23 Ekim 2012 Salı

Öldükçe Çoğalan Adamlar

Kürt halkının özgürlüğü için düşmanla en acımasız hesaplaşmaların geçtiği yerdir zindanlar ve tarihin en sadık tanığı olacak. Çünkü tarihi yaratan kahramanlardır.

Özgürlük uğruna bedenini ölüme yatıran tutsak bedenler. Kürt halkını yaratan zindan direnişçileri değil miydi… Şimdi miras yine devam ediyor ve binlerce PKK’li zindanlarda yaktıkları ateşin düşmanı yakması için bedenlerini ölüme yatırıyor. Diyarbakır 5. Nolu Zindanında yükseltilen direniş bayrağını yere indirmek kolay değil. Amed zindanlarında Mazlumlar, Kemaller, Hayriler, Eşrefler direniş bayrağını gelecek nesillere devrederken bile borçlu olduklarını söylediler. Evet şimdi borç ödeme vaktidir. Dörtler ile başlayan bu direniş bu gün binlere döndü. O zamanlar üç maymunları oynayan kör ve sağır yürekler bugün binlerin direnişi karşısında istemeseler de görmek zorunda kalıyorlar. Kendine köşe yazarı, gazeteci ve aydınım diyenlerin özgür yarınlar ve çocukların mavi düşleri için direnenleri görmek istememeleri de vicdanların faşist zihniyetler tarafından ne kadar köreltildiğini gösteriyor. Ancak şunu da belirtmek gerekir Mazlumların yaktığı bir kibrit çöpü bu gün volkan olmuş sakladınız da ne oldu. Görmezden gelmeler sistem içindeki sorunları daha da ağırlaştırıyor ama Kürtlerin direniş ve kararlılığını daha da yükseltiyor.

 Kürt halkının özgürlüğü için düşmanla en acımasız hesaplaşmaların geçtiği yerdir zindanlar ve tarihin en sadık tanığı olacak. Çünkü tarihi yaratan kahramanlardır. Ölüm ve kalım zamanıdır, bir halkın var oluşudur. Ölüm aslında yok olmamaktır onlar için ve yaşamı anlamlı kılabilmek anlamlı yaşamın içinde ölümsüzleşmektir. Uzun yıllar geçse de öyle anlar vardır ki kimse bunu unutmaz, unutturulamaz. Bu düşman bile olsa işte o anlar an’a dönüştürdü tekrar kendini. Geçmişte Beyaz Türk faşizminin bütün zülüm ve işkencelerine karşı Amed zindanında nasıl ki büyük bir direniş gösterilerek bugünler yaratıldıysa işte yine ve yeniden bu tarih aynı direnişçi bendelerle yazılıyor. 12 Eylül’de beyaz Türkçü faşizmine bedenlerini ölüme yatıranlar bugün AKP’nin yeşil-Türkçü faşizmine karşı aynı direniş ruhuyla direnişe geçiyor. Tutsakların verdikleri mücadele, davalarına olan inançları ve umutları ile daha da güçlenerek büyüyor. 

Bu güç 14. Yılına giren İmralı direnişi ile davaya olan bağlılığı da kendisiyle birlikte güçlendiriyor. Dile kolay 14 yıl yalnız başına ölüm kuyusunda yaşamak ama dedik ya tutsak olan sadece bedenlerdir diye. Cezaevlerinin gerçekliğinin çok iyi anlaşılması gerekiyor. Cezaevlerinde verilen direniş tarihin en onurlu direnişidir ve bu her zaman böyle olmuştur. Faşist AKP bunu çok iyi bilmelidir eğer geçmişte bütün zülüm, işkence ve baskılara büyük bir direniş sergilenerek bu tarih bugüne kadar geldi. Temelleri sağlam olan bu direniş ruhu yeniden binlerle devam ediyor, edecektir de… 

Bedenlerini ölüme yatıran binler, kendileri için hiçbir hak talebinde bulunmuyor. Cezaevi koşullarının iyileştirilmesi, açık görüş, telefon hakkı, yemeklerin düzeltilmesi… belki tarihte ilk defa zindanlarda barış için, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, müzakerelere başlanması için 39. gününde bedenlerini ölüme yatırıyorlar. 


Kürt halkının 30 yılı aşkın büyük mücadelesi her yerde mücadele ile doruk noktasına gelmiştir.  Bugüne kadar faşist ve egemen güçlerin yaptığı bütün zülüm, işkence, baskı, imha ve inkar politikalarına dimdik ayakta durarak ve her yerde düşmanına meydan okumuştur. Bu kadar büyük bedellerin ardından bu mücadeleden de kimse Kürt halkının direngen evlatlarından geri bir dönüş beklemesin. Çünkü onlar bu serhildan ruhunu hiçbir çıkar düşünmeden Kürdistan’ın bütün topraklarına kanını akıtan “biz yaşamı uğrunda ölecek kadar çok seviyoruz” cümlesinin sahiplerinden almıştır. Günden güne eriyen bedenler gün gelecek düşmanı sağır eden bir çığlık olacak ve bu özgürlük çığlıdır…
Yazımızı Apê Musa’nın güzel bir dizesi ile bitirelim 

Cellat uyandı yatağından bir gece
Tanrım dedi bu ne zor bilmece
Öldükçe çoğalıyor adamlar
Ben tükenmekteyim öldürdükçe…


Jînda Roj

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com - www.lekolin.org - www.lekolin.net – www.lekolin.info

Hiç yorum yok: