Erdoğan Erciş'te Afet Piyangosu düzenledi... |
Veysi SARISÖZEN
Van depreminin birinci yılında ne oluyor? Hükümet Van’a gidiyor.
Başbakan Van depreminin birinci yılında, Van’ın Erciş ilçesinde insanları “alana topluyor”. Neden topluyor? “Afet evleriyle ilgili çekiliş yapmak için” topluyor. Konu yakıcı. Bir yıl önce yaşanan depremle ilgili medyada çıkan haberi okuyalım:
“7,2’lik depremde en büyük yıkım, Erciş ilçesinde meydana geldi. Çınarlı mahallesi ile Atatürk ve Kışla caddelerindeki binaların neredeyse tamamı yıkıldı.”
Demek ki, halk için Başbakan’ın “çekiliş” yapması hayati. İnsanlar umutla alana koşuyor.
Başbakan kaç “talihliye” “afet evi” dağıtacak? Kaç kişi bu piyango çekilişinden yararlanacak? Yüz mü, bin mi?
21 kişi. Evet yalnızca 21 kişi. Tıpkı “Büyük İkramiye” çekilişlerinde olduğu gibi. Milyonlar “piyangonun sanal alanında” toplanıyor ve içlerinden çeyrek biletli dördüne “büyük ikramiye” çıkıyor. Tıpkı öyle...
Halk bir yıl önceyi anıyor. Alanda kadınların hıçkırıkları duyuluyor. Kimisi eşini kaybetmiş. Kimisi bütün çocuklarını. Kimisi kardeşini kendi elleriyle enkaz arasından çıkarmış, aceleyle kazılan mezara gömmüş. Başbakan’a “medet” diyorlar. Başbakan’ın “Müslüman vicdanından” yardım umuyorlar. Ondan Van’da yaşanan büyük insanlık faciası karşısında inanmış bir insanın “merhametini” bekliyorlar.
Ama ne oluyor?
Sahneye birisi çıkıyor. Türk TV’lerinin eğlence programlarının yapımcısı. Acun Ilıcalı. Ve Başbakan’la Acun Ilıcalı, binlerce acılı Ercişli’nin önünde “kahkahalarla” gülmeye başlıyor.
Onlar gülüyor.
Kürtler ağlıyor.
Başbakan “ölen teröriste ağlamadık, ağlamayız” demişti. Aslında o “ölen hiçbir Kürde ağlamıyor”; umurunda değil. Gülüyor. Espri yapıyor. Torbayı karıştırıyor, 21 “talihli” için elini, sokaklardaki “tombalacılar” gibi torbaya daldırıp, “numara” çekiyor. Bir işportacı edasıyla kazanan “talihliyi” ilan ediyor.
Tombala.
Kahkaha.
Acılar taze, halk orada Van depreminin birinci yılını kaybettiği insanlarını anarak, bir kere daha yaşıyor. O korkunç uğultuyu. İskambil kağıtları gibi çöken binaları. Feryatları... Kadınlar ağlıyor.
Başbakan “tombala” torbasını karıştırıyor.
Acunla birlikte katıla katıla gülüyor.
Kendi sesine hayran, “ayın çatlatıyor”, kelimeleri sündürüyor, nerede olduğunu, kimlerin karşısında durduğunu, neyin yıldönümünün o anda insanlar tarafından anıldığını unutmuş. Keyiften dört köşe.
Torbadan 21 ev çıkarıyor.
Acun iki büklüm, Başbakan Kürdü ağlatıyor, Acunu güldürüyor.
Ve Van Belediye Başkanı Bekir Kaya hapiste... Ölüm yolunda...
O büyük felaket günlerinde halkı için didinen, yokluk içinde yaraları sarmaya çalışan Başkan, şimdi ölüm orucunda. Başbakan, ölüm yolundaki Bekir Kaya’ya küfrediyor. !!!
Elindeki torbadan gelecek seçimlerde tavşan yerine bir “AKP’li Belediye Başkanı” çıkartacak. Belki de Acun’a bunu anlatıyor. “Bu torbada Başkan var”...
Espriyi patlatıyor.
Acun katılıyor.
Bir yıl önce yaşanan felaketin birinci yıldönümünde Başbakan’ın şu “merhametli”, “rikkatli”, “vicdanlı” haline ibretle bakınız... Acılı halkın karşısındaki “saygısızlığın resmini” asla unutmayınız... Bu resme bir kere daha bakınız:
Gazetelerde yayınlanan bu resmi “afet evlerinin” duvarlarına asınız... Yıkılmış evin altından bakan o mazlum çocuğun gözlerindeki son umut ışığıyla, Başbakan’la Acun’un kahkahalarını yan yana koyunuz.
Ve şu soruyu sorunuz: Ey Başbakan, sen ki, “şüheda fışkıracak..” şiirleri söylersin; söyle bakalım bize, bir 18 Mart günü, Çanakkale’de, öyle birinci yılında da değil, yüzüncü yılında “şehitleri anarken”, yanına Acun’u alıp, Türk milletinin önünde, elinde tombala torbası, komik laflar söyleyerek kahkaha atabilir misin? Bırak “milleti”, bir yıl önce vefat eden Erbakan’ın ölüm yıldönümünde Hoca’nın evine Acun’la birlikte gidip torbayı şakırdatarak gülebilir misin?
Sakın yalan söyleme... Gülemezsin.
Neden Kürdün ölülerinin birinci yıldönümünde elinde torba, yanında Acun, gülüp duruyorsun?
Şunu bil ki, “ev kazanan talihli 21 Ercişli!”, o evlerin içinde hala ağlıyor...
Özgür Gündem Gazetesi
Başbakan Van depreminin birinci yılında, Van’ın Erciş ilçesinde insanları “alana topluyor”. Neden topluyor? “Afet evleriyle ilgili çekiliş yapmak için” topluyor. Konu yakıcı. Bir yıl önce yaşanan depremle ilgili medyada çıkan haberi okuyalım:
“7,2’lik depremde en büyük yıkım, Erciş ilçesinde meydana geldi. Çınarlı mahallesi ile Atatürk ve Kışla caddelerindeki binaların neredeyse tamamı yıkıldı.”
Demek ki, halk için Başbakan’ın “çekiliş” yapması hayati. İnsanlar umutla alana koşuyor.
Başbakan kaç “talihliye” “afet evi” dağıtacak? Kaç kişi bu piyango çekilişinden yararlanacak? Yüz mü, bin mi?
21 kişi. Evet yalnızca 21 kişi. Tıpkı “Büyük İkramiye” çekilişlerinde olduğu gibi. Milyonlar “piyangonun sanal alanında” toplanıyor ve içlerinden çeyrek biletli dördüne “büyük ikramiye” çıkıyor. Tıpkı öyle...
Halk bir yıl önceyi anıyor. Alanda kadınların hıçkırıkları duyuluyor. Kimisi eşini kaybetmiş. Kimisi bütün çocuklarını. Kimisi kardeşini kendi elleriyle enkaz arasından çıkarmış, aceleyle kazılan mezara gömmüş. Başbakan’a “medet” diyorlar. Başbakan’ın “Müslüman vicdanından” yardım umuyorlar. Ondan Van’da yaşanan büyük insanlık faciası karşısında inanmış bir insanın “merhametini” bekliyorlar.
Ama ne oluyor?
Sahneye birisi çıkıyor. Türk TV’lerinin eğlence programlarının yapımcısı. Acun Ilıcalı. Ve Başbakan’la Acun Ilıcalı, binlerce acılı Ercişli’nin önünde “kahkahalarla” gülmeye başlıyor.
Onlar gülüyor.
Kürtler ağlıyor.
Başbakan “ölen teröriste ağlamadık, ağlamayız” demişti. Aslında o “ölen hiçbir Kürde ağlamıyor”; umurunda değil. Gülüyor. Espri yapıyor. Torbayı karıştırıyor, 21 “talihli” için elini, sokaklardaki “tombalacılar” gibi torbaya daldırıp, “numara” çekiyor. Bir işportacı edasıyla kazanan “talihliyi” ilan ediyor.
Tombala.
Kahkaha.
Acılar taze, halk orada Van depreminin birinci yılını kaybettiği insanlarını anarak, bir kere daha yaşıyor. O korkunç uğultuyu. İskambil kağıtları gibi çöken binaları. Feryatları... Kadınlar ağlıyor.
Başbakan “tombala” torbasını karıştırıyor.
Acunla birlikte katıla katıla gülüyor.
Kendi sesine hayran, “ayın çatlatıyor”, kelimeleri sündürüyor, nerede olduğunu, kimlerin karşısında durduğunu, neyin yıldönümünün o anda insanlar tarafından anıldığını unutmuş. Keyiften dört köşe.
Torbadan 21 ev çıkarıyor.
Acun iki büklüm, Başbakan Kürdü ağlatıyor, Acunu güldürüyor.
Ve Van Belediye Başkanı Bekir Kaya hapiste... Ölüm yolunda...
O büyük felaket günlerinde halkı için didinen, yokluk içinde yaraları sarmaya çalışan Başkan, şimdi ölüm orucunda. Başbakan, ölüm yolundaki Bekir Kaya’ya küfrediyor. !!!
Elindeki torbadan gelecek seçimlerde tavşan yerine bir “AKP’li Belediye Başkanı” çıkartacak. Belki de Acun’a bunu anlatıyor. “Bu torbada Başkan var”...
Espriyi patlatıyor.
Acun katılıyor.
Bir yıl önce yaşanan felaketin birinci yıldönümünde Başbakan’ın şu “merhametli”, “rikkatli”, “vicdanlı” haline ibretle bakınız... Acılı halkın karşısındaki “saygısızlığın resmini” asla unutmayınız... Bu resme bir kere daha bakınız:
Gazetelerde yayınlanan bu resmi “afet evlerinin” duvarlarına asınız... Yıkılmış evin altından bakan o mazlum çocuğun gözlerindeki son umut ışığıyla, Başbakan’la Acun’un kahkahalarını yan yana koyunuz.
Ve şu soruyu sorunuz: Ey Başbakan, sen ki, “şüheda fışkıracak..” şiirleri söylersin; söyle bakalım bize, bir 18 Mart günü, Çanakkale’de, öyle birinci yılında da değil, yüzüncü yılında “şehitleri anarken”, yanına Acun’u alıp, Türk milletinin önünde, elinde tombala torbası, komik laflar söyleyerek kahkaha atabilir misin? Bırak “milleti”, bir yıl önce vefat eden Erbakan’ın ölüm yıldönümünde Hoca’nın evine Acun’la birlikte gidip torbayı şakırdatarak gülebilir misin?
Sakın yalan söyleme... Gülemezsin.
Neden Kürdün ölülerinin birinci yıldönümünde elinde torba, yanında Acun, gülüp duruyorsun?
Şunu bil ki, “ev kazanan talihli 21 Ercişli!”, o evlerin içinde hala ağlıyor...
Özgür Gündem Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder