Türkiye’nin Kürtlere yönelik askeri ve soykırıma varan politikalarına
destek veren ABD yönetimine karşı Kürtler ilk kez eyleme geçiyor.
Kürtler tüm Avrupa ülkelerinde ABD elçilikleri önünde kitlesel protesto
gösterileri düzenleyecek.
Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD) ve 170 derneği bünyesinde bulunduran 10 federasyon bugün başlayıp 31 Ocak’ta sona erecek bir kampanya başlatıyor.
ABD’yi Kürt katliamına ortak olmakla eleştiren Kürt kurumlarının başlattığı kampanya kapmasında, ABD temsilcilikleri önünde kitlesel gösterileri düzenlenecek. Kitlesel gösterilerin yanısıra toplu ve bireysel protesto ve talepleri içeren dosya ve mektuplar Barack Obama ile ABD Kongresine gönderilecek.
Farklı eylem ve etkinliklerin de planladığı öğrenilirken, Kürt kurumları Federe Kürdistan Bölge Yönetimi ile Suriye, İran, Irak ve Türkiye’deki kurum, örgüt, basın, aydın ve sanatçılardan da ABD’nin Kürt politikasını protesto kampanyasına destek vermesi çağrısında bulundu.
KATLİAM İSTİHBARATLARI ABD’DEN
Bugün başlayacak kampanyaya ilişkin 170 dernek ve 10 Kürt Federasyonu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:
‘’Türk savaş uçakları tarafından 28 aralık günü Kürdistan’ı Irak ve Türkiye devletleri arasında bölen sınırın sıfır noktasında, sivil savunmasız insanlarımıza dönük bir katliam gerçekleştirildi. Şırnak’ın Uludere ilçesinin Roboski köyü kırsalında gerçekleşen bu bombardımanda, yaşları 12 ile 28 arasında değişen 35 Kürt köylüsü yaşamını yitirdi.
Bu katliam, Türkiye hükümetinin ordusuna verdiği ‘arazide hareket halindeki her canlıyı vurma’ yetkisi gereği yapılmıştır. Ve istihbarat da, ABD’den verdiği İnsansız Hava uçakları tarafından sağlanmıştır. Bir kaç ay önce de, Irak’ın Federe Kürdistan Bölgesi sınırları içindeki yine Türk F-16 savaş uçaklarının bombardımanında hareket halindeki bir araba hedef alınmış ve arabadaki 1 yaşındaki çocuğun da bulunduğu aynı aileden 7 Kürt köylüsü daha katledilmişti. Yanısıra sistematik devam eden ve kimyasal silahların da kullanıldığı bombardımanlarda, onlarca Kürt gerillası ve sivil insan yaşamını yitirdi, onlarcası yaralandı, köylüler yaşadıkları yerleri can kaygısından dolayı terk etmek zorunda kaldı.
Aylardır Kürt halkının seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü yöneticileri, üyeleri, avukat, insan hakları savunucuları, gazeteci, aydın ve sanatçıların aralarında bulunduğu yaklaşık 4 bin sivil Kürt tutuklandı. Yine ABD yönetiminin başını çektiği uluslararası çıkar güçlerince, 1999 yılında bir komplo sonucu kaçırılarak Türkiye’ye teslim edilen sayın Abdullah Öcalan`dan, 5 ayı aşkındır hiçbir haber alınamıyor.
ULUSLARARASI GÜÇLER SORUNUN VE ÇÖZÜMÜN TARAFTARI
Kürt halkına yönelik bu zulüm ve terörün esasında, elbette Türk hükümetinin tekçi, inkarcı, despotik ve diktatöryel karakter ve yapılanmasından kaynaklandığı açıktır. Ancak hem tarihsel ve hem de güncel itibarıyla, birçok nedenden dolayı Kürt sorunu, özellikle de bugün, aynı zamanda, direkt ve dolaylı olarak birçok açıdan uluslararası bir sorundur. Dolayısıyla dünya siyasetinde söz sahibi ve etkili birçok devlet ve uluslar arası güç, şu yada bu düzeyde, sorunun ve tabiî ki çözümün tarafı durumundadırlar. Bu realite, en çok da konumu, etkisi ve Türk devletiyle çok yönlü yakın ilişkileri nedeniyle, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için geçerlidir.
35 KÜRT SİVİLİN HAYATINI KAYBETMESİNDEN ABD YÖNETİMİ DE SORUMLU
Özellikle bir önceki başkan Bush döneminde yoğunlaştırılan ve halihazırda Barack Obama’nın başkanlığı döneminde de devam ettirilen politika ve uygulamalar, son olayda da görüldüğü gibi Kürt halkının aleyhine büyük trajedilere neden olmaktadır. ABD yönetimi, bu politikasıyla, sadece Türk devletinin Kürt halkına karşı, soykırım düzeyine varan inkar, asimilasyon ve imha seferleri için cesaret ve meşruiyet vermekle kalmıyor, bizzat birinci dereceden yetkilileri tarafından da defalarca itiraf edildiği üzere, son olayda görüldüğü gibi Kürtlerin toplu katliamlarında, çok somut olarak teknik ve istihbarat desteği sağlıyor. Özellikle 35 Kürt köylüsünün yaşamına malolan son olayda kullanılan İnsansız Hava Uçakları (predatörler) ve F-16 tipi savaş uçakları, bunun çarpıcı kanıtlarıdır. Kamuoyuna yansıyan bazı bilgilere göre de ABD yönetimi tarafından, Türk devletine yeni ve daha gelişmiş teknolojiyle donatılmış güdümlü füzeler verme hazırlığı yapılmaktadır. Eğer bu doğru ise ABD yönetiminin halkımıza ve insanlığa dönük, tarihi bir hata daha yapmak üzere olduğunu, ilgili tüm kesimlere hatırlatmak istiyoruz.
Çünkü Kürt halkının, meşru ulusal-toplumsal kurtuluş mücadelesinin özgürlükçü ve demokratik karakteri nedeniyle, despotik Türkiye, İran ve Suriye rejimleri tarafından hedef alınmasını anlamak pek de zor değil. Ancak özellikle Ortadoğu’ya, genel olarak dünyaya özgürlük ve demokrasiyi yayma iddiasında olan ABD rejiminin, son derece meşru bir ulusal ve toplumsal uyanış ve hak mücadelesi veren, tüm Ortadoğu için de özgürlükçü ve demokratik yapısıyla giderek esin kaynağı olan Kürt halkına düşmanca yaklaşıp katliamına ortak olmasının, hiçbir mantıki ve vicdani gerekçesi olamaz. Aksi durumda, sıkça kullandıkları `demokrasi ve insan hakları` söylemlerinin sınırları, acaba çıkarlarının başladığı veya bittiği yer midir, sorusunu sormak zorundayız?
‘ABD KÜRT KATLİAMINA ORTAK OLMUŞTUR’
Kürt halkının ne açıktan ne de gizliden, ABD’nin ulusal varlığına, siyasi ve ekonomik çıkarlarına yönelik, şu ana kadar tek bir söz ve eylemi olmamıştır. Çünkü ABD devleti ve toplumuna düşmanlık yapmak, Kürtlerin çıkarına değildir. Aynı şekilde Kürt düşmanlığı yapmanın ve katliamına, başta askeri teknik ve istihbarat olmak üzere, siyasi, diplomatik ve ekonomik her anlamda ortak olmanın da, ABD devleti ve toplumunun çıkarına olmadığını inanıyoruz. Asıl ABD’nin çıkarlarına zarar verenlerin, bu desteği arkasına alarak, halkımıza karşı terör estiren başta Türkiye olmak üzere ülkemizi sömürge rejimi altında tutan bölge devletleri olduğu, son olay gibi sayısız örnekle ortadadır.
Dolayısıyla ABD yönetiminin de en kısa sürede bu gerçeği artık görerek, özellikle Türkiye’de Kürt halkına yönelik, mevcut politikasından bir an önce vazgeçmesini istiyoruz. Ve artık yeter diyoruz. Kürt katliamına ortak olmayın. Kürt halkının ulusal varlığını ve haklarını, dar siyasi ve ekonomik çıkarlara kurban etmeyin. Türkiye’ye Kürt soykırımı için sağladığınız istihbarat ve teknolojik askeri desteği kesin, Türk devletinin Kürt halkına yönelik insanlık suçlarına siyasi ve diplomatik örtü olmayı bırakın.
Bununla birlikte, Kürt halkının, tek taraflı olarak geliştirdiği ateşkesler ve diğer birçok pratik adımla ispatladığı, sorunun diyalog ve müzakere yoluyla, barışçıl ve siyasi çözümüne yönelik niyet ve çabaları takdir edilerek, ona denk bir yaklaşım gösterilmelidir. Beklentimiz, ABD’nin, bölge ve uluslar arası alandaki güç ve rolünü Kürt halkının inkar ve imhası için değil, diyalog ve müzakerelerin yeniden başlatılması, Kürt halkının ulusal varlık ve haklarının uluslararası düzeyde yasal bir güvence ve statüye kavuşturulması temelinde, kalıcı bir çözümle sonuçlanması için devreye koymasıdır.
ABD’Yİ KİTLESEL PROTESTO EYLEMLERİ
ABD yönetiminin mevcut Kürt politikasını protesto etmek ve Kürt sorununda barışçıl siyasi çözüme katkı sunmasını talep etme temelinde, Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD) ve 170 derneği bünyesinde bulunduran bağlı 10 federasyon olarak, 03 Ocak-31 Ocak 2012 tarihleri arasında, bir kampanya başlatıyoruz. Kampanyamız; ABD temsilcilikleri önünde kitlesel gösterilerden, toplu ve bireysel olarak protesto ve taleplerimizi içeren dosya ve mektupların ABD yönetimi ve Kongresine gönderilmesi, uluslararası alanda duyarlılık ve tavır geliştirilmesi gibi, çok yönlü eylem ve etkinliklerden oluşacak.
KÜRTLERE PROTESTO İÇİN ÇAĞRI
Kampanyamızın sonuç alması için başta Güney Kürdistan bölge yönetimi olmak üzere dört parçadaki tüm Kürdistani kurum, örgüt, parti, basın-yayın organları, aydın ve sanatçıların öncü düzeyde katılımını bekliyoruz. En önemlisi tüm yasak, baskı ve katliama varan saldırılara rağmen, ulusal varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama kararlılığını sürdüren yurtsever, fedakar, onurlu halkımızın her bireyinin, bulunduğu tüm alanlarda en aktif şekilde kampanyamıza katılacağına inanıyoruz. Yine Kürt halkına yönelik bu insanlık suçlarına karşı, barış, demokrasi, insan hakları, özgürlük, adalet savunucusu her ulus ve toplumdan tüm kesimleri, ulusal ve uluslararası düzeyde ilgili tüm kurum, örgüt, parti, basın-yayın organları ve kişileri, mazlum Kürt halkıyla dayanışmaya ve zulme karşı aktif tutum almaya çağırıyoruz.’’
AÇIKLAMAYI YAPAN KURUMLAR
Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD), Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM); Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu (FEYKA-KURDISTAN); İngiltere Kürt Dernekleri Federasyonu (FED-BİR); Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu (FEY-KOM); İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu (FEKAR-KURDISTAN); Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-BEL) ; Hollanda Kürt Dernekleri Federasyonu (FED-KOM) ; İsveç Kürt Konseyi (KURDISTKA RADET) ; Danimarka Kürt Dernekleri Federasyonu (FEY-KURD); Balkan Ülkeleri Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-BAL).
ANF NEWS AGENCY
Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD) ve 170 derneği bünyesinde bulunduran 10 federasyon bugün başlayıp 31 Ocak’ta sona erecek bir kampanya başlatıyor.
ABD’yi Kürt katliamına ortak olmakla eleştiren Kürt kurumlarının başlattığı kampanya kapmasında, ABD temsilcilikleri önünde kitlesel gösterileri düzenlenecek. Kitlesel gösterilerin yanısıra toplu ve bireysel protesto ve talepleri içeren dosya ve mektuplar Barack Obama ile ABD Kongresine gönderilecek.
Farklı eylem ve etkinliklerin de planladığı öğrenilirken, Kürt kurumları Federe Kürdistan Bölge Yönetimi ile Suriye, İran, Irak ve Türkiye’deki kurum, örgüt, basın, aydın ve sanatçılardan da ABD’nin Kürt politikasını protesto kampanyasına destek vermesi çağrısında bulundu.
KATLİAM İSTİHBARATLARI ABD’DEN
Bugün başlayacak kampanyaya ilişkin 170 dernek ve 10 Kürt Federasyonu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:
‘’Türk savaş uçakları tarafından 28 aralık günü Kürdistan’ı Irak ve Türkiye devletleri arasında bölen sınırın sıfır noktasında, sivil savunmasız insanlarımıza dönük bir katliam gerçekleştirildi. Şırnak’ın Uludere ilçesinin Roboski köyü kırsalında gerçekleşen bu bombardımanda, yaşları 12 ile 28 arasında değişen 35 Kürt köylüsü yaşamını yitirdi.
Bu katliam, Türkiye hükümetinin ordusuna verdiği ‘arazide hareket halindeki her canlıyı vurma’ yetkisi gereği yapılmıştır. Ve istihbarat da, ABD’den verdiği İnsansız Hava uçakları tarafından sağlanmıştır. Bir kaç ay önce de, Irak’ın Federe Kürdistan Bölgesi sınırları içindeki yine Türk F-16 savaş uçaklarının bombardımanında hareket halindeki bir araba hedef alınmış ve arabadaki 1 yaşındaki çocuğun da bulunduğu aynı aileden 7 Kürt köylüsü daha katledilmişti. Yanısıra sistematik devam eden ve kimyasal silahların da kullanıldığı bombardımanlarda, onlarca Kürt gerillası ve sivil insan yaşamını yitirdi, onlarcası yaralandı, köylüler yaşadıkları yerleri can kaygısından dolayı terk etmek zorunda kaldı.
Aylardır Kürt halkının seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü yöneticileri, üyeleri, avukat, insan hakları savunucuları, gazeteci, aydın ve sanatçıların aralarında bulunduğu yaklaşık 4 bin sivil Kürt tutuklandı. Yine ABD yönetiminin başını çektiği uluslararası çıkar güçlerince, 1999 yılında bir komplo sonucu kaçırılarak Türkiye’ye teslim edilen sayın Abdullah Öcalan`dan, 5 ayı aşkındır hiçbir haber alınamıyor.
ULUSLARARASI GÜÇLER SORUNUN VE ÇÖZÜMÜN TARAFTARI
Kürt halkına yönelik bu zulüm ve terörün esasında, elbette Türk hükümetinin tekçi, inkarcı, despotik ve diktatöryel karakter ve yapılanmasından kaynaklandığı açıktır. Ancak hem tarihsel ve hem de güncel itibarıyla, birçok nedenden dolayı Kürt sorunu, özellikle de bugün, aynı zamanda, direkt ve dolaylı olarak birçok açıdan uluslararası bir sorundur. Dolayısıyla dünya siyasetinde söz sahibi ve etkili birçok devlet ve uluslar arası güç, şu yada bu düzeyde, sorunun ve tabiî ki çözümün tarafı durumundadırlar. Bu realite, en çok da konumu, etkisi ve Türk devletiyle çok yönlü yakın ilişkileri nedeniyle, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için geçerlidir.
35 KÜRT SİVİLİN HAYATINI KAYBETMESİNDEN ABD YÖNETİMİ DE SORUMLU
Özellikle bir önceki başkan Bush döneminde yoğunlaştırılan ve halihazırda Barack Obama’nın başkanlığı döneminde de devam ettirilen politika ve uygulamalar, son olayda da görüldüğü gibi Kürt halkının aleyhine büyük trajedilere neden olmaktadır. ABD yönetimi, bu politikasıyla, sadece Türk devletinin Kürt halkına karşı, soykırım düzeyine varan inkar, asimilasyon ve imha seferleri için cesaret ve meşruiyet vermekle kalmıyor, bizzat birinci dereceden yetkilileri tarafından da defalarca itiraf edildiği üzere, son olayda görüldüğü gibi Kürtlerin toplu katliamlarında, çok somut olarak teknik ve istihbarat desteği sağlıyor. Özellikle 35 Kürt köylüsünün yaşamına malolan son olayda kullanılan İnsansız Hava Uçakları (predatörler) ve F-16 tipi savaş uçakları, bunun çarpıcı kanıtlarıdır. Kamuoyuna yansıyan bazı bilgilere göre de ABD yönetimi tarafından, Türk devletine yeni ve daha gelişmiş teknolojiyle donatılmış güdümlü füzeler verme hazırlığı yapılmaktadır. Eğer bu doğru ise ABD yönetiminin halkımıza ve insanlığa dönük, tarihi bir hata daha yapmak üzere olduğunu, ilgili tüm kesimlere hatırlatmak istiyoruz.
Çünkü Kürt halkının, meşru ulusal-toplumsal kurtuluş mücadelesinin özgürlükçü ve demokratik karakteri nedeniyle, despotik Türkiye, İran ve Suriye rejimleri tarafından hedef alınmasını anlamak pek de zor değil. Ancak özellikle Ortadoğu’ya, genel olarak dünyaya özgürlük ve demokrasiyi yayma iddiasında olan ABD rejiminin, son derece meşru bir ulusal ve toplumsal uyanış ve hak mücadelesi veren, tüm Ortadoğu için de özgürlükçü ve demokratik yapısıyla giderek esin kaynağı olan Kürt halkına düşmanca yaklaşıp katliamına ortak olmasının, hiçbir mantıki ve vicdani gerekçesi olamaz. Aksi durumda, sıkça kullandıkları `demokrasi ve insan hakları` söylemlerinin sınırları, acaba çıkarlarının başladığı veya bittiği yer midir, sorusunu sormak zorundayız?
‘ABD KÜRT KATLİAMINA ORTAK OLMUŞTUR’
Kürt halkının ne açıktan ne de gizliden, ABD’nin ulusal varlığına, siyasi ve ekonomik çıkarlarına yönelik, şu ana kadar tek bir söz ve eylemi olmamıştır. Çünkü ABD devleti ve toplumuna düşmanlık yapmak, Kürtlerin çıkarına değildir. Aynı şekilde Kürt düşmanlığı yapmanın ve katliamına, başta askeri teknik ve istihbarat olmak üzere, siyasi, diplomatik ve ekonomik her anlamda ortak olmanın da, ABD devleti ve toplumunun çıkarına olmadığını inanıyoruz. Asıl ABD’nin çıkarlarına zarar verenlerin, bu desteği arkasına alarak, halkımıza karşı terör estiren başta Türkiye olmak üzere ülkemizi sömürge rejimi altında tutan bölge devletleri olduğu, son olay gibi sayısız örnekle ortadadır.
Dolayısıyla ABD yönetiminin de en kısa sürede bu gerçeği artık görerek, özellikle Türkiye’de Kürt halkına yönelik, mevcut politikasından bir an önce vazgeçmesini istiyoruz. Ve artık yeter diyoruz. Kürt katliamına ortak olmayın. Kürt halkının ulusal varlığını ve haklarını, dar siyasi ve ekonomik çıkarlara kurban etmeyin. Türkiye’ye Kürt soykırımı için sağladığınız istihbarat ve teknolojik askeri desteği kesin, Türk devletinin Kürt halkına yönelik insanlık suçlarına siyasi ve diplomatik örtü olmayı bırakın.
Bununla birlikte, Kürt halkının, tek taraflı olarak geliştirdiği ateşkesler ve diğer birçok pratik adımla ispatladığı, sorunun diyalog ve müzakere yoluyla, barışçıl ve siyasi çözümüne yönelik niyet ve çabaları takdir edilerek, ona denk bir yaklaşım gösterilmelidir. Beklentimiz, ABD’nin, bölge ve uluslar arası alandaki güç ve rolünü Kürt halkının inkar ve imhası için değil, diyalog ve müzakerelerin yeniden başlatılması, Kürt halkının ulusal varlık ve haklarının uluslararası düzeyde yasal bir güvence ve statüye kavuşturulması temelinde, kalıcı bir çözümle sonuçlanması için devreye koymasıdır.
ABD’Yİ KİTLESEL PROTESTO EYLEMLERİ
ABD yönetiminin mevcut Kürt politikasını protesto etmek ve Kürt sorununda barışçıl siyasi çözüme katkı sunmasını talep etme temelinde, Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD) ve 170 derneği bünyesinde bulunduran bağlı 10 federasyon olarak, 03 Ocak-31 Ocak 2012 tarihleri arasında, bir kampanya başlatıyoruz. Kampanyamız; ABD temsilcilikleri önünde kitlesel gösterilerden, toplu ve bireysel olarak protesto ve taleplerimizi içeren dosya ve mektupların ABD yönetimi ve Kongresine gönderilmesi, uluslararası alanda duyarlılık ve tavır geliştirilmesi gibi, çok yönlü eylem ve etkinliklerden oluşacak.
KÜRTLERE PROTESTO İÇİN ÇAĞRI
Kampanyamızın sonuç alması için başta Güney Kürdistan bölge yönetimi olmak üzere dört parçadaki tüm Kürdistani kurum, örgüt, parti, basın-yayın organları, aydın ve sanatçıların öncü düzeyde katılımını bekliyoruz. En önemlisi tüm yasak, baskı ve katliama varan saldırılara rağmen, ulusal varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama kararlılığını sürdüren yurtsever, fedakar, onurlu halkımızın her bireyinin, bulunduğu tüm alanlarda en aktif şekilde kampanyamıza katılacağına inanıyoruz. Yine Kürt halkına yönelik bu insanlık suçlarına karşı, barış, demokrasi, insan hakları, özgürlük, adalet savunucusu her ulus ve toplumdan tüm kesimleri, ulusal ve uluslararası düzeyde ilgili tüm kurum, örgüt, parti, basın-yayın organları ve kişileri, mazlum Kürt halkıyla dayanışmaya ve zulme karşı aktif tutum almaya çağırıyoruz.’’
AÇIKLAMAYI YAPAN KURUMLAR
Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD), Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM); Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu (FEYKA-KURDISTAN); İngiltere Kürt Dernekleri Federasyonu (FED-BİR); Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu (FEY-KOM); İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu (FEKAR-KURDISTAN); Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-BEL) ; Hollanda Kürt Dernekleri Federasyonu (FED-KOM) ; İsveç Kürt Konseyi (KURDISTKA RADET) ; Danimarka Kürt Dernekleri Federasyonu (FEY-KURD); Balkan Ülkeleri Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-BAL).
ANF NEWS AGENCY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder