Taraf gazetesi yazarı, ünlü medya eleştirmeni!
ve darbe günlüklerinin yayıncısı (Nokta dergisi) Alper Görmüş, ancak
kafasını kaldırıp medyaya baktı ve hakikati gördü! Görmüş 23.12.2011
tarihli, "CHP'liler yeniden ümitsizleşirken..." başlıklı yazısının son
bölümünü şöyle bitiriyor:
...
Polis-medya ilişkisi: Her şey aynı!
Polisin, "KCK'nın medya ayağı" olduğunu öne sürdüğü gazete ve dergi
çalışanlarına yönelik son operasyonunun muhafazakâr medyadaki
haberleştirilme biçimi bir kez daha gösterdi ki, polis-gazeteci ve
iktidar-gazeteci ilişkisi bu iktidardan önce nasılsa şimdi de aynıdır.
Değişen tek şey, aktörlerdir. O zamanın "merkez medya"sının yerini
şimdi, ona paralel başka bir "merkez" oluşturmuş bulunan muhafazakâr
medya almıştır; hepsi o kadar.
Dün önce polisin "KCK'nın medya ayağına" karşı yürüttüğü operasyonun
muhafazakâr medyadaki yansımalarını okudum, ardından, bundan 11 yıl önce
polisin yürüttüğü büyük bir operasyon sırasında (Umut
Operasyonu) Medyakronik'te yazdığım medya eleştirilerine dönüp baktım ve
çok büyük bir karamsarlığa kapıldım. Neden öyle olduğunu, o zamanlar
yazdıklarımdan birkaç paragraf aktardıktan sonra izah edeceğim...
Buyurun:
"Gazetecilik 'temas ve mesafe mesleği'yse, gazeteci, polisle temas
edecek; bu kaçınılmaz. Ama bu ilişki yapış yapış bir 'temas'tan ibaret
hale gelirse, polisin her söylediği, gazete sayfalarına 'hakikat'
hükmünde girerse, orada büyük sorunlar var demektir.
"Hafta başından beri Uğur Mumcu suikastına ilişkin olarak
gazetelerimizde çıkmakta olan haberleri ele alıyoruz. Hatırlayacaksınız,
bu yazılarda işaret edilen temel problem, polisin şimdilik 'açıklama'
niteliğindeki sözlerinin 'hakikat' hükmünde haberleştirilmesiydi.
"Polisin bütün toplarına kale açık; hiçbir süzgeç yok, gelen giriyor.
Oysa olan nedir? Polis, yaptığı bir operasyonun sonuçlarını açıklıyor.
Normal bir ülkede bunun adı 'polisin yaptığı açıklamaya göre...'dir.
Burası Türkiye'yse bir kat daha öyledir..."
Gelelim "KCK'nın medya ayağı" haberlerine... Vaziyet şöyle:
On bir yıl önceki bu eleştiri, "Uğur Mumcu suikastı" ibaresi hariç
tek bir kelime değiştirmeden bu haberler için de geçerli... Yani her şey
aynı... Şu ibarelere bakın:
"Bölücü terör örgütü KCK'nın propaganda ayağına yönelik İstanbul,
Ankara, Şırnak, Diyarbakır, Van, Mersin ve İzmir de düzenlenen eş
zamanlı operasyonlarda..." (Yeni Şafak).
"Operasyonlarda terör örgütünün basın yayın organları Dicle Haber
Ajansı (DİHA), Fırat Haber Ajansı, Özgür Gündem Gazetesi, Azadiya Welat
Gazetesi, Etik Haber Ajansı, Özgür Halk Dergisi..." (Zaman).
Fakat zirvede Star gazetesi var... Yeni Şafak ve Zaman, böyle bir
haberde hiç olmaması gereken"kaydedildi", "belirtildi" gibi yüklemlerin
yanı sıra birkaç yerde polisin "iddia"larından da söz ediyorlar...
Oysa Star'ın uzun haberinde "belirtildi", "ortaya
çıktı", "kaydedildi" gibi yüklemler bolca kullanılırken, tek
bir "iddia" sözcüğüne bile yer verilmemişti. Düşünün, ortada henüz bir
savcılık iddianamesi bile yok ama, Star'a göre polisin öne sürdüğü her
şey "hakikat..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder