Türk devletinin uyduruk uzmanlarına ve karşıtlık psikolojisi içinde kıvranan hastalıklı kişilere göre, Kürt mücadelesi geriliyor. PKK eski gücünde değil. Kitle bıkkın. Herkes herşeyi teslim etmeye hazır. Bu sorun çözülsün de nasıl çözülürse çözülsün diyen çok. Hatta dağdakiler inmek için bir habercik bekliyor.
İnanaçsızların, paralı uzmanların ve hastalıklı karşıtlık fikirlerine Türk pazarında yer arayan kişilerin bu yargıları gerçeğin kırıntısına bile denk düşmüyor. İnançsız kişi yaşlanıp yorgun düşünce sanıyor ki herkes kendisi gibi inançsız ve yorgun... Daha doğrusu insanlar kendi niyetlerini konuşturuyor.
Oysa niyetle ve umulan şeyle gerçeğin kendisi arasında dağlar kadar fark bulunuyor.
Bizler de görüyoruz, izliyoruz, konuşuyoruz.
Aklı başında Türk yazarları da gidip yerinde izliyor, gözlüyor ve izlenimlerini yazıyor.
Onlara göre de özgürlük isteyen Kürtler gittikçe kalabalıklaşıyor. Gençler çoğalıyor. Ruhta büyük kopuşlar yaşanıyor.
Düsseldorf'ta kutlanan Newroz'da gençlik köprülerden sel gibi akıyordu alana.
Gençlik temel ölçüdür. Bir mücadelenin gençleri çoğalıyorsa direniş mirası devredilmiş demektir. Diyarbakır, Cizre, Hakkari, Van, İstanbul böyledir. Avrupa da böyledir. Türk devletinin uyduruk yasalarla bu gençleri yönetebilme veya engelleme şansı yoktur.
İktidardakiler, çevresinde kendisine inanmış üç kişi bırakmamış uyduruk tiplerle televizyon ekranlarında Kürtçülük oyunu oynamayı sürdürsün. Kürdistan halkı her alandan dalga gibi geliyor.
İktidarlarlar tek koşulla yaşarlar: Kendi yasalarını halkın yasalarına uyarlamakla... Yoksa kısa veya uzun bir oyalanma süreci ardından dağılır giderler.
Kürt halkının direnişle oluşturduğu yasaları bellidir: Özgürlük, eşitlik ve adalet...
Bakışları bile kuşkulu inançsızların zihin bunaklığına ve Türk iktidarlarının kölelik mazeretlerine takılmadan daha çok direnmek ve mazeretsiz bir özgürlük istemek öncelikle Kürt gençlerinin görevidir.
Direnen Kürdistan halkının ve dostlarımızın Newrozu kutlu olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder