilecek hayalinde olan- tuzakta bekleyen anti­-PKK`li Kürt örgütlenmeleridir.

PKK
`nin gelişecek bir savaşta darbe alması, yaralanması bu güçleri daha da aktif  karşıt politikalar yapmaya yönetecek ve hatta PKK`yle çatıştıracak ve belki de sonuç bu şekilde alınacak.
Ve korucusu, itirafçısı Kürt; yağcısı, korkağı Kürt; memuru, askeri, polisi Kürt; velhasıl sistemden kopamayan Kürtler….

Halkına, ülkesine yabancılaşan Türk, Arap, Farıs olmakla mutlu olan Kürtler……

Ancak
Kürtleri Kürtler bitirir, tarihte olduğu gibi….
Ahh  bunlar olmasaydı!

cumalicotkar@live.se

Hiç yorum yok: