Son günlerde AKP devletinin işbirlikçi medyası yoğun bir biçimde; “PKK’nin, Mehmet Metiner, Muhsin Kızılkaya, Kemal Burkay, Önder Aytaç, Emre Uslu, Burhan Kuzu, Rojin ve Şivan Perwer gibi ünlü isimlere suikast yapacağı, onlarca suikast timinin Kuzey Irak’tan Türkiye’ye sızdığı, MİT ve polisin bu konuda istihbarat aldıklarını sözü edilen kişilere koruma tahsis edildiği” şeklinde haberler yapmaya başladı.
Bu haberlerin sıradan haberler olmadığı, AKP tarafından yapılacak olan suikastlar için ön hazırlık yapıldığı, toplumun psikolojisine ve tepkisine yön vermeye dönük yapıldığı bilinmektedir.
Bu haber ve yorumlar MİT bünyesinde oluşturulan ‘Psikolojik harekât’ merkezi tarafından yandaş medyaya servis edilmekte ve yönlendirilmektedir. MİT’in servis ettiği bu tür haberlerle yapılacak olan suikastların ön hazırlığı yapılmaktadır.
AKP devleti uzun bir süredir işbirlikçi yaptığı bazı Kürtler üzerinden kirli bir oyunu sahneye sürmeye çalışmaktadır. Sözü edilen kişileri para, milletvekili, şöhret, iş gibi vaatlerle kandırıp PKK ve Kürtler karşısında sahneye sürmektedir. Mehmet Metiner ve Ensarioğlu, layıkıyla yerine getirdikleri PKK düşmanlığının karşılığını, AKP’den milletvekili adayı gösterilmekle almışlardır. Bütün mesele “kimden nasıl nemalanırım” kavgasıdır.
AKP devleti tarafından arkası sıvazlanan bu kişiler, basın karşısına çıkartılarak “ne kadar PKK ve Kürt düşmanı” olduklarını kanıtlama yarışı içerisine sokulmaktadırlar. Bu şekilde PKK’nin hedefi haline getirilerek suikast planları için uygun koşullar yaratılmaktadır.
İbrahim Tatlıses suikastı öncesinde de böyle bir hazırlık süreci yaşanmış ardından suikast gerçekleştirilmişti. MİT ve AKP devletinin polis istihbaratının organizasyonu olan Tatlıses suikastının senaryosunun iyi hazırlanamaması ve PKK’yi hedef alan yönlendirmenin iyi yapılamaması üzerine yeni bir suikast planı devreye konulmak isteniyor.
Hatırlanacağı üzere 1990 yıllardan itibaren devletin kontrolündeki basın tarafından hedef gösterilen; HEP döneminde Amed il başkanı olan Vedat Aydın, Musa Anter, DEP milletvekili Mehmet Sincar’ın katledildi. Akın Birdal’a yönelik suikast yapıldı. Kürt iş adamları Tansu Çiller çetesinin talimatıyla basın tarafından hedef gösterilerek öldürüldüler. Yine işbirlikçi basının hedef aldığı Kürt sanatçı Ahmet Kaya linç edilerek sürgün edildi. İşbirlikçi AKP basının hedefindeki Ermeni yazar Hrant Dink gazetelerde çıkan haberlerden sonra katledildi. Basının hedefindeki Ahmet Türk’e yönelik Trabzon’da saldırı girişiminde bulunuldu. BDP milletvekilleri Bengi Yıldız ve Sebahat Tuncel de AKP devlet basının “elini kıracağız” manşetleriyle hedef gösterdiği kişiler arasında yer almaktadır.
İşbirlikçi basın, hedef aldığı veya hedef gösterdiği kişilere yönelik haberler yaparak, AKP’nin JİTEM’i olan Polis istihbaratı ve MİT’in operasyonel faaliyetlerinde uygun koşulların yaratılmasında önemli bir görev üstlenmektedir. Bir süre önce yine işbirlikçi basının “PKK, Mehmet Metiner’e suikast yapacak” haberlerin polis tarafından medyaya servis edildiği açığa çıkmıştı.
Geçmişten beri yapılan bütün suikast ve saldırıların zemin ve koşulları basın tarafından oluşturulmuştur. Tetiği çeken ile hedef gösteren basın aynı merkez tarafından yönlendirilmekte ve birlikte saldırı gerçekleştirilmektedir. Saldırı öncesinde basın üzerinden yapılan hazırlıklar ve sürekli tekrarlar sonucunda toplumun bilinçaltında olayın failleri oluşturulmaktadır.
PKK’nin ciddiye almadığı bu kişilerin son günlerde ısrarla basın üzerinden hedef gösterilmeye çalışılması oldukça dikkat çekicidir. AKP beslemesi basının geçmişten beri “hedef gösterme” faaliyetleri düşünüldüğünde AKP devletinin bu kişilere yönelik suikast hazırlıkları yaptığını ortaya çıkarmaktadır.
Bu kişilerin PKK ve Kürt karşıtlığından ya da ölüsünden medet uman, bunlarla “PKK’yi köşeye sıkıştırır mıyım” gibi küçük hesaplar içine giren AKP devleti çaresizlik ve çözümsüzlük içindedir. AKP ile işbirliği içinde olan bazı kesimler de bu “çatıştırma-karalama” siyasetine ortak olmaktadırlar. AKP devletinin “daimi ilişkileri” yoktur, “daimi çıkarları” vardır. Çıkarları gereği bu işbirlikçi kesimleri etrafında tutmaya çalışmaktadır.
AKP’nin işbirlikçi Kürtlerinin PKK ve Kürtler nazarında “beş kuruşluk” değeri yoktur. Suikast haberleriyle işbirlikçi Kürtlerin değeri arttırılmaya çalışılmaktadır. Bazıları bu şekilde meclise sokulmak istenmektedir.
Bir dönem devletin “iyi çocukları” olarak tetik çekenler bu gün “devlet tarafından kullanıldıklarını” itiraf etmektedirler. AKP devletinin etrafındaki işbirlikçi kesimin sonlarının da böyle olma ihtimali yüksektir. Ya AKP’nin JİTEM’i tarafından bir hiç uğruna öldürülecekler ya da işleri bittikten sonra bir köşeye fırlatılıp atılacaklardır.
Özgür Botan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder