Kürt kardeşim..
Kürdün heybesine hep mevsim gözetmeksizin üşümek düşer..
Bazen
Malatya’da bir morgda 23 beden bir yanık ayakla, bazen bir dağ başında
parçalanmış yavru ceylanla.. Bazen Halepçe’de elma kokusuyla, bazen
Wan’da 33 kurşunla.. Üşür buz tutar bedeni,toprağa düşen her canla
bütünleşmek istercesine..
Dedim ya mevsim fark etmez.. İster bahar, ister yaz, ister kış olsun..
Yine uyanmaktan korktuğumuz hergün gibi, kapkara bir güne uyandık.
Tarih tekerrürden ibaret diye bir söz vardır ya hani.. Bir kez daha
kanıksadık gerçekliğini.. Kürde uzun yıllar boyunca reva görülen ölüm,
katliam bir kez daha gün yüzüne çıktı..
İliklerimize kadar üşüdük yine..
Ve ben şuan akşamın ölüm kokan bir saatinde bir batı şehrinin hala toprak yollu kenar bir mahallesinden yazıyorum sana.
Sana söylüyorum Kürt kardeşim, evet sana!
Belki şuan kendi öz vatanında, kanın, gözyaşının tam ortasında
yaşayan sana. Belki ben gibi batıda bir kentin ücra bir mahallesinde
yaşayan sana.. Yada şuan kalabalıklığı yalnızlığa evrilen büyük bir
şehrin göbeğinde yaşayan sana.. Kardeşlerinin yaşadığı zulme vakıfsın
sende en az ben kadar. Onların yakınında yaşasan da yaşamasan da,
yaşadıkları her kırımda seninde benim gibi canından can gittiğine
eminim. O yüzden daha fazla anlatmayacağım bu sefer acıyı, sızıyı,
sancıyı.. Şuan şu dakika her neredeysen dur ve düşün istiyorum.
Kardeşlerin ölüyorken, kardeşlerin katlediliyorken, kardeşlerin
gözaltına alınıyorken sen nerdesin ve ne yapıyorsun?
Dur ve düşün! Onlar
sırf senin kardeşin oldukları için yok ediliyorken, senin kardeşlerin
oldukları için özgürlüklerinden koparılıyorken sen şuan şu dakika bunu
düşünmekten başka ne yapıyorsun. Biliyorum üzülüyorsun, biliyorum
kanıyor yüreğinin en ücra köşesi, ama ahlanıp vahlanmaktan başka, ateşe
atılan kardeşlerin kurtulsun artık diye ne yapıyorsun? Dur ve düşün!
Daha doğrusunu yazmak gerekirse ne yapıyoruz. Durup, düşünelim..
Düşün! sen ya da senin iraden bir batı şehrinde yanlışlıkla tek bir
sivile zarar vermiş olsaydı, ya da var olan özgürlük mücadelen içinde
senin canın, kanın kardeşin gerilla yerine bir asker ölmüş olsaydı eğer;
sen, eşin, kardeşin, annen evinde işyerinde büyük bir hakarete ve hatta
linçe maruz kalmayacak mıydı? Düşün! sen 35 kardeşini daha yeni
katırlar üstünde ölüme uğurlarken senin acını sözde sana kardeş diyenler
ne kadar paylaştı? Düşün! en son ne zaman kendi dilinde düşündüğünü,
düşün! en son ne zaman kendi dilinde rüyalar gördüğünü, kendi bedenine
hapsolmuş kimliğini düşün!… Düşün, eşin, dostun, arkadaşlarına, iş
yerindeki patronuna, okuldaki hocana, komşuna, sevdiğine yıllarca yalan
söylediğini, kendi içinde hapsettiğin Kürtlüğünü düşün! Doğru yaa, sen
düşünemezsin de, düşünmek bile yasak sana. Eriyor kendi içine
hapsettiğin Kürtlüğün, sen bunlara sessiz kalırken, kardeşlerin ölüyor
ve sen eriyorsun git gide, geriye toprak olacak bedenin kalıyor!
Bir mezar taşından geriye bırakacak bir şeyin yok evlatlarına, ülkesiz,dilsiz kalıyor evlatların sen sessiz kalırken….
Silkelen ve uyan artık.. Dizginlerinden kurtul. Acıyı hissetmekten
bir adım öteye git.. Hissini direncine iliştir. Yık esaret zincirlerini.
Çocuklarına kadar politize olmuş bir halk, davasından vazgeçmez bunu
anla, bunu anlat, bunu göster! Çoluğunu çocuğunu içeri atarak,
katlederek, dünden daha faşist bir tutumla saldırarak, ölümle bu kadar
iç içe olmuş bir halk susturulamaz! Artık bunu en net şekliyle gösterme
zamanı. Kalk ve dimdik dur halkının asil gücüyle. Gün zulme karşı birlik
günüdür. Gün katledilen onca canın hesabını sorma günüdür. Unutma
sessiz kaldığın her gün, bu zulme ortak olansın. Ve en çokta
kardeşlerinin vebali üstünedir senin. Silkelen ve uyan artık.
Gülistan Gulê Depê
A-Med News Agency
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder