31 Temmuz 2011 Pazar

İran Uzun Süreli Savaş İçin Hazırlanıyor

 
Kandil’e yönelik işgal hareketi kapsamında İran sınıra askeri sevkiyatı sürdürürken, iç kamuoyunu da uzun süreli bir savaş için hazırlıyor.

Son bir haftadır İran’da tüm camilerde PJAK ile yürütülen savaşa dikkat çekilen hutbeler verildi. Hutbelerde, PJAK hareketinin ABD, İsrail ajanı ve din düşmanı olduğu iddia ediliyor.

Aslında İran iç kamuoyunu psikolojik ve ideolojik olarak uzun süreli bir savaşa hazırlıyor. Kürtler içinde ajanlaştırdığı ve koruculaştırdığı ne kadar kişi varsa hepsini bir araya toplamaya çalışıyor. Kürt merkezlerine askeri güç yığarak, Kürtleri sindirmek, PJAK’ın ise önünü kesmek istiyor.

Öte yandan savaşmak istemeyen korucu ve firar eden Kürt askerlerin öldürüldüğü yönünde haberler geliyor.

Şu ana kadar yürütülen savaşta İran istediği sonucu ulaşamadı, aksine ağır darbeler aldı. Bunun en büyük sebebi İran’ın yapmış olduğu operasyonun perde arkasındaki anlaşmalarda aramak gerekiyor. Masa başında hazırlanan ve kesin sonuç alınacağına inanılan operasyonda İran’a diplomatik, askeri, istihbari ve psikolojik olarak destek verecek güçler olacaktı. Bu plan İran’ı zafer sarhoşluğuna itti. Onun için kapsamlı ve uzun süreli sürecek bir operasyonun hazırlığını yapmadan hemen sınıra yığdığı 10 ve 15 bin askeri güçle Kandil, Xinere, Xaxurk, Dola Eyşê gibi geniş ve oldukça dağlık bir arazide yıllardır gerillanın denetiminde alanlara girmeye çalıştı.

Aslında İran ilk saldırıda sonuç alıp ittifak güçlerinin devreye gireceğinden hareketle savaşı başlattı. Ancak gerilla direnişi karşısında ağır kayıp veren İran, bir şok durumu yaşadı. Şu an kapsamlı ve uzun süreli bir savaş için sınıra yığınak yapılıyor.

İran mevcut durumda tek başına kaldı. Güney Kürdistan basını, kamuoyu, siyasi partileri ve hükümeti ilk hafta operasyonu görmek istemedi. Bu sessizlik aslında savaşın yönünün nereye doğru kayacağının bekleyişi idi.

Şimdi bu giderek bozulmakta işler İran’ın aleyhine dönüyor. Çünkü bu savaşın Güney Kürdistan’a yansımasının farklı boyutları söz konusudur. İran, PJAK’ın ağır darbe aldığı, karargahlarının ele geçtiği, buna karşı kendilerinin bir kaç kaybı olduğu yönünde doğru olmayan haberlerle savaşın gerçek bilançosunu kendi kamuoyunda sakladı. Ama aynı şeyi Güney Kürdistan’da yapamadı. Her ne kadar ilk günlerde Irak’taki Kürt basını gelişmelere sessizde kalsa halk bizzat savaşın tanığı durumdaydı.

Mevcut durumda Kürdistan’da STK, aydınlar, yazarlar, gençler ve kadınları kapsayan çeşitli inisiyatifler kurulmaya başladı. “Askeri işgale hayır kampanyası”,”Dur İran”, “Kürdistan sınırlarını askeriyeden arındırma” isimli inisiyatifler kuruldu

İran, Irak ve Güneyli güçlere oldukça öfkeli olacak ki ismini açıklamayan bir İran askeri basına yazılı açıklama göndererek şunları ifade etti: ‘Irak devleti, sınırları boyunca 150 km uzunluğunda ve 20 km genişliğinde PJAK güçlerine topraklarını tahsis etti.’’ Irak hükümeti ise bu iddiaya cevap vererek böyle bir şeyin söz konusu olmadığını dile getirdi.

İran bahsetmiş olduğu alanların gerilla denetiminde olduğunu çok iyi biliyor. Ancak Tahran yönetimi Irak ve Kürt hükümetine baskı altında tutmak istiyor. İran’ın bu çıkışı aslında Irak ve Güney Kürdistan’da işlerin istediği gibi yolunda olmadığı anlamına geliyor. İran, PJAK’a karşı savaşta giderek yalnızlaşıyor. Güney Kürdistan’da bazı islami örgüt ve gruplar bölgesel boyutta ise Türkiye devleti İran’ın yanında görünüyor.

Türkiye PKK gerilla güçlerine karşı sınır ötesi operasyonlarda oldukça tecrübe kazanmış bir ülke. Türkiye geçmişte yaşamış olduğu tecrübelere dayalı olarak şimdiden İran’ın yenilgisini görmüş gibi. Onun için alttan komuta düzeyinde, askeri tesisat ve askeri tecrübe boyutunda sonuna kadar yardım edecektir. Fakat bizzat operasyona dahil olmayı daha erken görüyor. Onun için savaşın İran’a faturası ağır olacak gibi görünüyor.


YUSUF ZİYAD

Hiç yorum yok: