10 Nisan 2010 Cumartesi

Küba: Yalan, terör aracı haline gelince

Dünya burjuva basını, bugünlerde, Küba ile yatıp Küba ile kalkıyor. Katil timsahlar, Orlando Zapata’yı kirli amaçları için kullanan ölüm makineleri “özgürlük” çığlıkları atarak bir kez daha dünyayı kandırmaya çalışıyorlar. 23 Şubat günü, Küba’da, “açlık grevi sonucu ölen” ve “Özgürlük savaşçısı” ilan edilen Orlando Zapata Tamayo kim? Zapata bir adli mahkûm. Kabarık bir suç dosyası var. İlk kez 1988 yılında, adli bir suçtan dolayı cezaevine giriyor. 1993 yılında haneye tecavüz, 2000 yılında hafif yaralama, dolandırıcılık ve ruhsatsız silahla adam yaralama, 2002’de kamu düzenini bozma gibi suçlar işliyor. 9 Mart 2003’te serbest bırakılıyor. Fakat çıkar çıkmaz tekrar suça bulaşıyor ve 11 gün sonra yeniden tutuklanıyor. İçeride, Amerika’nın paralı askerleri olduğu kanıtlanan fakat batının “özgürlük savaşçıları” dediği, Devrim karşıtları ile ilişki kurarak açlık grevine başlıyor ve 80 gün sonra ölüyor. Zapata’nın ölümüyle birlikte, ABD ve onun beslediği Küba kökenli Devrim karşıtları ve Avrupa'nın güçlü medya şirketleri, Küba’nın olaya ilişkin tüm delilleri medyaya göstermesine karşın Zapata’yı “özgürlük savaşçısı” ilan ederek Küba Devrimi’ne ve sosyalizme karşı hep birlikte bir karalama kampanyası başlatıyorlar. Ülkelerinin Amerikalı canilere yataklık etmesine seyirci kalan Avrupa Parlamentosunun pek “özgürlükçü” parlamenterleri de, geçen hafta, Küba’yı kınama kararı alarak bu orkestraya katılıyorlar. Sendika.Org’nin notu

Amerikan hükümetlerinin Küba’ya karşı saldırı tarihi hayal oldu. Hollywood senaristlerinin keşfettiği “gerçek olaylara dayanan kancalar” onların bilgi gereksinimleri için hala bir kaynak durumunda. Ancak mevcut kanıtlar, gangsterlerin yeni fikirlerinin yakıtını tüketiyor.

Yalnızca yarım asır içinde, 1 Ocak 1959 Küba Devriminin zaferinden bu yana, aralarında ölümlerin ve sakatlanmaların bulunduğu, günü gününe kaydedilmiş 5557 terör kurbanı ve CIA’nın kiralık önderliğinde gerçekleştirilen diğer saldırı eylem biçimleri var. Kayıtlardaki bu suçlar: Küba içinde ve dışında bombalamalar; adam kaçırmalar; liderlere saldırı; ihlaller; sanayi ve ticari kuruluşlarını, şeker kamışı tarlalarını ve çiftlikleri yakma olarak tanımlanıyor. Şimdi de yeni bir saldırı dönemine tanıklık ediyoruz.

Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodríguez Parrilla, BM İnsan Hakları Konseyi'nde yaptığı son konuşmasında bu durumu açıkça izah etti. Küba diplomasi başkanı, “Küba topraklarındaki, Birleşik Devletlerin paralı ajanları, muhalifler gibi; vatansever olmayanlar, vicdan mahkûmları gibi ve paralı askerler, vatanseverler gibi gösterilmeye çalışılıyor” açıklamasında bulundu.

Niyet belli: Avrupa Birliği ve Amerika, kendi yasa koyucusunun retoriğini beslemek ve Küba ile uygarca bir ilişki kurulmasından korkan sağcı köktenciliğe hizmet etmek için sözde insan hakları ihlalleri üzerine eski yalanları yeniden diriltmek ve en iyi sonucu elde etmek için bu yalanları medyada yaygınlaştırmak istiyor.

Radyo, televizyon, internet, gazeteler ve dergiler; yalan söylemek, kaçamak cevaplar vermek, görevi kötüye kullanmak, istikrarsızlaştırmak, vicdanları satın almak, aptallaştırmak, aralarını açmak ve sadece başkalarına zarar vermek amacıyla gerçekler karşısında susmak için kullanıldıklarında terörün araçları haline gelirler.

Gönüllü olarak yaptığı 80 günlük açlık grevinden sonra Havana’da ölen adli mahkûmun ölümünden yararlanmak istiyorlar. Devrimin saygınlığına zarar vermek amacıyla, fabrikasyon yalanları en iyi sonuç alacak şekilde orkestraya uyarlıyorlar ve olayı kendi çıkarları için kullanıyorlar.

Kendi medya araçları, Amerika Birleşik Devletleri’nin cezaevlerindeki kaotik durumu yazmıyorlar. İşkenceler konusunda sesiz kalıyorlar ve 11 yıldan beri haksız yere cezaevinde tutulan, hiçbir terör eylemine bulaşmayan Beş Kübalıya karşı Amerikan adaletinin kötüye kullanılması konusundaki gerçekleri yayınlamıyorlar.

Irak ve Afganistan’da iki milyon insanın öldüğü, enerji kaynaklarını ele geçirmede ve egemenlik savaşlarının başlatılmasında, terörizmin, Birleşik Devletler’e ve onun Avrupalı müttefiklerine hizmet ettiği apaçık ortada. Ayrıca kayıpları, işkenceleri, insanlık dışı koşullarda bulunan gizli cezaevlerini ve tutuklama merkezlerini savunmalarında terörizmin onlara hizmet ettiği de açık.

Küba televizyonunun; Dünyada ve Küba’da, görmek ve duymak isteyenlerin kulakları ve gözleri önünde, Havana’daki akredite yabancı medya ve onun editörlerine, konuyla ilgili doğru bilgileri, röportajları ve videoları sunması Zapata olayının manipülatörlerinin ağlarını çökertti.

Kuzey Amerika Devlet terörizminin mafya şeflerinin ideolojilerinin yakıtları gerçekten tükenmiş olmalı. Yukarıda sözü gecen televizyon röportajının yayınlanması sonucu Küba’da bulunan ABD Çıkarları Ofisi’nden* beslenen, memeye yapışık durumda eylemlerini sürdüren diğer yalancılar, “yalancı, topaldan daha çabuk yakalanır” atasözünü unutarak hemen alarm durumuna geçtiler.

*1961 yılından beri Küba’da Amerikan Büyük Elçiliği yok. Bu ülkedeki “faaliyetlerini” Havana’da bulunan ABD Çıkarları Ofisi’yle sürdürüyor.

[ain.cubaweb.cu adresindeki İspanyolca orijinalinden Atiye Parılyıldız tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevrilmiştir]

Hiç yorum yok: