PKK ve gerilla güçlerine karşı başarısız olan Türk devleti bir kez
daha sivil Kürtleri katletti. Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Ortasu
(Roboski) Köyü’nde Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 35 Kürt
katledilirken, son 20 yılda ise ‘sınır ötesi operasyon’ adı altında
sadece kayıtlara düşen ve aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu
katledilen sivil Kürtlerin sayısı 141’i’ buldu.
Daha bir kaç ay once Türk Başbakan Tayyip Erdoğan, tüm medya
kanallarına çıkarak ‘Sabrımız tükendi. Ya bitecek ya bitecek’ diyerek
nasıl bir kirli savaş yürüteceklerini vurguluyordu.
Erdoğan’ın ardından
Fethullah Gülen’in Kürtlere karşı katliam talimatları yağdırdığı
konuşması yansıyordu. Erdoğan ve Gülen’in açıklamalarının üzerinden çok
geçmedi ki 17 Ağustos’ta TSK’nin yapmış olduğu sınır ötesi harekatta
Ranya bölgesinde içinde sivil bir araç bombalandı. Bombalama sırasında
aralarında Solin bebeğin de olduğu aynı aileden 7 kişinin bedenleri
paramparça ediliyordu. Ardından gerillalara karşı kimyasal gazlar ve
napalm ile katliam yapıldı.
Son olarak ise Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Ortasu (Roboski)
Köyü’nde Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 35 Kürt katledildi.
Türk devletinin bu katliamı hem Kürtler’de hem uluslararası arena da
büyük tepki topladı topluyor. Ancak ‘sınır ötesi operasyon’ adı altında
sivil Kürtlere yönelik bu katliam ilk değil. Keza son 20 yılda ‘sınır
ötesi operasyon’ adı altında sadece kayıtlara düşen bilgilere göre
aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 141 sivil Kürt katledildi
onlarca kişi yaralandı.
Türk devletinin 4 parçaya bölünen Kürt coğrafyasında son 20 yılda sivillere yönelik katliamlar;
1991
Türk devleti 1991 yılında sınır ötesi operasyonlarını başlattı. Türk
devletinin 5-11 Temmuz 1991 tarihinde Zaho’ya bağlı Sivi, Miraz,
Sipinler, Basi, Bindar, Bizo ve Biyaz köylerine yönelik hava
saldırısında köyler harabeye dönerken, 5 köylü ise yaşamını yitirdi.
-11 Ekim 1991′de yine Zaxo’ya bağlı köylere yoğun bombardıman
yapıldı. Yapılan bombardımında 9 köylü yaşamını yitirdi, 5 köylü ise
yaralandı. Yeni Ülke Gazetesi’nin “Güney Kürdistan’da 5 köy bombalandı”
manşeti ile verdiği haberde, operasyonda fosfor kimsayal gaz
kullanıldığı kaydedildi.
-25 Ekim 1991′de ise Zaxo kenti kırsal alanı bir kez daha bombalandı. Saldırılarda 12 köylü katledildi. Saldırıların hedefi olan köylülerin daha çok Saddam’ın zulmünden kaçarak Zap bölgesi kırsal alanında çadırlarda yaşayan köylüler olması dikkat çekti.
-Türkiye’nin 1991′deki saldırıları yıl boyu sürdü. 3-5 Kasım 1991
tarihlerinde yeni bir saldırı düzenlendi. Çukurca ile Haftanin bölgesine
yapılan saldırıda 12 köylü katledildi, onlarca köylü ise yaralandı.
Yaralananların büyük kısmının kadın ve çocuklardan oluşuyordu. Yaralılar
ile hastanede görüşen gazeteciler, vücutlarında yanıkların bulunduğunu
yazarken, bu durum Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı yönündeki
iddiaları güçlendirmişti.
1994
Nisan 1994′te Türk ordusu’nun Zaho kırsalına yönelik bombardımanı
sonucu 3′ü çocuk 4 kişi yaşamını yitirdi. Bombalamalardan peşmergeler de
nasibini aldı ve 20 peşmerge Türk devledi tarafından katledildi.
1996
Türk devleti tarafından Temmuz 1996′da bombalanan Haftanin, Sinat,
Zap ve Kumri bölgelerinde yine sivil yerleşimler hedef alındı ve çok
sayıda kişi yaşamını yitirdi. Sivil kayıpların artması karşısında Mesud
Barzani, bombardımanın durdurulmasını istemek zorunda kalmıştı. 29
Aralık 1996′da Türk devletinin Kela Spi, Erca, Mergamış ve Bizinike
bölgelerini bombalaması sonucu ise 3′ü çocuk 5 köylü katledilirken, 9
köylü ise yaralandı.
1998 ve 99
Türk devleti 1998 ve 1999 yıllarında da sınırötesi adı altına
katliamlarını sürdürdü. 15 Ağustos 2000′de Güney Kürdistan’ın Kendakole
bölgesini saatlerce bombardımana tuttu. Saldırı da 30 sivil yaşamını
yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı.
2000’LER ve AKP’Lİ KATLİAMLAR
90’lı yıllarda ’Sınır ötesi’ adı altında sivil Kürtlere yönelik
katliamları Çiller, Yılmaz, Demirel ve Güreş gibi isimler koordine
ederken 2000’ler de bu rol artık AKP ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a aitti.
AKP Hükümeti bu operasyonun ardından Ekim 2007’de sınır ötesi operasyon
için yetki tezkeresi çıkarttı. Erdoğan’ın 5 Kasım2007’de ABD Başkanı
George W. Bush ile yaptığı görüşmenin ardından sınır ötesi operasyon da
düğmeye basıldı. .16 Aralık 2007’de Türk devleti bir kez daha ‘ya
bitecek ya bitecek’ diyerek hava destekli sınır ötesi operasyon
başlattı. Medya Savunma Alanları günlerce bombalandı. Dönemin
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ‘Kandil BBG Evi’ gibi diyerek
naralar attı. Ancak düzenlenen hava saldırılarında da çok sayıda sivil
yerleşim yeri hedef alınmış, 2 sivil yaşamını yitirmiş, hayvanlar telef
edilmiş ve binlerce kişi göç etmek zorunda bırakılmıştı.
2008
Türk Devleti hava harekatıyla sonuç alamadığı ve sivilleri
katllettiği saldırılarının ardından bu kez yine savaş naraları ile Şubat
2008’de Kandil’e kara operasyonu kararı aldı. AKP Hükümeti’nin
öncülüğünde Türkiye’nin 21 Şubat’ta başlattığı ve 29 Şubat 2008’de
sonuçlandırdığını açıkladığı sınırötesi kara harekatında hedef ‘Kandil’
gibi görünse de gerilla karşısında büyük bir yenilgi alan Türk ordusu
hıncını sivillerden almıştı. PKK kampları diye vurulan yerler sivil
yerleşim yerleri olurken, en az 83 köy bombalandı.
2011
Ve son olarak 17 Ağustos 2011’de Türk devletinin yapmış olduğu sınır
ötesi harekatta Ranya bölgesinde içinde sivil bir araç bombalandı.
Bombalama sırasında aralarında Solin bebeğin de olduğu aynı aileden 7
kişinin bedenleri paramparça edildi. Saatler sonra haberi veren Türk
medyası bir kez daha olayı çarpıtmaya çalıştı. Ancak Kürt medyasının
elindeki görüntü bilgi ve belgeler ise Türk devletinin Kürtlere yaptığı
katliamı gözler önüne seriyordu.
Diren Dicle
A-Med News Agency
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder