İki gün önce Taraf gazetesindeki köşesinde FenerebahCHE taraftarına şike soruşturmasına güvenmelerini salık veren ve Che’nin devrimci ahlakıyla Cemaati savunmaya çalışan Sedat Tunalı’ya FenerbahCHE’den yanıt geldi.
Taraf yazar Sedat Tunalı “FenerbahCHE’li Kardeşlerime” adlı yazısında şike soruşturmasının AKP ve Cemaat operasyonu olduğunu söyleyen taraftar grubu FenerbahCHE’nin, şike soruşturması sürecindeki muhalif politik tutumuna tepki göstermiş, Che Guevara’nın devrimci ahlakını öne sürerek soruşturmaya destek olmaları yönünde uyarıda bulunmuştu.
FenerbahCHE grubundan Fatih Atlay, Sedat Tunalı’ya cevap veren bir yazı kaleme aldı.
Sen Bizi Anlamamışsın Sedat Kardeşim!
3 Temmuz’dan beri Türkiye futbolunun yaşadıkları hiç de normal değil. Şike ve teşvik ilk kez bu kadar ciddi halde tartışılıyor ve futbolumuza yön veren dört büyük takım birçok iddia ile karşı karşıya kaldı. Bütün bunları açıkçası biz de beklemiyorduk. Ancak son birkaç yılda ülke gündeminde yer eden operasyonların yapılış tarzı ve sonuçlarına inan hiç de yabancı değiliz. Düşündün mü hiç, operasyonlarda sürekli aynı savcıların ismi telaffuz ediliyor ve operasyonlar hep bir sabah başlıyor sonrasında ise nedense hep senin gazeten “Taraf” çarşaf çarşaf belge yayınlıyor. Biz bu filmi görmüştük deme isteği sana da geliyor mu?
Gazeten “Taraf” şike operasyonun ilk gününden beri emniyetin yayın organı gibi çalışıyor farkında mısın? Yayın organı olmanın da ötesine geçip operasyonun medyada meşrulaştırılması için elinden geleni yapıyor. Mesela 4 Temmuz tarihli Taraf’ta polisin elinde görüntü ve ses kaydı var deniyordu. Mesela Emenike para alırken görüntülenmişti ve çanta dolusu paralar polisin objektifine takılmıştı. Sahi o görüntüler nerede şimdi hiç düşündün mü? Eminim ki böyle sorular aklına iştigal etmiyordur. Sen Taraf gazetesinin yazarısın çünkü. Belirli bir misyonu olan ve en iyi savunma saldırı şiarıyla vurmayı ilke edinen, hala bu ülkenin egemenlerine korku salan devrimcilere hakaret etmeyi alışkanlık haline getiren ve senin de vurgu yaptığın vicdan duygusunu hiçe sayan Taraf gazetesi…
Sevgili Sedat kardeşim, Aziz Yıldırım üzerinden bize bir şeyler anlatmak istemişsin ama bizi tanımadığını da istemeden göstermişsin. Sen bizim ne Aziz Yıldırım’ı ne de futbolun başka bir egemenini sahiplendiğimizi nerede gördün? Fenerbahçe kesinlikle şike yapmaz dediğimizi nerede okudun? Söylemeye dilim varmıyor ama “sağır duymaz uydurur” atasözü ne kadar da cuk oturdu sana bir bilsen. Ama bilmeni isterim FenerbahCHEliler egemenlerin futbolunu değil emekçilerin oyununu seviyor hala. FenerbahCHEliler seyirci değil taraftar olmayı savunuyor hala. FenerbahCHEliler müşterileştirmeye karşı duruyor hala. FenerbahCHEliler için aslolan emektir ve bu oyunda başarı sadece kazanmaktan ibaret değildir hala. Hala diyoruz, çünkü senin gazetende de köşelere mevzilenmiş olan ve eski solcu tabirini yaratanlardan-ne mutlu ki- yok aramızda.
Yazında hemen hemen bütün devrimcilerin altına imzasını atacağı bir Che güzellemesi yapmışsın. Che’yi Che yapan devrimciliğinden, adalet duygusundan ve vicdanından bahsetmişsin. Ardından da cemaat avukatlığı rolünü üstlenmişsin. Buradan sana cemaati anlatmaya çalışmayacağım ancak senden ricam bize gazeten Taraf üzerinden Che’yi ve devrimciliği anlatma gayreti göstermemendir. Hatta devrimci ahlak, devrimci namus ve adalet, vicdan gibi değerlerden hiç bahsetmemendir. Bilmelisin ki bize ait değerleri bize bir Tarafçının anlatmaya çalışması FenerbahCHEliler’e tarifi çok da zor olmayan rahatsızlıklar vermektedir.
3 Temmuzdan beri söylediklerimizi senin için bir kez daha tekrar etmek isterim. Futbol ve Şike birbiriyle iç içe geçmiş kavramlar ve bu iç içe geçmişliğin nedeni de sermayenin bu oyuna el atması. Endüstriyel futbol denen kirlilik kendisini var ettikçe bu iki kelime karşımıza bir arada çıkmaya devam edecek. Kirli ilişkileri futboldan temizleme iddiasında olanlar önce kendi ellerine bakmalılar. Sen bu ellerin temiz olduğunu düşünebiliyor musun? Her operasyonuyla devletleşme serüveninde bir adım daha atan bir iktidar için sıra futbola geldi ve sizler aracılığıyla da toplumda büyük bir yanılsama yaratıyor. İktidarın bir kurumu haline geldiğinizin farkında bile değilsiniz ne yazık ki. Bütün gücüyle iktidarın arkasında yer alan bir cemaati bu operasyondan ayırmak mümkün değil. FenerbahCHEliler bu süreçte emekçilerin oyunu olan futbola ve karşılıksız bir sevgiyle bağlı oldukları kulüplerine sahip çıkıyor. Bilinmeli ki Fenerbahçe asla Aziz Yıldırım demek değildir.
Son olarak yazının sonunda bahsettiğin Afrika üzerine ben de bir şeyler eklemek isterim. Che, Fidel’e yazdığı veda mektubunda “...Bu dünyanın başka ülkelerinin benim mütevazı çabalarımın yardımına ihtiyaçları var. Ben senin Küba'ya olan sorumluluğunun sana imkân vermediği şeyi yapabilirim…” deyip Afrika’yı bitmeyen yolculuğuna bir durak yapmıştı. Yani anlayacağın Che oralara devrim için gitmişti…
Fatih Atlay
FenerbahCHE-Sol Açık Üyesi