KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, gerillanın ‘devrimci harekat
hamlesi’ adını verdiği geçen dört ayda son 30 yılın en büyük
operasyonları ve çatışmalarının yaşandığına dikkat çekti. Gerillanın
alan hakimiyetinin kışın da süreceğini, ancak biçim ve yöntem
değiştireceğini belirtti.
HPG gerillalarının 19 Haziran’da Oramar-Şitaza eylemiyle başlattığı, 23 Temmuz’da Şemdinli’de alan hâkimiyetiyle yeni bir aşamaya evirilen eylemsellik süreci dördüncü ayını doldurdu. ‘Devrimci Harekât’ adı verilen bu süreç Eylül ayı itibarıyla Ağrı, Bingöl, Dersim gibi Kuzey Kürdistan’ın tüm alanlarına yayıldı.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, dördüncü ayını geride bırakan ‘Devrimci Harekat Hamlesi’ni ve sonuçlarını Yeni Özgür Politika gazetesine değerlendirdi.
Gerillanın, zindanlardaki tutsakların ve Kürt halkının tek bir amaç etrafında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük noktasında birleştiğini ifade eden Kalkan, bu konuda tam bir kararlılık olduğunu söyledi. “Hiçbir saldırı, oyun, hile başta gerilla olmak üzere Kürt halkının başlattığı bu büyük özgürlük yürüyüşünü durduramıyor. Dört aylık gerilla hamlesiyle gelinen nokta, ulaşılan düzey işte bu” dedi.
‘YAŞANAN ORTA ÖLÇEKLİ BİR SAVAŞ DURUMU’
Duran Kalkan, “gerillanın demokratik özerklik çözümünü sağlamak üzere geliştirdiği bir hamle” olarak nitelendirdiği 4 aylık eylemsellik sürecini şöyle değerlendirdi:
“Bu büyük hamle içerisinde çok gelişme oldu. Şemzînan, Oramar, Çelê, Beytüşebap önemli ölçüde gerilla denetimi altına girdi. Büyük çarpışmalar yaşandı. 30 yılık Kürdistan savaşının en büyük operasyonları, çatışmaları, devrimci hamleleri bu dört aylık süre içerisinde oldu.
Yaşanan orta ölçekli bir savaş durumudur. Ortada gerçekten de bir ölüm-kalım direnişi var. Taraflar açısından son derece yıpratıcı, zorlayıcı bir savaş. Bunu iyi bilelim.”
‘ALAN HÂKİMİYETİ KIŞIN DA SÜRECEK, ANCAK YÖNTEM DEĞİŞTİRECEK’
Kalkan, kış koşullarında gerillanın alan hâkimiyetini nasıl sürdüreceği sorusunu da, “ kuşkusuz gerilla yürüttüğü savaşta coğrafyayı ve mevsim koşullarını dikkate alıyor. Kış boyunca mücadelenin süreceği tartışmasızdır. Elbette tarzda, taktikte, yönteminde değişiklikler olacak. Alan hâkimiyeti biçim, yöntem değiştirecektir. Bu kış her zamankinden daha fazla mücadelelere sahne olan bir kış olacak. Gerillanın buna hazırlıkları var” şeklinde yanıtladı.
‘PARALI ORDUNUN BEL KEMİĞİ KIRILDI’
Türk devletinin gerillaya karşı tekniğe dayanan bir savaş yürüttüğünün altını çizen Kalkan, ancak ne paralı orduyla ne tekniyle sonuç alamadığını söyledi.
“Teknik ve para zafere ulaştırmıyor” diyen Kalkan’ın açıklamaları şöyle:
“Türk ordusu savaşamaz duruma geldi, büyük zayiat verdi. AKP’nin örgütlemeye çalıştığı paralı ordunun da belkemiği kırıldı. Kısaca ordu, birçok alanda denetimini kaybetmiş, kendini savunmaya almış, doğru dürüst operasyon yapamaz bir konuma gelmiş bulunuyor. Diğer yandan ölü ve yaralıları çoktur. Bu bakımdan devlet ve hükümet siyaseten de ciddi bir biçimde sıkışmayı, zorlanmayı yaşıyor.
Tecrübesi de olmayan, son derece menfaatçi daha çok mevki düşkünü, çıkarcı, para için bu işi yapan bir topluluk kalmış durumda. AKP'nin ordusu bunu ifade ediyor. Bu ordu doğru dürüst çatışmaya da giremiyor. Birçok general ve subay görev de kabul etmedi. Bu zayıflık, teknikle doldurulmaya çalışılıyor. AKP Hükümeti Türkiye'nin bütün imkânlarını savaşa seferber ediyor. Maliyesinin hepsi aslında savaşa aktarılmış durumda. Dikkat edilirse zamlar peş peşe geliyor.
AKP Hükümeti en ileri tekniğe ulaşarak bu insan zayıflığını aşabileceğini sanıyor. Son dönemdeki savaşta bu tür silahların hepsi de kullanılıyor. Buna rağmen başarılı olunamadı. Teknik ve para zafere ulaştırmıyor.”
‘AKP’Yİ ABD KIŞKIRTIYOR’
AKP’yi daha çok savaşa teşvik eden, modern savaş tekniği almaya teşvik eden bazı çevrelerin olduğunu, bunun başında da ABD’nin geldiğini ifade eden Kalkan, ABD Büyükelçisi Ricciardione’nin PKK’ye karşı ‘Bin Ladin Modeli’ yönündeki sözlerini de değerlendirdi.
Bu tür girişimlerin beyhude çabalar olduğunu belirterek “birkaç kişiyle yürümüyor bu mücadele. Bir halk direniyor. Önderlik düzeyine de böyle yaklaştılar ama sonuçlar ortadadır. PKK, bambaşka bir örgüt, bambaşka bir hareket. Kürt halkının gücüyle, imkanlarıyla bilinç ve örgütlülüğüyle gerçekleşen, direnen, mücadele eden bir hareket. Halkın ta kendisi. Bu bakımdan da PKK’lileri söylenenler gibi sıkıştırmak, kıstırmak, alt etmek de öyle kolay değildir” şeklinde konuştu.
Kalkan, “gerilla tezkerenin Meclis’ten geçmesini nasıl okuyor” sorusuna da yanıt verdi.
“Bu altıncı tezkere oluyor. Geçen beş yıldaki sonuç bu önümüzdeki altıncı yılın da nasıl geçeceğini bize gösteriyor. Değişik bir durum kesinlikle söz konusu olmayacaktır. Hükümet ve ordu zayıfladı, gerilla ise daha çok güçlendi” diyen Kalkan yeni olanın Suriye’ye dönük ikinci tezkere olduğuna dikkat çekti.
‘SURİYE KÜRTLERİNİ TEHDİT SAVAŞI BÜTÜN ALANLARA YAYAR’
Bu tezkerenin, Batı Kürdistan'ı işgal etmeyi, insansızlaştırarak bir askeri alan haline getirmeyi hedeflediğini kaydeden Kalkan şu uyarılarda bulundu:
“Suriye'de savaş olur mu olmaz mı, Türkiye girer mi girmez mi, onun için bir şey demeyeceğiz, ama eğer Türk ordusu Suriye Kürtlerini tehdit ederse, onlara saldırmaya kalkarsa, Batı Kürdistan'ı tampon bölge yapmak gibi bir amaç doğrultusunda işgal etmeye, insansızlaştırmaya yönelirse buna karşı dört parçada ve yurtdışındaki Kürt halkı ölümüne direnecektir. Kürdistan özgürlük gerillası bu direnişe öncülük edecektir. Bunu herkes bilmelidir. Türk-Kürt savaşı bütün cephelere, bütün alanlara yayılacak, daha çok derinleşecektir. Herkes bunu bilmeli, bu gerçeği görmeli, dikkate almalıdır.”
ANF
HPG gerillalarının 19 Haziran’da Oramar-Şitaza eylemiyle başlattığı, 23 Temmuz’da Şemdinli’de alan hâkimiyetiyle yeni bir aşamaya evirilen eylemsellik süreci dördüncü ayını doldurdu. ‘Devrimci Harekât’ adı verilen bu süreç Eylül ayı itibarıyla Ağrı, Bingöl, Dersim gibi Kuzey Kürdistan’ın tüm alanlarına yayıldı.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, dördüncü ayını geride bırakan ‘Devrimci Harekat Hamlesi’ni ve sonuçlarını Yeni Özgür Politika gazetesine değerlendirdi.
Gerillanın, zindanlardaki tutsakların ve Kürt halkının tek bir amaç etrafında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük noktasında birleştiğini ifade eden Kalkan, bu konuda tam bir kararlılık olduğunu söyledi. “Hiçbir saldırı, oyun, hile başta gerilla olmak üzere Kürt halkının başlattığı bu büyük özgürlük yürüyüşünü durduramıyor. Dört aylık gerilla hamlesiyle gelinen nokta, ulaşılan düzey işte bu” dedi.
‘YAŞANAN ORTA ÖLÇEKLİ BİR SAVAŞ DURUMU’
Duran Kalkan, “gerillanın demokratik özerklik çözümünü sağlamak üzere geliştirdiği bir hamle” olarak nitelendirdiği 4 aylık eylemsellik sürecini şöyle değerlendirdi:
“Bu büyük hamle içerisinde çok gelişme oldu. Şemzînan, Oramar, Çelê, Beytüşebap önemli ölçüde gerilla denetimi altına girdi. Büyük çarpışmalar yaşandı. 30 yılık Kürdistan savaşının en büyük operasyonları, çatışmaları, devrimci hamleleri bu dört aylık süre içerisinde oldu.
Yaşanan orta ölçekli bir savaş durumudur. Ortada gerçekten de bir ölüm-kalım direnişi var. Taraflar açısından son derece yıpratıcı, zorlayıcı bir savaş. Bunu iyi bilelim.”
‘ALAN HÂKİMİYETİ KIŞIN DA SÜRECEK, ANCAK YÖNTEM DEĞİŞTİRECEK’
Kalkan, kış koşullarında gerillanın alan hâkimiyetini nasıl sürdüreceği sorusunu da, “ kuşkusuz gerilla yürüttüğü savaşta coğrafyayı ve mevsim koşullarını dikkate alıyor. Kış boyunca mücadelenin süreceği tartışmasızdır. Elbette tarzda, taktikte, yönteminde değişiklikler olacak. Alan hâkimiyeti biçim, yöntem değiştirecektir. Bu kış her zamankinden daha fazla mücadelelere sahne olan bir kış olacak. Gerillanın buna hazırlıkları var” şeklinde yanıtladı.
‘PARALI ORDUNUN BEL KEMİĞİ KIRILDI’
Türk devletinin gerillaya karşı tekniğe dayanan bir savaş yürüttüğünün altını çizen Kalkan, ancak ne paralı orduyla ne tekniyle sonuç alamadığını söyledi.
“Teknik ve para zafere ulaştırmıyor” diyen Kalkan’ın açıklamaları şöyle:
“Türk ordusu savaşamaz duruma geldi, büyük zayiat verdi. AKP’nin örgütlemeye çalıştığı paralı ordunun da belkemiği kırıldı. Kısaca ordu, birçok alanda denetimini kaybetmiş, kendini savunmaya almış, doğru dürüst operasyon yapamaz bir konuma gelmiş bulunuyor. Diğer yandan ölü ve yaralıları çoktur. Bu bakımdan devlet ve hükümet siyaseten de ciddi bir biçimde sıkışmayı, zorlanmayı yaşıyor.
Tecrübesi de olmayan, son derece menfaatçi daha çok mevki düşkünü, çıkarcı, para için bu işi yapan bir topluluk kalmış durumda. AKP'nin ordusu bunu ifade ediyor. Bu ordu doğru dürüst çatışmaya da giremiyor. Birçok general ve subay görev de kabul etmedi. Bu zayıflık, teknikle doldurulmaya çalışılıyor. AKP Hükümeti Türkiye'nin bütün imkânlarını savaşa seferber ediyor. Maliyesinin hepsi aslında savaşa aktarılmış durumda. Dikkat edilirse zamlar peş peşe geliyor.
AKP Hükümeti en ileri tekniğe ulaşarak bu insan zayıflığını aşabileceğini sanıyor. Son dönemdeki savaşta bu tür silahların hepsi de kullanılıyor. Buna rağmen başarılı olunamadı. Teknik ve para zafere ulaştırmıyor.”
‘AKP’Yİ ABD KIŞKIRTIYOR’
AKP’yi daha çok savaşa teşvik eden, modern savaş tekniği almaya teşvik eden bazı çevrelerin olduğunu, bunun başında da ABD’nin geldiğini ifade eden Kalkan, ABD Büyükelçisi Ricciardione’nin PKK’ye karşı ‘Bin Ladin Modeli’ yönündeki sözlerini de değerlendirdi.
Bu tür girişimlerin beyhude çabalar olduğunu belirterek “birkaç kişiyle yürümüyor bu mücadele. Bir halk direniyor. Önderlik düzeyine de böyle yaklaştılar ama sonuçlar ortadadır. PKK, bambaşka bir örgüt, bambaşka bir hareket. Kürt halkının gücüyle, imkanlarıyla bilinç ve örgütlülüğüyle gerçekleşen, direnen, mücadele eden bir hareket. Halkın ta kendisi. Bu bakımdan da PKK’lileri söylenenler gibi sıkıştırmak, kıstırmak, alt etmek de öyle kolay değildir” şeklinde konuştu.
Kalkan, “gerilla tezkerenin Meclis’ten geçmesini nasıl okuyor” sorusuna da yanıt verdi.
“Bu altıncı tezkere oluyor. Geçen beş yıldaki sonuç bu önümüzdeki altıncı yılın da nasıl geçeceğini bize gösteriyor. Değişik bir durum kesinlikle söz konusu olmayacaktır. Hükümet ve ordu zayıfladı, gerilla ise daha çok güçlendi” diyen Kalkan yeni olanın Suriye’ye dönük ikinci tezkere olduğuna dikkat çekti.
‘SURİYE KÜRTLERİNİ TEHDİT SAVAŞI BÜTÜN ALANLARA YAYAR’
Bu tezkerenin, Batı Kürdistan'ı işgal etmeyi, insansızlaştırarak bir askeri alan haline getirmeyi hedeflediğini kaydeden Kalkan şu uyarılarda bulundu:
“Suriye'de savaş olur mu olmaz mı, Türkiye girer mi girmez mi, onun için bir şey demeyeceğiz, ama eğer Türk ordusu Suriye Kürtlerini tehdit ederse, onlara saldırmaya kalkarsa, Batı Kürdistan'ı tampon bölge yapmak gibi bir amaç doğrultusunda işgal etmeye, insansızlaştırmaya yönelirse buna karşı dört parçada ve yurtdışındaki Kürt halkı ölümüne direnecektir. Kürdistan özgürlük gerillası bu direnişe öncülük edecektir. Bunu herkes bilmelidir. Türk-Kürt savaşı bütün cephelere, bütün alanlara yayılacak, daha çok derinleşecektir. Herkes bunu bilmeli, bu gerçeği görmeli, dikkate almalıdır.”
ANF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder