Türk ordusunda görevli bir asker, hem tanık
olduğu vahşet ile cinnet halini hem de ordunun vurucu gücünü oluşturan
profesyonellerin kaçışını anlattı.
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde 22 Ekim 2011 tarihinde Kazan Vadisi'nde (Geliyê Tiyarê) çıkan çatışma sonrasında bölgeye giden ilk grubun içinde bulunan rütbeli bir asker, gerillaların yanı sıra 29 askerin de uçaklarca öldürüldüğünü söyledi. Asker, kayıplarının gizlendiğini, yaralı esir düşen gerillaların katledildiğini ve cenazelere bile vahşet uygulandığını belirtti.
Çukurca'nın Kazan Vadisi'nde (Geliyê Tiyarê) 22 Ekim 2011 tarihinde kimyasal silahların da kullanıldığı bombardıman sonrasında bölgeye ilk giden askeri grubun içinde bulunan ve ismini vermek istemeyen bir Türk ordu mensubu, bir yıl sonra orada yaşananları ve tanık olduklarını "vicdan azabı" çektiği için DİHA'ya anlattı. 36 HPG'li ile birlikte 61 kişinin yaşamını yitirdiğini dile getiren asker, bölgede kullanılan kazan bombaları ile birlikte kimyasal silahların da kullanıldığını doğruladı.
Devletin her canlıya ateş açtığını dile getiren askeri yetkili, "Kazan Vadisi'nde ilk olarak 32 HPG'li öldürüldü. Bu arada yapılan hava saldırısında 29 asker öldürüldü, 57 asker de yaralandı. Orada PKK'li öldürelim diye herkese ateş açıldı. Daha sonra, kobralarla yapılan atışlarda 4 PKK'li daha öldürüldü. Oraya ilk gidenlerden biri de benim. Orada gördüğümüz manzara korkunçtu. İnsan parçaları ortadaydı. Kim asker kim PKK'li belli değildi. Yaralanan 57 askerin hiç birisi kendinde değildi. Kulakları duymuyordu. Bunlar basına yansıtılmadı" dedi.
İki gün süren ve ağırlıklı olarak savaş uçakları ve Kobra tipi helikopterlerle yapılan saldırılar sonucunda 36 HPG'linin yaşamını yitirdiği, birçok cenazenin paramparça edildiği basına ve sivil toplum örgütlerinin raporlarına yansımıştı. Olayın ardından, Türk Genelkurmayı'nın resmi internet sitesinde, 'İnsansız Hava Araçları'nın tespit ettiği hedeflerin savaş uçakları ile vurulduğu ve olayda 49 HPG'linin yaşamını yitirdiği' açıklanmıştı. Ancak daha sonra bölgeye giden sivil toplum örgütleri ve yurttaşlar ile günler sonra netleşen haberlerin ardında bölgedeki çatışmalarda toplam 36 HPG'linin yaşamını yitirdiği ortaya çıkmıştı.
Kayıplar gizleniyor
Rütbeli asker, "vicdanı sızladığı" için konuşmaya karar verdiğini dile getirerek, Kazan Vadisi dışında da bazı bilgiler verdi. Yetkililerin her çatışma sonrası ölümleri sakladığını belirten rütbeli asker, "Bir çatışma sonrası asker ölümleri ne kadar az gösterilirse, yaşamını yitirenler o kadar çoktur. 25-30 kişi öldüğünde 2-3 kişi öldü diyorlar. Bazen morgda 5-10 ceset üst üste konuluyor. Daha sonra bu cenazeler dağıtılıyor. Diğer bölgelere dağıtılıp memleketlerine yollanıyor" diye konuştu.
Paralı askerler kaçıyor
Yaşanan çatışmalarda birçok rütbelinin psikolojisinin bozulduğunu belirten askeri yetkili, Aralık ayı ile birlikte birçok uzman erbaşın istifa edeceğini iddia etti: "Uzmanların psikolojileri bozulmuş ve kimse savaşmak istemiyor. Hakkari Dağ ve Komando Tugayı'nda bulunan 1-2-3-4-5. Dağ Komando taburlarında Aralık ayı ile birlikte her bölükten en az 16 ile 20 arası istifa edip gidecek uzman erbaş var. Sözleşme dönemleri bitince birçoğu istifa edecek. Bu sonuç geçtiğimiz günlerde bizzat Tugay Komutanı tarafından yapılan bir testle ortaya çıktı. Zaten şu ana kadar 5 uzman firar durumunda. Sözleşme zamanını beklemeden çekip gidenler firar durumuna düşüyor. 5 uzman kişi çekip gitti. Her taburda 20 kişiden oluşan 5 tim olması gerekirken şu anda tim sayısı 3'e düşmüş. Bu sayı Aralık ayındaki istifalarla 2'ye düşecek. Artık kimse uzman erbaşlığa başvurmuyor. Ülke genelinde önceleri yıllık bazda başvuru sayısı 2 binlerde iken, şimdi yıllık 300'e kadar düşmüş."
Borçları için kalanlar
Birçok uzman çavuşun da bugün bile gitmek istediğini; ancak aldıkları kredi borçları nedeniyle gidemediğini belirten askeri yetkili, "Bugün gidemeyenler özellikle kredi kartı borçlarını düşündüklerinden ve başka çareleri olmadığından kalmak zorunda. Şimdi bu borçları ödeyebilmek için burada gün sayıyorlar. Bu borçlarını ödedikleri gün gidecekler" dedi.
Artık dayanamıyoruz
Genel olarak asker psikolojinin bozuk olduğunu tekrarlayan Türk ordu mensubu, şöyle devam etti: "Operasyonlar o kadar çok ki, dayanamıyoruz. Hafta sonu yok. Arazide 3 ay kalınıyor. Planlanan izinler iptal oluyor. Çok önemli bir durum yoksa kesinlikle kimseyi yollamıyorlar. Arazide asker birbirini vuruyor. Buna benzer çok sayıda vaka var. Gece karanlığında pusuda ya da çatışmada kimin kim olduğu belli olmayan bir ortamda birçok asker, korkudan ve panikten kendi arkadaşını vuruyor. Bunlar basına hiç yansımıyor bile.
Hakkari'yi yok edelim
Hakkari halkının tamamını yoketmek isteyenler var. 'Bizlere izin verseler de kentin altından girip üstünden çıkıncaya kadar bebeği, yaşlıyı, imamı kadını hepsini öldürsek' diye bekleyen ve arzu eden bir grup var aramızda. 'Bize yetki verseler de tanklarla kente girip hepsini yok etsek' diyenler var."
Sağ yakalanan öldürülüyor
Dönem dönem basın tarafından servis edilen, "Teslim olan PKK'liye asker merhameti" şeklindeki haberleri de yalanlayan askeri yetkili, çatışmalarda yaralanan ya da yaşamını yitiren HPG'lilere kötü muamele yapıldığını belirterek, "Ölüye kötü muamele yapılmamalı. Ölü insana defalarca kurşun sıkılıyor. Yaralı olarak ele geçenler sırf PKK'lidir diye öldürülüyor. En son Geçimli Karakolu'nda yanılmıyorsam Zozan adlı PKK'liydi sağ yakalandıktan sonra öldürüldü" dedi.
Rütbeli askerin anlattığı olay, İHD'nin hazırladığı bir raporda geçen "kadın HPG'linin infaz edildiği" bilgileri ile örtüşüyor. İnsan Hakları Derneği (İHD), 14 HPG'linin hayatını kaybettiği ve bazı sivillerin hafif yaralandığı 4 Ağustos'taki Geçimli çatışmasına ilişkin raporunda en az 3 HPG'linin yaralı halde yakalandığını ve infaz edildiğini açıklamıştı.
HAMZA GÜNDÜZ / DİHA/HAKKARİ
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde 22 Ekim 2011 tarihinde Kazan Vadisi'nde (Geliyê Tiyarê) çıkan çatışma sonrasında bölgeye giden ilk grubun içinde bulunan rütbeli bir asker, gerillaların yanı sıra 29 askerin de uçaklarca öldürüldüğünü söyledi. Asker, kayıplarının gizlendiğini, yaralı esir düşen gerillaların katledildiğini ve cenazelere bile vahşet uygulandığını belirtti.
Çukurca'nın Kazan Vadisi'nde (Geliyê Tiyarê) 22 Ekim 2011 tarihinde kimyasal silahların da kullanıldığı bombardıman sonrasında bölgeye ilk giden askeri grubun içinde bulunan ve ismini vermek istemeyen bir Türk ordu mensubu, bir yıl sonra orada yaşananları ve tanık olduklarını "vicdan azabı" çektiği için DİHA'ya anlattı. 36 HPG'li ile birlikte 61 kişinin yaşamını yitirdiğini dile getiren asker, bölgede kullanılan kazan bombaları ile birlikte kimyasal silahların da kullanıldığını doğruladı.
Devletin her canlıya ateş açtığını dile getiren askeri yetkili, "Kazan Vadisi'nde ilk olarak 32 HPG'li öldürüldü. Bu arada yapılan hava saldırısında 29 asker öldürüldü, 57 asker de yaralandı. Orada PKK'li öldürelim diye herkese ateş açıldı. Daha sonra, kobralarla yapılan atışlarda 4 PKK'li daha öldürüldü. Oraya ilk gidenlerden biri de benim. Orada gördüğümüz manzara korkunçtu. İnsan parçaları ortadaydı. Kim asker kim PKK'li belli değildi. Yaralanan 57 askerin hiç birisi kendinde değildi. Kulakları duymuyordu. Bunlar basına yansıtılmadı" dedi.
İki gün süren ve ağırlıklı olarak savaş uçakları ve Kobra tipi helikopterlerle yapılan saldırılar sonucunda 36 HPG'linin yaşamını yitirdiği, birçok cenazenin paramparça edildiği basına ve sivil toplum örgütlerinin raporlarına yansımıştı. Olayın ardından, Türk Genelkurmayı'nın resmi internet sitesinde, 'İnsansız Hava Araçları'nın tespit ettiği hedeflerin savaş uçakları ile vurulduğu ve olayda 49 HPG'linin yaşamını yitirdiği' açıklanmıştı. Ancak daha sonra bölgeye giden sivil toplum örgütleri ve yurttaşlar ile günler sonra netleşen haberlerin ardında bölgedeki çatışmalarda toplam 36 HPG'linin yaşamını yitirdiği ortaya çıkmıştı.
Kayıplar gizleniyor
Rütbeli asker, "vicdanı sızladığı" için konuşmaya karar verdiğini dile getirerek, Kazan Vadisi dışında da bazı bilgiler verdi. Yetkililerin her çatışma sonrası ölümleri sakladığını belirten rütbeli asker, "Bir çatışma sonrası asker ölümleri ne kadar az gösterilirse, yaşamını yitirenler o kadar çoktur. 25-30 kişi öldüğünde 2-3 kişi öldü diyorlar. Bazen morgda 5-10 ceset üst üste konuluyor. Daha sonra bu cenazeler dağıtılıyor. Diğer bölgelere dağıtılıp memleketlerine yollanıyor" diye konuştu.
Paralı askerler kaçıyor
Yaşanan çatışmalarda birçok rütbelinin psikolojisinin bozulduğunu belirten askeri yetkili, Aralık ayı ile birlikte birçok uzman erbaşın istifa edeceğini iddia etti: "Uzmanların psikolojileri bozulmuş ve kimse savaşmak istemiyor. Hakkari Dağ ve Komando Tugayı'nda bulunan 1-2-3-4-5. Dağ Komando taburlarında Aralık ayı ile birlikte her bölükten en az 16 ile 20 arası istifa edip gidecek uzman erbaş var. Sözleşme dönemleri bitince birçoğu istifa edecek. Bu sonuç geçtiğimiz günlerde bizzat Tugay Komutanı tarafından yapılan bir testle ortaya çıktı. Zaten şu ana kadar 5 uzman firar durumunda. Sözleşme zamanını beklemeden çekip gidenler firar durumuna düşüyor. 5 uzman kişi çekip gitti. Her taburda 20 kişiden oluşan 5 tim olması gerekirken şu anda tim sayısı 3'e düşmüş. Bu sayı Aralık ayındaki istifalarla 2'ye düşecek. Artık kimse uzman erbaşlığa başvurmuyor. Ülke genelinde önceleri yıllık bazda başvuru sayısı 2 binlerde iken, şimdi yıllık 300'e kadar düşmüş."
Borçları için kalanlar
Birçok uzman çavuşun da bugün bile gitmek istediğini; ancak aldıkları kredi borçları nedeniyle gidemediğini belirten askeri yetkili, "Bugün gidemeyenler özellikle kredi kartı borçlarını düşündüklerinden ve başka çareleri olmadığından kalmak zorunda. Şimdi bu borçları ödeyebilmek için burada gün sayıyorlar. Bu borçlarını ödedikleri gün gidecekler" dedi.
Artık dayanamıyoruz
Genel olarak asker psikolojinin bozuk olduğunu tekrarlayan Türk ordu mensubu, şöyle devam etti: "Operasyonlar o kadar çok ki, dayanamıyoruz. Hafta sonu yok. Arazide 3 ay kalınıyor. Planlanan izinler iptal oluyor. Çok önemli bir durum yoksa kesinlikle kimseyi yollamıyorlar. Arazide asker birbirini vuruyor. Buna benzer çok sayıda vaka var. Gece karanlığında pusuda ya da çatışmada kimin kim olduğu belli olmayan bir ortamda birçok asker, korkudan ve panikten kendi arkadaşını vuruyor. Bunlar basına hiç yansımıyor bile.
Hakkari'yi yok edelim
Hakkari halkının tamamını yoketmek isteyenler var. 'Bizlere izin verseler de kentin altından girip üstünden çıkıncaya kadar bebeği, yaşlıyı, imamı kadını hepsini öldürsek' diye bekleyen ve arzu eden bir grup var aramızda. 'Bize yetki verseler de tanklarla kente girip hepsini yok etsek' diyenler var."
Sağ yakalanan öldürülüyor
Dönem dönem basın tarafından servis edilen, "Teslim olan PKK'liye asker merhameti" şeklindeki haberleri de yalanlayan askeri yetkili, çatışmalarda yaralanan ya da yaşamını yitiren HPG'lilere kötü muamele yapıldığını belirterek, "Ölüye kötü muamele yapılmamalı. Ölü insana defalarca kurşun sıkılıyor. Yaralı olarak ele geçenler sırf PKK'lidir diye öldürülüyor. En son Geçimli Karakolu'nda yanılmıyorsam Zozan adlı PKK'liydi sağ yakalandıktan sonra öldürüldü" dedi.
Rütbeli askerin anlattığı olay, İHD'nin hazırladığı bir raporda geçen "kadın HPG'linin infaz edildiği" bilgileri ile örtüşüyor. İnsan Hakları Derneği (İHD), 14 HPG'linin hayatını kaybettiği ve bazı sivillerin hafif yaralandığı 4 Ağustos'taki Geçimli çatışmasına ilişkin raporunda en az 3 HPG'linin yaralı halde yakalandığını ve infaz edildiğini açıklamıştı.
HAMZA GÜNDÜZ / DİHA/HAKKARİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder