3 Ocak 2012 Salı

KCK'den Öcalan'a Hücre Cezasına Sert Tepki

Behdinan - KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, PKK lideri Abdullah Öcalan’a “tecrit içinde tecrit” cezasına sert tepki göstererek “toplumsal eylemselliği yükseltme” çağrında bulundu.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, Öcalan’ın avukatları ile görüştürülmemesi ve en son verilen hücre cezasına tepki göstererek, “İmralı İşkence Sistemi tüm tahammül sınırlarını aşmakta olduğunu” kaydetti

KCK’nin açıklaması şöyle: “Kürt sorununun çözümünde barışçıl-demokratik yöntemlerde değil, katliam, soykırım ve şantajda karar kılan AKP devleti, Kürt halkına, Önderliğine ve gerilla güçlerine karşı başlattığı saldırılarını tırmandırmaktadır. Bizzat AKP’li bakanların başını çektiği yoğun bir psikolojik savaş eşliğinde yürütülen bu saldırı dalgası, yurtsever halkımızın Roboskî’de katledilmesi ardından dün Asrın Hukuk Bürosu tarafından kamuoyuna duyurulan Kürt Halk Önderi Başkan Apo’ya verilen hücre içinde hücre cezasının uygulanması ve ailesinin görüşme için yaptığı başvurunun bir kez daha reddedilmesiyle doruğa çıkarılmıştır. Ayrıca şu anda hukuksuz bir biçimde uygulamakta olduğu ağırlaştırılmış tecride yasal kılıf bulma arayışları da düşünüldüğünde Önderliğimize karşı uyguladığı İmralı İşkence Sistemi tüm tahammül sınırlarını aşmaktadır.

Hem Kürt Halk Önderliği’nin hem de yanındaki 5 Kürdistanlı tutsağın tam bir işkence ortamında tutulması için sudan bahanelerle 2 yıl önce verilmiş ama uygulanmamış olan hücre içinde hücre cezasının uygulanması AKP’nin Kürdistan halkına karşı yürüttüğü savaşta her türlü yönteme başvurmakta olduğunu, hiçbir hukuk ve ahlaki kuralı tanımadan tamamen keyfi davrandığını bir kez daha ortaya koymuştur. Teslim alma amacıyla iğrenç yöntemlere başvuran Türk devleti, Önder Apo’nun yüksek irade ve büyük insanlık duruşu karşısında yenilgiye mahkumdur. Kürt halkının ulusal hakları için yürüttüğü mücadelede kazandığı siyasi ve askeri örgütlenme düzeyini zayıflatmak, darbelemek ve kirli amaçlarına ulaşabilmek için 13 yıl önce uluslararası güçler tarafından kendisine teslim edilen Önder Apo’ya dönük işkence uygulamasının fırsatçı, entrikacı, faşizan bir zihniyetin uygulanması dışında hiçbir izahı yoktur. İmralı’daki işkence ve Roboskî’deki katliam, birbirini tamamlayan sömürgeci uygulamalardır. İmralı’daki işkence zihniyeti, Roboskî’de soykırım olarak kendisini uygulamıştır.

HUKUK DEĞİL FAŞİST DEVLET TERÖRÜ

Türk devleti Kürt Halk Önderliği’ne, Kürt siyasetine, seçilmiş temsilcilerine, Kürt sendikacılarına, Kürt sivil toplum kuruluşlarına, Kürt gençliğine, Kürt kadınlarına, Kürt avukatlarına, Kürt gazetecilerine ve Kürt köylülerine yönelerek Kürt toplumunu sindirme ve teslim alma savaşında hiçbir ulusal ve uluslararası yasayı dikkate almadan tamamen sömürgeci yasalar çerçevesinde bir yaklaşımı esas almaktadır. Uyguladığı adalet ve hukuk değil, faşist devlet terörüdür. Esaret altında bulunan insanların en sıradan insani haklarını bile şantaj olarak kullanan ve pazarlık konusu haline getiren bir insanlık dışı sömürgeci mantık söz konusudur.

ULUSLARARASI KURUMLARIN SESSİZLİĞİ MANİDAR

Önder Apo, Türkiye’nin kendi imkanlarıyla esir aldığı bir tutuklu değildir. Uluslararası Komplo’yla uluslararası güçlerin kaçırarak Türkiye’ye teslim ettiği bir tutukludur. Bu açıdan Önder Apo’nun esaret altına alınması Türkiye’nin ulusal yasalarını aşan, uluslararası yasaları da kapsayan bir esarettir. Buna rağmen beş buçuk aydır ağır bir tecride tabii tutulmakta, bu surette psikolojik işkence kapsamlılaştırılmakta, bütün bunlarla yetinilmeyip hücre içinde hücre cezası uygulanmaktadır. Bütün bunları iç hukukunu ve uluslararası yasaları çiğneyerek yapmasına rağmen uluslararası ilgili kurumların hiçbir tepki göstermemesi çok manidardır. Başta AİHM ve CPT’nin uluslararası hukukun göz göre ayaklar altına alınmasına karşı bu denli sessiz kalması onların da suç ortaklığı içinde bulunduklarını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu durumda Önder Apo üzerinde uygulanan insanlık dışı tecrit ve işkenceden AKP devleti kadar bu kurumlar da sorumludur. Açıkça insan hakları ve evrensel hukuk ayaklar altına alınmaktadır.

BU SALDIRILAR TÜM KÜRT TOPLUMU HEDEFLİYOR

Yurtsever Kürdistan halkı İmralı’da Önder Apo’ya karşı geliştirilen bu politikanın halka indirgenmesinin Roboskî’deki katliam, Amed’deki infaz olduğunu görerek ve bütün bu saldırıların özünde Kürt ulusal varlığına dönük olduğu gerçeğini dikkate alarak bu imha saldırılarına karşı kendi varlığını koruma savaşını ve mücadelesini daha da yükseltmek zorundadır. Özünde İmralı’daki işkence, Roboskî’deki imha Kürt halkına karşı yok etme savaşının bir uygulamasıdır. AKP hükümeti Kürt toplumunu teslim almak, sömürgeci amaçlarını uygulamak için her türlü iğrenç yöntemi kullanarak işkence, katliam ve soykırımla sonuca gitmek istemektedir. AKP hükümetinin bu saldırıları Kürt halkına onursuzluğu dayatan ve tüm Kürt toplumunu hedefleyen saldırılardır.
EYLEMLER YÜKSELTİLMELİ

Bütün yurtsever Kürdistan halkı, AKP’nin bu hukuk tanımayan, ahlaksız, iğrenç soykırım politikasına karşı toplumsal eylemselliğini yükselterek cevap vermelidir. Tecrit ve işkenceye karşı Önder Apo’nun özgürlüğü için çeşitli kurumların başlattığı kampanyalar ve yürüyüşlerin hepsi bu kapsamda çok değerli ve çok anlamlıdır. Bütün yurtsever halkımızı bu kampanyalara katılmaya, işkenceye, katliama ve soykırıma son demeye, Önder Apo’yla özgürce yaşam amacıyla özgürlük ve insanlık davasına sahip çıkmaya, başlatılan kitlesel eylemselliği yükseltmeye çağırıyoruz.”

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: