17 Temmuz 2011 Pazar

Demokratik Özerkliğin İlanı

Amed’de olağanüstü toplanan DTK Genel Kurulu tarihi bir karar aldı. Kararı açıklayan DTK Eşbaşkanı Tuğluk, ‘Kürt halkı olarak Demokratik Özerkliğimizi ilan ediyoruz’ dedi

ORTAK VATAN ANLAYIŞI ESASTIR

Toplantının sonuç bildirgesini kamuoyuna açıklayan DTK Eşbaşkanı Tuğluk, “Uluslararası insan hakları belgelerinin tanımladığı haklar ışığında ortak vatan anlayışı temelinde, toprak bütünlüğüne ve Türkiye halklarının ulusal bütünlüğüne bağlı kalarak, Kürt halkı olarak Demokratik Özerkliğimizi ilan ediyoruz” dedi.

MECLİS’E KARARI TANIYIN ÇAĞRISI

Kürt ve Türkiye halklarını sahiplenme ve dayanışmaya çağıran Tuğluk, uluslararası camia ve Meclis’e de şu çağrıda bulundu: “Meclis’e Demokratik Anayasa metninde Demokratik Özerkliğin Kürt halkının statüsü olarak tanınması için çağrı yapıyoruz. Uluslararası camiayı da Demokratik Özerkliği tanımaya davet ediyoruz.”



‘Demokratik Özerk Kürdistan’ ilan edildi


Demokratik Toplum Kongresi (DTK), günlerdir tartışılan ve önemli kararlaşmaların sağlanacağı belirtilen olağanüstü toplantısı dün yapıldı. BDP Amed İl Binası’nda düzenlenen toplantıya, DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanları Hamit Geylani ile Filiz Koçali, tüm BDP grubu milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütü, kadın ve gençlik temsilcileri, aydın, yazar, gazeteci, kanaat önderleri ve halk delegelerinin de aralarında bulunduğu 850 delege eksiksiz katıldı. Toplantı salonundaki Türkçe ve Kürtçe “Çağdaş bir mücadele ruhuyla Demokratik Özerkliği kuracağız” pankartları dikkat çekti.


İlerici insanlığa hayırlı olsun


Yaklaşık 6 saat süren olağanüstü toplantının ardından hazırlanan bildiriyi DTK Eşbaşkanlarından Aysel Tuğluk okudu. “Demokratik Özerklik İlan Belgesi” başlıklı bildiriyi okuyan Tuğluk, “Uluslararası insan hakları belgelerinin tanımladığı haklar ışığında ortak vatan anlayışı temelinde toprak bütünlüğüne ve demokratik ulus perspektifi temelinde Türkiye halklarının ulusal bütünlüğüne bağlı kalarak, Kürt halkı olarak Demokratik Özerkliğimizi ilan ediyoruz. Halklarımızın demokratik birliğine ve özgürce yaşama özlemlerine dair büyük gelişmelere vesile olacağına olan umut ve inançla Demokratik Özerkliğin ilanının halkımıza, Türkiye halklarına, Ortadoğu ve dünya halklarına ve tüm ilerici insanlığa hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.


Özerklik yerini imhaya bırakmıştır


Mezopotamya’nın en eski halklarından olan Kürtlerin bugün inkâr ve imha politikaları sonucu soykırım tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu belirten Tuğluk, Türklerin Anadolu’ya ilk yöneldiklerinde aynı dine mensup Kürtleri dost bir halk olarak yanlarında bulduklarını vurgulayarak, 19. yüzyılda bozulan ilişkilerin 20. yüzyılda trajik bir hal aldığını söyledi. 1924 anayasasıyla Kürtlerin Türklük içinde eritildiği ulus devlete dayalı red ve imha politikaları meşruiyet aracı haline getirildiğni kaydeden Tuğluk, “En son 38 Dersim Katliamıyla, hakim olan Özerklik ilişkisi yerini Kürt halklarının inkar ve imhasına bırakmıştır” diye konuştu.


Kürtler tasfiye ediliyor


İnkar ve imha politikasının bugüne kadar acımasızca yürütüldüğünü, 20. yüzyıl başında kurulmuş Ortadoğu statükosu ve bu statükoyu kendi çıkarlarına uygun gören uluslararası güçlerden de destek aldığını vurgulayan Tuğluk, güncelde biçimsel değişiklikler olsa da özünde devam eden inkâr ve buna bağlı olarak geliştirilen tasfiye politikalarının devam ettiğini, eski statüko aşılıyor gibi gösterilmeye çalışılsa da yeni bir inkar statükosunun kurulmaya çalışıldığını kaydetti. Siyasi ve askeri operasyonların sürdürüldüğünü, genel seçimlerle açığa çıkan, Kürt halkının özgür iradesinin önünün kapatılmak istendiğini, Başta Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi ve tutuklu bulunan seçilmiş vekillerin serbest bırakılmamasının yeni statükonunun göstergesi olduğunu söyleyen Tuğluk, “Bırakalım Kürt sorununu çözmeyi yürüttükleri politikalarla Türkiye’de çürümeyi derinleştirdikleri gibi Kürt halkına da acılar yaşatmaktadırlar.  Kürt sorunu Kürtlerin halk olmaktan kaynaklı haklarını kullanamamaları, statü sahibi olamamaları her taleplerinin de baskı ve şiddetle red edilmesinden kaynaklıdır.”


Kürtler statüsüzlük istemiyor


Sorunun çözümünün Kürtlerin halk olarak tanınması, Türkiye halklarıyla birlikte eşitlik temelinde statüye kavuşmalarıyla olabileceğini kaydeden Tuğluk, şöyle konuştu: “Kürt halkı olarak inkâr ve imha politikası temelinde kurulan siyasi statüsüzlüğü reddederek özgürlük temelinde kendi toplumsal demokrasimizi de kurarak yeni bir statüye kavuşturmak istiyoruz. Kendimizi yönetme güç ve iradesine sahip olduğumuzu belirtiyoruz. Demokratik özerklik, sadece Kürt halkı için değil ,tüm Türkiye halklarının, inanç ve kültürlerin kendisini özgürce ifade edeceği ve kendi kendilerini yöneteceği bir çözüm modelidir.”


Sahiplenme çağrısı


“Demokratik Özerklik; bir devleti yıkmak yeni bir devlet kurmak değildir” diyen Tuğluk, “Uluslararası insan hakları belgelerinin tanımladığı haklar ışığında ortak vatan anlayışı temelinde toprak bütünlüğüne ve demokratik ulus perspektifi temelinde Türkiye halklarının ulusal bütünlüğüne bağlı kalarak, Kürt halkı olarak Demokratik Özerkliğimizi ilan ediyoruz. Demokratik Özerklik projesinin mimarı Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın Demokratik Özerklik temelinde Demokratik Türkiye’nin inşasına daha fazla katkı sunması için gerekli koşulların yaratılmasını istiyoruz” dedi.  Kürt coğrafyasında yaşayan herkesi kendini “Demokratik Özerk Kürdistanlı” olarak tanıtmaya ve ilana sahip çıkmaya davet eden Tuğluk, “Başta kardeş Türkiye halkları olmak üzere tüm Ortadoğu halkları ile tarihsel bağlarını yeniden eşitlik temelinde kurmaya davet ediyoruz” diye konuştu.


Meclis tanısın


TBMM’ye de Demokratik Anayasa metninde Demokratik Özerkliğin Kürt halkının statüsü olarak tanınması çağrısında bulunan Tuğluk, Uluslararası camiaya da Demokratik Özerkliği tanımaya davet etti. Bildiri, dakikalarca ayakta alkışlandı.

Hiç yorum yok: