8 Ocak 2012 Pazar

Son 20 Yıllık ‘Sınır Ötesi’ Katliamları (DOSYA)

PKK ve gerilla güçlerine karşı başarısız olan Türk devleti bir kez daha sivil Kürtleri katletti. Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı  Ortasu (Roboski) Köyü’nde Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 35 Kürt katledilirken, son 20 yılda ise ‘sınır ötesi operasyon’ adı altında sadece kayıtlara düşen ve aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu katledilen sivil Kürtlerin sayısı 141’i’ buldu.

Daha bir kaç ay once Türk Başbakan Tayyip Erdoğan, tüm medya kanallarına çıkarak ‘Sabrımız tükendi. Ya bitecek ya bitecek’ diyerek nasıl bir kirli savaş yürüteceklerini vurguluyordu. 

Erdoğan’ın ardından Fethullah Gülen’in Kürtlere karşı katliam talimatları yağdırdığı konuşması yansıyordu. Erdoğan ve Gülen’in açıklamalarının üzerinden çok geçmedi ki  17 Ağustos’ta TSK’nin yapmış olduğu sınır ötesi harekatta Ranya bölgesinde içinde sivil bir araç bombalandı. Bombalama sırasında aralarında Solin bebeğin de olduğu aynı aileden 7 kişinin bedenleri paramparça ediliyordu. Ardından gerillalara karşı kimyasal gazlar ve napalm ile katliam yapıldı.

Son olarak ise Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı  Ortasu (Roboski) Köyü’nde Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 35 Kürt  katledildi. Türk devletinin bu katliamı hem Kürtler’de hem uluslararası arena da büyük tepki topladı topluyor. Ancak  ‘sınır ötesi operasyon’ adı altında sivil Kürtlere yönelik bu katliam ilk değil. Keza son 20 yılda ‘sınır ötesi operasyon’ adı altında sadece kayıtlara düşen bilgilere göre aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 141 sivil Kürt katledildi onlarca  kişi yaralandı.
Türk devletinin 4 parçaya bölünen Kürt coğrafyasında son 20 yılda sivillere yönelik katliamlar;
1991
Türk devleti 1991 yılında sınır ötesi operasyonlarını başlattı.  Türk devletinin 5-11 Temmuz 1991 tarihinde Zaho’ya bağlı Sivi, Miraz, Sipinler, Basi, Bindar, Bizo ve Biyaz köylerine yönelik hava saldırısında köyler harabeye dönerken, 5 köylü ise yaşamını yitirdi.
-11 Ekim 1991′de yine Zaxo’ya bağlı köylere yoğun bombardıman yapıldı. Yapılan bombardımında 9 köylü yaşamını yitirdi, 5 köylü ise yaralandı. Yeni Ülke Gazetesi’nin “Güney Kürdistan’da 5 köy bombalandı” manşeti ile verdiği haberde, operasyonda fosfor kimsayal gaz kullanıldığı kaydedildi.

-25 Ekim 1991′de ise Zaxo kenti kırsal alanı bir kez daha  bombalandı. Saldırılarda 12 köylü katledildi. Saldırıların hedefi olan köylülerin daha çok Saddam’ın zulmünden kaçarak Zap bölgesi kırsal alanında çadırlarda yaşayan köylüler olması dikkat çekti.
-Türkiye’nin 1991′deki saldırıları yıl boyu sürdü. 3-5 Kasım 1991 tarihlerinde yeni bir saldırı düzenlendi. Çukurca ile Haftanin bölgesine yapılan saldırıda 12 köylü katledildi, onlarca köylü ise yaralandı. Yaralananların büyük kısmının kadın ve çocuklardan oluşuyordu. Yaralılar ile hastanede görüşen gazeteciler, vücutlarında yanıkların bulunduğunu yazarken, bu durum Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı yönündeki iddiaları güçlendirmişti.
1994
Nisan 1994′te Türk ordusu’nun Zaho kırsalına yönelik bombardımanı sonucu 3′ü çocuk 4 kişi yaşamını yitirdi. Bombalamalardan peşmergeler de nasibini aldı ve 20 peşmerge Türk devledi tarafından katledildi.
1996
Türk devleti tarafından Temmuz 1996′da bombalanan Haftanin, Sinat, Zap ve Kumri bölgelerinde yine sivil yerleşimler hedef alındı ve çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Sivil kayıpların artması karşısında Mesud Barzani, bombardımanın durdurulmasını istemek zorunda kalmıştı. 29 Aralık 1996′da Türk devletinin Kela Spi, Erca, Mergamış ve Bizinike bölgelerini bombalaması sonucu  ise 3′ü çocuk 5 köylü katledilirken, 9 köylü ise yaralandı.
1998 ve 99
Türk devleti 1998 ve 1999 yıllarında da sınırötesi adı altına katliamlarını sürdürdü. 15 Ağustos 2000′de Güney Kürdistan’ın Kendakole bölgesini saatlerce bombardımana tuttu. Saldırı da  30 sivil yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı.
2000’LER ve AKP’Lİ KATLİAMLAR
90’lı yıllarda ’Sınır ötesi’ adı altında sivil Kürtlere yönelik katliamları Çiller, Yılmaz, Demirel ve Güreş gibi isimler koordine ederken 2000’ler de bu rol artık AKP ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a aitti. AKP Hükümeti bu operasyonun ardından Ekim 2007’de sınır ötesi operasyon için yetki tezkeresi çıkarttı. Erdoğan’ın 5 Kasım2007’de ABD Başkanı George W. Bush ile yaptığı görüşmenin ardından sınır ötesi operasyon da düğmeye basıldı.  .16 Aralık 2007’de Türk devleti bir kez daha ‘ya bitecek ya bitecek’ diyerek hava destekli sınır ötesi operasyon başlattı. Medya Savunma Alanları günlerce bombalandı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ‘Kandil BBG Evi’ gibi diyerek naralar attı. Ancak düzenlenen hava saldırılarında da çok sayıda sivil yerleşim yeri hedef alınmış, 2 sivil yaşamını yitirmiş, hayvanlar telef edilmiş ve binlerce kişi göç etmek zorunda bırakılmıştı.
 2008
Türk Devleti hava harekatıyla sonuç alamadığı ve sivilleri katllettiği saldırılarının ardından bu kez yine savaş naraları ile Şubat 2008’de Kandil’e kara operasyonu kararı aldı. AKP Hükümeti’nin öncülüğünde Türkiye’nin 21 Şubat’ta başlattığı ve 29 Şubat 2008’de sonuçlandırdığını açıkladığı sınırötesi kara harekatında hedef ‘Kandil’ gibi görünse de gerilla karşısında büyük bir yenilgi alan Türk ordusu hıncını sivillerden almıştı. PKK kampları diye vurulan yerler sivil yerleşim yerleri olurken, en az 83 köy bombalandı.
2011
Ve son olarak 17 Ağustos 2011’de Türk devletinin yapmış olduğu sınır ötesi harekatta Ranya bölgesinde içinde sivil bir araç bombalandı. Bombalama sırasında aralarında Solin bebeğin de olduğu aynı aileden 7 kişinin bedenleri paramparça edildi. Saatler sonra haberi veren Türk medyası bir kez daha olayı çarpıtmaya  çalıştı. Ancak Kürt medyasının elindeki görüntü bilgi ve belgeler ise Türk devletinin Kürtlere yaptığı katliamı gözler önüne seriyordu.

Diren Dicle
A-Med News Agency

Hiç yorum yok: