26 Ekim 2012 Cuma

Açlık Grevleri İçin TOPYEKÜN DİRENİŞE

Tutsakların açlık grevi 44. gününe girdi. Kamuoyundan yükselen tepkilere rağmen hükümet 'adım atmayacağını' açıkladı. Tutsaklar ve aileler de herkesi direnişe çağırdı: ‘Arkadaşlarımız ve evlatlarımız ölümün kıyısında. Geç olmadan, halkımızı topyekün direnişe çağırıyoruz’

ADALET BAKANI ADETA ÖLÜM EMRİ VERDİ

İnkara, soykırımlara karşı yıllarca direnen Kürtler, bir bayramı daha direnişle karşılıyor. Yüzlerce tutsak, önderinin ve halkının özgürlüğü için bedenlerini ölüme yatırdı. Grevler 44’üncü gününe girerken, hükümet ölümleri izliyor. Cezaevlerini ziyaret eden Adalet Bakanı, adım atmayacaklarını belirterek adeta ölüm emri verdi.

KESİNTİSİZ NÖBET TUTMAYA ÇAĞRI


Hükümet ölümlere davetiye çıkarırken, STK, aileler ve tutsaklardan kamuoyuna bir kez daha çağrı yapıldı. Grevdeki tutsaklar, vicdan sahibi herkese şu çağrıyı yaptı: “Başta ailelerimiz olmak üzere, tüm halkımızı bizlerle birlik olmaya, cezaevleri önünde özgürlük platformları kurmaya, kesintisiz nöbetler tutmaya çağırıyoruz.”

Gün oturma günü değil direniş günü


BDP, ilk PM toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının ana gündemini açlık grevleri oluşturdu. 30 Ekim’i “Topyekun direniş günü” ilan eden BDP, herkesi alanlara çağırdı: “Yarın çok geç olabilir.” BDP Eşbaşkanı Demirtaş da “Gün oturma günü değil” diyerek halkı topyekün direnişe çağırdı.

 

Adalet Bakanı’ndan ölümcül sözler!

İnkara, soykırımlara karşı yıllarca direnen ve zulme boyun eğmeyen Kürt halkı, bir Kurban Bayramı’nı daha direnişle karşılıyor. Cezaevlerinde yüzlerce tutsak, Öcalan’ın özgürlüğü için bedenlerini ölüme yatırdı. 44’üncü gününe giren grevler sürerken, Adalet Bakanı’ndan ölümcül açıklama geldi

Grevcileri ölüme terkeden AKP hükümetine karşı, her yerden topyekün direniş çağrıları yükseldi. Dün birçok merkezde ve cezaevleri önünde eylemler vardı. Günün anlamlı açıklamalarından biri ise Sakine Ana’dan geldi: Oğlumu 1984 ölüm orucunda kaybettim. Artık bu kanı durduracak vicdanlı bir insan yok mu?

Sincan Cezaevi’nde açlık grevinde bulunan tutsaklarla görüşen Adalet Bakanı Sadullah Ergin, tutsakların taleplerine ilişkin konuşmaktan kaçınırken çözüm önerisi sunmadan 'tutsakların açlık grevini bırakması gerektiğini' söyledi. Talepleri sürüncemede bırakan Ergin, cezaevlerinde gerekli önlemleri aldıklarını ve hazırlıklarını tamamladıklarını belirterek, olası müdahalenin sinyalini verdi.

Hem ölüme terketti hem tersini söyledi


Ergin, “Şu anda Türkiye’de 680 civarında tutuklu ve hükümlü açlık grevi yapıyor. Eylemin başladığı günden bugüne kadar büyük bir titizlikle takip ediliyor. Olumsuz herhangi bir sonucun oluşmamsı için her türlü tedbiri aldık. Parti olarak yola çıktığımızdan bugüne kadar önce insan dedik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Bugün bu açlık grevleri cezaevlerimizin şartlarına yönelik değil. Bunlar cezaevleri ile ilişkili olmayan farklı sorun alanlarına dönük talepleri kapsayan eylemlerdir. Bu talepler bilinen talepler. Ancak Türkiye zaten uzunca bir süredir demokrasinin standardının yükseltilmesi noktasında çok önemli gelişmeler sağlamıştır” dedi.


Laf kalabalığı yaptı


Ergin, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride ilişkin soruya ise, “Talepler içinde olan savunma hakkına ilişkin çalışmamız var. Onun dışındaki hususları sizlerle paylaşacak aşamada değilim. Paylaşılacak aşamaya gelindiğinde paylaşırız” dedi. Ergin, “Tasarıda yer alan aile görüşü Öcalan’ı kapsar mı?” sorusuna ise, “Aile görüşü bir hak olarak değil bir ödül olarak düzenleniyor. Bunu kullanacak hükümlülerin sınırlamalara tabi olmaması şartı var. Ama sınırsız bir uygulama olmayacak” yanıtını verdi.


Sesi duyduk pişkinliği


Grevcilerin taleplerini sürüncemede bırakan Ergin, bu da yetmezmiş gibi bir de pişkinlik yaparak şöyle konuştu: “Bu meselenin çözümü noktasında katkı sunacakların katkılarını almaya çalıştık. Bu eylem sesin duyulması için yapılıyorsa bu ses duyulmuştur. Ama cezaevinde bulunan herkes devlete emanettir. Onların sağlıkları devletin sorumluluğu altındadır. Sağlık elemanları teyakkuz altındadır. Durumu kötü olanlarla her gün görüşüyorlar. Şu an için sıkıntı verici tablo olmadığını düşünüyorum; ama konu önemsiz değildir. Cezaevinde bir tek kişinin burnunun kanaması razı olacağımız bir sonuç değildir”


Demirtaş: Gün direniş günüdür


Midyat Cezaevi’nde 3 gündür açlık grevindeki tutsaklara destek vermek için Şirnex’ten ile Mêrdîn ve ilçelerinden gelerek oturma eylemi başlatan yurttaşları BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın da içinde olduğu BDP milletvekili heyeti ziyaret etti. Ziyaret esnasında açlık grevindeki tutsakların dışarıda kendilerine destek veren kitleye hitaben yazdığı Kürtçe mesaj okundu. Tutsaklar, eylemlerini kararlılıkla sürdüreceklerini ve taleplerinin karşılanmaması durumunda yeni katılımlarla direnişlerini güçlendireceklerini söyledi.

Hayatları size bağlı


Demirtaş, Adalet Bakanı’nın Sincan Cezaevi’nde açlık grevine girmiş olan tutuklularla görüşmesinin olumlu olduğunu dile getirerek, asıl olumlu gelişmenin taleplerin karşılanması olacağını ifade etti. Hükümete “Artık bu faşizan politikalardan, bu tekçi politikalardan vazgeçin” çağrısı yapan Demirtaş, “Kürt halkının gençleri içeride, dışarıda, dağlarda bu politikaları kabul etmedikleri için direniyor. Gün evinde oturup hangi Kürt genci ölecek diye bekleme günü değil. Herkes alanlara çıkıp, onuruna nasıl sahip çıktığını herkese gösterme günüdür. Gün topyekun direniş günüdür. Sonuç alıncaya kadar, çözümü sağlayıncaya kadar böylesi bir duruşu, böylesi bir direnişi ortaya koymaktan çekinmeyeceğiz. Buradan ölüm orucundaki arkadaşlarımızın taleplerini sahiplendiğimizi belirtmek istiyoruz. Onların direnişi bizim direnişimizdir. Bizim için talimattır” diye belirtti.


Öcalan ile görüşülsün


Yazar, sanatçı, gazeteci, akademisyen ve aktivistler PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi için çağrıda bulundu. Aralarında Alper Görmüş, Ayşe Hür, Baskın Oran, Behçet Çelik, Bülent Somay, Cafer Solgun, Cengiz Aktar, Çağatay Anadol, Ergin Cinmen, Doğan Tarkan, Ferhat Kentel, Halil Berktay, İrvin Cemil Schick, Kerem Kabadayı, Murathan Mungan, Ömer Madra, Semra Somersan, Tolga Tüzün, Ufuk Uras, Ümit Kardaş, Yalçın Ergündoğan, Zeynep Tanbay’ında bulunduğu çok sayıda aydın, 456 gündür tecrit altında bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi için çağrı yayınladı. Çağrı metninde, “Her tutuklu ve hükümlünün Türkiye’deki yasalardan ve uluslararası hukuki sözleşmelerden kaynaklanan hakları vardır. Biz, aşağıda imzası bulunanlar, bir yılı aşkın bir süredir bu hakkını kullanamayan Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi gerektiğini savunuyoruz” diye kaydedildi.


Saldırıya rağmen grev başladı


Bakırköy Kadın Cezaevi önünde polisin tüm saldırılarına rağmen açlık grevi eylemi başlatıldı. Tutsak yakınları öğlen saatlerinde cezaevi önünde yapmak istediği eyleme polis saldırdı. Saldırda aralarında yaşlı tutsak yakınlarınıda olduğu 7 kişi yaralandı. Tutsak yakınları ilk müdahale sonrası cezaevi ne giden yol üzerinde toplanarak, oturma eylemi yaptı. Eylemde konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, “Bu mesele sadece bizim meselemiz değil. Çözümden yanaysanız İmralı ile görüşeceksiniz” diye konuştu. Ardından oturma eylemi yapan kitle, açlık grevi eylemini başlattığını duyurdu. Bunun üzerine polisler, biber gazı ve tazyikli suyla kitleye müdahale etti.

Tuncel açlık grevinde


Polis müdahalesinin ardından Tuncel ve BDP üyesi 2 kadın cezaevi önünde açlık grevine başladı. Avukatlar Sinan Zincir, Tamer Doğan ve Ramazan Demir de cezaevi önüne giderek, açlık grevine katıldı. Avukatların açlık grevinin 1 gün süreciği belirtildi. Amed’in Bismil ilçesinde de, çok sayıda yurttaşın katılımıyla 2 günlük dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. Ankara da ise Tiyatroj oyuncusuları, bir günlük açlık grevi yaptı.


Milletvekili Yıldırım da açlık grevinde

Mêrdîn “KCK” dosyası kapsamında Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan BDP Mêrdîn Milletvekili Gülser Yıldırım’ın da açlık grevine başladığı öğrenildi. Yıldırım’ın avukatlarından alınan bilgiye göre, Yıldırım’ın dünden itibaren açlık grevi eylemine başladığı öğrenildi. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan BDP Şirnex (Şırnak) Milletvekili Faysal Sarıyıldız da 15 Ekim’den beri açlık grevine girmişti.


781 STK: Ölümler yaşanmasın


Bölge’deki 781 STK, PKK’li ve PAJK’lı tutsakların PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının yaratılması ve anadil üzerindeki baskıların kaldırılması amacıyla başlattıkları açlık grevine dikkat çekti. STK’ler adına konuşan Diyarbakır Tabip Odası Genel Sekreteri Cengiz Günay, yeni ölümler ve yeni acıların yaşanmaması için hükümete gerekli demokratik adımları atma çağrısında bulundu. Ankara, Colemêrg (Hakkari), Adana, Agirî, Wan, İstanbul ve Êlîh’te (Batman) de açlık grevi eylemleri gündemdeydi.

Kürt aydınlarından tam destek


52 Kürt aydını bir bildiri yayınlayarak açlık grevi eylemlerine destek verdi. “12 Eylül 2012 tarihinden itibaren başlayan bir zindan direnişi vardır. Yüzlerce tutsak cezaevlerinin koşullarını düzeltmek için değil, kendi tutukluluk koşulları için değil, yani bireysel ve kendi yaşamsal düzenlemeleri için değil, bizim için, sizin için, onlar için, benim, senin için, onun için bedenlerini ölüme yatırmış bulunmaktadırlar” denilen açıklamada, eylemin Türkiye ve Bölge’deki devrimci ve demokratik gelişmenin sağlanması amacına dikkat çekildi. Açlık grevi eylemcilerini hep birlikte sahiplenme çağrısı yapan aydınlar, kısa bir süre içerisinde bir çözümün gelişmemesi durumunda Kürt yazar ve aydınları olarak; ölüm sınırında bulunan bu tutsakların acil durumuna dikkati çekmek üzere açlık grevine başlayacaklarını ilan etti.


Siz de hiç vicdan yok mu!


Sakine Ana, 3 çocuğunu Bölge’de yaşanan çatışmalar nedeniyle kaybetti. 28 yaşındaki oğlu Cemal Arat’ı ise Diyarbakır Cezaevi’nde baskılara karşı başlatılan açlık grevi eyleminin 52’inci günü olan 2 Mart 1984’te kaybeden Sakine Ana, acılarla yoğrulmuş bir yaşam ile bilediği yüreğiyle soruyor: “Bu Türkiye’yi yönetenlerde vicdan yok mu? İnsaf, merhamet, imanları yok mu? Vicdanları varsa bu ölümleri durdursunlar.”

Eylemim talepleri görmeyenlere karşı


Avrupa Parlamentosu eski Üyesi Feleknas Uca, açlık grevi eylemine dikkat çekmek amacıyla, İHD Amed Şubesi’inde bir günlük açlık grevi yaptı. Açlık grevi eylemine karşı basının, hükümetin ve Avrupa Birliği’nin sessiz kalmasına tepki gösteren Uca, “Bu eylemim; sizi dinlemeyenler, duymayanlar, körler ve dilsizlere karşı bir eylemdir” dedi.



Kendinizi yalnız hissetmeyin


Açlık grevindeki tutsaklarla dayanışmak için bir günlük açlık grevi yapan Musa Anter’in kızı Rahşan Anter, Meclis’teki yetkilileri duyarlı olmaya çağırarak şunları söyledi: “Cezaevindeki tutsaklar blöf yapmıyor. Her geçen dakika saatli bomba gibidir. Ben dün saat 12.00’da açlık grevine başladım. Şimdi gece ve başım ağrımaya başladı, midem bulanıyor. Bana bu kısa zamanda bunlar oldu. Şimdi tutsakları düşünelim ve elimizi vicdanımıza koyalım.” Ardından Anter, Kırıklar F Tipi Cezaevi önünde açıklama yaptı. Anter, cezaevindeki tutsaklara “Apê Musa’dan bu sesi size getirdim. Kendinizi orada yalnız hissetmeyin” diye seslendi.

B1 verilmiyor işkence sürüyor


Aralarında YAKAY-DER, 78’liler Girişimi, ÇHD, MKM, Halkevleri, İHD, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Cezaevleri İzleme Koordinasyonu, 12 Eylül’de cezaevlerinde başlayan ve 44. gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine dikkat çekmek için Cezayir Restaurant Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Avukat Gülizar Tuncer, tutsaklara işkence ve kötü muamele uygulandığını ve cezaevi yönetimiyle sorunu olan eylemcilere B1 vitamini verilmediğini söyledi. Doktor Nevin Küçükçallı, B1 vitamini alımı çok yaşamsal bir ihtiyaç olmasına rağmen, eylemcilere ulaştırmada sorunlar yaşandığını aktardı.


Özgür Gündem

Hiç yorum yok: