Beşar Esad ile sertlik yanlısı kardeşi Mahir Esad arasında çatlak oluştuğunu söyleyen Seale, ‘’İsyan henüz rejim için hayati bir tehlike arz etmiyor. Esad kendi iktidarını sarsmayacak bazı reformları hayata geçirmekten yana. Ama rejimde çatlak oluşmadı’’ diyor.
Halep ve Şam'da orta ve üst sınıfların Esad'a destek verdiğini, bu şehirlerdeki Sünni tüccarların Esad'ın geleneksel müttefikleri konumunda olduğunu söyleyen Seale, ekonominin liberalize edilmesinin ardından son on sene içinde ortaya çıkan burjuvazinin de Esad'ın arkasında olduğuna dikkat çekiyor.
Uzun yıllar Hafız Esad’a danışmanlık yapan gazeteci Patrick Seale sorularımızı yanıtladı
* Beşar Esad’ın aile ve iktidar çevresiyle bir hesaplaşmaya girer mi? Kardeşi ve eniştesini tasfiye edebilir mi?
- Suriye krizi konusunda öncelikli olarak aklımızda tutmamız gereken şey Devlet Başkanı Beşar Esad'a ordu ve güvenlik güçleri sadık kaldıkça ve rejim bütünlüğünü korudukça muhalefetin onu iktidardan uzaklaştırması oldukça zor gözüküyor.
Şu ana kadar isyan hareketinde bazı askeri eylemler de söz konusu oldu. Ama bunlar küçük ölçekli olarak kaldı. Şu ana kadar ne rejimde ne de orduda bir çatlak oluşmadı.
Ama hükmeden elit içinde çatlaklar olduğuna dair dedikodular var. Özellikle Beşar Esad ile sertlik yanlısı kardeşi Mahir Esad arasında. Kuzenleri güvenlik şefi Hafız Makluf da bu denklemin diğer tarafında. Ama bunlar sadece dedikodu. Şu ana kadar hiç belirgin bir ayrışma yaşanması ve Beşar Esad'ın hala emir komutanın başındaki isim olduğu görülüyor.
* Esad rejimi nerede hatta yaptı?
- Rejimin bu krizi ele alışında hata yaptığına şüphe yok. Dara'da geçen Mart ayında duvarlara yazı yazan çocuklar tutuklanmamalıydı ve onlara işkence yapılmamalıydı. Bu olay isyanın fitilini ateşledi. Protestoculara karşı gerçek mermi kullanılması, kitlesel tutuklamalar ve işkence, rejimin imajını zedeledi ve meşruiyetini de tartışmaya açtı.
* Beşar Esad’ı hangi faktörler iktidarda tutuyor?
-İsyan şu üç nedenden dolayı henüz rejim için hayati bir tehlike arz etmiyor.
Birincisi Libya modelinde olduğu gibi dışarıdan bir müdahale şansı, her ne kadar tamamen imkansız değilse de, oldukça az. Hiçbir Batı ülkesi, ABD ve Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere böylesi bir maceraya atılmak istemiyor.
İkincisi Suriye'nin komşuları(özellikle Türkiye ve İran) ve birçok uluslararası güç Suriye'nin dağılması ile ortaya çıkacak olası gelişmeler konusunda endişeleniyor. Bu güçler kaos değil istikrar istiyor. Şu soruları soruyorlar: Örneğin Suriye rejiminin çöküşü Lübnan'da bir iş savaşı yeniden tetikler mi? İsrail sınırındaki sükuneti tehdit eder mi? ABD'nin askerlerini çekmek üzere olduğu Irak'taki durumda bu gelişmeden etkilenir mi? Suriye'nin en yakın müttefiki İran'ın buna tepkisi ne olur? Türkiye'nin Arap politikasında ne gibi değişimler yaşanır? İşte uluslararası toplumun bu endişeleri bugün Beşar Esad'ı iktidarda tutan temel faktörler.
Üçüncüsü ise Beşar Esad'ın ülke içinde ittifakları güçlü. Şu anda muhalif güçlerin ülkedeki çoğunluğun desteğini sağladığı şüpheli.
* Suriye’de rejimi kimler destekliyor? Esad’ın yanında kimler var?
- Beşar Esad'ın yanında ordu ve güvenlik güçlerinin üst düzey komutanları yer alıyor. Aleviler zaten Esad'ı destekliyor. Yine İslamcı bir rejimden endişe duyan Hıristiyanlar da Esad rejiminin arkasında.
Halep ve Şam'da orta ve üst sınıfların da Esad'a destek verdiği düşünülüyor. Bu şehirlerdeki Sünni tüccarlar Esad'ın geleneksel müttefikleri konumunda.
Ekonominin liberalize edilmesinin ardından son on sene içinde ortaya çıkan burjuvazi de Esad'ın arkasında.
Apolitik kesimler de güvenlik ve istikrarı siyasal reformlara tercih ediyor. Bu kesimler Amerikan işgali altında dağılmış bir Irak ya da iç savaşla 15 sene boğuşmuş Lübnan'ın yaşadıklarını yaşamak istemiyor.
* Peki muhalefet, rejimin karşısında kimler var?
- Esad rejiminin karşısındaki güçler ise kırsal kesimin yoksullarından destek alıyor. Yüzbinlerce çiftçi ve köylü son yıllardaki kuraklık nedeniyle giderek fakirleşti.
İşsiz gençler de muhaliflerden yana. Yüksek nüfus artışı ve ekonomik büyümenin az olması nedeniyle okullar ve üniversiteler yetmiyor. Onbinlerce yarı eğitimli işsiz genç var. Bu kesim Mısır, Tunus ve Yemen'de devrimin motor gücü olmuştu. Suriye'de de böyle.
Küçük işletmelerin sahipleri, ufak girişimciler de Esad rejiminde dönen rüşvetler ve kayırmalar nedeniyle muhaliflerden yana.
İfade hürriyeti, örgütlenme hürriyeti ve basın hürriyetinin sınırlı olduğu ülkede entelektüeller tavırlarını muhaliflerden yana koydu.
Yolsuzluk ve polis vahşetinden etkilenenler de muhaliflerle hareket ediyor.
1982 yılındaki Hama katliamının öcünü almak isteyen İslamcı muhalefet “Tanrı tanımaz” olarak nitelendirdiği Esad rejiminin yıkılmasını istiyor.
* Olup bitenden ABD’nin rolü nedir?
- Londra, Paris, Brüksel, New York, Lübnan, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerindeki sürgünler de muhaliflerden yana. Bu gruplar Esad rejimine karşı mücadele için para toplamış hala bazıları ABD'den de destek almıştı. Sürgündeki grupları protestoculara uydu telefonları, ekonomik yardım, medya desteği belki de silah yardımı yaptıkları görülüyor.
Muhaliflerin arasında silahlı mücadele eğilimde olan bir sokak grubunun olduğu görülüyor. Bu grup onlarca asker ve polis öldürdü bugüne kadar. Lübnan, Türkiye ve Irak gibi uzun ve güvenliği zayıf sınır boylarından Suriye'ye silah sokmak kolay gözüküyor.
* Kürtlerin pozisyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Suriye'de diğer grupların aksine Kürtler sessizliğini koruyor. Krizin ilk dönemlerinde Beşar Esad birçok kimliksiz Kürt'e vatandaşlık verdi. Şu ana kadar temel taleplerinden en azından birine yanıt bulan Kürtler memnun gözüküyor.
* Muhalefet örgütlü mü? Diyalog mümkün mü?
- Bu durumda yeni olan nokta ise Beşar Esad'ın Ulusal Diyalog konusundaki çağrısı. Bu çağrı şimdiden biraz temellendi. Şam'da 200 kadar muhalif bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıyı diğerleri de takip edecek gibi görülüyor. Ancak muhalefet daha henüz bir lider seçmiş durumda değil. Yeni ve daha özgürlükçü bir Suriye isteyenlerle sadece Esad'ın devrilmesini isteyenler arasında bir çatlak var gibi gözüküyor. Eğer liberaller ağır basarsa bu girişim gerçek bir diyalog ortamı doğurabilir.
Öte yandan ordu Hama gibi bazı şehirlerden çekilmiş durumda. Rejim şu anda bazı barışçıl gösterilere izin vererek doğru bir diyalog ortamı yakalamaya çalışıyor.
Öyle görülüyor ki Devlet Başkanı Esad kendi iktidarını sarsmayacak bazı reformları hayata geçirmekten yana.
ORSOLA CASAGRANDE -ANF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder